2 sonuçtan 1 ile 2 arası

Konu: İşte kabrime girdim, kefenime sarıldım

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 9.735, Level: 66
    Points: 9.735, Level: 66
    Level completed: 22%,
    Points required for next Level: 315
    Level completed: 22%, Points required for next Level: 315
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Nuralanur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jul 2009
    Yer
    xxx
    Mesajlar
    1.617
    Points
    9.735
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    18

    İşte kabrime girdim, kefenime sarıldım


    İşte kabrime girdim, kefenime sarıldım


    Bismillahirrahmanirrahim
    Ey Rabb-i Rahîmim ve ey Hâlık-ı Kerîmim!
    Benim sû-i ihtiyarımla ömrüm ve gençliğim zayi olup gitti. Ve o ömür ve gençliğin meyvelerinden elimde kalan, elem verici günahlar, zillet verici elemler, dalâlet verici vesveseler kalmıştır. Ve bu ağır yük ve hastalıklı kalb ve hacâletli yüzümle kabre yakınlaşıyorum. Bilmüşahede, göre göre, gayet sür’atle, sağa ve sola inhiraf etmeyerek, ihtiyarsız bir tarzda, vefat eden ahbap ve akran ve akaribim gibi, kabir kapısına yanaşıyorum.
    O kabir, bu dâr-ı fâniden firâk-ı ebedî ile ebedü’l-âbâd yolunda kurulmuş, açılmış evvelki menzil ve birinci kapıdır. Ve bu bağlandığım ve meftun olduğum şu dâr-ı dünya da, kat’î bir yakîn ile anladım ki, hâliktir gider ve fânidir ölür.
    Ve bilmüşahede, içindeki mevcudat dahi, birbiri arkasından kafile kafile göçüp gider, kaybolur. Hususan benim gibi nefs-i emmâreyi taşıyanlara şu dünya çok gaddardır, mekkârdır. Bir lezzet verse, bin elem takar, çektirir. Bir üzüm yedirse, yüz tokat vurur.
    Ey Rabb-i Rahîmim ve ey Hâlık-ı Kerîmim! “Her gelecek şey yakındır.” sırrıyla ben şimdiden görüyorum ki, yakın bir zamanda, ben kefenimi giydim, tabutuma bindim, dostlarımla veda eyledim. Kabrime teveccüh edip giderken, Senin dergâh-ı rahmetinde, cenazemin lisan-ı haliyle, ruhumun lisan-ı kàliyle bağırarak derim:
    “El-aman, el-aman! Ya Hannân! Yâ Mennân! Beni günahlarımın hacâletinden kurtar!”
    İşte kabrimin başına ulaştım, boynuma kefenimi takıp kabrimin başında uzanan cismimin üzerine durdum. Başımı dergâh-ı rahmetine kaldırıp bütün kuvvetimle feryad edip nidâ ediyorum:
    “El-aman, el-aman! Yâ Hannân! Yâ Mennân! Beni günahlarımın ağır yüklerinden halâs eyle!”
    İşte, kabrime girdim, kefenime sarıldım. Teşyîciler beni bırakıp gittiler. Senin af ve rahmetini intizar ediyorum. Ve bilmüşahede gördüm ki, Senden başka melce ve mence yok.
    Günahların çirkin yüzünden ve mâsiyetin vahşî şeklinden ve o mekânın darlığından, bütün kuvvetimle nidâ edip diyorum:
    “El-aman, el-aman! Ya Rahmân! Yâ Hannân! Yâ Mennân! Yâ Deyyân! Beni çirkin günahlarımın arkadaşlıklarından kurtar! Yerimi genişlettir!
    İlâhî, Senin rahmetin melceimdir ve Rahmeten li’l-Âlemîn olan Habibin, Senin rahmetine yetişmek için vesilemdir. Senden şekvâ değil, belki nefsimi ve halimi Sana şekvâ ediyorum.
    “Ey Hâlık-ı Kerîmim ve ey Rabb-i Rahîmim! Senin Said ismindeki mahlûkun ve masnuun ve abdin, hem âsi, hem âciz, hem gafil, hem cahil, hem alîl, hem zelîl, hem müsi’, hem müsin, hem şakî, hem seyyidinden kaçmış bir köle olduğu halde, kırk sene sonra nedamet edip Senin dergâhına avdet etmek istiyor. Senin rahmetine iltica ediyor.
    Hadsiz günah ve hatîatlarını itiraf ediyor.
    Evham ve türlü türlü illetlerle müptelâ olmuş, Sana tazarru ve niyaz eder. Eğer kemâl-i rahmetinle onu kabul etsen, mağfiret edip rahmet etsen, zaten o Senin şânındır. Çünkü Erhamürrâhimînsin. Eğer kabul etmezsen, Senin kapından başka hangi kapıya gideyim? Hangi kapı var? Senden başka Rab yok ki dergâhına gidilsin. Senden başka hak mâbud yoktur ki ona iltica edilsin.”
    “: Senden başka ilâh yoktur. Sen birsin. Senin hiçbir şerikin yoktur. Dünyada son, âhirette ve kabirde ilk söz: Şehadet ederim ki Allah’tan başka ilâh yoktur; yine şehadet ederim ki Muhammed (a.s.m.) Allah’ın Resulüdür. Amin…” (Lemalar sh. 226)
    Bediüzzaman Said Nursi
    SÖZLÜK:
    abd : kul
    âciz : güçsüz, elinden bir şey gelmeyen
    ahbap : dostlar, sevgililer
    akarib : akrabalar, yakınlar
    akran : arkadaşlar
    alîl : hasta, hastalıklı
    âsi : isyan eden
    avdet etmek : geri gelmek, dönmek
    bilmüşahede : gözle görerek
    dâr-ı dünya : dünya yurdu
    dâr-i fâni : geçici âlem, dünya
    dergâh : Allah’ın yüce katı
    dergâh-ı rahmet : Allah’ın rahmet kapısı
    ebedü’l-âbâd : sonsuzların sonsuzu, âhiret hayatı
    el-aman el-aman : “imdat imdat” anlamına gelen ve yardım dilemeyi ifade eden söz
    elem : acı, keder
    emâl-i rahmet : mükemmel bir şefkat ve merhamet
    Erhamürrâhimîn : merhamet edenlerin en merhametlisi olan Allah
    evham : kuruntular, şüpheler
    fâni : geçici olan, ölümlü
    feryad : bağırıp çağırma
    firâk-ı ebedî : sonsuz ayrılık
    gaddar : acımasız
    gafil : duyarsız, umursamaz
    Habib : Allah’ın en sevgili kulu olan Hz. Peygamber (a.s.m.)
    hacâlet : utanç
    hadsiz : sınırsız
    hak : doğru gerçek
    halâs : kurtulma, kurtuluşa erme
    Hâlık-ı Kerîm : her şeyi yaratan ve sonsuz cömertlik sahibi olan Allah
    hâlik : helâk olan, yok olma özelliği taşıyan
    hatîat : yanlışlar, hatâlar
    hususan : özellikle
    ihtiyarsız : irade dışı
    İlâhî : ey Allah’ım
    illet : hastalık
    iltica etmek : sığınmak
    inhiraf etmek : doğru yoldan sapmak
    intizar etmek : beklemek
    kafile : grup, topluluk
    kat’î : kesin
    lisan-ı hal : hal ve beden dili
    lisan-ı kal : söz ile anlatım
    mâbud : ibadet edilen
    mağfiret etmek : bağışlamak
    mahlûk : yaratılmış, varlık
    mâsiyet : günah, isyan
    masnu : sanatla yapılmış, sanat değeri yüksek
    meftun : düşkün
    mekân : yer
    mekkâr : düzenbaz, hileci
    melce : sığınak
    mence : kurtulacak yer
    menzil : yer, mekân
    mevcudat : varlıklar
    müptelâ olmak : bağımlı olmak, tutulmak
    müsi’ : kötülük eden
    müsin : yaşlı, ihtiyarlamış
    nedamet etmek : pişman olmak
    nefis : insanı daima kötülüğe, maddî zevk ve isteklere sevk eden kuvvet
    nefs-i emmâre : hazır zevke düşkün ve insanı kötülüğe sevk eden duygu
    nidâ : sesleniş
    Rab : her bir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri veren, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulunduran Allah
    Rabb-i Rahîm : her bir varlığa merhamet ve şefkat gösteren ve herşeyi terbiye ve idare eden Allah
    rahmet : İlâhî şefkat, merhamet
    Rahmeten li’l-Âlemîn : âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz
    Said :
    seyyid : efendi
    sür’at : hız
    şakî : eşkıya, haydut
    şân : yücelik, azamet
    şekvâ : şikâyet
    tazarru ve niyaz : dua etme, yalvarıp yakarma
    teşyîci : cenazeyi kabre getiren
    teveccüh etmek : yönelmek
    vesile : aracı, vasıta
    Yâ Deyyân : ey herkesin hakkını ve hesabını en iyi bilen Allah
    Yâ Hannân : ey rahmetinin en hoş cilvelerini gösteren ve çok merhametli olan Allah
    Yâ Mennân : ey ihsanı bol olan ve çok nimetler veren Allah
    Yâ Rahmân : ey çok merhamet sahibi olan ve şefkatle bütün yaratıkların rızkını veren Allah
    yakîn : kesin ve doğru bilgi
    zelîl : alçak, aşağı
    Allah’a bin kere hamd olsun. Sonra, ben cemiyetin iman selâmeti yolunda âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmi beş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun.

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 47.246, Level: 100
    Points: 47.246, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 75,0%
    Overall activity: 75,0%
    Achievements
    MaHiR 01 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Yer
    Bir Boğaz yedi tepe
    Mesajlar
    8.028
    Points
    47.246
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: İşte kabrime girdim, kefenime sarıldım


    “El-aman, el-aman! Ya Hannân! Yâ Mennân! Beni günahlarımın hacâletinden kurtar!”


    “El-aman, el-aman! Yâ Hannân! Yâ Mennân! Beni günahlarımın ağır yüklerinden halâs eyle!”

    “El-aman, el-aman! Ya Rahmân! Yâ Hannân! Yâ Mennân! Yâ Deyyân! Beni çirkin günahlarımın arkadaşlıklarından kurtar!



    “: Senden başka ilâh yoktur. Sen birsin. Senin hiçbir şerikin yoktur. Dünyada son, âhirette ve kabirde ilk söz: Şehadet ederim ki Allah’tan başka ilâh yoktur; yine şehadet ederim ki Muhammed (a.s.m.) Allah’ın Resulüdür. Amin…”



    Paylaşım için; Emeğine sağlık kardeşim. Allah c.c razı olsun. Duâ İle...

    Ben cemiyetin îman selâmeti yolunda dünyamı da âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmibeş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'ânımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım: Çünki; vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.
    13.Asrın Müceddidi
    BEDİÜZZAMAN SAİD-İ NURSİ

Benzer Konular

  1. İşte sana iki yol
    By Nuralanur in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 22.02.11, 16:17
  2. İşte gidiyorum..
    By Zümrüt in forum Aşka Arzuhal
    Cevaplar: 11
    Son Mesaj: 02.09.10, 12:00
  3. İşte gidiyorum
    By SiLa in forum Serbest Kürsü
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 25.03.10, 20:10
  4. İşte en se k si 10 şey
    By SiLa in forum Kadın Sağlığı
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 29.07.09, 11:06
  5. Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 24.06.09, 09:11

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •