2 sonuçtan 1 ile 2 arası

Konu: Oruçla Bütünleşen Peygamber (s.a.v)

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 39.109, Level: 100
    Points: 39.109, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Günışıgı - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Üye

    Üyelik tarihi
    Nov 2008
    Yer
    memleketim (sivas) yaşadığım yer (istanbul)
    Mesajlar
    6.281
    Points
    39.109
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    23

    Standart Oruçla Bütünleşen Peygamber (s.a.v)



    O'nun (asm) ibadeti, bir bütünlük arz ediyordu. Namazı en mükemmel şekliyle eda ederken, başka bir ibadet çeşidi olan meselâ orucu da ihmal etmiyordu. Haftanın bir iki gününü mutlaka oruçlu geçiriyor; hatta bazen de o kadar uzun süre oruç tutuyordu ki, sanki hiç iftar etmiyor zannedilirdi.[1] Bazen da işi fıtrî seyrinde bırakır ve herkes gibi iftar ederdi. Ancak oruçlu olduğu günler, diğerlerine kıyasla daha çoktu.[2]
    O (asm), zaman zaman savm-ı visâl yapardı. Yani hiç iftar etmeden birkaç gün üst üste oruç tutardı. Sahabe O'nun (asm) orucuna özenir ve O'nu (asm) taklit etmek isterlerdi ama, bu çok zordu. Bir defasında, Ramazan'ın son günleriydi ki, Efendimiz (asm) savm-ı visâle niyetlenmişti. Sahabe de aynı şekilde niyet ettiler. Ancak, oruç birkaç gün uzayınca, hepsinin dermanı kesildi. Bereket bayram gelmiş ve herkes sevinmişti. Zira, bayram, bir gün daha gecikmiş olsaydı, âdeta hepsi dökülecekti. Allah Resûlü (asm), onların bu durumunu görünce tebessüm buyurdu ve
    "Eğer bayramın gelmesi gecikseydi, ben yine oruca devam edecektim." dedi.
    Ardından da kendisinin güç yetirdiği bu ibadete, onların gücünün yetmeyeceğini söyledi.
    "Çünkü Allah bana, sizin anlamayacağınız tarzda yedirir, içirir." buyurdu.[3]
    Bilhassa, Ramazan ayının son günlerinde Allah Resûlü (asm), bütün gününü ibadetle geçirirdi.[4] Özellikle son on gününü itikafla geçirir ve dünya ile olan bütün irtibatını kesip adeta melek gibi bir hal alırdı.
    Yazın en şiddetli günlerinde de Allah Resûlü (asm) oruç tutardı. Birçok muharebede O (asm), hep oruç tutmuştu. Hele bazen harp öyle şiddetlenirdi ki, bunlardan biri itibarıyla kendisiyle beraber Abdullah b. Revâha'dan (radıyallâhu anh) başka oruç tutan kalmamıştı.[5] O (asm),
    "Oruç, insanı günaha karşı koruyan bir zırhtır."[6] demişti. Ve bu zırhın en sağlamını da kendisi giymiş ve korunmuştu.
    [1]Ebû Dâvûd, savm 53; Tirmizî, savm 43; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, II/91.
    [2]Buhârî, savm 53; Müslim, sıyâm 178.
    [3]Buhârî, savm 49; Müslim, savm 59.
    [4]Buhârî, leyletu'l-kadr 5; Müslim, i'tikaf 7.
    [5]Müslim, sıyâm 108-109; Ebû Davud, sıyâm 45.
    [6]Buhârî, savm 2; tevhid 35; Müslim, sıyâm 162-163.



  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 455.346, Level: 100
    Points: 455.346, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 100,0%
    Overall activity: 100,0%
    Achievements
    SiLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    EMEKTAR KURUCU

    .
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    ISPARTA
    Mesajlar
    18.956
    Points
    455.346
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: Oruçla Bütünleşen Peygamber (s.a.v)




    Peygamberimizin Dilinden Oruç Ramazan ve Orucun Fazileti



    Eshâb-ı kirâmın büyük âlimlerinden; Ebû Hüreyre, Abdurrahman bin Avf, Enes ibni Mâlik, Câbir bin Abdullah, Ebû Said el Hudrî, Sehl bin Sa’d, Muaz ibni Cebel, (radiyallahü anhüm ecmeîn hazerâtı) anlatıyorlar.
    Rasûlüllah (s.a.v.) Efendimiz, Ramazan ayı ve bu ayda oruç tutanların alacakları sevaplar hakkında şöyle buyurdular.
    Allah Ramazan orucunu farz kıldı. Ben de gece ibadetini (terâvih namazını) sünnet kıldım.
    Kim Ramazanı, faziletine inanarak ve alacağı mükâfâtı Cenâb-ı Hak’tan umarak, (gündüzleri oruç tutarak, geceleri terâvih namazı kılarak) değerlendirirse, anasından doğduğu gün gibi tertemiz olarak günahlarından kurtulur.
    Şüphesiz ki, Ramazan ayı ümmetimin ayıdır. İçlerinde hastalananlar olur, onu ziyaret ederler. Bir Müslüman yalan söylemeden ve gıybet yapmadan oruç tutar, iftarını helâl rızıkla yapar, farzları gözetip karanlıkta yatsı ve sabah namazına (camilere) giderse, yılanın derisini değiştirip çıktığı gibi günahlarından kurtulup çıkar.
    Ramazan (ayı) geldiği zaman cennet kapıları açılır, ateş(-i cehennemin) kapıları kapanır ve Ramazan ayına yetişip de (fırsatı değetrlendirerek faydalanıp) günahları bağışlanmayanlardan uzaklaştırmak için o ayda şeytanlara kelepçe vurulur, sıkıca zincirle bağlanır.
    Kul Ramazanda günahlarını affettirmeye çalışmazsa ne zaman çalışacak?
    Açıklama; Bu mübârek ay geldiğinde, insanların cennete girmesini hazırlayan sebepler çoğalır. Cehennemle ilgili felâketler azalır. Mü’minleri saran ubûdiyyet feyzi o dereceye ulaşır ki, şeytanlar zincire vurulmuşcasına mü’minlere zarar veremeyecek hâle gelir.
    Oruç, birinizin savaşta (kendini korumaya çalıştığı) kalkan gibi (günahlara karşı) bir kalkan, ateşten (cehennemden) koruyan sağlam bir kale’dir.
    Her şey’in bir zekâtı (arıtılması) vardır. Vücûdun temizliği de oruç (ile olmakta) dır.
    Oruç tutunuz sıhhat bulursunuz. Oruç sabrın yarısıdır.
    Cennette (Reyyân) denilen bir kapı vardır. Kıyâmet günü oradan ancak oruç tutanlar girecektitr. Onlardan başka bir tek kimse bile, onlarla birlikte (bu kapıdan) giremiyecektir.
    Oruç tutanlar nerede! diye seslenilir. Sonuncuları da girdiği vakit (kapı) kapatılır. Artık buradan (başkaca bir kimse) giremez.
    Açıklama: Orucun bedenî ibâdaetler arasında müstesnâ (çok özel ve önemli) bir yeri olduğu gibi, cennete girecek oldukları kapıda bile bir imtiyâza (ayrıcalığa) sâhip olacaklardır. Onlar dünyâda susuzlukla yanmış oldukları için, cennette (Tesnîm) çeşmesinden kanmış olacaklardır. Bu sebeple, cennete gidecekleri kapının adı bile (kanmışların kapısı) diye isimlendirilmektedir.
    Oruçlunun uykusu ibadet, susması tesbihdir. Amelinin sevâbı kat kat verilir, duâsı kabul olunur ve günahları bağışlanır.
    Oruç, (sadece) yemeyi ve içmeyi terketmek(ten ibâret) değildir. Gerçek oruç, boş, faydasız ve çirkin sözleri terk ederek tutulan oruçtur.
    Kim yalanı ve yalanla iş (çevirmeyi) terk etmez ise, onun yeme ve içmesini terk etmesine Allah’ın bir ihtiyacı yoktur.
    Açıklama: Mü’min oruç tuttuğu zaman yalnız midesi ile değil vücûdunun her uzvu ile İslâmî hükümlere uygun hareket etmelidir. Göz harama bakmaktan; dil, yalan ve benzeri sözlerden; el, mal ve cana zarar vermekten uzak bulunmalıdır.
    Netice olarak, İslâm Dinine aykırı davranış içinde olanın orucu kendisine fayfda te’min etmez…

Benzer Konular

  1. Oruçla ilgili nezir
    By ACİZKUL in forum Hadis Bahçesi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 27.06.09, 19:46
  2. Oruçla ilgili meseleler
    By BaRLa in forum Bediüzzaman, Çalışmaları
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 26.06.09, 08:21
  3. Izdırapla Bütünleşen Ruhlar
    By BaRLa in forum Risale-i Nur'u Yeni Tanıyanlara
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 21.06.09, 17:08
  4. Oruçla ilgili bazı sorular
    By ArzuNur in forum Oruç
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 14.09.08, 22:33
  5. orucla ilgili hadisler
    By Konyevi Nisa in forum Oruç
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 16.07.08, 13:54

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •