رَبَّنَا اكْشِفْ عَنَّا الْعَذَابَ اِنَّا مُؤْمِنُونَ
“Ey Rabbimiz, bizden bu azâbı açıp kaldır. Çünkü biz iman edeceğiz.” (Duhan, 21)
Kıyâmetin dehşeti görülünce, kullar yukarıdaki duâyı yapacaklar ve “Ya Rab bizden bu azabı kaldır” diye sızlanacaklardır. Görecek oldukları şiddetli dumandan korkacaklar ve ondan kurtulmak için çâre arayacaklardır. Halbuki Peygamberimizi duymuşlar, Kur’an’ın sesini duymışlar, fakat kendilerine gelmemişler. Belâyı görünce toparlanmışlar, fakat iş işten geçmiştir. Bu duâdaki “duhan” bir kaç manaya geliyor. Kıyametin şiddetli haberini verecek olan dumandır, yahut ta kıtlık sebebiyle dünyayı zindan şeklinde görme belâsıdır. Nitekim Ebu Süfyan, Peygamberimize yalvarmış: “Açlıktan ölüyoruz, duâ et de bu açlıktan kurtulalım,” demiş. Resûlullah duâ buyurdu. Kıtlık kalktı, bolluk geldi. Fakat sözlerinde durmadılar, gene eskisi gibi kötülüklerine ve küfürlerine devam ettiler.