***
DIŞARDA
Points: 20.602, Level: 90
Level completed: 51%,
Points required for next Level: 248
Overall activity: 0%
Achievements


Hz. Mehdi ve İsa a.s hakkında düşünemediklerimiz yazı dizisi(1.2.3.4.5)
Hazreti İsâ ve Mehdi neden asla “gelmeyecek”?
“Dünyanın tek günlük ömrü bile kalmış olsa Allah’ın o günü uzatıp, Allah Rasûlü’nün adını taşıyan birinin çıkacağı, ahlakı yönüyle Rasûlullah’a benzeyeceği ve yeryüzünü adaletle dolduracağı” hadislerle bildirilmiş… Zira, “Deccâl’ın çıkacağı ve İsâ aleyhisselam tarafından öl…dürüleceği” de…
Hadislerle sabit “çıkacakları”…
Bazıları aynı kişi, bazıları farklı kişiler diye yorumlamışlar…
Ahir zaman alâmetlerinden…
İnanıyoruz! Kimimize göre “gelecekler”, kimimize göre “gelmiş olmalılar”!..
Ama şöyle kendimize birkaç dakika ayırıp sakin kafayla düşünelim:
“Gelişlerini” nasıl hayal ediyoruz?
Nasıl “gelecekler”?
“Geldiklerini” insanlar nereden anlayacaklar?
Nasıl tanıyacağız veya nasıl kabul edeceğiz onları?
Hobi olarak değil de ciddi olarak ilgileniyorsak bu gerçeklerle ve bu yaşamın ciddiyetinin farkında isek, sorgulamamız, çözmemiz gerekmez mi anlatılanları, neler yaşayacağımızı veya yaşamakta olduğumuzu?..
Nasıl gelecekleriyle ilgili kafamızdaki muhtemel senaryoları baştan aşağı şöyle bir gözden geçirelim! Her birini seyredelim…
Bakalım… Ne bekliyoruz?.. Nasıl olmasını bekliyoruz?..
Bu oluşların sistemi nasıl?.. Neler olabilir, neler olamaz?
Sihirli bir değnekle bir takım olağanüstü oluşlarla mı “gelecekler”? Yaşadığımız sisteme Allah’ın müdahalesi mi olacak o arada? Allah’ın müdahalesi ve doğaüstü mucizeleri olmadan olmaz mı bu işler?..
Yoksa, değişmez sünnetullah, Allah sistem ve düzeni işlemeye devam mı edecek her zaman olduğu gibi kesintisiz? Tıpkı Rasûllerin geçmiş zamanlarda yaşadıkları gibi mi yaşanacak önümüzdeki süreçler de, günümüz realitelerinde?
Her yiğidin yüreğinde bir aslan yatmakta… Bazı Müslümanlar, imanlarından “emin” bir şekilde gönül rahatlığıyla arkalarına yaslanmış bekliyorlar, sadık “taraftar” edâsıyla, hazır… Bazısı, mecazların kafasında yarattığı senaryolara ihtimal vermiyor ve inkâr yolunu seçerek rahata çıktığını varsayıyor… Bazısı da nasılsa Allah’ın bileceği iş diye uzaktan izlemeyi yeğliyor…
Molla kılığında gelmelerini bekleyenler var… Derviş edâsıyla gelmelerini bekleyenler var… Eli kılıçlı beyaz at üstünde gelmelerini bekleyenler var… Gökten uçarak yeryüzüne ineceklerini bekleyenler var… Acaba inişleri kameralarla kaydedilecek mi diye, merak edenler de!.. Önceden haber verilmez ve kaydedilmez de gözden kaçarsa ne olacak, durum dünyaya nasıl açıklanacak?
Geldiklerinde eskisi gibi, bir meydanda insanları toplayarak birşeyler mi anlatacaklar?.. Ya da bir mabetten veya kürsüden vaaz vermeye mi başlayacaklar cemaate?.. Yoksa daha güncel bir yöntemle, örneğin bir televizyon kanalının haber saatinde “ben geldim” mi diyecekler? Ya da, her nasılsa, başka bir yol mu izleyecekler?..
Allah Rasûlü Muhammed aleyhisselâmın bildirdiklerinin gerçekleşeceğine inanıyorsak ve gerçeklere kör kalmak istemiyorsak, sanırım ondan bize ulaşan bilgileri ciddi biçimde sorgulamak ve anlamak durumundayız… Dillendirildikleri günün koşullarıyla sınırlayarak değil, “günümüz gerçeklerine göre”…
O halde, bugünün dünyası gerçekliğinde düşünmeye başlayalım bunları!
Eğer bunu başarabilirsek, ilk önce şunu farkederiz:
Hazreti İsâ ve Mehdi asla “gelmeyecek”, hayal edildiği gibi; asla…
Bunu iyi düşünelim ve nedenini sorgulayalım…
Neden?..
"Şu benim zamanımda bazı şakirdlerin,üstadlarının kitaplarını Kur'an'ın önüne koyduklarına şahit oluyorum.Bu çok vahim bir yanlıştır"
üstâz Süleyman Hilmi Tunahân (kuddise sirruhû)