Konu: ”Rabbim” sen tüm noksanlardan münezzehsin

”Rabbim” sen tüm noksanlardan münezzehsin
ALLAH’IN sevgisinden mahrum kalmak hem dünyada ,hem de ahirette hüsrana sebebtir.
Yüce ALLAH’I seven,ondan geleceğe ,ondan olacağa,Hakkaniyet tevazusu ile bakar tüm derteleri sever.
Gelen hastalığında dahi ,bu hastalığın bana daha büyük mertebeler ,ihsan ettiğini düşünür.
Doktora gittiği halde,verdiği ilaçları kullandığı halde iyileşmediyse isyan etmeyerek ,kulluk
edebine uygun,RABBİNE duada haddini aşmadan tüm kalbiyle itimat eder.”Rabbim” sen tüm noksanlardan münezzehsin

.Sen en iyisini bilirsin,hastalığın güzel yönlerini bana göster.Hastalığını bir kitap gibi,ilahi bir mektup
gibi görüp Rabbin hikmetini bilmesi lazım.
Yüce ALLAH bize şah damarımızdan bile yakın.İstediğimizi bilir ve duyar.En gizli malukun ,en gizli sesini işiten yüce RAB
kulun her türlü halini bilir ve işitir.Her müslümanın dostuda sevgiliside ALLAH’U tealadır.

Muaz b. cebel(r.a) şöyle der.

”ALLAH’U Teala bir kulunu hastalığa uğrattığı zaman ,kötülükleri ve günahı yazan soldaki meleğe şöyle der
”Kalemini kaldır ona birşey yazma”

Sevap ve hayırları yazan meleğe şöyle der!
”Bu kulumun işlemi olduğu en güzel amelleri defterine yaz !” ((hadisi şerif))
Allah sevgisi. Bu sevgi İslam’daki manevi hayatın temelidir. Bu temele dayanmayan ibadet ve ahlak İslam açısından bir anlam ifade etmez.
Bir Müslüman severek Allah’a itaat ve ibadet ederse, onun emirlerine ve yasaklarına uyarsa bunun değeri vardır. Allah Teálá’yı seven onun kelámı olan Kuran’ı ve resulü olan Hz. Muhammed’i onun dava arkadaşı olan sahabeyi de sever. Kısaca Allah’ın sevdiği herkesi ve her şeyi sever.

Kuran’da Allah sevgisi üzerinde önemle durulur. Yüce Allah şöyle buyurur: “İman edenlerin Allah’a sevgileri ise çok fazladır.” (el-Bakara 2/115) Bu ayet başta olmak üzere birçok ayette muhabbetullah denilen Allah sevgisine ve İláhi aşka işaret edilir.

Mesele sevgi istemek değildi. Sevilene uymak, tabi olmaktı.
İslam’da Allah’la kulları arasındaki sevgi karşılıklıdır. Allah kullarını sever, kulları da onu severler. Kuran şöyle der: “Ey iman edenler! İçinizden her kim dininden dönerse, Allah onların yerine öyle bir kavim getirir ki Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler.” (el-Máide 5/54) İslam inancına göre Allah Teálá vedûd ve velidir. Yani mümin kullarını çok sever ve onları dost edinir. Kul da Allah’ı sevmeli, Ona yar olmayı bilmelidir.

Allahu Teâlâ Kehf Sûresi’nin 17. âyetinde hidâyet hususunda şöyle buyurmaktadır:
“Allah kime hidâyet verirse, işte o Hakk’a ulaşmıştır. Kimi de hidâyetten mahrûm ederse artık onu doğruya yöneltecek bir dost bulamazsın.”
Cenâb-ı Hakk ilk önce kulunu sever. Sevince, onun kalbine sevgi tohumunu atar. Böylece Rabbü’l-Âlemîn o kulu sevdikten sonra ona hidâyeti nasîb eder. Böylelikle onun günahlarını affeder; velev ki en büyük günahları irtikab etmiş olsa bile. Artık kul Cenab-ı Hakk’a sevgi duyar.

Kısacası Arkadaşlar:ALLAH’I seven insanı sever
ALLAH’I seven tüm kâinatı sever.ALLAH’I seven Rabbin hükümlerine riayet eder.
ALLAH’I seven tabiata bir başka gözle bakar.
ALLAH!I seven ,yaratılanı yaradandan ötürü sever.
ALLAH’I seven din kardeşinin en kötü olumsuzluklarında bile kardeşini sever .
ALLAH’I seven kışı sever ,baharı sever,sonbaharı sever ,yazı sever .
ALLAH’I seven Kâ inatın kitabını sever ,onun yolunda gider.
ALLAH’I seven 5 vakit namazını sever tam teslimiyet gösterir…


YÜCE RABBİM HEPİMİZİ SEVGİSİNDEN MAHRUM BIRAKMASIN
EFENDİMİZE YOLDAŞ EYLESİN AMİN

SELAM VE DUA

Aslı Nur Erdem

Emeğine sağlık. Allah c.c ebeden razı olsun Kardeşim.