3 sonuçtan 1 ile 3 arası

Konu: Deprem sorularına Risale-i Nur'dan cevaplar

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 9.735, Level: 66
    Points: 9.735, Level: 66
    Level completed: 22%,
    Points required for next Level: 315
    Level completed: 22%, Points required for next Level: 315
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Nuralanur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jul 2009
    Yer
    xxx
    Mesajlar
    1.617
    Points
    9.735
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    18

    Deprem sorularına Risale-i Nur'dan cevaplar


    Bismillahirrahmânirrahîm

    Ne zaman ki yer müthiş bir sarsıntıyla sarsılır. • Ve yeryüzü bütün ağırlıklarını dışarı çıkarır. • Ve insan "Ne oluyor buna?" der. • O gün yeryüzü, üzerinde herkesin ne iş yaptığını haber verir. • Çünkü Rabbin ona konuşmasını emretmiştir. (Zilzâl Sûresi: 1-5.)

    Şu sûre katiyen ifade ediyor ki, küre-i arz, hareket ve zelzelesinde vahiy ve ilhama mazhar olarak emir tahtında depreniyor, bâzan da titriyor.

    Mânevî ve ehemmiyetli bir cânibden, şimdiki zelzele münâsebetiyle altı yedi cüz'î suâle karşı, yine mânevî ihtar yardımıyla cevapları kalbe geldi. Tafsîlen yazmak kaç defa niyet ettimse de, izin verilmedi. Yalnız icmâlen, kısacık yazılacak.

    Birinci suâl: Bu zelzelenin maddî musîbetinden daha elîm, mânevî bir musîbeti olarak, şu zelzelenin devamından gelen korku ve me'yusiyet, ekser halkın ekser memlekette gece istirahatini selb ederek, dehşetli bir azab vermesi nedendir?
    Yine mânevî cevap: Şöyle denildi ki: Ramazân-ı Şerîfin terâvih vaktinde, kemâl-i neş'e ve sürur ile, sarhoşçasına, gayet heveskârâne şarkıları ve bâzan kızların sesleriyle, radyo ağzıyla bu mübârek merkez-i İslâmiyetin her köşesinde câzibedarâne işittirilmesi, bu korku azabını netice verdi.

    İkinci suâl: Niçin gâvurların memleketlerinde, bu semâvî tokat, başlarına gelmiyor; bu bîçare Müslümanlara iniyor?
    Elcevap: Büyük hatâlar ve cinâyetler, tehir ile büyük merkezlerde ve küçücük cinâyetler, tâcil ile küçük merkezlerde verildiği gibi; mühim bir hikmete binâen, ehl-i küfrün cinâyetlerinin kısm-ı âzamı, mahkeme-i kübrâ-i haşre tehir edilerek, ehl-i imânın hatâları, kısmen bu dünyada cezası verilir. Haşiye

    Üçüncü suâl: Bâzı eşhâsın hatâsından gelen bu musîbet, bir derece memlekette umumi şekle girmesinin sebebi nedir?
    Elcevap: Umumi musîbet, ekseriyetin hatâsından ileri gelmesi cihetiyle, ekser nâsın o zâlim eşhâsın harekâtına fiilen veya iltizâmen veya iltihâken taraftar olmasıyla, mânen iştirak eder, musîbet-i âmmeye sebebiyet verir.

    Dördüncü suâl: Mâdem bu zelzele musîbeti hatâların neticesi ve keffâretü'z-zünubdur. Mâsumların ve hatâsızların o musîbet içinde yanması nedendir? Adâletullah nasıl müsaade eder?
    Yine mânevî cânibden elcevap: Bu mesele sırr-ı kadere taallûk ettiği için, Risâle-i Kadere havale edip, yalnız, burada bu kadar denildi:
    Yani, "Bir belâ, bir musîbetten çekininiz ki, geldiği vakit yalnız zâlimlere mahsus kalmayıp, mâsumları da yakar." Enfâl Sûresi: 25.

    Şu âyetin sırrı şudur ki: Bu dünya bir meydan-ı tecrübe ve imtihandır ve dâr-ı teklif ve mücâhededir. İmtihan ve teklif, iktizâ ederler ki, hakikatler perdeli kalıp, tâ müsâbaka ve mücâhede ile, Ebû Bekir'ler âlâ-yı illiyyîne çıksınlar ve Ebû Cehil'ler esfel-i sâfilîne girsinler. Eğer mâsumlar böyle musîbetlerde sağlam kalsaydılar, Ebû Cehil'ler, aynen Ebû Bekir'ler gibi teslim olup, mücâhede ile mânevî terakkî kapısı kapanacaktı ve sırr-ı teklif bozulacaktı.

    Mâdem, mazlum zâlim ile beraber musîbete düşmek, hikmet-i İlâhiyece lâzım geliyor; acaba o bîçare mazlumların rahmet ve adâletten hisseleri nedir?
    Bu suâle karşı cevaben denildi ki, o musîbetteki gazab ve hiddet içinde, onlara bir rahmet cilvesi var. Çünkü, o mâsumların fânî malları, onların hakkında sadaka olup, bâkî bir mal hükmüne geçtiği gibi, fânî hayatları dahi bir bâkî hayatı kazandıracak derecede, bir nevi şehâdet hükmünde olarak, nisbeten az ve muvakkat bir meşakkat ve azabdan büyük ve dâimî bir kazancı kazandıran bu zelzele, onlar hakkında, aynı gazab içinde bir rahmettir. (Sözler 14. Sözün Zeyli)

    Bediüzzaman Said Nursi

    SÖZLÜK:
    ADÂLETULLAH : Allah'ın adâleti.
    ÂLÂ : Üstün, yüce, çok yüksek.
    AZÂB : Acı, ceza, işkence.
    BELÂ : Afet. Sıkıntı. Tasa, kaygı. Musibet.
    BÎÇARE : Çaresiz, zavallı.
    BİNÂEN : Bağlı olarak, dayanarak, -den dolayı, bu sebepten.
    CÂNİB : Yan, yön, cihet, taraf.
    CÂZİBEDARÂNE : Çekici bir şekilde.
    CİLVE : Görünme, akis, yansıma; Allah'ın isimlerinin varlıklar üzerinde aksederek görünmesi.
    CÜZ'Î : Azdan olan, parçaya âit olan, pek az, kıymetsiz.
    DÂR-I TEKLİF : Allah'ın teklif ve emirleri ile vazifeli olunan yer, dünya.
    EHL-İ KÜFÜR : İnkârcılar. Küfre gidenler.
    EKSERİYET : Çoğunluk.
    ELÎM : Acı veren, çok acıklı, üzüntü veren.
    ESFEL-İ SÂFİLÎN : Aşağıların en aşağısı; Cehennemin en aşağı tabakası.
    EŞHAS : Şahıslar.
    FÂNÎ : Geçiçi, sonu olan, son bulan.
    GÂVUR : Kâfir.
    GAZAB : Hiddet, öfke, dargınlık, kızgınlık.
    HEVESKÂRÂNE : Günahlı işlere hevesli olarak, istekli bir şekilde.
    İCMÂLEN : Kısaca, özet olarak.
    İHTAR : Hatırlatma, îkaz, uyarma, dikkat çekme.
    İKTİZÂ : Gerekme, gerektirme, lazım gelme, işe yarama, icab etme.
    İLHÂM : Allah tarafından kalbe ihsan edilen feyiz ve hakîkatler.
    İLLİYYUN : (İlliyyîn) (Aliyyu. C.) Cennetin en yüksek tabakası. Ahirete giden tam kâmil mü'minlerin yeri. Hafaza meleklerinin divanları ismidir ki, salihlerin amelleri oraya yükseltilir. Ahirette yüksek dereceye, dergâh-ı rızâya en yakın olan derecedir.
    İLTİHAK : Karışma, katılma, yapışma, bitişme.
    İLTİZAM : Taraftarlık.
    İLTİZAMEN : Taraftarlık yoluyla, iltizam suretiyle.
    İŞTİRAK : Ortaklık, katılma
    KEFFÂRETÜ'Z-ZÜNÛB : Günahların keffâreti, mü'minlere, işledikleri günahların affı için Allah tarafından verilen hastalık ve musîbetler
    KEMÂL-İ NEŞE : Tam neşe.
    KISM-I ÂZAM : Büyük bir bölüm.
    KÜRE-İ ARZ : Yerküre; dünya.
    MAHKEME-İ KÜBRÂ-YI HAŞİR : Yeniden dirilişten sonraki büyük mahkeme.
    MAHSUS : Ayrılmış, tâyin edilmiş.
    MÂNEVÎ : Mânâya âit, maddî olmayan.
    MÂSUM : Günâhı, kötülüğü olmayan, suçsuz.
    MAZHAR : Nâil olma, şereflenme, kavuşma, ortaya çıkma ve görünme yeri.
    ME'YUSİYET : Ümitsizlik.
    MERKEZ-İ İSLÂMİYET : İslâmiyet merkezi.
    MEŞAKKAT : Sıkıntı, güçlük, zorluk.
    MEYDAN-I TECRÜBE : İmtihan meydanı.
    MUSÎBET : Belâ, felâket, hastalık, dert, sıkıntı, ezâ, başa gelen acı durumlar.
    MUSÎBET-İ ÂMME : Genel musibet.
    MUVAKKAT : Geçici; kısa bir zaman, vakitli, fâni.
    MÜCÂHEDE : Cihad etme, çarpışma, gayret.
    MÜNÂSEBET : İki şey arasındaki uygunluk, yakınlık, bağlılık, yakışmak, vesile, alâka.
    MÜSÂBAKA : Yarışma.
    NÂS : İnsanlar.
    RAMAZAN-I ŞERİF : Mübârek Ramazan.
    RİSÂLE-İ KADER : Bediüzzaman Said Nursinin Kader Risâlesi.
    SADAKA : Allah rızâsı için fakirlere verilen para, mal gibi şeyler.
    SELB : Zorla alma, kapma, ortadan kaldırma, giderme, izâle.
    SEMÂVÎ : Cenâb-ı Hak tarafından gönderilen, gökten gelen.
    SIRR-I KADER : Kaderin Gizli hakikati. Gizli işi. Herkese söylenmeyen yönü.
    SÜRUR : Neşe, sevinç.
    ŞAHADET : Allah (C.C.) rızâsı yolunda hayatını fedâ etmek. Din için muharebeden şehitlik.
    TAALLÛK : Alâkalı oluş; âit olma.
    TÂCİL : Acele ettirme, hızlandırma, çabuklaştırma.
    TAFSİLEN : Etraflıca bilgi vererek.
    TEHİR : Ertelemek.
    TEKLİF : Vazifelendirme, sorumlu tutma.
    TERAKKÎ : Yükselme, ilerleme.
    TERÂVİH : Ramazan gecelerinde kılınan ve sünnet olarak kılınan yirmi rekatlık namaz.
    VAHİY : Bir fikrin, hakikatin veya emrin Allah tarafından peygambere bildirilmesi.
    Allah’a bin kere hamd olsun. Sonra, ben cemiyetin iman selâmeti yolunda âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmi beş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun.

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 47.246, Level: 100
    Points: 47.246, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 75,0%
    Overall activity: 75,0%
    Achievements
    MaHiR 01 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Yer
    Bir Boğaz yedi tepe
    Mesajlar
    8.028
    Points
    47.246
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: Deprem sorularına Risale-i Nur'dan cevaplar

    o musîbetteki gazab ve hiddet içinde, onlara bir rahmet cilvesi var. Çünkü, o mâsumların fânî malları, onların hakkında sadaka olup, bâkî bir mal hükmüne geçtiği gibi, fânî hayatları dahi bir bâkî hayatı kazandıracak derecede, bir nevi şehâdet hükmünde olarak, nisbeten az ve muvakkat bir meşakkat ve azabdan büyük ve dâimî bir kazancı kazandıran bu zelzele, onlar hakkında, aynı gazab içinde bir rahmettir. (Sözler 14. Sözün Zeyli)

    Bediüzzaman Said Nursi






    Emeğine sağlık Kardeşim; Allah c.c razı olsun.
    Ben cemiyetin îman selâmeti yolunda dünyamı da âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmibeş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'ânımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım: Çünki; vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.
    13.Asrın Müceddidi
    BEDİÜZZAMAN SAİD-İ NURSİ

  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 9.735, Level: 66
    Points: 9.735, Level: 66
    Level completed: 22%,
    Points required for next Level: 315
    Level completed: 22%, Points required for next Level: 315
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Nuralanur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jul 2009
    Yer
    xxx
    Mesajlar
    1.617
    Points
    9.735
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart Cevap: Deprem sorularına Risale-i Nur'dan cevaplar

    Yorumun için teşekküğr ederim abi llah cc sendende razı olsun
    Allah’a bin kere hamd olsun. Sonra, ben cemiyetin iman selâmeti yolunda âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmi beş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun.

Benzer Konular

  1. Risale 'i Nur'dan
    By SiLa in forum Resimli Ayet & Hadisler.
    Cevaplar: 4
    Son Mesaj: 03.12.10, 21:34
  2. SÖZLER / Risale-i Nur'dan 02. Söz
    By Konyevi Nisa in forum Sözler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 02.07.08, 14:15
  3. SÖZLER / Risale-i Nur'dan 03. Söz
    By Konyevi Nisa in forum Sözler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 02.07.08, 14:14
  4. SÖZLER / Risale-i Nur'dan 04. Söz
    By Konyevi Nisa in forum Sözler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 02.07.08, 14:13
  5. SÖZLER / Risale-i Nur'dan 05. Söz
    By Konyevi Nisa in forum Sözler
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 02.07.08, 14:13

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •