2 sonuçtan 1 ile 2 arası

Konu: Yanmak Lazım...

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 42.870, Level: 100
    Points: 42.870, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 4,9%
    Overall activity: 4,9%
    Achievements
    Zümrüt - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jan 2009
    Yer
    ıstanbul rize
    Mesajlar
    7.510
    Points
    42.870
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    24

    Standart Yanmak Lazım...



    Verdiğin acılar için sana şükürler olsun Allah'ım!


    "Gün gelecek Allah'a bana yaşattığı bu sıkıntılar için şükredeceğimi
    biliyorum" demişti bir arkadaşım. Belki de hayatının en zor günlerini
    yaşıyordu. Zorlukların insana ne kadar büyük dersler verdiğini uzun
    uzun konuşmuştuk. Bir acının öğrettiğini bin kahkahanın öğretemeyeceği
    üzerine birçok örnekler vermiştik o konuşmamızda.

    Aradan iki yıla yakın bir zaman geçince arkadaşımın haklı çıktığını
    gördük. O günlerin acı görünen olaylarının, kendisine ne kadar büyük
    kapılar açtığını gördükçe "verdiğin acılar için sana şükürler olsun
    Allah'ım!" demeye başladı.

    Gündüzleri fırsat buldukça bir araya geldiğimiz arkadaşıma o günlerde
    aşağıdaki hikayeyi yollamıştım.

    Yaşlı kadın, bir antika dükkanından aldığı yüzyıllık fincanı özenle
    salon vitrinine yerleştirdi. Fincanın biçimi, üzerindeki işlemeler,
    renkler onun bir sanat eseri olduğunu söylüyordu. Ödediği fiyatı
    hatırladı; hayır, hiç de pahalıya almamıştı.

    Hayranlıkla fincanı seyretmeye devam etti. Derken, birden fincan dile
    geldi ve kadına şöyle dedi;

    "Bana hayranlıkla baktığının farkındayım. Ama bilmelisin ki, ben hep
    böyle değildim. Yaşadığım sıkıntılar beni bu hale getirdi.

    Kadın şimdi hayret içindeydi. Önündeki kahve fincanı konuşuyordu!

    Kekeleyerek: "Nasıl? Anlayamadım?" diyebildi yaşlı kadın.

    "Demek istiyorum ki, ben bir zamanlar çamurdan ibarettim ve bir
    sanatkâr geldi. Beni eline aldı, ezdi, dövdü, yoğurdu. Çektiğim
    sıkıntılara dayanamayıp:

    "Yeter! Lütfen dur artık!" diye bağırmak zorunda kaldım.
    Ama usta sadece gülümsedi ve; "Daha değil!" diye cevapladı beni.
    "Sonra beni alıp bir tahtanın üzerine koydu. Burada döndüm, döndüm,
    döndüm. Döndükçe başım da döndü. Sonunda yine haykırdım:

    "Lütfen beni bu şeyin üzerinden kurtar. Artık dönmek istemiyorum!"

    Ama usta bana bakıp gülümsüyordu:
    "Henüz değil!"
    "Derken beni aldı ve fırına koydu. Kapıyı kapayıp ısıyı arttırdı. Onu
    şimdi fırının penceresinden görebiliyordum. Fırın gitgide ısınıyordu.
    Aklımdan şöyle geçiyordu: Beni yakarak öldürecek"

    Fırının duvarlarına vurmaya başladım. Bir taraftan da bağırıyordum:
    "Usta usta! Lütfen izin ver buradan çıkayım!"
    "Pencereden onun yüzünü görebiliyordum. Hala gülümsüyor ve "Daha
    değil!" diyordu.

    "Bir saat kadar sonra, fırını açtı ve beni çıkardı. Şimdi rahat nefes
    alabiliyordum, fırının yakıcı sıcaklığından kurtulmuştum. Beni masanın
    üstüne koydu ve biraz boyayla bir fırça getirdi.

    "Boyalı fırçayla bana hafif hafif dokunmaya başladı. Fırça her
    tarafımda geziniyor ve bu arada ben gıdıklanıyordum.

    "Lütfen usta! Yapma, gıdıklanıyorum!" dedim. Onun cevabı ise aynıydı:
    "Henüz değil!"

    "Sonra beni nazikçe tutup yine fırına doğru yürümeye başladı. Korkudan
    ölecektim. "Hayır! Beni yine fırına sokma, lütfeeen!" diye bağırdım.

    Fırını açıp beni içeri iteleyip kapağı kapattı. Isıyı bir öncekinin
    iki katına çıkardı. "Bu sefer beni gerçekten yakıp kavuracak!" diye
    şündüm. Pencereden bakıp ona yine yalvardım, ama o yine "Daha
    değil!" diyordu. Ancak bu defa ustanın yanaklarından bir damla
    gözyaşının yuvarlandığını gördüm.

    "Tam son nefesimi vermek üzere olduğumu düşünüyordum ki, kapak açıldı
    ve ustanın nazik eli beni çekip dışarı çıkardı. Derin bir nefes aldım,
    hasret kaldığım serinliğe kavuşmuştum. Beni yüksekçe bir rafa koydu ve
    usta şöyle dedi:

    "Şimdi tam istediğim gibi oldun. Kendine bir bakmak ister misin?"

    Ona "Evet" dedim.
    Bir ayna getirip önüme koydu. Gördüğüme inanamıyordum. Aynaya tekrar

    tekrar baktım ve "Bu ben değilim. Ben sadece bir çamur parçasıydım."
    "Evet bu sensin!" dedi usta. Senin acı ve sıkıntı diye gördüğün şeyler
    sayesinde böyle mükemmel bir fincan haline geldin.

    Eğer seni bir çamur parçası iken üzerinde çalışmasaydım, kuruyup gidecektin.
    Döner tezgahın üstüne koymasaydım, ufalanıp toz olacaktın.
    Sıcak fırına sokmasaydım, çatlayacaktın.
    boyamasaydım, hayatında renk olmayacaktı.

    Ama sana asıl güç ve kuvveti veren ikinci fırın oldu.
    Şimdi arzu ettiğim her şey var üzerinde."

    Ve ben kahve fincanı, şu sözlerin ağzımdan çıktığını hayretle fark ettim:
    "Ustam! Sana güvenmediğim için beni affet!
    Bana zarar vereceğini düşündüm.
    Beni benden fazla sevip iyilik yapacağını fark edemedim.
    Bakışım kısaydı, ama şimdi beni harika bir sanat eseri yaptığını görüyorum.
    Benim sıkıntı ve acı diye gördüğüm şeyleri bana verdiğin için teşekkür ederim…

    Teşekkür ederim."
    Usta fincanı, Yaratıcı insanı şekillendirir.

    Yeter ki acı da ki hikmeti görelim.

    Kahrın da hoş, lûtfun da hoş demesini bir öğrenebilsek…
    alıntı




    Mecnun Misali Leylâ’nın Zülfüne Hemen Gönül Bağlama.
    Çünkü seni AŞK Çöllerinde Gezdirip Duran Leylâ Değil Mevlâ’dır Hep…

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 9.735, Level: 66
    Points: 9.735, Level: 66
    Level completed: 22%,
    Points required for next Level: 315
    Level completed: 22%, Points required for next Level: 315
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Nuralanur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jul 2009
    Yer
    xxx
    Mesajlar
    1.617
    Points
    9.735
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart Cevap: Yanmak Lazım...

    Paylaşımın için teşekkür ederim zümrüt abla Allah cc ebeden razı olsun
    Allah’a bin kere hamd olsun. Sonra, ben cemiyetin iman selâmeti yolunda âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmi beş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun.

Benzer Konular

  1. GönüL Fırınında Yanmak
    By Reyhani in forum Şiir köşesi
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 16.12.10, 21:25
  2. Yalnızlıklarda yanmak
    By Reyhani in forum Serbest Kürsü
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 12.02.09, 10:55
  3. Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 26.07.08, 09:56
  4. Bu Yürek Senin İçin Yanmak İster
    By Konyevi Nisa in forum Allah (c.c) Hazretleri
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 12.07.08, 09:22
  5. Yanmak Vakti
    By SiLa in forum İbretli Hikayeler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 03.07.08, 13:34

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •