Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
Ey günahkarların rahmetinden imdat diledikleri!
Ey zorda kalanların ihsanına sığındıkları!
Ey hatalıların korkusundan feryat ettikleri!
Ey yalnızlık çeken gariplerin can dostu!
Ey sıkıntı içindeki kederlilerin kurtuluş kapısı!
Ey yardımsız terk edilmiş kimsesizlerin medetkârı!
Ey kapılardan kovulmuş muhtaçların yardımcısı olan Allah’ım!
Rahmeti ve ilmi ile her şeyi kuşatan Sensin!
Nimetinden her varlığa pay ayıran Sensin!
Affı cezasından daha yüksek olan Sensin!
Rahmeti gazabının önünde giden Sensin!
İhsanı esirgemesinden daha çok olan Sensin!
Bütün yaratılmışları engin ilim ve rahmetiyle kuşatan Sensin!
Lütufta bulunduklarına ceza vermek istemeyen Sensin!
Kendisine karşı gelenlere ceza vermede aşırı gitmeyen Sensin!
Ben ise ya Rabbî! Kendisini duaya çağırıp da, çağrına, “Başım, gözüm üstüne” deyip icabet eden aciz bir kulunum.
İşte ben kendimi huzuruna atmış bulunmaktayım.
Günahların belini büktüğü bir kimseyim.
Hatalarla ömrünü boşa tüketmiş, Sana karşı hiç kendisine yakışmazken cahilliğinden dolayı emirlerine karşı gelmiş bir günahkârım.
Ya Rabbî! Dua eden ben kuluna merhamet eder misin ki, Sana yalvarıp yakarayım!
Gözyaşları içerisinde kapına geleni affeder misin ki, gözyaşlarımı sel edeyim!
Zillet içerisinde yerlere yüz süreni bağışlar mısın!
Sana bel bağlayarak yoksulluğunu dile getirenin ihtiyacını karşılar mısın!
Ya Rabbî, Senden başka ihsan edecek kimsesi bulunmayanı eli boş çevirme!
Senden başka ihtiyacını giderecek kimsesi olmayanı yardımsız bırakma!
Ya Rabbî, Hz. Muhammed ve âline salât eyle!
Ben Sana yönelmişken yüzünü benden çevirme.
Sana istediğimi arz etmişken beni mahrum bırakma.
Huzuruna el pençe divan durmaya gelmişken beni ret ile karşılama!
Zatını rahmetle niteleyen Sensin. Hz. Muhammed ve âline salât eyle, bana da merhamet buyur. Zatına “affedici” ismini veren Sensin, beni de affet!
Korkundan göz yaşlarımın akışını, azametinden kalbimin ürperişini, heybetinden el ve ayaklarımın titreyişini şüphesiz görüyorsun.
Tüm bunlar, kötü amellerimden dolayı Senden hayâ ettim içindir.
Sana yalvarmaktan bu yüzden sesim kısılmış, el açıp dua etmekten dilim tutulmuştur.
Ya Rabbî! Sana hamdolsun!
Nice ayıplarım var ki, Sen üzerini örtmüş, beni rezil rüsvâ etmemişsin.
Nice günahlarım var ki, üstünü kapatmış, beni teşhir etmemişsin.
Nice çirkinliklerim var ki, Sen ok iyi bildiğin halde üzerinden perdeyi yırtmamış, ayıbımı bir tasma gibi boynuma geçirmemiş, kusurlarımı yakalamak için fırsat kollayanlara ve üzerimdeki nimetlerini kıskananlara karşı beni rezil etmemişsin.
Sonra tüm bu lütufların bile, yine Senin bildiğin başka kötülüklerin peşinde koşmama engel olamamıştır.
Doğru yoluna karşı benden daha cahil kim olabilir ki?
Şansını kullanmakta benden daha gafili var mı ki?
Nefsini ıslah etmekten benden daha uzak kimse bulunabilir mi ki?
Ben ki, bolca lütfettiğin nimetlerini, beni sakındırdığın işlerde kullanmaktayım.
Haksızlığa benden daha çok dalmış, kötülüğe karşı cüretkâr kim var ki?
Ben ki:
• Senin davetinle kendisini çok iyi tanıdığım,
• hilelerine defalarca tanık olduğum şeytanın vesvesesi arasında kaldığımda,
• Senin davetinin Cennet’e, onunkinin Cehennem’e olduğunu bile bile onun çağrısına uyuyorum!
Seni her türlü kusurdan tenzih ederim.
Nefsim hakkında tanıklık ettiğim ve sayıp döktüğüm bu çirkin gizli işlerim ne kadar hayrete değerse, bana karşı bunca hilmin ve cezalandırmada acele etmeyişin de o kadar hayranlık uyandırıcıdır.
Şüphesiz bu, benim Senin yanındaki değerimden dolayı değildir.
Aksine engin hilminden ve bana olan lütuf ve kereminden ileri gelmektedir.
Böylece, gazabını celbedici günahlardan el çekmeme, benliğimi yıpratan kötülüklerden vazgeçmeme fırsat tanıyorsun.
Çünkü kulunu affetmeyi, onu cezalandırmaktan daha çok seviyorsun.
Ya Rabbî!
Ben Sana tüm ayıplarımı tek tek sayamayacak ve günahlarımı anamayacak kadar günahkârım.
Hayatımda çirkin izler bırakmış,
Kötü fiiller işlemiş,
Batıl işlere cüretkârlık göstermiş,
Taatinde gevşek davranmış, tehditlerini dikkate almamış biriyim.
Tüm bu acı itiraflarımla, günahkârların durumunu yeniden yoluna koyan şefkatini celbetmek istiyor, suçluların boynundaki boyunduruğu çözen rahmetini umuyorum.
Allah’ım, işte boynum; günahlar birer tasma gibi sarmış, Hz. Muhammed ve âline salât eyle ve boynumdaki günah boyunduruğunu affınla çöz!
İşte sırtım; günah yükü altında kırılmak üzere, Hz. Muhammed ve âline salât eyle ve lütfunla yükümü hafiflet!
Ya Rabbî!
Huzurunda gözlerimin kirpikleri dökülünceye kadar ağlasam,
sesim kesilinceye kadar feryat etsem,
ayaklarım şişinceye kadar kıyamda, belim kırılıncaya kadar rükuda dursam,
Göz bebeklerimi kaybedinceye kadar secdeye kapansam,
Ömrümün sonuna kadar bu halde yerden toprak yesem,
Hayatım boyunca gözyaşı içsem,
Dilim kuruyuncaya dek hep Seni ansam,
Ve Sana karşı utancımdan dolayı başımı kaldırıp yukarıya bakamasam, günahlarımdan sadece bir tanesinin bile silinmesini hak edemem.
Bağışlamana layık görüp bağışlıyor, affına layık görüp affediyorsan, bu kesinlikle benim bunu gerekli hale getirdiğimden değildir ve Senin için bir zorunluluk olarak buna hak kazanmış olduğumdan değildir.
Çünkü Sana ilk karşı gelişimde bile cezam Cehennemdir.
Dolayısıyla bana azap edecek olsan zulmetmiş olmazsın.
Ya Rabbî!
Settar isminle hatalarımı örtüp beni rezil ve rüsvâ etmediğin;
kereminle muamele edip beni hemen cezalandırmadığın;
ihsanınla bana karşı halîm davranıp üzerimdeki nimetini değiştirmediğin
ve iyiliğini acıya çevirmediğin gibi, bu uzun uzun yalvarışıma, şiddetli çaresizliğime ve zavallı halime de merhamet et!
Allah’ım!
Hz. Muhammed ve âline salât eyle!
Beni de günahlardan muhafaza eyle!
Taatinde çalıştır, yoluna güzel bir dönüş nasip et!
Tövbeyle tertemiz yap!
Himayenle destekle!
Afiyetle hayatımı yoluna koy!
Bana bağışlanma lezzetini tattır, affının özgürlüğe kavuşturduklarından, rahmetinin azat ettiklerinden eyle!
Benim için gazabından bir beraat yaz.
Tüm bunları ahirete göçmeden ve henüz dünyada iken bileceğim bir yolla bana müjdele, bunu lütfettiğine dair alamet göster.
Şüphesiz ki bu Senin keremine ağır, kudretine zor gelmez.
Hilmini zorlamaz. Bunca delil ve işaretleri bulunan bol ihsanların arasında çok yer tutmaz.
Sen ki, dilediğini yapansın, istediğine hükmedensin.
Senin her şeye gücün yeter.
Allah, Hz. Muhammed ve temiz âline de salât eylesin!
İmam zeynelabidin
sahife-i seccadie
nesil yayınları