Sayfa 1/3 123 SonSon
21 sonuçtan 1 ile 10 arası

Konu: Risale-i Nur Mütalaa Edelim

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 9.735, Level: 66
    Points: 9.735, Level: 66
    Level completed: 22%,
    Points required for next Level: 315
    Level completed: 22%, Points required for next Level: 315
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Nuralanur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jul 2009
    Yer
    xxx
    Mesajlar
    1.617
    Points
    9.735
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    18

    Risale-i Nur Mütalaa Edelim

    Selamun Aleyküm Arkadaşlar risale-i nurları okuyoruz ama bazı yerlerini anlayamıyoruz o yüzden böyle bir konu açma gereği duydum.
    Bundan sonra bu konu altında risale-i nurdan anlayamadığımız konuları bu başlık altın bizlerle paylaşırsanız burada birbirimize yardımcı olabiliriz.
    Bizim anlayamadığımız bir konuyu abilerimiz ablalarımz kardeşlerimiz anlamış olabir burda bizleride bilgilendirmiş olur.

    Bismillah her hayrın başıdır ....O zaman bizde bismillahla başlayalım .



    On Üçüncü Sözün İkinci Makamı

    بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

    Cazibedar bir fitne içinde bulunan ve daha aklını
    kaybetmeyen bazı gençlerle bir muhaveredir


    BİR KISIM GENÇLER tarafından, şimdiki aldatıcı ve cazibedar lehviyat ve hevesatın hücumları karşısında, “Âhiretimizi ne suretle kurtaracağız?” diye, Risale-i Nur’dan medet istediler Ben de Risale-i Nur’un şahs-ı mânevîsi namına onlara dedim ki:

    Kabir var; hiç kimse inkâr edemez Herkes, ister istemez oraya girecek Ve oraya girmek için de üç tarzda, üç yoldan başka yol yok

    Birinci yol: O kabir, ehl-i iman için bu dünyadan daha güzel bir âlemin kapısıdır


    İkinci yol: Âhireti tasdik eden, fakat sefahet ve dalâlette gidenlere, bir haps i ebedî ve bütün dostlarından bir tecrit içinde bir haps-i münferit, yalnız başına bir hapis kapısıdır 2 Öyle gördüğü ve itikad ettiği; ve inandığı gibi hareket etmediği için, öyle muamele görecek


    Üçüncü yol: Âhirete inanmayan ehl-i inkâr ve dalâlet için, bir idam-ı ebedî kapısı, yani hem kendisini, hem bütün sevdiklerini idam edecek bir darağacıdır Öyle bildiği için, cezası olarak aynını görecek

    Bu iki şık bedihîdir; delil istemiyor, gözle görünür Madem ecel gizlidir; her vakit ölüm, başını kesmek için gelebiliyor ve genç, ihtiyar farkı yoktur
    Elbette, daima gözü önünde öyle büyük, dehşetli bir mesele karşısında biçare insan, o idam-ı ebedî, o dipsiz, nihayetsiz haps-i münferitten kurtulmak çaresini aramak ve kabir kapısını bir âlem-i bâkîye, bir saadet-i ebediyeye ve âlem-i nura açılan bir kapıya kendi hakkında çevirmek hadisesi, o insanın dünya kadar büyük bir meselesidir


    Abilerim ablalarım bu üç yolu biraz açıklarsa çok sevinirim nasıl anlamalıyız .
    Allah’a bin kere hamd olsun. Sonra, ben cemiyetin iman selâmeti yolunda âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmi beş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun.

  2. #2
    BaRLa
    BaRLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Risale-i Nur Mütalaa Edelim

    Birinci yol açık yinede şöyle diyebilirim Allaha iman etmiş ve emir ve yasaklarından korkup iman üzere amel edenler için kabir kapısı ve ölüm saadet menzillerine açılan bir kapıdır hem kabir o saadet menzilleri seyir ve temaşa etmek için bir bekleme salonu gibi olacak inşallah..

    ikinci yolki o yolda gidenlere bir misal vermek istiyorum ahir zamanda hem Allaha iman ettiğini söyleyen hemde şans oyunlarından başını kaldırmayan(kumar) ve akşamları haram içecekleri içmekten ve zina yapmaktan utanmayan bir gurup olup aynı zamanda cumayada herkesten önce koşan bir kısım insanlar olduğunu düşünüyorum.. ve bu gurup dalalette sarhoşane (manevi sarhoşluk) gittiklerinden kabri dünyada gördüğü ikimetrelik bir çukurdan ibaret olduğunu varsayıp öyle itikad ettiğinden ölümünde de kabri aynen öyle bir karanlık çukur olacak ..


    üçüncü gurup oda bedehidir ayetlerde şiddetele cehennem ateşi ile tehdid edilen Allahı inkar eden şirk koşan ve hayatı yalnız bu dünyadan ibaret olduğunu varsayan ehli dalalet gurubudur bunlarda öyle gördüğü için cehennemin derekelerinde sevdiklerinden uzak olarak yalnız başlarına ebedi azap görecekler



    aklına takılan bir nokta var ise cevaplamaya gayret edeceğim eğer tevfik refik olsa

  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 9.735, Level: 66
    Points: 9.735, Level: 66
    Level completed: 22%,
    Points required for next Level: 315
    Level completed: 22%, Points required for next Level: 315
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Nuralanur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jul 2009
    Yer
    xxx
    Mesajlar
    1.617
    Points
    9.735
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    18

    Cevap: Risale-i Nur Mütalaa Edelim

    Alıntı BaRLa Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Birinci yol açık yinede şöyle diyebilirim Allaha iman etmiş ve emir ve yasaklarından korkup iman üzere amel edenler için kabir kapısı ve ölüm saadet menzillerine açılan bir kapıdır hem kabir o saadet menzilleri seyir ve temaşa etmek için bir bekleme salonu gibi olacak inşallah..

    ikinci yolki o yolda gidenlere bir misal vermek istiyorum ahir zamanda hem Allaha iman ettiğini söyleyen hemde şans oyunlarından başını kaldırmayan(kumar) ve akşamları haram içecekleri içmekten ve zina yapmaktan utanmayan bir gurup olup aynı zamanda cumayada herkesten önce koşan bir kısım insanlar olduğunu düşünüyorum.. ve bu gurup dalalette sarhoşane (manevi sarhoşluk) gittiklerinden kabri dünyada gördüğü ikimetrelik bir çukurdan ibaret olduğunu varsayıp öyle itikad ettiğinden ölümünde de kabri aynen öyle bir karanlık çukur olacak ..


    üçüncü gurup oda bedehidir ayetlerde şiddetele cehennem ateşi ile tehdid edilen Allahı inkar eden şirk koşan ve hayatı yalnız bu dünyadan ibaret olduğunu varsayan ehli dalalet gurubudur bunlarda öyle gördüğü için cehennemin derekelerinde sevdiklerinden uzak olarak yalnız başlarına ebedi azap görecekler



    aklına takılan bir nokta var ise cevaplamaya gayret edeceğim eğer tevfik refik olsa

    Allah cc razı olsun abi çok açıklayıcı olmuş ama ben buraya takıldım haps-i münferit tek başına bir hapis biz senelerce sağdan soldan birlikte yanarız çıkarız gibi laflar duyuyorduk üstadımız ise burada haps-i münferit tek başına bir hapisten bahsediyor yani ikinci yoldan girenler bir daha sevdiği hiç kimseyle görüşemeyecek mi ?

    Bunu böyle mi anlamalıyız ? Allah cc şimdiden razı olsun
    Allah’a bin kere hamd olsun. Sonra, ben cemiyetin iman selâmeti yolunda âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmi beş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun.

  4. #4
    BaRLa
    BaRLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Risale-i Nur Mütalaa Edelim

    ikinci yoldan giden güruh son nefeste imanını kurtaramayanlar oluyor zaten imanını kurtarmış ise birinci güruhun kapsamına girer.. dediğin gibi cezasını (azabını) cektikten sonra sevdikleriyle tekrar buluşur

    aslında burada üstad ikinci güruhu bizler böyle olmayalım diye bize ders olsun diye zikrediyor

    yoksa küçük sözlerde de dikkat etsen hep iki yolda giden güruh veya kişiler var ortası yok (ahir zamanda böyle bir gurup olacağına işarettir aslında) sonundada ikinci güruhun ekserisi üçüncü güruh ile aynı sonucu paylaşıyor ve kabirde ve ebedi azabında tek başına yalnız kalıyor ünsiyet ettiği sevdiği biri cehennemde olsada görüştürülmüyor ki azabı çok elim ve azap içinde azap olsun

  5. #5
    ***
    DIŞARDA
    Points: 9.735, Level: 66
    Points: 9.735, Level: 66
    Level completed: 22%,
    Points required for next Level: 315
    Level completed: 22%, Points required for next Level: 315
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Nuralanur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jul 2009
    Yer
    xxx
    Mesajlar
    1.617
    Points
    9.735
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart Cevap: Risale-i Nur Mütalaa Edelim

    Alıntı BaRLa Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    ikinci yoldan giden güruh son nefeste imanını kurtaramayanlar oluyor zaten imanını kurtarmış ise birinci güruhun kapsamına girer.. dediğin gibi cezasını (azabını) cektikten sonra sevdikleriyle tekrar buluşur

    aslında burada üstad ikinci güruhu bizler böyle olmayalım diye bize ders olsun diye zikrediyor

    yoksa küçük sözlerde de dikkat etsen hep iki yolda giden güruh veya kişiler var ortası yok (ahir zamanda böyle bir gurup olacağına işarettir aslında) sonundada ikinci güruhun ekserisi üçüncü güruh ile aynı sonucu paylaşıyor ve kabirde ve ebedi azabında tek başına yalnız kalıyor ünsiyet ettiği sevdiği biri cehennemde olsada görüştürülmüyor ki azabı çok elim ve azap içinde azap olsun
    Allah cc bizleri ikinci ve üçüncü yoldan muhafaza etsin inşallah evet şimdi Allah cc izniyle açılmış oldu Risale-i nur böyle bişi her okuduğunda farklı bir noktayı anlamayı nasip ediyor cenab-ı hak Allah cc razı olsun

    Arkadaşlar risale-i nur külliyatında anlayamadığınız bir meseleyi burada paylaşırsanız burada birlikte abilerimizle ablalarımızla mütaala ederiz inşallah
    Allah’a bin kere hamd olsun. Sonra, ben cemiyetin iman selâmeti yolunda âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmi beş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun.

  6. #6
    ***
    DIŞARDA
    Points: 9.735, Level: 66
    Points: 9.735, Level: 66
    Level completed: 22%,
    Points required for next Level: 315
    Level completed: 22%, Points required for next Level: 315
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Nuralanur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jul 2009
    Yer
    xxx
    Mesajlar
    1.617
    Points
    9.735
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart Cevap: Risale-i Nur Mütalaa Edelim

    Biri: yaşamak için hakikî ve fıtrî rızıktır ki, taahhüd-ü Rabbânî altındadır. Hattâ o kadar muntazamdır ki, bedende, yağ ve saire suretinde iddihar olunan fıtrî rızık, hiç olmazsa yirmi günden ziyade birşey yemeden yaşatır, hayatını idame eder. Demek yirmi otuz günden evvel ve bedende müddehar olan fıtrî rızkı bitmeden zâhiren açlıktan vefat edenler rızıksızlıktan değil, belki sû-i itiyattan ve terk-i âdetten neş'et eden bir hastalıktan vefat ederler.


    İkinci kısım rızık: İtiyat, israf ve sû-i istimâlat ile tiryaki olup zaruret hükmüne geçen mecazî ve sun'î rızıktır. Bu kısım ise taahhüd-ü Rabbânî altında değil, belki ihsana tâbidir. Kâh verir, kâh vermez.
    Bu ikinci rızıkta, bahtiyar odur ki, medar-ı saadet ve lezzet olan iktisat ve kanaatle sa'y-i helâli, bir nevi ibadet ve rızık için bir fiilî dua bilerek müteşekkirâne ve minnettârâne o ihsanı kabul edip hayatını saadetkârâne geçirir. Ve bedbaht odur ki, medar-ı şekavet ve hasâret ve elem olan israf ve hırs ile sa'y-i helâli bırakarak, her kapıya başvurup, tembelkârâne ve zâlimâne ve müştekiyâne hayatını geçirir, belki öldürür.

    Şualar | 158

    Üstad burada rızk ikidir diyor burayı nasıl anlamalıyız
    Allah’a bin kere hamd olsun. Sonra, ben cemiyetin iman selâmeti yolunda âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmi beş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun.

  7. #7
    ***
    DIŞARDA
    Points: 47.246, Level: 100
    Points: 47.246, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 75,0%
    Overall activity: 75,0%
    Achievements
    MaHiR 01 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Yer
    Bir Boğaz yedi tepe
    Mesajlar
    8.028
    Points
    47.246
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: Risale-i Nur Mütalaa Edelim

    Güzel paylaşımlar için Emeğinize sağlık; Allah c.c ebeden razı olsun Kardeşlerim...
    Ben cemiyetin îman selâmeti yolunda dünyamı da âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmibeş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'ânımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım: Çünki; vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.
    13.Asrın Müceddidi
    BEDİÜZZAMAN SAİD-İ NURSİ

  8. #8
    BaRLa
    BaRLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Risale-i Nur Mütalaa Edelim

    Evet اِنَّ اللّهَ هُوَ الرَّزَّاقُ ذُو الْقُوَّةِ اْلمَتِينُ âyeti, iaşeyi ve infakı Cenab-ı Hakk'a tahsis edip hasrettiği gibi, وَمَا مِنْ دَابَّةٍ فِى اْلاَرْضِ اِلاَّ عَلَى اللّهِ رِزْقُهَا وَيَعْلَمُ مُسْتَقَرَّهَا وَمُسْتَوْدَعَهَا كُلٌّ فِى كِتَابٍ مُبِينٍ âyeti dahi, bütün insanların ve hayvanların rızıklarını taahhüd ve tekeffül-ü Rabbanî altına aldığı; hem وَكَاَيِّنْ مِنْ دَابَّةٍ لاَ َتحْمِلُ رِزْقَهَا اَللّهُ يَرْزُقُهَا وَاِيَّاكُمْ وَ هُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ âyeti de, rızkı tedarik edemeyen, âciz ve iktidarsız olan zaîf bîçarelerin rızıklarını umulmadık yerden, belki gaybdan, belki hiçten, meselâ denizin dibindeki böceklere hiçten ve bütün yavrulara umulmadık yerlerden ve bütün hayvanlara her baharda âdeta sırf gaybdan infaklarını bilfiil tekeffül ederek bilmüşahede vermekle; esbabperest insanlara dahi, esbab perdesi altında yine o veriyor diye isbat ve ilân ettiği gibi; pek çok âyât-ı Kur'aniye ve hadsiz şevahid-i kevniye, bil'ittifak herbir zîhayatın birtek Rezzak-ı Zülcelal'in rahîmiyeti ile beslendiklerini gösteriyorlar.

    كَمْ عَالِمٍ عَالِمٍ اَعْيَتْ مَذَاهِبُهُ وَ جَاهِلٍ جَاهِلٍ تَلْقَاهُ مَرْزُوقًا

    darb-ı mesel olması isbat eder ki: Rızk-ı helâl iktidar ve ihtiyar kuvvetiyle kazanılmaz, buldurulmaz. Belki çalışmasını ve sa'yini kabul eden bir merhamet tarafından verilir ve ihtiyacına acıyan bir şefkat cânibinden ihsan edilir. Fakat, rızk ikidir:

    Biri: Yaşamak için hakikî ve fıtrî rızıktır ki; taahhüd-ü Rabbanî altındadır. Hattâ o kadar muntazamdır ki; bedende yağ ve sâire suretinde iddihar olunan fıtrî rızık, hiç olmazsa yirmi günden ziyade bir şey yemeden yaşatır, hayatını idame eder. Demek yirmi-otuz günden evvel ve bedende müddehar olan fıtrî rızkı bitmeden zâhiren açlıktan vefat edenler rızıksızlıktan değil, belki su-i îtiyaddan ve terk-i âdetten neş'et eden bir hastalıktan vefat ederler.

    İkinci kısım rızk: Îtiyad, israf ve su-i istimalat ile tiryaki olup zaruret hükmüne geçen mecâzî ve sun'î rızıktır. Bu kısım ise; taahhüd-ü Rabbanî altında değil, belki ihsana tabidir. Kâh verir, kâh vermez.


    Bu ikinci rızıkta, bahtiyar odur ki; medar-ı saadet ve lezzet olan iktisad ve kanaatla sa'y-i helâli, bir nevi ibadet ve rızk için bir fiilî dua bilerek müteşekkirane ve minnetdarane o ihsanı kabul edip hayatını saadetkârâne geçirir.

    Ve bedbaht odur ki; medar-ı şekavet ve hasâret ve elem olan israf ve hırs ile sa'y-i helâli bırakarak, her kapıya başvurup, tenbelkârane ve zalîmane ve müştekiyane hayatını geçirir, belki öldürür.


    taahhüdü rabbani altında olan birinci kısım rızık örnek olarak

    ''Evet kâinatın şehadetiyle, nihayet derecede Rahman, Rahîm ve Latif ve Kerim olan Hâlık-ı Zülcelali Vel'ikram, çocukları dünyaya gönderdiği vakit, arkalarından rızıklarını gayet latif bir surette gönderip ve memeler musluğundan ağızlarına akıttığı gibi; çocuk hükmüne gelen ve çocuklardan daha ziyade merhamete lâyık ve şefkate muhtaç olan ihtiyarların rızıklarını dahi, bereket suretinde gönderir. Onların iaşelerini, tama'kâr ve bahil insanlara yükletmez.''

    Cenabı Allah insana vaad ettiği rızık bu nevidendirki tevellüdü hengamında validelerin memeler musluğundan sütü bize içiriyor bu nevi rızık ömrünün sonuna kadar devam eder.. kişi biraz büyüyüncede kendi rızkının peşinden koşmak onun ihtiyar ve iradesine bırakılmıştır arayıp bulacak ve idamei hayat edecek..



    ikinci nevi rızık ise ki oda Bir rivayete göre, peygamberimiz(a.s.m) şöyle buyurmuştur: “Allah, malı sevdiği kimseye de sevmediği kimseye de verir. Fakat imanı yalnız sevdiği kimselere verir. Allah kime imanı vermişse mutlaka onu sevmiştir"(bk. Kenzu’l-Ummal, 2032).

    Diğer bir rivayet ise şöyledir:

    “Muhakkak ki, Allah dünyayı sevdiğine de sevmediğine de verir. Fakat dini yalnız sevdiklerine verir. Allah kime dini verdiyse mutlaka onu seviyor, demektir”(Mecmau’z-Zevaid, 1/53; Kenzu’l-Ummal, h. No: 43431).

    burdan anlaşılacağı üzre eğer cenabı Allah zenginlik ve mal çokluğu ihsan etmişse bunun O'ndan olduğunu bilmek ve hakkını (sadaka ve zekat gibi) vermek rızası dairesinde istifade etmektir..

    eğer zenginlik verilmedi ise niye verilmedi gibi bir hesap sorma lüksümüz yok..



  9. #9
    ***
    DIŞARDA
    Points: 9.735, Level: 66
    Points: 9.735, Level: 66
    Level completed: 22%,
    Points required for next Level: 315
    Level completed: 22%, Points required for next Level: 315
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Nuralanur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jul 2009
    Yer
    xxx
    Mesajlar
    1.617
    Points
    9.735
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    18

    Cevap: Risale-i Nur Mütalaa Edelim

    Alıntı BaRLa Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Evet اِنَّ اللّهَ هُوَ الرَّزَّاقُ ذُو الْقُوَّةِ اْلمَتِينُ âyeti, iaşeyi ve infakı Cenab-ı Hakk'a tahsis edip hasrettiği gibi, وَمَا مِنْ دَابَّةٍ فِى اْلاَرْضِ اِلاَّ عَلَى اللّهِ رِزْقُهَا وَيَعْلَمُ مُسْتَقَرَّهَا وَمُسْتَوْدَعَهَا كُلٌّ فِى كِتَابٍ مُبِينٍ âyeti dahi, bütün insanların ve hayvanların rızıklarını taahhüd ve tekeffül-ü Rabbanî altına aldığı; hem وَكَاَيِّنْ مِنْ دَابَّةٍ لاَ َتحْمِلُ رِزْقَهَا اَللّهُ يَرْزُقُهَا وَاِيَّاكُمْ وَ هُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ âyeti de, rızkı tedarik edemeyen, âciz ve iktidarsız olan zaîf bîçarelerin rızıklarını umulmadık yerden, belki gaybdan, belki hiçten, meselâ denizin dibindeki böceklere hiçten ve bütün yavrulara umulmadık yerlerden ve bütün hayvanlara her baharda âdeta sırf gaybdan infaklarını bilfiil tekeffül ederek bilmüşahede vermekle; esbabperest insanlara dahi, esbab perdesi altında yine o veriyor diye isbat ve ilân ettiği gibi; pek çok âyât-ı Kur'aniye ve hadsiz şevahid-i kevniye, bil'ittifak herbir zîhayatın birtek Rezzak-ı Zülcelal'in rahîmiyeti ile beslendiklerini gösteriyorlar.

    كَمْ عَالِمٍ عَالِمٍ اَعْيَتْ مَذَاهِبُهُ وَ جَاهِلٍ جَاهِلٍ تَلْقَاهُ مَرْزُوقًا

    darb-ı mesel olması isbat eder ki: Rızk-ı helâl iktidar ve ihtiyar kuvvetiyle kazanılmaz, buldurulmaz. Belki çalışmasını ve sa'yini kabul eden bir merhamet tarafından verilir ve ihtiyacına acıyan bir şefkat cânibinden ihsan edilir. Fakat, rızk ikidir:

    Biri: Yaşamak için hakikî ve fıtrî rızıktır ki; taahhüd-ü Rabbanî altındadır. Hattâ o kadar muntazamdır ki; bedende yağ ve sâire suretinde iddihar olunan fıtrî rızık, hiç olmazsa yirmi günden ziyade bir şey yemeden yaşatır, hayatını idame eder. Demek yirmi-otuz günden evvel ve bedende müddehar olan fıtrî rızkı bitmeden zâhiren açlıktan vefat edenler rızıksızlıktan değil, belki su-i îtiyaddan ve terk-i âdetten neş'et eden bir hastalıktan vefat ederler.

    İkinci kısım rızk: Îtiyad, israf ve su-i istimalat ile tiryaki olup zaruret hükmüne geçen mecâzî ve sun'î rızıktır. Bu kısım ise; taahhüd-ü Rabbanî altında değil, belki ihsana tabidir. Kâh verir, kâh vermez.


    Bu ikinci rızıkta, bahtiyar odur ki; medar-ı saadet ve lezzet olan iktisad ve kanaatla sa'y-i helâli, bir nevi ibadet ve rızk için bir fiilî dua bilerek müteşekkirane ve minnetdarane o ihsanı kabul edip hayatını saadetkârâne geçirir.

    Ve bedbaht odur ki; medar-ı şekavet ve hasâret ve elem olan israf ve hırs ile sa'y-i helâli bırakarak, her kapıya başvurup, tenbelkârane ve zalîmane ve müştekiyane hayatını geçirir, belki öldürür.


    taahhüdü rabbani altında olan birinci kısım rızık örnek olarak

    ''Evet kâinatın şehadetiyle, nihayet derecede Rahman, Rahîm ve Latif ve Kerim olan Hâlık-ı Zülcelali Vel'ikram, çocukları dünyaya gönderdiği vakit, arkalarından rızıklarını gayet latif bir surette gönderip ve memeler musluğundan ağızlarına akıttığı gibi; çocuk hükmüne gelen ve çocuklardan daha ziyade merhamete lâyık ve şefkate muhtaç olan ihtiyarların rızıklarını dahi, bereket suretinde gönderir. Onların iaşelerini, tama'kâr ve bahil insanlara yükletmez.''

    Cenabı Allah insana vaad ettiği rızık bu nevidendirki tevellüdü hengamında validelerin memeler musluğundan sütü bize içiriyor bu nevi rızık ömrünün sonuna kadar devam eder.. kişi biraz büyüyüncede kendi rızkının peşinden koşmak onun ihtiyar ve iradesine bırakılmıştır arayıp bulacak ve idamei hayat edecek..



    ikinci nevi rızık ise ki oda Bir rivayete göre, peygamberimiz(a.s.m) şöyle buyurmuştur: “Allah, malı sevdiği kimseye de sevmediği kimseye de verir. Fakat imanı yalnız sevdiği kimselere verir. Allah kime imanı vermişse mutlaka onu sevmiştir"(bk. Kenzu’l-Ummal, 2032).

    Diğer bir rivayet ise şöyledir:

    “Muhakkak ki, Allah dünyayı sevdiğine de sevmediğine de verir. Fakat dini yalnız sevdiklerine verir. Allah kime dini verdiyse mutlaka onu seviyor, demektir”(Mecmau’z-Zevaid, 1/53; Kenzu’l-Ummal, h. No: 43431).

    burdan anlaşılacağı üzre eğer cenabı Allah zenginlik ve mal çokluğu ihsan etmişse bunun O'ndan olduğunu bilmek ve hakkını (sadaka ve zekat gibi) vermek rızası dairesinde istifade etmektir..

    eğer zenginlik verilmedi ise niye verilmedi gibi bir hesap sorma lüksümüz yok..


    Abi bu güzel açıklama için çok teşekkür ederim Rabbim ebeden razı olsun insan bu hakikatları okurken hem düşünüyor bu düşünmede tefekkür oluyor ;

    Hz. Muhammed (s.a.s)'e en çok etki eden ayetlerden biri, tefekkürle ilgilidir. İki kişi Hz. Âîşe (r.a)'ı ziyaret etmişler. Onlardan biri, "Hz. Muhammed (s.a.s)'de gördüğünüz etkileyici bir şeyi bize anlatır mısınız?" deyince, Hz. Âîşe (r.an) şöyle demiştir:

    "Resulullah (s.a.s) bir gece kalktı, abdest alıp namaz kıldı. Namazda çok ağladı. Gözlerinden akan yaşlar sakallarını ve secde esnasında yerleri ıslattı. Sabah ezanı için gelen Hz. Bilâl (r.a):

    "Ya Resulullah (s.a.s)! Geçmiş ve gelecek bütün günahlarınız affedildiği halde, sizi ağlatan nedir?" deyince, o: "Bu gece Yüce ALLAH bir ayet indirdi. Beni bu ayet ağlatmaktadır" dedi ve ayeti okudu:

    "Göklerin ve yerin yaratılışında, gecenin ve gündüzün gidip gelişinde elbette aklıselim sahipleri için ibret verici deliller vardır” (Âl-i İmrân, 3/190).

    Ondan sonra Resulullah (s.a.s): "Bu ayeti okuyup da üzerinde tefekkürde bulunmayan, düşünmeyen kişilere yazıklar olsun" dedi.

    Bu ayette, tefekküre davet edilen akıl sahiplerinin durumunu açıklayan bir sonraki ayetin meâli de şöyledir:

    "Onlar ayakta, oturarak ve yanları üzerine yatarken ALLAH'ı anarlar, gözlerin ve yerin yaratılışı üzerinde tefekkür ederler (düşünürler). Rabbimiz (derler), bunu boş yere yaratmadın, sen yücesin, bizi ateş azabından koru!.." (Âl-i İmrân, 3/191).
    Allah’a bin kere hamd olsun. Sonra, ben cemiyetin iman selâmeti yolunda âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmi beş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun.

  10. #10
    BaRLa
    BaRLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Risale-i Nur Mütalaa Edelim

    kasır fehmimle ettiğim izahatı iştiyak gösterip okuduğunuz için Allah razı olsun diyorum ancak bütün teşekkür ve liyakat bana bu ufku kazandıran risale-i nur hakikatlarına aittir

    teffekkür hakikaten üzerinde ehemmiyetle durulması gereken bir konudur inşallah bir vakit bu konu üzerinde duralım

Sayfa 1/3 123 SonSon

Benzer Konular

  1. Tevbe Edelim...!!!
    By SiLa in forum Dua Deryası
    Cevaplar: 4
    Son Mesaj: 25.03.10, 14:47
  2. Gelin İman Edelim
    By Reyhani in forum Tasavvuf Yazıları
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 15.08.09, 10:31
  3. Dua edelim, tevbe edelim, tevekkül edelim...
    By Reyhani in forum Namaz ve Abdest
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 07.08.09, 08:24
  4. Düşünelim...Ve Tefekkür Edelim-2
    By GonulFenerı in forum Kuran-ı Kerim
    Cevaplar: 18
    Son Mesaj: 10.01.09, 13:48
  5. Düşünelim...Ve Tefekkür Edelim-1
    By GonulFenerı in forum Kuran-ı Kerim
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 06.12.08, 13:40

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •