***
DIŞARDA
Points: 455.346, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 100,0%
Achievements


Aklın önündeki engeller
AKLIN ÖNÜNDEKİ ENGELLER
Önceki bölümlerde de bahsedildiği gibi, her insan akıllı olma ve aklın kazandırdığı güzelliklerden yararlanma imkanına sahiptir. Bunun için yapması gereken şey, Allah'ın büyüklüğünü görmek ve dünyadaki yaşamını O'na gereği gibi kulluk ederek geçirmektir. Bu gerçeği kavrayan bir insan artık dosdoğru bir yolu izlemektedir. Çünkü iman eden bir insanı yönlendiren, ona yol gösteren tek rehber Kuran'dır. Allah Kuran'da aklı örten tüm konuları açıklamış ve insanlara bunlardan arınmanın yollarını göstermiştir.
Allah'ın çağrısına uyan kişinin aklı, üzerini örten tüm pisliklerden arınarak, temiz ve berrak bir hal alır. Bu temizliği sağlayan şey ise Kuran'ın ve imanın kazandırdığı temiz mantık örgüsü ve doğru düşünme yeteneğidir. İnsan cahiliye toplumunun mantık örgüsünden, düşünce yapısından ve bu hayatın getirdiği pisliklerden ne kadar arınır ve Kuran ahlakını ne kadar yaşarsa aklı da o kadar gelişir. Cahiliye alışkanlıklarının her birinden kurtulduğunda, aklının üzerindeki baskılardan da kurtulur ve böylece Kuran'da bahsedilen akıl sahibi kimselerden olur. Bunun aksinde ise, aklın önü engellerle dolar ve kişi bile bile kendini helake sürüklemiş olur.
Bu bölümde Kuran'da Allah'ın aklı örteceğini bildirdiği konulara değinilecektir. Ayrıca bunlardan kurtulmanın yine sadece Kuran'da bildirilen çözümleri de ortaya konacaktır.
ŞİRK
Şirk, bir insanın Allah'a ortaklar koşması, kendine Allah'ın dışında ilahlar edinmesi demektir. Şirk koşan kişinin ilah edindiği değerler, bir insan veya herhangi bir canlı olabileceği gibi, bir tutkuyu veya bir ideali hayatının amacı haline getirmek de olabilir. Kişi bu değerleri Allah'ın rızasını kazanmaktan daha önemli görüyorsa, ona Allah'tan daha çok ya da eşdeğerde bir sevgi duyuyorsa, işte o kişi Allah'a şirk koşuyor demektir.
Kuran'da anlatılan şirk budur; ancak insanların çoğu şirkin bu asıl anlamından habersizdirler. "Allah'a ortak koşmayı" peygamber döneminde yaşayan kimselerin taştan yonttukları putlara tapmaları olarak yorumlarlar. Oysa günümüzde şirkin binlerce farklı türü yaşanabilmektedir. Bir insanın Allah'a inandığını söylediği halde, hayatını Allah'ı hoşnut etmek için geçirmemesi, O'nun kendisine bildirdiği ibadetleri yerine getirmemesi, Rabbimizin beğendiği ahlakı yaşamaması, bunun yerine hayatını sadece kendi dünyevi ideallerini gerçekleştirmek uğruna tüketmesi de şirktir. Yine aynı şekilde kendisini yaratan ve sayısız nimet sunan Yaratıcımızı unutup, bir başka varlığı Allah'tan daha çok sevip, ona daha fazla kıymet vermesi, Allah'ı razı edeceği yerde, aklını ve vaktini onu mutlu etmeye ve kendini ona sevdirmeye harcaması da şirktir. İnsanlardan eşini, çocuklarını, annesini, babasını, evliliğini, okulunu, mesleğini, malını, dünyevi hırslarını, hatta kendisini bile Allah'a şirk koşabilen kimselere rastlamak mümkündür. Bu kimseler gözlerinde büyüttükleri bu kavramları ya da kişileri bir anlamda ilahlaştırmakla ve tüm tavırlarını da bu bakış açısına göre düzenlemekle bu hataya düşerler. Oysa Allah'tan başka bir ilah yoktur ve aksi bir tavra girmek de Allah adına yalan söylemek ve Allah'ın büyüklüğünü gereği gibi takdir edememek olur.
Kendisini ve tüm evreni kusursuzca yaratan Allah'ın sonsuz kudretini takdir edemeyen böyle bir insan da, kuşkusuz açık bir akılsızlık içindedir. Çünkü şirk koşan kişi hem dünyada huzurlu bir hayat yaşayamaz, hem de ahirette Allah'ın azabı ile karşılaşır. Allah Kuran'da şirk koşanların tüm fiillerinin boşa çıkacağını haber verir:
Andolsun, sana ve senden öncekilere vahyolundu (ki): "Eğer şirk koşacak olursan, şüphesiz amellerin boşa çıkacak ve elbette sen, hüsrana uğrayanlardan olacaksın." (Zümer Suresi, 65)
Ayrıca başka bir ayette şirk koşanların affedilmeyeceği de bildirilir:
Gerçekten, Allah, Kendisi'ne şirk koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında kalanı ise, dilediğini bağışlar. Kim Allah'a şirk koşarsa, doğrusu büyük bir günahla iftira etmiş olur. (Nisa Suresi, 48)
Bir başka ayette ise Hz. Lokman'ın, oğluna verdiği bir öğütle şirkin zulüm olduğunu hatırlattığına dikkat çekilmiştir:
Hani Lukman oğluna -öğüt vererek- demişti ki; "Ey oğlum, Allah'a şirk koşma. Şüphesiz şirk, gerçekten büyük bir zulümdür." (Lokman Suresi, 13)
Ayette de görüldüğü gibi Allah şirki bir zulüm olarak nitelendirmiştir. Şirk, insanın Allah'a karşı bir suç işlemesinin yanında aynı zamanda kendisine de zulmetmesidir. Zira şirke düşen bir insan büyük bir yanılgıya düştüğü için, bu çarpık mantık üzerine kurduğu hayatı da sayısız yanlışlıklarla doludur. Bu durumda Allah'a şirk koşan bir insan için akıldan ve aklın kazandırdığı nimetlerden söz edebilmek mümkün değildir. Çünkü Allah inkar edenlerin ve Allah'a karşı büyüklenip haksız yere iftira edenlerin kalplerini mühürler ve anlayışlarını kapatır.
Böyle bir durumdan kurtulabilmek ve gerçekten akledebilen bir insan olabilmek için yapılması gereken şey, Allah'ın büyüklüğünü takdir edebilmek ve O'ndan başka bir ilah edinmemektir. Zira aklın üzerindeki örtü ancak bu şekilde kalkabilir ve akıl ancak bu şekilde açılabilir.