
Allah(c.c); Rahmetini,bereketini,lutfunu,i kramını vermek istediği kimseyi bir nakış gibi işler..
Kul bu ince işleme sanatının farkına varıncaya kadar ,bu nakış inceden inceye işlemeye devam eder.
Kul farkına varsın diye yüce nakkaş; nakışın bazı kaba yerlerini düzeltmek adına ,
ve kul incelidiğini hissetsin diye, önceleri bir sarsıntı ile başlatır her şeyi..
Kalpteki paslar,ruhtaki ümitsizlikler,acılar,hüzünler silkelenip dökülsün,
daralmış,kaskatı kesilmiş kalp,genişleyip yumuşasın diye ...
Nihayetinde şeffaflaşan kalpten sızıp giden acılarına şahit olan kul ,
her hadisenin ardını görebilecek kıvama gelir.
Artık şer gibi duran her olayın ardından bir hayır doğabileceğini ,
ve uzun ince bir yolda olup Allah(cc)'a taşıyan nice sırların gizlendiğini idrak eder.
Bu yolda ,Rahmani nice sürprizlere tanık olur..
Bu şevke boyanan kul ,Kuran kokan konaklara uğratılır.
Buralarda konaklayıp Kendisine Kur'an sevgisi içirilir.
İçtikçe uzun,uzun secde ve ibadetlerle teşekkürünü sunar Rahmeti sonsuza.
Kendisine Adem'e öğretilen nedamet kelimeleri giydirilir sonra..
Dua etmesini öğrenir....
(Rabbim ben nefsime zulmettim beni bağışlamaz isen kaybedenlerden olurum.Araf 23)
Ayetlerin manaları iner kendisine yeniden bir bir ,ve inkılab başlar yürek devletinde..
Kalbine üfürülür niçinler,nasıllar..nedenler...
Ağlamayı öğrenir sonra..
En önemliside şer gibi görünen şeyleri hayra çevirmesini öğrenir ki,şerrin içindeki hayrı görebilsin.
Allah'ın hiçbir kuluna zarar vermeyeceğini onu her zaman koruyacağını,
şefkat göstereceğini öğrenir Yakuptan.
ve Yakub'un duasına takılıp;
(Allah en hayırlı koruyucudur.o erhamurrahimindir.Yusuf 64)
...Meleklerin duasına iştirak eder
Sen yücelerin yücesisin
Senin Bize öğrettiğinden başka hiçbir bilgimizyok.
Gerçekten Sen herşeyi bilen,
hüküm ve hikmet sahibisin.
Bakara 32
Seyfettin Budak
