![]()
Allah (c.c) Hz.’lerinin, Kuran-ı kerimden zikri emreden ayei kerimelerinden bir kaçını gözlemleyelim:
“Allah’ı çokca zikredin (anın ki), kurtulasınız” (Cuma 10).
“Ey iman edenler Allah-ı kalbinizle ve dilinizle çeşitli tesbihlerle çok zikredin.” (Ahzab: 41-42).
Allah (c.c) Hazretleri, Habibi’ne dahi kendisini tesbih etmesini şöyle emrediyor:
“(Ey Resulüm) Rabbini güneşin doğuşundan önce ve batmadan önce hamd ile tespih et. Bir de gecenin bir kısmında ve namazların sonlarında Allah-ı tesbih et”.
(Kaf: 39-40). Allah-u Zül-Celal Hazretleri, evrenin zikrini de şöyle bildiriyor:
“Tüm göklerde olanlar, tüm yerde bulunanalar hep Allah-ı tesbih etmekte. O, Yücedir Azizdir-Her şeye kaadirdir, Hakimdir-Hikmet sahibidir.” (Haşr. 1).
“Yedi gök ve yer bir de bunlar içinde bulunanlar cümlesi Allah-ı tesbih ederler. Hiç bir varlık yoktur ki, O, nu şükür ile tesbih etmesin. Fakat siz, onların tesbihini anlamazsınız. O,Halim’dir, Gafur’dur.” (İsra: 44). Kuran-ı Kerim de böyle zikri, tesbihi emreden ayet-i kerimeler pek çoktur. Kur-an-ı Kerim de tüm ibadatler zikir sayılmaktadır. Zikir: Allah (c.c) Hz.’lerini anmaktır. İbadetin şekli ne olrsa olsun hepsinde Allah (c.c) anıldığı için zikirdir. Nitekim Enbiya Suresi 50. ayet-i kerimesinde buyuruluyor ki: “Ey iman edenler Cuma günü namaz için ezan okunduğu zaman hemen Allah’ın zikrine gidin.” Bu ayet-i kerimelerden anlaşılıyor ki, Kur’an Namaz hepsi zikrin içine giriyor. Demek oluyor ki tüm ibadetler zikir kelimesiy le ifade ediliyor. Zikirlerinen faziletlisi ve en üstünü gerek tefekkürle, gerekse isimlerinden birini dille ya da kalple söyleyerek sürekli Allah (c.c) Hazretleriyle beraber olmaktır. Namazda bu zikirlerin hepsi mevcut olduğu gibi bu zikirlere devam etmek de devamlı namaz kılmak sayılır. Bakınız Mevlana Sultan ne Söylemiş: “Halkı aydınlatan, yol gösteren alimlerin namazı beş vakittir. Fakat aşıklar devamlı namaz içindedirler” “Allah aşkının mahmurluğu bulunan başlar ne beş vakitle yetinir ne de dinlenir, Onlar, namaz dışında da sürekli tefekkür ve zikir içerisinde bulunur, bu yolla da, Alah’a yakınlık dereceleri artar, ve O’nun tecellilerinden Ayrılmazlar.”