EL-MUAHHİR (C.C.)

“İstediğini sona bırakan ve arkaya koyan.”

Aziz ve celil olan Allah dilediğini ileri aldığı gibi, iste­diğini de geri bırakır.

Bazı kere öyle olur ki, insan kendini parçalayacak derecede çalışır, çırpınır, fakat bir adım ileri gidemez.

Bunda mutlaka bir hikmet vardır.

Bazı kere de âfet gibi görünen şeylerin arkası nimettir.

Kul yalnız O'na teslim olmalı, herşeyi O'ndan bilmelidir.

İhlâs ve güzel bir niyetle yapılan bütün işler ibadettir.

Kolayca eie geçen ni­metlerin kıymeti pek bilinmez.

O sebeple Allahü Teâlâ güçlükler, meşakkatler verir ki, bu da kul hesabına bir lütuftur.

Çünkü alın teri olmadan kazanılan servetler çok zaman günah ve isyan yollarında harcanır.

Elbet kimin ne yapacağını ve ne niyet taşıdığını bilen de Allah'tır.

Herşeyi Allah'ın kudret elinde olan kul, kendisinin ile­ri alındığına veya geri bırakıldığına değil, ancak Rabb-i Kerimi ile aşinalık te'sisine, onun muhabbet ve dost­luğuna ehemmiyet vermelidir.

Bir kuldan o razı olduktan sonra, bütün âlem küs olsa ne gam...

İki cihanda da devlet ve saadet, Allah'ın razı olacağı işleri yapmaktır.

Şu bir gerçektir ki, Allahü Teâlâ'nın emirlerine, âdâb ve erkânına dikkatle riayet edenler, şükür ve ubudiyeti eksik etmeyenler yükselir, ileri geçer, nefsin ve nevanın yaylasında at koşturanlar arkada kalırlar.

Dünya az bir zaman onların yüzüne gülse bile, âhiretleri tam bir perişanlıktır.

Alemde en önde giden insanların en sona, sonda olan­ların da öne geçtiği çok görülmüştür. İnsan bir nimetin kadrini bilmezse o nimet elinden alınıverir. Mustafa Necati Bursalı, Esma-i Hüsna Şerhi, Erhan Yayınları: 252-253.