2 sonuçtan 1 ile 2 arası

Konu: cenaze için devir

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 3.178, Level: 34
    Points: 3.178, Level: 34
    Level completed: 86%,
    Points required for next Level: 22
    Level completed: 86%, Points required for next Level: 22
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    dilekecrin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Üye

    Üyelik tarihi
    Jan 2011
    Mesajlar
    1
    Points
    3.178
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    0

    Standart cenaze için devir

    babamı kaybettim cenazeden sonra Kuran okunup devir yapılır diye biliyordum,kılmadıgı namaz ve tutmadıgı oruclar için bu yapılmadı,cenazye gelen misafirlere 300 kişilik yemek masrafı alındı bizden bu babamın hayrına gecermi?? devir yapılır mı ?:confused::confused::confused :

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 455.346, Level: 100
    Points: 455.346, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 100,0%
    Overall activity: 100,0%
    Achievements
    SiLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    EMEKTAR KURUCU

    .
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    ISPARTA
    Mesajlar
    18.956
    Points
    455.346
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: cenaze için devir

    Başınız sağ olsun kardeşim.RABBİM Efendimizn sabrından versin.babanızın mekanı cennet olsun...

    Devir konusunda benim de bildiğime göre günümüzde çok yerde deviri kaldırdılar.eskilerden ölünün ardından devir sürdürülürdü kişinin yaşı hesaplanır yaşına göre devir süren hocaya üçret ödenirdi.şimdilerde bazı kesimlerde devir diye bişi yok.ama bazı kesimlerde de halen devir süren yerler var.bu konu hakkında bir bilgi ekliyorum inş. sizede faydalı olur....


    DEVİR


    Kişinin sağlığında harcadığı bir dirhem, ölümü anında bir köle azad etmesinden daha efdaldır. (Ramuz’ul Ehadis Hadis No: 3547)
    O yetimlerin vasisi yoksa onların evinden su içmek bile caiz olmuyor; devir çekeceğim diye yetimin malını alır, yerse haram olmaz mı? Sen Allah’a karşı suçu işledin, ceza olarak on yetim doyur. Bir kurban kes, yetimlere dağıt veya on yetimi giydir. Allah seni affeder, diyoruz da devir çekiyorum diye, ölünün geçmiş namazını, yeminini, orucunun vebalini boynuna alıp, yetimin yiyeceği malını, yüz binlerce lirasını alır yersen haram olmaz mı? Bu devir işi kesinlikle fakıirlere, orta hallilere uygulanmaz.

    Çok aşırı zenginlere, onlarda hayrına harcamak için yüz milyonları ayırmışlarsa, ayrılan paranın üçte birisi: yetim, fakir, acınacak durumda olanlara verilir.
    Üçte birisi cami, çeşme, köprü, yol, su gibi hayrat olacak yerlere verilir.
    Üçte biri de ölünün hayrına, Kur’an, mevlid, hatim yaptırılır, âlimlere verilir.
    Âlim Kur’an, mevlid hatim okur. Buna da kesim keserse aldığı para haram olur. Allah rızasının dışında Kur’an okunmaz. Okursa Allah rızasının dışına çıkmış olur. Okuyan sırf Allah rızası için okur. Veren okuduğunun hakkını değil de hediye olarak verir. Zengine, para verecek diye gider, okur. Parayı hiç istemese bile gitmesi para içindir. Fakire gitmediği yine parası olmadığı içindir. Allah’u tealâ bunları çok iyi biliyor. Onun için fakire daha iştahlı gitmesi lazım. Para istemez, almaz, kendileri ne verirse hediye olarak alır. Aksi takdirde yine haram olur.
    Devir işini Bilâl babama sordular. Şöyle buyurdu :
    Devir : Farz değil, vacip değil, sünnet değil, Ashablar zamanında yapılmamış, Tabiinler zamanında da yapılmamış, mezhep imamları zamanında da yapılmamış; daha sonra âlimlerin toplanıp karar verdiği öyle yapılsın dediğidir. Edile-i Şer’iyenin içinde kıyası fukahadandır.Devrin aslı zenginlere tatbik edilmek için kurulmuştur.
    Evvelce zengin paşalar, vezirler, padişahlar vefat edince geriye çok malı kalır. Bunun hayır taksimi nasıl olması lazım diye düşünmüşler ve bu kararı vermişler. O da şöyle ki:
    O ölüye yapılacak hayır ya vasiyeti üzere, yahutta çocuklarının isteği üzere o maldan bir kısım hayrına ayrılır. O ölüye hayır için ayrılan para üçe taksim edilir:
    Üçte biri : Doğrudan yetimlerin, fakirlerin ve muhtaçların cebine girer. Hiçbir el değişmeden, hiçbir şart konuşulmadan, hiçbir menfaat beklemeden doğrudan yetim ve fakirlerin cebine girer.
    İkinci üçte biri : Câmi, çeşme, köprü ve yol gibi hayır işlerine verilir.
    Üçüncü üçte biri : Ölünün ruhuna mevlid okutulur. Kur’an Hatim ettirilir. Bunlarda hocalara alimlere verilir. Yani hoca gelir, Allah için okur. Cenaze sahibi kendisine bir şey verse de vermese de hiç kalbine bir şey getirmez. Ben Allah rızası için okuıdum, der. Cenaze sahibi hocanın Kur’an ve mevlid okuduğu için değil sadece hediye olarak verir. O da hediye olarak kabul eder.
    Davetçinin davetini kabul edin, hediyeyi red etmeyin, Müslümanları dövmeyin. (Ramuz’ul-Ehadis, Hadis No:168)
    Şimdi zamanımızda devir farzmış, her cenaze sahibinin muhakkak yapması lazımmış gibi millette bir inançvar. Halbuki fakir bir adam ölürse, onun malından alma değil, yetimlerine verilmesini Allah (Celle Celâluhû) emrediyor.
    Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem), borcu ödenmeyen cenazenin namazını kıldırmıyor. Ya borcunu veriyorlar yahutta Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) ödüyor. Ondan sonra cenaze namazını kıldırıyor. Şimdi de ıskattı,yemindi diye borcunu ödeme yapılmadığı gibi borcunun üstüne borç yaptırılıyor. Eğer yapılacaksa Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) gibi borcunu ver. Peygamberimiz ve eshablar cenaze borçlu gitmesin diye servetlerini veriyorlar. Şimdi ise ıskattı diye borç üstüne borç kattırıyoruz.
    Bir insan ölüncüye kadar mal kendisinindir. Öldükten sonra o mal çocuklarınındır. Kendisinin hiçbir hakkı yoktur. Çocukları yapmazsa borçlu değil, onun için çocukların yapamıyacağı ağır bir vasiyet yapmak doğru değildir. En doğrusu, en makbulu kendisi sağ, gü,cü ve kuvveti yerinde, dünyada ümidi varken kendi eli ile yaptığı hayır, işte o hakiki tam hayır sayılır. Dünyada sağlığında kazandığı malına, parasına kıyamamış, hayır yapmamış veya az yapmış, artık dünyadan ümidini kesince, malını mirascılar alacak, elinden çıkacak, sele gidecek malını kim tutarsa, onun olsun der gibi veya nasıl olsa kalıyor, şunu şuraya, bunu buraya verin, der. Kendisinin sıhhatı yerinde iken yaptığı hayır gibi olmasına imkmân var mı?


    Sen sıhhatte iken mala kıyamazken, fakirlikten korkarken ve yaşamayı umarken tasadduk et, can hulkuma (boğaza) gelinceye kadar tehir etme. Can boğaza gelip dayandığında falana şunu veriyorum, şu da falanın olsun deme, Zaten o zaman, o falanın olmuştur bile. (Ramuz’ul-Ehadis Hadis No: 1890)
    Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) sıhhatın yerinde fakirlikten korkarken ver diyor. Devri, ne kendisi ne de ashabı ve tabiinler yapmamışlar. Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) in sözü ihmal ediliyor. Bir insan öleceği zaman vasiyet etsin. Vasiyetine göre de de devir yapılsın. İşte Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem)in yukardaki hadisi şerifinde “ölürken değil, sıhhatın yerinde iken sen tasadduk et” buyuryor.
    Bunun için gençlikte yapılan ibadet
    Ve yapılan hayrın kıymeti Allah yanında altın gibidir. İhtiyarlıkta yapılan ibadet ve yapılan Hyırda gümüş gibidir. Öleceği zaman, ölüm döşeğinde yatarken dünyadan ümidini kesip vasiyet yapması bakır gibidir. Her şey böyledir. (Zuhurat-ı Bilâl-i Nâdirî, Cild-3, Sayfa 496-500)

    Devir: Ölenin malı, Hakkullah’a ait borçlarını karşılayacak durumda değilse, muayyen bir parayı devir ettirmek suretiyle mevcut borcu karşılayacak hale getirmektir.

    Devrin yapılmasını doğru bulmayanların görüşleri
    Devrin ismine Asr-ı Saadette rastlanmadığı gibi, tabiin devrinde de rastlanmamıştır. Çünkü o devrin fakihleri böyle bir yol tutmamışlardı.
    Devir yapılması ile ilgili Âyet ve Hadis’e rastlanmadığı gibi, üzerinde icmâ ve kıyas da vaki olmamıştır. Hele Fıkhî meselelerin önderi olan ve sayısız fetvaları ile İslâm’a ışık tutan mezhep imamları; bu konu üzerinde hiç durmamışlardır. Çünkü adı geçen konu üzerinde naklî bir delil mevcut olmadığı gibi, aklî bir delilin de geçerli olacağına inanmamışlardır.
    Binaenaleyh, gerek mezhep imamları; gerekse onların açtığı yolda büyük mesafeler katederek onaltıncı asrın başlarına kadar gelen İslâm hukukçuları, devir yapmanın bir çare-i hal olacağına asla taraftar olmamışlardır. Çok iyi niyetlerle taraftar görünenlerde yukarda bahsedildiği üzere- bir takım şartlar dahilinde devir’e “evet” demişlerdir. Yoksa bazılarımızın anladığı gibi soyut bir kural olarak değerlendirmemişlerdir.
    Eğer devir’e “hayır “ diyen âlim ve fakihlerin isimlerinden bahsedilmesi gerekse idi; muhakkak ki, ciltlerle eserler meydana gelirdi..

    Diyanet İşleri Başkanlığının Görüşü

    Bu hususta Diyanet işleri başkanlığının bu konu ile ilgili bir tamim neşredilmiştir. Eski adı ile “Müşavere” yeni adı ile “Yüksek din kurulu” olan bu ilmî müessesenin kararını aşağıya alıyoruz:
    Diyanet İşleri Başkanlığı
    Müşavere kurulu : 22
    Tarih : 15. 1. 1965

    Yüksek başkanlıkça 6.1.1965 tarih ve 519-1306 sayılarla kurulumuza havale buyurulan Devir ve İskat hakkındaki Dutluca Nahiyesinden Mahmut Tuncer ve KırıkKale’den Mühimmat fabrikası puvantörü Rıza Civgöz’ün 29.12. 1964 günü dilekçeleri incelendi :
    Kur’an-ı Kerim’de özür dolayısı ile tutulamayan oruçlar için (fidye) verilmesi emrolunmuş ise de kılınamayan namazlar için böyle bir emir gelmemiş; Peygamberimiz efendimiz tarafından da bildirilmemiştir. Esasen namazın kaza edilmesi orucun kaza edilmesinden daha kolay olduğu gibi bir insan vücutca ne kadar halsiz olsa imâ ile de namazı caizdir. Özür sahibi ise her namazda abdest alabilir. Hulasa oruç ile namazı aynı şekilde mütalaa etmek mümkün değidir. Peygamberimiz uzun yıllar namaz kılmayan için “Namazı terk eden kimseden Allah’ın zimmeti kalkar. (Yani onu Allah korumaz Peygamber şefaatte bulunmaz) buyurdukları nazarı dikkate alınarak, bu ağır durumun para ile düzelmesi düşünülemez. Sonra zenginin namaz borcunu para ile ödediği kabul edilse, parası olmayan fakir ne yapacaktır.
    Ancak bazı kazaya kalmış namazların müddeti hayatında kılınmamış ve son nefesinde bu borcunu müdrik olarak kefaret için malını vasiyet eden musalli bir insan hakkında, zayıf bir rivayete dayanan bir söze göre İmam Muhammed’in bulduğu çare böyle mahduıt namaz borçlarını, oruç borcuna ilhak etmek tarzında olmuştur. Bu husus diğer Hanefi İmamları ile başka mezheplerin hiç birisi tarafından kabul edilmemiştir.İmam Muhammed’in bu sözü kesin bir hüküm taşımaz. Esasen bu husus Cenab-ı Hakkın kabulünü ümit etmek yolunda olup; namaz borcundan tamamen ibrayı tazam-
    mun etmez. Böyle bir durumda vasiyet edilen para, mahdut namaz borcuna kifayet edebilir. Meselâ 100 namaz borcu olsa, 250 lira kadar bir para verilir. Bunun aynen fakirlere tasadduk edilmesi kabildir. Fakat 20 sene namaz kılmamış bir insanın üzerinde 36.500 namaz borcu olduğundan bunu ödemek için 91.250 liraya ihtiyaç hasıl olur. Böyle külliyetli bir para kolayca verilemiye-
    ceği için de devir yapmak zarureti meydana gelir. Vasiyet edilen para 2000 lira ise 45 defa yapılması icap eden devir, cidden gülünç bir hal arzeder. İlmi her şeyi muhit olan Cenab-ı Hakka karşı böyle bir tutumla namaz borcundan sıyrılmağa kalkışmak namazın hikmeti teşriiyesi ile asla bağdaşamaz.
    Devrin asıl feci şekli köylerde fakir insanların ölümünde vukua gelir. Cenaze evine gelen her köy imamının teklifi ile evde bulunan kap-kacak, çift hayvan vesairenin satılarak devir yapıldığı bazı şikayetlerden anlaşılmaktadır. Bu yüzden ölenin çoluğu çocuğu büsbütün yoksullaştığında şüphe yoktur. Bundan faydalanan insanlar büyük bir vebal altına girerler. Allah’ın gazabına uğrarlar. Binaenaleyh, ıskat’ı-salat geleneğinin, ancak mahdut namaz borçlarına kefaret olarak vasiyet edilen miktarın devirsiz tasadduk edilmesi, bundan gayrı yapıla gelen devrin ne Kur’an-a, ne sünnet’e, ne icmâ
    ’i- Ümmete, selef’i-salihinin tutumuna uygun olmadığının müftülüklere tebliği ve dilekçe sahibine de bu yolda kısa bilgi verilmesi muvafık olacağı mütalaasında bulunduğumuzun Yüksek Başkanlığa arzına karar verildi.

Benzer Konular

  1. Cenaze için ayağa kalkmak
    By ACİZKUL in forum Hadis Bahçesi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 10.10.09, 20:45
  2. Cenaze için ayağa kalkmak
    By ACİZKUL in forum Hadis Bahçesi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 04.07.09, 19:51
  3. çocuk için cenaze namazı kılınır mı?
    By ACİZKUL in forum Hadis Bahçesi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 04.07.09, 18:40

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •