EL-HAKK (C.C.)

“Hiç değişmeden duran, Hakkı izhâr eden.”

Alemde hiç değişmeden duran bir varlık bulmak mümkün değildir.

Ancak Allahu Teâlâ'dır ki, varlığı dâimdir.

Zaten değişen, batıp doğan, eksikliğe uğrayan, halden hale geçen bir şey İlâh olamaz.

Allah'ın yüce zâtı, yokluğu kabul etmediği gibi, her­hangi bir değişikliği de kabul etmez.

O, Ezelî ve Ebedîdir.

Kâinatta olan ve akıp duran hadiseler ise hep Allah'ın yaratmasıyla vücut bulmaktadır.

Şu anda âlemde neler var­sa O'nun kudretinin eseridir.

Bundan sonra neler yaratılacaksa yine O'nun var etmesiyle meydana gelecektir.

Hakiki manada var olan yalnız Allah'tır.

Bizim var gibi gördüğümüz herşey yarın yok olacaktır.

Göklerde olanlar da O'na muhtaçtır, yerde olanlar da.

O ise, varlığında zatından başkasına muhtaç değildir.

Tek kelimeyle söyleyecek olursak: Allahü Teâlâ'dan başka herşey yokluğa mahkumdur.

Her şey değişir, yıkılır, helak olur.

Biri gider, onun yerine bir başkası gelir.

Biri ölür, bir başkası doğar.

Yani herşeyin dizgini sadece Cenâb-ı Hakk'ın kudret elindedir.

Benim kurduğum düzeni kimse yıkamaz, benim salta­natım her şeyin üstünde gibi sözler söyleyen zalimler, ecelin bir temizlik süpürgesiyle bu dünyadan süpürülüp atılmışlardır.

Tek ve değişmeyen Hak O'dur.

Ve O buyuruyor:

“Bu kâmil kudret şundandır: Çünkü Allah, varlığı kendinden olan Hak'dır.

Müşriklerin Allah'ı bırakıp da tapındıkları putlar ise, hep bâtıldır.

Şüphesiz ki Allah her şeyden yücedir, her şeyden büyüktür.” Hac: 62.

Bana şimdi şöyle inlemek düşüyor:

Vuslatını diler can,
Meded, meded, Hak meded.
Sensin gönüller açan,
Meded, meded, Hak meded!..
Dünya bir tümsek bana,
Gurbet vurur pek bana,
Sen gereksin tek bana,
Meded, meded, Hak meded!.
Sevgin, aşkın haz senin,
Bahar senin, yaz senin,
Mislin bulunmaz senin,
Meded, meded, Hak meded!. Mustafa Necati Bursalı, Esma-i Hüsna Şerhi, Erhan Yayınları: 207-209.