Ameliyat olmaya hemen karar vermeyin
Hepimizin zaman zaman şikâyet ettiği çeşitli ağrılar var. Birçok insan bu ağrılarından kurtulmak için bıçak altına yatmayı göze alıyor. Ancak son yıllarda ardı ardına açılan ağrı merkezleri, kronik ağrılara ameliyatsız çözüm sunuyor.
Hepimizin yakındığı çeşitli ağrıları vardır. Ne kadar ilaç kullansak da geçmeyen bu ağrılar arasında en sık rastlananlar; migren, bel ve boyun ağrıları. Elektrik çarpması, yanma, batma hissi veren nöropatik ağrılar ise hayatımızı zindana çevirenlerin başında geliyor. Ancak kanser ağrılarına varana kadar her tür ağrıya çözüm sunan klinikler son birkaç yıldır ardı ardına açılıyor ve hastalar bıçak altına yatmadan bu merkezlerde tedavi ediliyor. Sema Hastanesi Ağrı Merkezi'nden Prof. Dr. Nurettin Lüleci ile ağrı çeşitlerini, tedavi yöntemlerini ve hangi hastaların bu kliniklere başvurması gerektiğini konuştuk.
Ağrı kiliniğine gidecek hastaların öncelikle fizik tedavi uzmanlarına görünmesi gerekiyor. Nurettin Lüleci, "Bel, boyun fıtığı hastaları, kanser ağrısı çekenler, şiddetli baş ağrısı olanlar, nöropatik ağrı yaşayanlar ya da kireçlenme ağrısı olanlar ağrı merkezlerine başvurmadan mutlaka bir doktora görünmeli. Bu doktor; pratisyen hekim, ortopedi uzmanı, fizik tedavi uzmanı ya da nörolog olabilir. Ancak hastalar bıçak altına yatmadan yani bel ve beyin cerrahına gitmeden ağrı kliniklerine uğramayı ihmal etmemeli." diyor.
Ağrı merkezlerinin en önemli özelliği ameliyatsız tedavi imkânı sunmaları. Radyofrekans dalgaları ya da lazerle hastaların tedavi edildiği bu merkezlerde, işlemler genellikle tek seferde son buluyor. Üstelik hastalar ortalama 2 saatte taburcu olabiliyor. Örneğin fıtık başlangıcı olan hastalar lazer iğneleri ile oturduğu yerden tedavi ediliyor ve ufak bir ağrı dahi hissetmiyor. Bu iğneler, kısa bir süre içinde fıtığı büzüştürerek sinirlere olan baskıyı azaltıyor ve ağrıların son bulmasına imkân tanıyor.
Kanser ağrıları dindiriliyor
Kanser ağrılarının tedavi yöntemi ise biraz daha değişik. Nurettin Lüleci bu yöntemi şu şekilde açıklıyor: "Kanser ağrılarını dindirmek için yalnızca bizim uyguladığımız bir tedavi yöntemi var. Herkesin anlayacağı şekilde ifade edecek olursam, ağrıyı beyne ulaştıran bir kablo var ve bu kablo omuriliğin içinden geçiyor. Biz bu kabloya boyun bölgesinden içeri girerek iğneyle müdahale ediyoruz ve etkisiz bırakıyoruz. 15'in üzerinde hastayı bu şekilde tedavi ettik ve hepsi şu anda çok rahat. Bu işlemi yaptıktan bir dakika sonra tamamının ağrıları yok oldu. Üstelik tedavi sırasında hastalar uyanık oluyor."
Migren ağrılarına botoks uygulanıyor
Ağrı merkezlerine başvuran bir diğer hasta grubu, ilaçla kontrol altına alınamayan migreni olanlar. Ancak migrene radyofrekans ya da lazer tedavisi uygulamak yerine botoks yapılıyor. Botoks, birçoğumuzun bildiği gibi güzelleşmek için yapılan kasların gevşetilmesi işlemi. Migren ağrılarının ana sebebi ise stresten ya da herhangi bir nedenden kasların gerilmesi. Botoks ile kaslar gevşetildiğinde ağrılar son buluyor. Nurettin Lüleci, "Botoks yapıldığında hastalar hem ağrılarından kurtuluyor, hem de güzelleşiyor. Botoks uyguladığımız bölge alın bölgesi olduğundan yani yüzün altı kısmı olmadığından herhangi bir ifade kaybı da yaşanmıyor." diyor.
Topuk dikeni ameliyatsız tedavi ediliyor
Ayak tabanındaki adale kılıflarının deforme olması sonucunda oluşan topuk dikeni rahatsızlığı da ağrıya sebep olan hastalıklardan. Özellikle sabahları, ayak üzerine basıldığında iğne batması şeklinde ortaya çıkan rahatsızlıkla ilgili Lüleci, "Türkiye'de topuk dikenini kimse ameliyatsız tedavi edemiyor. Biz kliniğimizde, radyofrekans, lazer ve ozon tedavisi uygulayarak bu ağrıyı yok ediyoruz." diyor.
Nöropatik ağrılar daha şiddetli
Nöropatik ağrı olarak nitelendirilen ağrılar ise sinir hasarı sonucunda oluşuyor. Özellikle yüz olmak üzere vücudun herhangi bir yerinde şimşek çakması, kaynar su dökülmesi, bıçak saplanması, buz kesme, karıncalanma gibi acılar hissediliyor. Bu ağrıların en önemli özelliği ise hastaya çok fazla acı vermesi. Nurettin Lüleci, normal insanın hissettiği ufak bir ağrıyı, nöropatik ağrısı olanların 100 kata kadar daha şiddetli hissettiğini belirtiyor. Bu hastaların beldeki damarları ya da sinirlerini kontrol eden merkezlerine müdahale ediliyor, lazerle ya da ozonla sinir blokajları kesilerek tedavi ediliyor.
Ağrı kesiciler, baş ağrısına sebep oluyor
Prof. Dr. Nurettin Lüleci'nin dikkat çektiği bir diğer nokta ise ağrı kesicilerin sıklıkla kullanılması. Ufak bir ağrıda bile ilaç kullanan insanları, 'hap hastası' diye nitelendiren Lüleci, "Ağrı kesicilerin yoğun kullanılması bir süre sonra baş ağrısı yapar. Yani ağrı kesiciler belli bir süre sonra ağrının ana sebebi haline gelir." diyor. Lüleci, ağrı kesicilerden kaynaklanan ağrıların tedavi yönteminin ise bu ilaçların tamamen bırakılması olduğunu söylüyor.
ZAMAN
Alıntı
Leylâ’nın Zülfüne Hemen Gönül Bağlama.