Rabbim amellerimizi salih eylesin
Allah cc ebeden razı olsun
Rabbim amellerimizi salih eylesin
Allah cc ebeden razı olsun
Allah’a bin kere hamd olsun. Sonra, ben cemiyetin iman selâmeti yolunda âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmi beş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun.
Ben cemiyetin îman selâmeti yolunda dünyamı da âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmibeş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'ânımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım: Çünki; vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.13.Asrın MüceddidiBEDİÜZZAMAN SAİD-İ NURSİ
Ashab-ı Suffa Medine’de Peygamber Efendimiz’in mescidinin sofasında oturan ve mutasavvıfların ilk temsilcileri kabul edilen fakir sahabelerdir.İbni Mesud,Bilal Habeşî,Selman-ı Farisî,Ebû Hüreyre ve Ebû Zer Suffa ehlindendir.
Cenâb-ı Hakk buyurdu ki:
“Ta ilk gününde temeli takva üzerine kurulan(Kuba) mescidi elbette içinde namaz kılmana daha layıktır.Onun içinde günahlarından arınmayı seven kişiler vardır.Allah da çokça temizlenenleri sever.”(Tevbe Sûresi,ayet 108)
“Biz onların kalplerindeki kinleri çıkarıp attık.Hepsi kardeşler olarak sevinç içinde karşılıklı oturur(sohbet ederler)” (Hicr Sûresi-ayet 47)
İster gizlice içlerinden,isterse açıkça dışlarından,birbirlerine karşı iyi davranmak Ashab-ı Suffa’nın özelliklerinin başında gelir.
Medine’ye gelen bir adam,eğer tanıdığı varsa onun,yoksa Suffa ehlinin yanına iner ve orada konaklardı.Hz. Talha(r.a):
“Ben de kendilerine has ribatta yaşayan Suffa ehlinin yanına inenlerdendim.Onlar birbirine benzer şekilde yaşayan,aynı gaye ve aynı maksat için çalışan kimseler idi.”diye onların hayatını tanıtmaktadır.
Sahabeden bir grup,Peygamber(s.a.v)’e gelerek:
“Biz yiyoruz,fakat doymuyoruz.”dediler.Efendimiz buyurdu ki:
“Herhalde siz yemeklerinizi ayrı ayrı yiyorsunuz.Bir arada ve topluca yiyin.Allah’ı zikredin.Öylece Allah sizin yemeklerinizi bereketlendirir.”(Ebû Dâvud,Ahmed b.Hanbel)
Hz. Peygamber(s.a.v)’in yemeğini onlarla birlikte yere serilen sofra üzerinde yedikleri vâkidir.(Buhari)
Hz.Peygamber(s.a.v),Tebük’ten ayrılıp da Medine’ye yaklaştığı zaman şöyle buyurmuştur:
“Medine’de öyle kimseler var ki,attığınız her adımda,geçtiğiniz her vadide onlar sizinle beraberdi.”
Ashab-ı Kiram:”Onlar Medine’de kaldıkları halde bizimle beraber miydiler?”deyince Rasûl-i Ekrem(s.a.v) buyurdu ki:
“Evet,Tebük Savaşı’na katılmalarına mazeretleri mani olmuştur.”(Müslim,Ebû Dâvud)
Suffa ehli,kardeşlerini malları ve bedenleriyle destekliyorlar,iyilik ve takva üzerine yardımlaşıyorlar,dini meseleler için toplanıyorlar ve beraberce Allah’ı zikrediyorlardı.Tasavvuf Ehli de onları örnek almış,onlar gibi yaşamaya gayret etmişlerdir.
Kaynak:Miftâhu’r-Rüşd
Ben cemiyetin îman selâmeti yolunda dünyamı da âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmibeş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'ânımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım: Çünki; vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.13.Asrın MüceddidiBEDİÜZZAMAN SAİD-İ NURSİ
.
Bazı kesimlerde baykuşu uğursuz sayarlar oysa yazıyı okuyunca ne kadar takdir edilecek bir kuş olduğu anlaşılıyor.Baykuş kadar düşünemiyoruz ...
RABBİM cümlemizin yardımcısı olsun.cümlemize Hidayet versin...
Paylaşımın için teşekkürler kardeşim.ALLAH C.C Razı olsun...
.
Ahir Zamanla ilgili hadislerin zaman içerisinde aynen gerçekleşiyor olması, kaynağı konusundaki kuşkuları giderir. Peygamberimiz (sav)’in Ahir Zamana dair söylediği hadislere baktığımızda tümünün bugün birebir gerçekleştiğini ve yaşandığını görmek mümkün. O halde Resulullah’ın söz ettiği o “zaman” gelmiştir.
“Bir zaman gelir; insanların dertleri-tasaları mideleri, şerefleri malları-mülkleri, kadınları kıbleleri, paraları dinleri olur. İşte onlar Cenab-ı Allah’ın nezdinde nasibi olmayan en kötü yaratıklardır.” [Sülemi]
Peygamber buyurur: “Obur kimselerin sofralarına üşüşmelerine benzer bir halde, diğer milletlerin sizin üzerinize üşüşmelerine az kaldı.” Dinleyenlerden biri; “Ey Allah’ın Resulü! Biz o gün az olduğumuzdan mı bu duruma düşeceğiz?” diye sorar. Peygamber efendimiz: “Aksine sizin o zaman sayılarınız çok olacak fakat selin üzerindeki çör-çöp gibi değeriniz olmayacaktır. Allah onların sizden duyduğu korkuyu kalplerinden çekip alacak, sizin kalbinize de “vehen” verecektir “ buyururlar. Dinleyenlerden biri: “Vehen”nedir?” diye sorunca Peygamber efendimiz: “Dünya sevgisi ve ölüm isteksizliğidir” buyururlar. [Buhari, İbni Mace, Ebu Davud]
Ahir Zaman’da ümmetinin durumuna dikkat çektiği diğer hadisler de ne kadar gerçekleri yansıtıyor.
“Ümmetimin son zamanlarında mescidlerini süsleyip kalplerini harap bırakan, elbisesini sakınıp koruduğu kadar dinini sakınıp korumayan, dünya işlerinin yolunda gitmesi uğruna dinini vasıta yapmaya aldırış etmeyen bir takım insanlar türeyecektir.” [Hakim]
“Şüphesiz ki benim ümmetime de nankörlük,azgınlık,şımarıklık, bollukla övünmek,dünya işlerinde birbirleriyle rekabet etmek,birbirlerinden yüz çevirmek,birbirine haset etme (çekememe) hastalığı sirayet edecektir.Sonunda hududu aşacaklar ve sıkıntılar baş gösterecektir.” [İbn-i Ebid-dünya]
“Ümmetimin zalim bir kimseye “sen zalimsin”demekten çekindiğini gördüğün zaman, onlara veda edilmiş demektir.” [Taberani, Hakim]
“İnsanlara bir zaman gelir ki; camilerinde toplanıp namaz kılarlar. Fakat aralarında mü’min bulunmaz.” [Hakim]
“Şüphesiz Allah kullardan ilmi çekip almaz. Fakat alimleri almasıyla ilmi de almış olur. Hiç alim kalmayınca da insanlar, bir takım cahilleri baş edinirler. Onlar da bilgileri olmadığı halde soruldukları şeylere fetva verirler. Bu durumda hem kendileri sapmış hem de başkalarını saptırmış olurlar.” [Ahmet b.Hanbel, Buhari, Müslim, Tirmizi]
“İnsanlara bir zaman gelir ki Kuran-ı Kerim bir vadide, insanlar başka bir vadide olurlar.” [Hakim,Tirmizi]
“İnsanlara öyle bir zaman gelecek ki, Kur’an-ı Kerim’in yalnız resmi, İslam’ın yalnız ismi kalacaktır. Onlar, İslam’dan en uzak insanlar oldukları halde, İslami isimlerle isimlenecekler, mescitleri görünüşte mamur olduğu halde, hidayet yönünden harap olacaktır. İşte o devrin alimleri gök kubbenin altındaki alimlerin en kötüleridir. Fitne (kargaşa) onlardan çıkmış, yine kendilerine dönecektir.” [Hakim, Deylemi]
Dinimiz, “… O, sizleri seçmiş ve din konusunda size bir güçlük yüklememiştir… [Hac Suresi, 78] ayetiyle de haber verildiği gibi kolaylık üzere kuruludur. Peygamberimiz de birçok hadisinde dinin kolay olduğunu belirtiyor.
“Allah beni ruhbaniyetle görevlendirmedi. Allah yanında dinin hayırlısı kolay tevhid yoludur.” [Ramuz-El Ehadis, 2/498]
Toplumda derin değil yüzeysel düşünen, dini hurafelerle karmakarışık hale getiren ve yepyeni din geliştiren, zorlaştırdıkça daha takva sahibi olunacağını zanneden müşrik kesime 1400 yıl öncesinden verilmiş bir cevaptır bu hadis-i şerif. Sevgi, şefkat, merhamet, akıl, kültür ve görgüden yoksun, bilim ve sanata adeta düşman olan bağnazlığın ilacı tevhidi yaşamaktır. Kısacası dini özüne döndürmektir.
Müslümanlar arasına sokulan fitneler ve ne yapılması gerektiği konusunda Resulullah: “Son zamanlarda bir takım fitneler olacaktır.” der. Dinleyenler: “Ey Allah’ın Rasulü, (o zaman) nasıl ederiz?” diye sorarlar. Peygamber efendimiz: “İlk durumunuza dönersiniz” buyururlar. [Taberani]
Bugünü ne güzel anlatıyor ve ne yapmamız gerektiğinin cevabını da veriyor Peygamberimiz (sav). “İlk durumumuza dönersiniz” buyuruyor. İlk durumumuza dönmek, Asr-ı Saadet’e dönmektir. Nasıl olacak bu dönüş? Peygamberimiz (sav) bunu da şöyle cevaplıyor:
“İnsanlara yalan söyleyip yemin ederek günaha girmeksizin hayatın (geçimin) çekilmez bir hale geleceği bir zaman gelecektir.O zaman gelince de kaçmak gerekir.” Dinleyenler; “Ey Allah’ın Resulü kaçış nereye olacaktır?” diye sorunca Peygamberimiz:
“Allah’a, Kitabına, ve Peygamberinin sünnetinedir“buyururlar. [Deylemi]
Allah’ın emrettiği gerçek dinin eksiksiz olarak yaşanacağı, dinin samimi Müslümanlar tarafından aslına döndürüleceği dönem yakındır. Asr-ı Saadet dönemini yaşamak her Müslümanın hayali, özlemi ve duasıdır. O halde zaman, Allah’a, Kur’an’a ve Peygamber(sav)’in sünnetine kaçma zamanıdır…
Öyleyse, Allah’a kaçın. Gerçekten Ben sizi, O’ndan yana açıkça uyarıyorum. (Zariyat Suresi, 50)
Fuat Türker
.
ALLAH C.C Razı olsun bir çok defa okudum ama yine yine de okurum.bu güzel konuyu bizimle paylaşrtığın için teşekkürler Nisa cım emeğine sağlık..
.
Allah razı olsun konu güncellenmiştir.