2 sonuçtan 1 ile 2 arası

Konu: Ne için yaşıyoruz?

    Share
  1. #1
    Reyhani
    Reyhani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Ne için yaşıyoruz?

    Genç kız hayatını kaybetmiş. Tabutun üzerine duvak örtmüşler. Aile feryat figan ediyor: “Bir yuva kuramadan, çoluk çocuğa karışamadan toprağa karışıyor” diye üzülüyorlar. Televizyonda muhabir anlatıyor:
    “Apartman boşluğunda cesedi bulunan genç kız, yurt dışında tahsil yapmış, okulundan yeni mezun olmuştu. İşi de hazırdı. Parlak bir gelecek onu bekliyordu ama...”

    Genç bir insanın ölümü anında herkes aynı şeyi düşünüyor: “Yazık, hayatının amacına ulaşamadan hayata veda etti.” Hiç kimse düşünmüyor: “Acaba ihtiyarlayacak kadar ömrü olanlar, hayatının amacına ulaşıyor mu?”

    Ne için yaşıyoruz?


    İyi bir tahsil yapıp bol kazanç ve saygın bir konum elde etmek mi? Refah ve konfor içinde yaşamak, çeşit çeşit nimetler tatmak mı? Evlenip çoluk çocuğa karışmak mı?

    Hayatın amacı bunlardan ibaretse bunları elde edenler tatmin oluyor mu? Bir yaşlı öldüğü zaman herkes: “Eh normal, yaşlıydı zaten” diye düşünmeden edemiyor. Acaba yaşlılara, “Hayatının amacına ulaştın mı? Artık ölmeyi istiyor musun?” diye soran var mı? Böyle bir soru sorup da:
    “Evet, hayatımın gayesine ulaştım” cevabını alan var mı?...

    Hâlbuki psikologlara soracak olursanız, insanların hayatı, orta yaşa kadar çalışıp didinme ile geçiyor, orta yaştan itibaren de “istediğim bu muydu?” diye kuşku duyarak sona eriyor.

    Artık geriye getiremeyeceği gençliğini düşünüyor. O zamanlar “gaye” olarak gördüğü her şeyi elde etmiş bile olsa şimdi, “bu kadar mıymış?” diye düşünmekten kendini alamıyor.

    Yeni bir başlangıç yapma ümidi kalmadığı için ister istemez eskinin muhasebesine dalıyor ve: “Bu kadar uğraştığıma deydi mi?” diye şüpheye düşüyor. İçindeki boşluğa bakıyor. Tatminsizliğine bir sebep arıyor.

    Birçok insan küçük detaylara takılıyor: “En baştan yanlış tercih yapmışım. Memurlukla vakit geçireceğime kendi işimi kursaydım daha zengin olur muydum acaba? Yahut sevdiğim işi yapsaydım, sanatçı olsaydım, şöhreti yakalayıp daha mutlu olur muydum? Keşke başka biriyle mi evlenseydim…”

    Gerek batıda gerek ülkemizde, birçok kişi, orta yaşla birlikte depresyona giriyor. Kimisi hafif atlatıyor. Kendini bir hobisine veriyor yahut torunlarını severek avunuyor. Kimisi daha ağır geçiriyor. Çeşitli davranış bozuklukları sergiliyor. Batıda bu yaşlarda alkolizm, intihar, sadistçe davranışlar göstermek, kişilik bozuklukları sergilemek gibi problemler çok yaygın.

    Bazı kişiler de tatminsizliğe çözüm olarak: “Kırkından sonra azıyor.” Çünkü “Aman, yıllardır çoluk çocuğum için evliliğimi sürdüreceğim, toplumsal saygınlığım için eşime sadık kalacağım diye kendime hâkim oldum da ne oldu. Artık kalan günlerimde canımın istediğini yapacağım” diyor.

    Kısacası sağlam bir inancı ve değerleri olmayan insanlar için yaşlılık çağı çok zorlu bir dönem olabiliyor. Bu kişiler “hayatın gerçek gayesini” araştırmayıp kendilerine gösterilen hedefleri gaye saymanın acısını çekiyorlar. Çünkü o hedeflere ulaştıklarında, aslında istediklerinin bu olmadığını anlıyorlar.

    Öyleyse aynı acıyı yaşamamak için bu sorunun doğru cevabını zamanında araştırmak gerekiyor!

    Hayatın hakiki gayesi nedir?

    Filozofların da dolaylı olarak itiraf ettikleri gibi, insanın şu hayattaki gayesini, ancak onu yaratan ve bu hayat nimetini bahşeden söyleyebilir. İnsan kendi kendini veya hayatı yaratmadığına göre, hayatına gaye icat edemez. İnsana bir hayat gayesi gösterebilecek olan, ancak Rabbi olan Allah’tır...

    Hem Allah, bazı filozofların iddia ettiği gibi insanı, “Anlamsız bir varoluşun içine fırlatıp atmış” da değildir. Aksine ilk insandan itibaren insanoğlunun yolunu vahiy ışığıyla aydınlatmıştır.

    Kur’anı Kerim’in tamamı bizi sürekli “Allah’ a ve ahiret gününe iman etmeye” davet ederken, aslında bizi, hayatımızı amaçlı bir şekilde yaşamaya davet eder.

    Evet, hayatın hakiki amacını ancak din söyler ve de söylemiştir. Dinin koyucusu, insanı neden yarattığını, hayat denen süreçten neden geçirdiğini açıklamıştır: “O gökleri ve yeri oyun, eğlence olsun diye yaratmamıştır.” (Enbiya: 16)

    Öyleyse Cenabı hak insanı da boş yere yaratmadı, bir maksatla yarattı. Kuran ı kerimde insanın yaratılış amacı açıkça ortaya konmuştur: “Ben insanları ve cinleri ancak ve ancak bana kulluk etsinler diye yarattım,”
    (Zariyât:56)

    Bu ayette geçen “kulluk etmek” kavramının sadece günlük ibadetleri yapmaktan ibaret olmayıp daha geniş bir manası olduğunu da bir diğer ayetten anlıyoruz: “O ölümü ve hayatı yarattı ki, sizi amelce hanginiz daha güzeldir diye imtihan etsin. O, Azîz’dir (her şeye gâlibdir), Gafûr’dur (çok bağışlayandır).” (Mülk:2)


    Demek ki kulluk etmek, Cenabı hakkın istediği güzel amelleri işlemektir. Günlük ibadetler de hiç kuşkusuz hem başlı başına bir güzel ameldir, hem de bize güzel ameller işleyebilme iradesini ve azmini kazandıran temrinlerdir.

    “Namaz hayâsızca çirkinliklerden ve nahoş hallerden alıkor.” (Ankebut: 45) ; “Oruç, Allah’ a karşı gelmekten sakınmayı sağlar” (Bakara:183) ; “Sevdiğiniz şeylerden infak etmek birre, yani iyilik ve itaate erdirir.” (Al i İmran)

    Kulluğun karşılığı…

    Cenabı Hak, güzelce kulluk edenleri ücretlerini ödemeyi üzerine almıştır: “Her nefis, ölümü tadıcıdır ve lâkin ecirleriniz (amellerinizin karşılığı) kıyamet günü ödenir. O vakit kim ateşten uzaklaştırılır ve cennete sokulursa o takdirde o başarıya erişmiştir. Ve dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir.” (Al i İmran 185)

    Kuran ayetlerinden anladığımız bir başka mana da bu dünya hayatının yaratılış amacı, “Denenme, imtihan”dır. Cenabı hak bizi “Ahseni amelen” yani “amel bakımından en güzel olma” imtihanından geçirmektedir. Her durum ve şartta en güzel ameli sergileyebilme yolunda bir imtihan…

    “Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak kötülük ve iyilikle deneyeceğiz. Hepiniz de sonunda bize döndürüleceksiniz.” (Enbiya: 35)

    Bu denemenin bir maksadı, sadık kulları ve samimi olarak Allah’ın rızasını isteyenleri ortaya çıkartmaktır. Cenabı Hak insanları iman ile denemektedir. İman ettik dedikten sonra salıvermeyip sözüne sadık olanları ayırt etmek için imtihandan geçirmektedir.

    Bir ayeti kerimede şöyle buyrulur: “Andolsun ki, biz onlardan öncekileri de imtihandan geçirmişizdir. Elbette Allah, doğruları ortaya çıkaracak, yalancıları da mutlaka ortaya koyacaktır.” (Ankebut: 3)

    İmtihan olmadan insanların hak edişleri, dereceleri ortaya çıkar mı?

    İşte dünya bir nevi yarış gibidir. Yani bu dünya hayatı amaçsızca yiyip içip çoğalma yeri değil, sanki bir “müsabaka meydanı”dır. Bu müsabakada “öne geçenler” vardır: “İşte bunlar, hayır işlerine koşuşurlar ve o uğurda öne geçerler.” (Muminûn:61)

    Zaten, felsefeciler, “Hayatın bir amacı yoktur” diye iddia ededursunlar, herkes kendince bir amaç için koşturmakta ve kendi hedefleri için yarışmaktadır. Ancak burada şaşırtıcı olan, kalbinde nice emeller besleyip hayatını boş hevesler uğruna heba etmektir. Oysa hedef bellidir; iyiye ve hayra yönelmek…

    Nitekim bir ayette: “Herkesin yöneldiği bir yön vardır. Haydi, hep hayırlara koşun, yarışın! Nerede olsanız Allah hepinizi bir araya getirir. Şüphesiz, Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter.” (Bakara: 148)


    Mükâfatsız yarış olur mu? Rabbimiz de ilan ettiği bu imtihan ve yarışı kazananlara büyük mükâfat vaat etmektedir: “Rabbinizden bir bağışlanmaya ve eni, gökle yerin genişliği kadar olan, Allah’a ve Resulüne inananlar için hazırlanan cennete yarışırcasına koşun. İşte bu, Allah’ın lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir. (Hadîd, 21)

    Bu mükâfatı kazanmak için Allah’ın huzuruna ne ile gitmeli?

    Çoğumuz mal mülk biriktirmeyi, dünyevi makamlara tırmanmayı, şu dünya hayatının gayesi edinerek aldanmaktadır. Hâlbuki Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem, Cenabı Hakk’ın mallarımıza ve suretlerimize bakmayacağını bildirmektedir: “Şüphesiz Allah, sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz. Ancak amellerinize ve kalplerinize bakar.” (Müslim, Birr, 34)

    O ‘Büyük Gün’e hazırlanmak


    Demek ki mal mülk sevgisinin kalplerimizin pusulasını yanıltmasına fırsat vermemeliyiz. Bunun için de onu her türlü yalancı maksat ve putlaştırılmış isteklerden kurtarmalıyız. Zaten bizden istenen de budur.

    Bu dünya hayatından geçip giderken bizden tek istenen, kalbimizi korumamız, bu aldatıcı heveslere kapılmamamızdır. Çünkü öbür dünyanın biricik geçer akçesi, her türlü sapkınlıktan, saplantıdan, hevesattan kurtulmuş, selim bir kalptir.

    Ayeti kerime de buyrulur: “O gün, ne mal fayda verir, ne de evlâd. Ancak Allah’a kalbi selîm (kurtulmuş, temiz bir kalb) ile gelenler müstesna.” (Şuarâ, 88-89)

    İşte büyük mükâfatı kazandıracak başarı budur. Kur’anı Kerim’de cennetin ancak “Allah a yönelmiş bir kalb” sahiplerine mahsus olduğu bildirilmektedir: “İşte size vaad edilen cennet! Ki o, Allâh’a yönelen, emirlerine riâyet eden, göremediği hâlde Rahmân’dan korkan ve “kalbi münîb” (Allah’a yönelmiş bir kalp) ile gelen kimselere mahsustur.” (Kaf, 32-33)

    Allah cümlemizi, aldananlardan olmaktan korusun, selamete ve fevzi azime eriştirsin. (Âmin)

    HATİCE KÜBRA ERGİN
    GÜLİSTAN DERGİSİ

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 10.492, Level: 68
    Points: 10.492, Level: 68
    Level completed: 11%,
    Points required for next Level: 358
    Level completed: 11%, Points required for next Level: 358
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Dj Hak_Yolcusu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Üye

    Üyelik tarihi
    Aug 2010
    Yer
    Kayseri
    Mesajlar
    2.142
    Points
    10.492
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart Cevap: Ne için yaşıyoruz?

    İnsan önemli kabul edilen 3 şey için yaşar...
    Cenab-ı Hak katında salih amelli bir müslüman olmak için
    Namus, Şeref, namusuna halel getrimemek için
    Üzerinde yaşadığı Vatanına bağlı kalarak Vatanı için malını canını siper ederek.Cenab-ı Mevlam razı olsun bu anlamlı paylaşımın için inşallah...
    Benim şahsi kanaatim bu. Ama başka görüşlere de saygım vardır.
    Notası kayıp bir müziğim bu zamanda,
    Ses tellerim titrer, konuşamam yanında,
    Arzu halimi ancak bilirse O bilir,
    Yarın Hak divanında...

Benzer Konular

  1. Kim gibi yaşıyoruz?
    By Kartal__13 in forum Serbest Kürsü
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 30.08.10, 10:01
  2. Cevaplar: 4
    Son Mesaj: 11.06.10, 07:33
  3. Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 09.08.09, 19:14
  4. Nice kıyametler yaşıyoruz hayatı soluklarken...
    By NurGezgini in forum Şiir köşesi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 06.08.09, 09:38
  5. Dogmalar savaşı yaşıyoruz
    By BaRLa in forum Köşe Yazarlari
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 25.06.09, 10:13

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •