523- Câbir b. Abdullah (r.a) şöyle diyor: Cibril, güneş tepeden batıya kaydığı anda Rasûlullah (s.a.v)’e geldi ve: “Ey Muhammed kalk ve öğle namazını kıl” dedi. Bir süre sonra gölgeler bir adam boyu olunca ikindi namazı için geldi ve: “Ey Muhammed kalk ve ikindi namazını kıl” dedi. Biraz geçip gün batınca tekrar gelip: “Kalk akşamı kıl” deyince Rasûlullah (s.a.v) kalktı, güneş batarken namazını kıldı. Sonra biraz vakit geçip ufuktaki kızıllık kaybolunca tekrar geldi ve: “Kalk yatsıyı kıl” dedi. Rasûlullah (s.a.v) hemen kalktı ve yatsıyı kıldı. Sonra tan yeri ağarınca geldi, sabah namazı için tekrar geldi ve: “Ey Muhammed kalk ve sabah namazını kıl” dedi. Rasûlullah (s.a.v), kalktı ve sabah namazını kıldı. Ertesi gün gölge bir adam boyu olunca geldi ve: “Kalk ey Muhammed! Namazı kıl” dedi. Rasûlullah (s.a.v), öğleyi kıldı. Sonra gölge iki adam boyu olunca geldi: “Ey Muhammed! Kalk namaz kıl” dedi. Peygamber (s.a.v), kalkıp ikindi namazını kıldı. Sonra akşam için aynı vakitte güneş batarken geldi ve: “Kalk namazı kıl” dedi. Rasûlullah (s.a.v)’de akşam namazını kıldı. Sonra yatsı namazı için gecenin üçte biri geçince geldi ve: “Kalk namazı kıl” dedi. Peygamber (s.a.v)’de kalkıp yatsı namazını kıldı. Sonra sabah namazı için ortalık iyice ağarınca geldi: “Kalk namazı kıl” dedi. Rasûlullah (s.a.v)’de sabah namazını kılınca; Cibril: “Şu kıldığın iki namaz arasındaki vaktin tamamı namaz vaktidir” dedi. (Tirmizî, Salat: 123; Buhârî, Bed-il Vahy: 6)