Ve Hüve Hayyu’l-lâyemût. Yanibütün kâinatın mevcudatında görünen ve vesile-i muhabbet olan kemal ve hüsün ve ihsanın hadsiz bir derece fevkinde bir cemal ve kemal ve ihsanın sahibi ve bütün mahbuplara bedel
birtek cilve-i cemâli kâfi gelen bir Mâbud-u Lemyezel
bir Mahbub-u Lâyezâlin ezelî ve ebedî bir hayat-ı daimesi var ki
şaibe-i zeval ve fenâdan münezzeh ve avârız-ı naks ve kusurdan müberrâdır. İşte şu kelime
cin ve inse ve bütün zîşuura ve ehl-i muhabbet ve aşka ilân eder ki: Sizlere müjde! Mahbuplarınızdan nihayetsiz firakların yaralarını tedavi edip merhem süren bir Mahbub-u Bâkîniz var. Madem O var ve bâkidir; başkaları ne olursa olsun
merak çekmeyiniz. Belki o mahbuplarda sebeb-i muhabbetiniz olan hüsün ve ihsan
fazl ve kemal
o Mahbub-u Bâkînin cilve-i cemâl-i bâkisinden çok perdelerden geçip
gayet zayıf bir gölgenin gölgesidir. Onların zevalleri sizleri incitmesin. Çünkü onlar bir nevi aynalardır. Aynaların değişmesi
şâşaa-i cemâlin cilvesini tazeleştirir
güzelleştirir. Madem O var
herşey var.
Bediüzzaman Said NursiMektubat
s.221
***
Aşkşiddetli bir muhabbettir. Fâni mahbuplara müteveccih olduğu vakit
ya o aşk kendi sahibini daimî bir azap ve elemde bırakır. Veyahut o mecazî mahbup
o şiddetli muhabbetin fiyatına değmediği için
bâki bir mahbubu arattırır; aşk-ı mecazî
aşk-ı hakikîye inkılâp eder.
Bediüzzaman Said NursiMektûbât
s. 37
***
Mecâzî aşklarda yüzde doksan dokuzu mâşukundan şikâyet eder. ÇünküSamed aynası olan bâtın-ı kalb ile
sanem-misâl dünyevî mahbublara perestiş etmek
o mahbubların nazarında sakîldir ve istiskàl eder
reddeder. Zîrâ fıtrat
fıtrî ve lâyık olmayan şeyi reddeder
atar. (Şehevânî sevmekler
bahsimizden hariçtir.)
Bediüzzaman Said NursiSözler
s. 322
***
Aşkmahbubuna hasr-ı nazar edip herşeyi mahbubuna feda eder. Yahut mahbubunu îlâ ve senâ etmek için başkalarını tenzil ve mânen zemmeder ve hürmetlerini kırar. Meselâ biri demiş: "Güneş mahbubumun hüsnünü görüp utanıyor; görmemek için bulut perdesini başına çekiyor." Hey âşık efendi! Ne hakkın var
sekiz İsm-i Âzamın bir sahife-i nuranîsi olan güneşi böyle utandırıyorsun? (...)
Aşk ücret ister ve mukabele talep eder. Aşkın ağlamaları bir nevi taleptirbir ücret istemektir.
Bediüzzaman Said NursiMektûbât
s. 35
***
Güzel değil batmakla gàib olan bir mahbub. Çünküzevâle mahkûm
hakiki güzel olamaz; aşk-ı ebedî için yaratılan ve âyine-i Samed olan kalb ile sevilmez ve sevilmemeli.
Bediüzzaman Said NursiSözler
s. 195
***
Derâkabzevâl ile acılanan mülâkatlar
keder ve meraka değmez
iştiyâka hiç lâyık değildir. Çünkü
zevâl-i lezzet elem olduğu gibi
zevâl-i lezzetin tasavvuru dahi bir elemdir. Bütün mecâzî âşıkların dîvanları
yani aşknâmeleri olan manzum kitapları
şu tasavvur-u zevâlden gelen elemden birer feryaddır. Herbirinin
bütün dîvân-ı eş'ârının ruhunu eğer sıksan
elemkârâne birer feryad damlar.
Bediüzzaman Said NursiSözler
s. 196