4 sonuçtan 1 ile 4 arası

Konu: Gerçek Tesettür

    Share
  1. #1
    Reyhani
    Reyhani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Gerçek Tesettür


  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 455.346, Level: 100
    Points: 455.346, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 100,0%
    Overall activity: 100,0%
    Achievements
    SiLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    EMEKTAR KURUCU

    .
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    ISPARTA
    Mesajlar
    18.956
    Points
    455.346
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: Gerçek Tesettür

    Fıtratları gereği saçları daima uzun olan ve bu hâlde bulunmaları kadınlığının gereği olan hanımefendilerin, saçlarını kapatış şekli çok önemli bir husustur.

    Müslüman kadın saçlarını kapatış ve tesettüre bürünüş şekliyle hiçbir artiste, mankene, modaya ve modacılara benzemez/benzeyemez ve benzememelidir de.

    Müslüman kadın, saçlarını örtüsünün (başörtüsünün) altında belli olmayacak bir şekilde bir araya getirip bağlar. Nur Suresi’ndeki ayette saçları örtecek olan başörtüsünün tarzı açıkça beyan edilmiştir. Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimiz: "Başlarını deve hörgücü gibi yapan kadınları gördünüz mü? Bilin ki, ALLAH onların namazlarını kabul etmiyecektir” buyurmuştur. (Tabarani, Râmuz Terc. sf: 84)

    Bu hadiste, Müslüman olduğu hâlde/namaz kıldığı hâlde saçlarını deve hörgücü gibi bağlayacak olanlar bulunacağı haber veriliyor. Bu tür davrananlar lânet edilmeye mâruz kalıyorlar.

    Müslüman kadının saçını bağlayış şekli o kadar mühimdir ki, bu bağlayış şekli İslâm’a uygun ise, ilahi rızayı celbe, değilse ilâhi gazaba ve azaba yol açar.

    İman eden kadın saçlarını bağlayış şekliyle İslâm dışı tavır, davranış ve öylesi kadınlara özenmez. Modanın maymunu olmaz. Asla kendisini teşhire yeltenmez.

    Müslüman kadın, saçlarını örtüsünün altında belli olmayacak biçimde sarar. Saçlar örtünün altında belli olacak şekilde ise, saçları örtmenin fazileti kalmaz.

    Saçları örtmenin mânâsı: Onları belli olmayacak ve haram nazarları celbetmeyecek şekilde sarmak ve muhafaza etmektir.

    Saçları örtmekle iş bitmiyor. Onları İslâm;ın emrettiği şekilde örtmek, korumak ve bağlamak gerekiyor.

    Saçları İslâm ın tasvip etmediği tarzda örtmenin maksadı gerçekleştirmediğini beyan eden hadislerden birinin meali şudur:

    "Ehl-i cehennemden iki zümre vardır ki, bunları (dünyada henüz) görmedim. Birisi, sığır kuyrukları gibi kırbaçlar tutarak onlarla insanları döverler. Diğer bir takımı kadınlardır ki, gerçi giyinmişlerdir, fakat çıplak görünürler. (Bunlar zinet yerlerini açarlar, vücut hatlarını belli edecek şekilde dar ve ince elbiseye bürünürler.) Başka kadınları kendileri gibi yapmaya teşvik ederler. (Kötü örnek olurlar.) Bunların başları, deve hörgüçlerine benzer. İşte bunlar ne cennete girerler, ne de uzak bir mesafeden cennetin kokusunu koklayabilirler." (Riyazüs-Salihin Terc. c/3. sf: 199. D.İ.Bşk. yayını)

    Esefle ifade edelim ki, Müslüman genç kızlarımız nişan, nikah ve düğün merasimlerinde kadın berberlerinin önüne oturtulup saçları ve anlık eğlenceye cevap vermek için, yasak edilen (deve hörgücü) şeklinde bağlandırılmaktadır. Böylesi bir vesile ile de olsa bu davranış kesinlikle câiz değildir.

    "Kadın saçlarını kesebilir mi?" diye soruyorlar.

    Zaruret yokken kadın saçlarını kesemez, yani haramdır. Uzunluğu sebebiyle muhafazası güç ise, uçlarından bir miktar alınabilir. (İbni Abidin: 5/261)

    Kadının saçına herhangi bir hastalık ârız olursa kesilmesiyle hastalığın önlenebileceği (galip zanla) bilinirse, kadının saçını kestirmesinde bir sakınca yoktur. (Bahadır Alangir. Fetava-i Hindiyye, c/5, sf: 357. Beyrut-1400)

    Sırf güzel görünmek, etrafın dikkatini çekmek için saça saç eklemek veya saçı kesmek (kısaltmak) asla câiz değildir. (İbni Abidin. Reddü'l-Muhtar. c/5. sf: 328.)

    Saçlar bir hastalık ya da geçerli bir gerekçe ile kesilirse mutlaka toprağa gömülmelidir.



    MEVLÜT ÖZCAN

  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 455.346, Level: 100
    Points: 455.346, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 100,0%
    Overall activity: 100,0%
    Achievements
    SiLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    EMEKTAR KURUCU

    .
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    ISPARTA
    Mesajlar
    18.956
    Points
    455.346
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: Gerçek Tesettür

    Kur'an–ı Kerim'de örtünme ile ilgili âyetler iki sûrede yer almıştır.
    Bunlardan bir tanesi Nur sûresindeki:
    "Mü'min kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar namuslarını korusunlar.

    Kendiliğinden görünen kısımları müstesna olmak üzere ziynetlerini açmasınlar. Başörtülerini yakalarının üzerine vursunlar…" âyet–i kerimesidir. Bir diğer âyet–i kerime ise Ahzab sûresi 59 âyettir ki;
    "Ey Peygamber! Hanımlarına kızlarına ve mü'minlerin hanımlarına söyle: (Evden çıkarlarken) üstlerine vücutlarını iyice örten cilbablarını (dış elbiselerini) giysinler. Bu onların tanınıp eziyet edilmemelerine en elverişli olandır" buyrulmaktadır.
    İslâm âlimleri yukarıda mealleri yazılı âyetlere ve bu konuyla ilgili hadislere dayanarak kadınların tesettürünün nasıl olması gerektiği konusunda pek çok beyanlarda bulunmuşlardır. Biz de âcizane ulemânın bu beyanları ışığında "Kadının örtüsü nasıl olmalı?" konusunu şöyle bir gözden geçirelim. Ayet–i kerimede zikredilen "cilbab"dan muradın ne olduğunu İnşallah izah etmeye gayret edelim.

    CİLBAB
    u Teâlâ bu âyet–i kerimede mümin kadınlara evlerinden çıkarken yabancı erkekler karşısında vücutlarını iyice örten cilbablarını dış elbiselerini üzerlerine örtünmelerini emretmiştir. Bu hicab âyeti geçen yazımızda da ifade ettiğimiz gibi kadınların avret mahallerini örtmeleri istikrar kazandıktan sonra nazil olmuştur. Demek ki bu âyette emrolunan tesettür daha önce farz kılınan setr–i avretten başka fazla bir örtünmedir. Dolayısıyla âyet–i kerimede geçen "Cilbab" kıyafeti hakkında müfessirler değişik yorumlarda bulunsalar da mefhumda birleşmişler ve "cilbab"dan maksadın; kadının elbiseleri üzerine giyilen ve vücut hatlarını belli etmeyecek şekilde bütün vücudu örten bir elbise olduğunda ittifak etmişlerdir.

    u Teâlâ burada kadının örtünmesiyle alâkalı olarak pek çok elbise şekli emir buyurabilecekken acaba neden özellikle "cilbab" giyilmesini önermektedir?.. Elbette bunun pek çok hikmetleri vardır. En önemli hikmeti ise kadınların tesettüründe en ideal örtünme kıyafeti olmasındandır. Çünkü cilbab kadını baştan ayağı kapatmakta ve fitneye sebebiyet verecek hiçbir açık kapı bırakmamaktadır. Böylece kadın ile art niyetli kötü düşünceli ve kalplerinde maraz olan kişiler arasına bir perde çekilmiş bu tür ahlâksız kişilerin sataşmasına fırsat verilmemiş olacaktır. Nitekim bu maksat âyet–i kerimede de:
    "Bu cilbabı giydiğiniz zaman ki durumunuz tanınıp eziyet edilmemenize daha uygundur." şeklinde zikredilmiştir. Gerçi bu konuda eziyet etmeyi kadınlara sataşıp tacizde bulunmayı bir huy edinmiş olan alçak karakterli bazı kanı bozukları örtü engelleyecek değildir. Fakat imanlı temiz kadınların bu tür şehevânî ve kirli bakışlardan yuvalarında gizli inciler gibi korunmuş kalmalarına en uygun olan şekil de budur. Hâl böyle olunca kadın bu konuda son derece suçsuz ve masum onlara eziyet ve tacizde bulunacak olan nefsinin zebûnu kimselerin ise çok açık bir vebal yüklenmiş oldukları ortaya çıkar.
    Peki kadının dış örtü örtmesi gerektiğinden söz eden bu ayet–i kerimede örtünme için belli bir şekil ve model var mıdır? Yani kadının dış örtüsü nasıl ve ne şekilde olmalıdır?..

    KUR'AN–I KERİM'DE ÇARŞAF GEÇİYOR
    Efendim tesettür emri ile alâkalı olarak Nur sûre'si 31. âyette geçen "başörtüsü" (hımar–humur) ve Ahzab sûresi 59. âyette geçen "Dış giysi" (cilbab–celâbîb) ifadeleri birlikte mütalaa edilince kadın için iki parçalı bir giysi şekli ortaya çıkıyor. Birincisi; saç boyun ve göğüsleri örten ve omuzlara doğru yakaların üstüne serbest bırakılan "başörtüsü"dür. İkincisi ise: "Dış giysi" olup bunun şekli de iki türlü tarif edilmiştir. Başörtüsünün üstünden bedeni aşağıya kadar örten büyük parça bir giysi veya başörtüsünün altında boyundan aşağı topuklara kadar örten dış giysi… Peki ulemâ bu konuda ne diyor ve hangisini tercih ediyor?
    Ulemânın bu konudaki beyanlarına geçmeden önce hazır yeri gelmişken bazı Müslüman kardeşlerimizin sıkça sorduğu "Kur'an–ı Kerim'de çarşaf geçiyor mu?!" sorusuna açıklık getirelim.
    Evet Kur'an–ı Kerim'de çarşaf geçiyor!
    Çarşafın adresi ise Ahzab sûresinin 59. âyet–i kerimesidir. Şayet "Bu âyet–i kerime çarşaftan değil cilbabdan bahsetmektedir." derseniz şöyle açıklayayım. Evet âyette "cilbab" kelimesi geçmekte ve "celâbîb" diye zikrolunmaktadır. "Celâbîb" kelimesi "cilbab"ın çoğuludur. Cilbab ise Türkçe'de çarşaf mânasına gelir. Bu arada "Kur'an'da çarşaf geçmiyor." diyenler şayet birebir "çarşaf" kelimesinin geçmesini kastediyorlarsa o zaman doğru söylüyorlar Kur'an'da "çarşaf" kelimesi geçmez! Çünkü "çarşaf" Farsça bir kelimedir. Ama Türkçemizde de kullanılmaktadır. Oysa Kur'an–ı Kerim Arapça indirilmiştir. Yani bu mantığa göre yanlış anlaşılmasın ama Kur'an'da "namaz" kelimesi de geçmez "oruç" kelimesi de… Ya nasıl geçer? "Salât ve savm" şeklinde geçer.


    TEFSİR ÂLİMLERİ ÇARŞAF İÇİN NE DİYOR?
    Bazı tefsirler ise "cilbab" kelimesini "milhafe" diye tefsir ederler ki "milhafe" lügatta çar ve çarşaf mânasına gelir. Şimdi ulemânın bu âyetle alâkalı yaptıkları tefsirleri zikrettiğimizde tariflere en uygun kıyafetin çarşaf olduğu görülecektir.
    Ulemâ âyet–i kerimede "cilbab" diye geçen bu tesettürün nasıl olacağı hususunda birkaç görüşe ayrılmışlardır. İnşallah şimdi bizler kenara çekilip onların görüşlerine yer verelim.
    Son devrin âlimlerinden Elmalılı bu âyeti tefsir ederken "cilbab"ı şöyle tarif etmiştir:
    "Baştan aşağı örten çarşaf ferace câr gibi dış elbisenin adıdır."
    "Tepeden tırnağa örten giysidir."
    "Çarşaf ve peçedir."

    Âyet–i kerimede geçen "İDNÂ" kelimesi: Yaklaştırmak demek ise de âyette "Alâ" harf–i cerri ile kullanılması kapsamak sûretiyle sarkıtmak mânasını da ifade ettiğinden üzerinden sıkıca örtmek demek olur. "Cilbab örtmek" tabirinde de iki şekil vardır. Bunlardan birincisi; cilbablarından birisiyle bütün bedenini örtmek; diğeri ise cilbabın bir tarafıyla başından yüzünü örtmek demek olur.
    Elmalılı âyet–i kerimede geçen "cilbab idnâsını" bu şekilde tarif ettikten sonra şöyle devam ediyor: "Bu beyanda da iki sûret vardır. Birisi kaşlarına kadar başını örttükten sonra büküp yüzünü de örtmek ve yalnız tek bir gözünü açık bırakmak." Elmalılı bunu söyledikten sonra "Bizler yetiştiğimiz zaman memleketimizde validelerimizin tesettür tarzı bu idi." der. İkincisi de alnının üzerinden sıkıca sardıktan sonra burnunun üzerinden dolayıp gözlerin ikisi de açık kalsa bile yüzün büyük bir kısmını ve göğsü tamamen örtmüş bulunmaktır. Bu açıklamadan sonra da "Hicri 1310'da İstanbul'a geldiğim zaman İstanbul hanımlarının bir peçe ilave edilmek ve elde açık bir şemsiye bulunmak şartıyla tesettür tarzları bu idi." demektedir.(1)

    Evet Elmalılı merhum "cilbab"ı böyle tarif ediyor.
    Yine bu konuda Konyalı Mehmet Vehbi Efendi "Hulasatü'l–Beyan" isimli tefsirinde: "Kadınların ziynetlerini örtmeleri için çarşafa bürünmelerinin lazım ve vacip olduğunu zikretmektedir."(2)
    Ömer Nasuhi Bilmen Efendi de kendi tefsirinde "Cilbab"ı çarşaf olarak tefsir etmişlerdir.
    Gördüğümüz gibi son devrin âlimlerinden herkesçe tanınan ve kabul gören üç tane tefsir âliminin "cilbab" hakkındaki görüş ve yorumları bu şekildedir… Şimdi de diğer ulemâ bu âyeti nasıl tefsir ediyor ona bakalım:


    Taberî İbn Sîrîn'den şöyle rivayet eder:
    "Abide es–Selmani'ye "…Dış elbiselerinden üstlerine giymelerini söyle…" âyetinin mânasını sordum. O hemen büyük bir çarşaf alarak onunla bütün vücudunu örttü. Başını da kaşlarına kadar kapattı. Yüzünü de tamamen kapattı. Yalnız sol gözünü açık bıraktı. Böylece âyeti fiili olarak tefsir etti."(3)

    Taberî ve Ebû Hayan İbn Abbas'tan şöyle rivayet etmişlerdir:
    "Kadın cilbabını alnının üzerine indirir ve oradan sıkar. Alttan da burnunun üzerine kadar kapatır. Yalnız gözleri dışarıda kalmalıdır. Yüzünün kalan kısmı ile göğsünü tamamen kapamalıdır."(4)

    Ebu's–Suûd Efendi: "Cibab"tan maksat çok geniş ve uzun bir örtüdür. Kadın bununla başını örttüğü gibi yüzünü ve göğsünü de örterek ayaklarına kadar salar. Buna göre âyetin mânası 'Kadınlar dışarıya veya yabancı bir erkeğin karşısına çıkacakları zaman bu örtüyle yüzlerini ve bütün vücutlarını örtsünler.' olur." demiştir.

    Cevherî de "Cilbab"ı çarşaf diye tefsir etti. Ve "Cilbab çarşaftır." denildi. (5)

    Ümmü Seleme annemiz şöyle demiştir:
    "Cilbablarından üzerlerini sıkı örtsünler' âyetinin nüzulünden sonra ensar kadınları siyah çarşaflara büründüler. Öyle bir ağırbaşlılık ile çıkmışlardı ki sanki hepsinin başına birer karga konmuştu."

    ÖRTÜNMEK KADININ OLMAZSA OLMAZIDIR
    Verilen kaynaklardan da anlaşıldığı üzere İslâm âlimlerinin çoğunluğu çarşaf üzerinde durmakta ve tesettürün çarşafla daha güzel olacağını belirtmektedirler. Açıkça "çarşaf" demeyen müfessirler ise âyet–i kerimede geçen "cilbab" ile kesintisiz bütün bedeni baştan aşağı örten geniş bir elbiseyi tarif etmektedirler ki bu tarife en uygun olan kıyafet çarşaf ferace ve cardır. Bu kıyafetler Türkiye'nin çeşitli yörelerinde "ehram peştamal–dolama şalvar–atkı" gibi farklı isimlerle de zikredilmektedir. Tabi-î bu kıyafetlerin kumaşının kalitesi ince veya kalın oluşu örfe beldelere ve mevsimlere göre değişiklik gösterebilir. Ancak dikkat edilecek husus kadının boynu omuzu göğüs kol koltuk altı bel gibi kısaca vücut hatlarının belli olmaması gerekmektedir. İçini gösterecek kadar şeffaf vücut hatlarını belli edecek kadar ince ve dar olmamalıdır. Çünkü kadınların örtünmesinden maksat bütün şüpheli yolları kesmek erkek ve kadınların kalplerinde dolaşan vesveseyi bertaraf etmektir.
    Bu arada âyet–i kerimede örtünmenin "iffet ve namusu koruması tanınıp eziyet edilmemesine daha uygun olması" gibi bazı hikmetlerinin açıklanması bu gayenin bulunmadığı veya başka şekilde elde edildiği durumlarda örtünmek gerekmez gibi yanlış bir düşünce hatıra getirmemelidir. Çünkü esas itibariyle örtünmek 'ın emri ve dinin gereğidir.
    Evli kadınların örtünmesinden kocaları sorumlu olduğu gibi kız çocuklarının evleninceye kadar örtünme ile ilgili problemlerinden birinci derecede babası sorumludur. Çocukla uzun süre birlikte olan onun eğitim ve terbiyesi ile yakından ilgisi bulunan anne de ikinci derecede sorumlu olur.

    Âyet–i kerimede u Teâlâ bizleri şöyle uyarmaktadır:
    "Ey iman edenler! Yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden kendinizi ve ailenizi koruyun"(6)

    Dipnotlar:
    1– "Hak Dini Kur'an Dili" c. 6 s. 337 338
    2– "Hulasatü'l–Beyan" c. 9 s. 3719
    3– "Taberî Tefsiri" c. 22
    4– "Bahru'l–Muhit" c. 5 s. 250
    5– "Tacü'l–Aras" c. 1/186
    6– Tahrim 6

    Mustafa ÖZŞİMŞEKLER

  4. #4
    ***
    DIŞARDA
    Points: 155.310, Level: 100
    Points: 155.310, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Konyevi Nisa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    Dünyadan !!
    Mesajlar
    20.631
    Points
    155.310
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    38

    Standart Cevap: Gerçek Tesettür

    Hem yazı Hem resim tesettürü çok güzel anlatmış Maşallah..


    Seni çok Özledim Annem

Benzer Konular

  1. Tesettür
    By hyldrmtr in forum Tesettür
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 08.06.10, 23:30
  2. Tesettür
    By BaRLa in forum İslami sorular
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 23.06.09, 23:04
  3. tesettür
    By 07uhuvvet in forum Tesettür
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 04.05.09, 19:33
  4. TesettÜr
    By Konyevi Nisa in forum T -Harfi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 30.12.08, 14:20
  5. Tesettür
    By SiLa in forum Tesettür
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 25.10.08, 10:53

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •