Uyanıkken hepimizin yaşadığı dünya müşterektir,
ama uykuda ve düş halindeysek her birimiz için ayrı bir evren kurulur.

Sibel Eraslan/ Çöl~Deniz Hz. Hatice




Ne kadar bıçak varsa en keskininden.

Sapladı bedenine kimse görmeden…
Kendisini kendisinden kaçındırmak istedi.
Kendisini kendisiyle ürküttü.
Kendisini kendisi ile susturmak istedi...

Sibel Eraslan/ Çöl~Deniz Hz.Hatice



Her cevap, bir kapıya benzer.
Kapılar ve cevaplar, bazı şeyleri açsa da
bazı şeyleri muhakkak içerde saklı tutar.
Kapı, hem açan hem de örtendir aynı anda

Sibel Eraslan/ Çöl~Deniz Hz.Hatice



Hatice sadece bir çift âşık göz değil.
Hatice sadece nehre yatak.
Sadece sancağa burç değil.
Hatice aynı zamanda “eller” demek.
Allah’ın Sevgilisini emanet ettiği kadın elleri, aşkın elleri.
Aşkın evi.
Vahyin çatısı.
Gözbebeğin çerçevesi.
Zemzemin kuyusu.
Mağaranın yoldaşı.
İnci’nin istiridyesi.
Define’nin sandığı.
Sevgili’nin sırtına hırka.
Hatice, köşesiz ve kusursuz çember.
Hatice, avuçlarından su içtiğimiz emek sahibi ellerin adı.
Hatice, Aşk’a kapı, Sevgili’ye kab.
Hatice, ol emri karşısında kainat.
Hatice göğün altına uzanmış arz.
Hatice, varlığı Mim harfine ev kılınmış kadın.
Hatice, tekvin kokusu.
Rüyası gerçeğe çıkmıştı Hatice’nin.
Güneş evine doğmuştu.

Sibel Eraslan/ Çöl~Deniz Hz.Hatice