Ailede Kriz Yönetimi

Aile içindeki huzuru sarsan faktörlerden birisi, “parasal yetersizlikler"dir. Ev ihtiyaçlarinin karsilanmasindan esinizin isteklerini yerine getirmeye, çocuklarin egitiminden sizin moralinize kadar birçok konuda paranin etkili oldugu inkâr edilemez.

Isinde basarisiz olan bir erkegin zihni bir dizi sorunla doludur. Evdeki iliskileri de bu sorunlardan olumsuz bir sekilde etkilenir. Özellikle ekonomik kriz dönemlerinde huzursuzluk artar.

Kronik geçim sikintisi durumunda ailenin tüm fertleri birbirlerini hem moralman, hem davranislariyla desteklemelidir. Maalesef, bazi aile fertleri bu duyarliligi göstermeyebiliyor. Belki de yillarca süren sikintilardan dolayi sabirlari tükeniyor, birbirlerini üzmeye basliyorlar.

Bilhassa son bir yildir ülkemizi etkisi altina alan "ekonomik kriz", hâli vakti yerinde olan aileleri bile alisik olmadiklari bir sorunla tanistirdi. Artik zengin olanlar dahi, "Nasil geçinecegiz?" sorusunu sormaya basladi.

Ister senelerdir aile içinde ekonomik kriz yasiyor olun, ister son bir yildir sikinti çekmeye baslayin, mutlaka bir "kriz yönetimi" olusturun. Bunun kurallarini ve yükümlülüklerini belirleyin.

Kriz Yönetimi Nasil Olusturulur?

Eger bugüne kadar hâlâ yapmadiysaniz, okula gitmeyen çocuklarin disindaki tüm aile fertleriyle bir toplanti yapin. Bu toplantida, krizi tüm boyutlariyla ve olumsuz yanlariyla ele alarak, aile ekonomisine yaptigi etkiyi gözler önüne serin. Söz gelisi, "Bir yil önceye göre, gelirimiz yariya düstü. Daha çok çalismamiz ve daha az harcamamiz gerekiyor. Bu konuda hepinizin destegini istiyorum. Insaallah hepimizin gayretiyle ailemiz bu krizden yara almadan kurtulacak" deyin.

Bu toplantida tek tek alacaginiz tedbirleri görüsün. Konusmaya yeni baslayan çocuktan aile reisine kadar hepinizin yapabilecegi seyler var. Siz dua ederken minik çocugunuzun elini açip "âmin" demesini küçümsemeyin. Esinizin ve çocuklarinizin yapabilecegi küçük katkilarin ve tasarruflarin büyük bir birikim olusturacagini hiç aklinizdan çikarmayin.

Bu toplantida, gelirinizi nasil arttirip giderlerinizi ne sekilde kisacaginizi tüm ayrintilariyla görüsün. Iste size ufuk açabilecek bazi öneriler:

1. Sürekli ve ihlâsla dua edin:

Kronik geçim sikintisindan veya geçici krizlerden kurtulmak için ilk çözüm önerimiz, “dua etmek”tir.

Dua, kullugun büyük bir sirridir. Rabbimiz, Kur'an'da meâlen, “De ki: Duaniz olmazsa Rabbim katinda ne ehemmiyetiniz var?” buyuruyor. Bir baska ayette de meâlen, “Dua edin, cevap vereyim” diyor.

Madem her seyin dizgini elinde olan, en olmazi olduran Rabbimiz, katinda önem kriterini “dua” olarak bildirmis, ayrica “Isteyin, vereyim” demis; eger arzularimiza kavusamiyor veya dertlerimizden kurtulamiyorsak, hakkiyla dua etmiyoruz demektir.

Duanin dört basi mamur olabilmesi için, "dua edenin hâlet-i ruhiyesi, duanin muhtevasi, duanin vakti ve dua edilen mekân" çok büyük önem tasir.

Yüreginiz yanarak, ihlâsla, içten ve kabul edilecegini umarak dua edin. Elinizi açtiginizda Rabbiniz sizi dinliyor ve gözyasinizi görüyor. En yakin dostunuza derdinizi açiyormus gibi Allah'a yalvarin.

Geçim sikintisi çeken bir kimse, öncelikle Vakia Suresini her aksam okumalidir. Çünkü Peygamberimiz (a.s.m.), her aksam bu sureyi okuyan kimsenin geçim sikintisi çekmeyecegini belirtmistir.

Ayrica borçlardan kurtulmak ve bol rizik için birtakim dualar ögretmistir. Borçlarina üzülen bir sahabeye su duayi tavsiye etmistir.

“Allahümme innî eûzübike mine-l hemmi ve-l hazen ve eûzübike mine-l aczi ve-l kesel ve eûzübike mine-l cübni ve-l buhli ve eûzübike min galebeti-d deyni ve kahri-r ricâl.”

Bu güzel duanin anlami söyle: “Allah'im! Tasadan ve üzüntüden Sana siginirim. Güçsüzlükten ve tembellikten Sana siginirim. Korkakliktan ve cimrilikten Sana siginirim. Borcun altinda inlemekten ve alacakli adamlarin üzerime gelmesinden Sana siginirim.”

Yine Hz. Ebu Bekir ve Hz. Aise (r.a.), borç için Peygamberimizin su duayi ögrettigini rivayet ediyorlar:

“Allahümme Fârice-l hemmi, Kâsife-l gammi, Mücîbe dâveti-l muztarrîn! Rahmaneddünya vel-âhireti ve Rahîmehümâ. Terhamünî, fe'rhamnî rahmeten tugninî bihâ an rahmeti men sivâk.”

Bu muhtesem duanin anlami da su sekilde: “Allah'im! Sen tasayi sevince çevirir, gam ve kederi giderirsin. Sen çaresizlerin duasina cevap verirsin. Dünyanin ve âhiretin Rahmani ve Rahîmisin. Sen bana sefkat ve merhamet edersin. Bana öyle bir merhamet et ki, Senden baska hiç kimsenin merhametine muhtaç olmayayim.”

Yine Peygamberimizden bir dua:

“Allahümme Ya Ganiyyü Ya Hamîd, Ya Mübdiü Ya Muîd, Ya Rahîmü Ya Vedûd! Ekfinî bihelâlike an haramik. Ve agninî bi fazlike an men sivâk.”

Yani: “Allah'im! Sen sonsuz zenginlik sahibi, övülmeye en lâyik, her seyi bastan yaratan ve kiyametten sonra tekrar iâde eden, nihayetsiz merhamet sahibi ve kullarini çok sevip sevilmeye en çok lâyik olansin! Beni haram rizikla degil helâlle yetindir. Baskasiyla degil, ancak Senin fazlinla zenginlestir.”

Bu ve benzeri dualari ailenizin tüm fertleriyle yapin. Mümkün oldukça çocuklarin katilmasini ve "âmin" demesini saglayin. O masumlarin dahil oldugu dua, harika bir sekilde kabul olacaktir.

2. Israftan kaçinin ve iktisatli harcayin:

Çekilen geçim sikintisinin boyutu ne kadar büyük olursa olsun, “iktisat ve kanaat” vazgeçilmez bir düstur olmalidir. Iktisat, elindeki imkânlari ancak zarurî ihtiyaçlarina kullanmak; kanaat ise, elindekiyle yetinmek, hirs göstermemektir.

Sakin az da olsa iktisati küçümsemeyin. Küçük kisintilar, zamanla büyük bir meblâga ulasir.

Gida, giyim, kira, yol, saglik, egitim, ikram, hediye gibi her türlü masrafi kismanin ayrica çok mühim bir anlami vardir. Böyle yapan bir kimse, “Ey Rabbim! Sikintidan kurtulmak için bir taraftan dua ile kapini çaliyorum, diger taraftan da masraflarimi asgarîye indirdim. Benim elimden gelen budur. Gerisi Sana kalmis. Senin inayet ve ihsanini bekliyorum” demis olmaktadir.

Hem Allah'tan rizkinin bollasmasini isteyip, hem de savurganlik yapmak tutarsizliktir.

Rabbimiz, israf edenleri sevmedigini belirtiyor. Allah'in sevgisi, bizim iktisat etmemize bagli. Ondan yardim istiyoruz. Allah sevmedigine yardim eder mi?

Peygamberimizin (a.s.m.), “Iktisat eden geçim sikintisi çekmez” sözü, muhtesem bir gerçektir. Maalesef yeterince farkinda degiliz.

"Türkiye için seve seve" çigliklarina aldirmayin. Hepsi de tüketim çilginligini körüklemekten baska bir ise yaramaz. Simdi yapilmasi gereken Türkiye için seve seve tüketmek degil, Allah rizasi için seve seve üretmek ve tutumlu harcamaktir.

Tutumluluktan neler kazanabileceginizi görmek istiyorsaniz, tepeden tirnaga bütün harcamalarinizi yazin ve daha düsük fiyatla nasil elde edebileceginizi arastirin. Ve en önemlisi, zarurî ihtiyaçlarin disinda hiçbir seye para vermemeye bakin.

3. Gelirinizi arttirici çabalara girisin:

Krizden sonra birakin gelirleri arttirmayi, herkes bulundugu yeri korumak için çirpiniyor. Buna ragmen hem krizden sikâyet edip hem de isini begenmeyenlere rastlayabiliyoruz. Öncelikle böyle bir zamanda sahip oldugunuz isi bir nimet bilin. Çünkü, isletmeler, dev holdingler gümbür gümbür göçüyor. Milyonlarca insan isini kaybetmis durumda. Bu durumda az da olsa sürekli bir gelire sahip olmak, gerçekten büyük bir avantaj.

Bununla birlikte yine de gelirinizi arttirabilirsiniz. Eger is kendinize aitse, gelistirici çabalara girmeniz mümkün. Eger memur ve isçiyseniz, fazla mesai, ek ders ve benzeri yollarla gelirinizi arttirmaniz gerekir.

Bu arada ailenin eli is tutan bütün fertleri az da olsa katkida bulunabilirler. Kriz hepinizi etkiledigi için hepinizin gögüslemesi gerekir. Elbette ek bir isin bütün ayrintilariyla getirdikleri ve götürdükleri hesaba katilarak karar verilmelidir .

4. Çevrenizden destek alin:

Kriz döneminde mutlaka çevrenizden destek almaniz gerekir. Tabiî herkese sikintinizi anlatamazsiniz. Ama her zaman halden anlayan dost ve akrabaniz mutlaka vardir.

Kimi insanlar gereginden fazla bir istigna tasirlar. Kimseye minnet etmeden yasamak, yardim istememek vazgeçmedikleri düsturlari olmustur.

Gerçekten kimseye muhtaç olmadan yasamak iyidir. Ancak bunu basaramiyorsaniz, gereksiz yere kendinizi ve ailenizi üzmeniz yanlistir. Bazen olur ki, vaktinde almadiginiz küçük bir destek, sizi daha sonra büyük yardim arayislarina itebilir.

Dinimiz yardimlasmaya büyük önem verir. Dostluk, akrabalik, komsuluk iliskilerine verilen önem, her zaman ve zeminde, her bakimdan yardimlasmak, dayanismak için degil midir?

Bu yüzden yakin çevrenizle yardimlasin. Bugün zekat ve sadaka alan bir kimse, yarin zekat verecek seviyeye gelebilir. Nitekim Islâm tarihinde öyle dönemler gelmistir ki, zekat verilecek insan kalmamistir. Ne yazik ki, Allah'in helâl kildigi yardimlari kabul etmeyen nice Müslüman, degisik haramlara girerek ahiretini tehlikeye atiyor.

Hem çevrenin destegi sadece parasal degildir. Bir dizi yardim sekli var. Bu krizden birbirimizle yardimlasarak ve dayanisarak ancak çikabiliriz.

Kriz Toplantilari Düzenli Araliklarla Sürdürülebilir


Yazimizin basinda önerdigimiz aile içi kriz toplantilari, düzenli araliklarla sürekli hâle getirilebilir. Bu sekilde geçmisin degerlendirmesi, uygulamadaki aksakliklarin giderilmesi ve yeni formüller bulunabilir.

Mutlaka deneyin. Müthis kolayliklar görecek, harika basarilar elde edeceksiniz. Hatta uygulayip iyi sonuç aldiginiz formülleri çevrenize de tavsiye edin. Onlarin güzel tedbirleri varsa ögrenin, siz de uygulayin.

Neticede, kriz sizi yipratmasin, siz onu maglûp edin. Nasil olsa bu krizin de bir sonu gelecek ve aldiginiz geçici tedbirlerin bir kismini birakacaksiniz. Elbet bir gün ülkemiz bolluk ve bereket içinde yüzecek.

Ancak iki önemli noktayi unutmayin:

1. Kriz ve bereketsizlik, milletçe hata ve günahlarimizin neticesidir. Sükürsüzlük, israf, hirs ve Allah'a isyan sebebiyle bu belâya maruz kaldik. Çözüm, Allah'a itaat edip sükür, kanaat ve iktisadi ögrenmektedir.

2. Bu kirizin bize ögretecegi güzel aliskanliklar olacaktir. Daha çok üretmeyi, her zaman tutumlu olmayi ve çevremizi düsünmeyi kalici bir aliskanlik hâline getirmeliyiz.

Cemil TOKPINAR