5 sonuçtan 1 ile 5 arası

Konu: Hutbe: İstanbul’un fethİ

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 25.810, Level: 96
    Points: 25.810, Level: 96
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 540
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 540
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mihrab - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Mesajlar
    4.559
    Points
    25.810
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart Hutbe: İstanbul’un fethİ

    بِسْمِاللّهِالرَّحْمنِالرَّحيمِاِذَاجَاءَنَصْرُاللّهِوَالْفَتْحُوَرَاَيْتَالنَّاسَيَدْخُلُونَفىدينِاللّهِاَفْوَاجًافَسَبِّحْبِحَمْدِرَبِّكَوَاسْتَغْفِرْهُاِنَّهُكَانَتَوَّابًا

    وَقاَلَرَسُولُاللهصَلَّىاللهعَلَيْهِوَسَلَّمَ : لَتُفْتَحَنَّالْقُسْطَنْطِينِيَّةُوَلَنِعْمَالأَمِيرُاَمِيرُهَاوَلَنِعْمَالْجَيْشُذَلِكَالْجَيْشُ


    Muhterem Müslümanlar!
    İstanbul’un fethinin 556′ncı sene-i devriyesi olması se­bebiyle bu şehrin alınmasında müessir olan maddî ve manevî sebep­leri dile getirmek istiyoruz.
    Milâttan altı buçuk asır önce, Sarayburnu’nda küçük bir köy olarak kurulan İstanbul, zamanla genişleyip büyük bir şehir hâlini almıştır Kostantiniyye şehri hâline gelişi, Milâdî tarihle 300 yılına tesadüf eder. Bundan altmış beş yıl sonra da Şarkî Roma İmparatorluğu’nun merkezi hâline gelince önemi daha da artmıştır.
    İstanbul; lâtif havası, denizi, pırıl pırıl manzarası, suları, yeşillikleri ve Asya ile Avrupa arasında köprü teşkil edecek konumu itibariyle pek çok milletlerin hayalini doldurmakta idi. Hükümdarlar ve krallar, orayı elde etmek için açık ve gizli tertipler hazırlıyor, ordular toplayıp İstanbul’u muhasara altına alıyorlardı.
    İstanbul, Müslüman Türk milleti tarafından beş defa kuşatılmış­tır. Bunlardan ikisi Yıldırım Bâyezid, biri onun şehzadesi Musa Çelebi tarafından olmuş fakat kendilerine fetih müyesser olmamıştı.
    Dördüncü defa Sultan ikinci Murad tarafından yapılan kuşatma da neticesiz kalmıştı. Fakat onun mahdumu İkinci Mehmed, bu zor işi başaracak ve «Fâtih» unvanını alacaktı.
    Fatih, 29 Mart 1432 tarihinde İsfendiyar Beyin kızı ve Sultan İkinci Murad’ın zevcesi Hatice Sultan’dan doğmuştu.
    O günün saray teamüllerine göre Fatih’in yetişmesine büyük bir dikkat gösterilmekte idi. Manisa Valisi bulunduğu sırada, büyük âlim Molla Gürâniyi hoca tayin eden İkinci Murad, oğlunun yetişmesinde büyük bir titizlik göstermiş idi.
    Hazret-i Fatih, din ve dünya ilimlerinin her ikisini de öğrenmek» te idi. O, küfrün bulutlarım darmadağın edecek iman ve İslâm şuuru­na; Bizans’ın surlarını taş taş sökecek teknik bilgilere, tarihte çığır açıp, çığır kapayacak siyasî dehâya ve anadilinden başka beş yabancı lisana vâkıf bulunmakta idi.
    Döktürdüğü topların menzil hesaplarını bizzat yapacak kadar hendeseye vâkıf bulunan Fatih, o gün «Müderris» adı verileri bir pro­fesör seviyesinde İslâmî bilgilere sahipti.
    İkinci Mehmed’i İstanbul’u fethetme hevesine sevk eden âmil, ci­hangirlik sevdası değildi. Resûlullah Efendimizin asırlarca evvel müj­delediği fetih ve «Orayı fetheden kumandan ne hoş kumandandır» hadîsindeki medhe lâyık olmak arzusu idi.

    İSTANBUL’UN FETHİ


    Buna ilâve olarak, İstanbul’un fethi Osmanlı saltanatının Asya ile Avrupa kıtalarındaki ülkeleri birleştirecek, muvasala ve müdafaa imkânlarını kolaylaştıracak ve her iki kıt’ada genişlemeye yardım edecekti.

    Aziz mü’minler!
    Azmi önünde alınmayacak kal’a, yıkılmayacak sur tanımayan İkinci Mehmed, fethi kolaylaştırmak için boğazı kontrolü altına al­mak zaruretine inanmış bulunuyordu. Dört ay gibi kısa bir zamanda Rumelihisarı’nı yaptırdı.
    Din ile tekniği, hacimle şekil gibi ruhunda mezceden Fatih, biz­zat hazırladığı sur plânını, Peygamber Efendimizin ismi bulunan «Muhammedi» şeklinde çizmiş; mim harfinin geleceği yerlere kuleler koydurmuş ve Hazret-i Muhammed’in yoluna baş koyduğunu açıkla­mış ve:

    Avni Hakkı himmet-i cünd-i Ricâlüllah ile,
    Ehl-i küfrü serseter kahreylemektir niyyetim,
    beyti ile, Allah’a olan tevekkülünü ve Ricâlüllah’a olan güvenini dile getirmiş oluyordu.
    iki yüz altmış beş bin kişilik ordusunun içinde serâmedân-ı evli­yadan ve ilmin zirvesindeki ulemâdan yetmiş yedi kişi vardı. Bu muh­terem zatlar; yaptıkları vaaz ve öğütlerle cihadın faziletini, kulaklar­dan gönüllere, hayat iksiri gibi akıtmışlar ve islâm askerlerini birer «Serdengeçti» İslâm gazisi hâline getirmişlerdi. Hayatını istihkar eden İslâm askerleri, bu uğurda şehid olmayı, yaşamaya tercih etmekte idiler.
    İslâm şuuru ile yetişmiş ve cihad hevesiyle bilenmiş bu ordu, 7 Şubat 1453′te Edirne’den hareket etmiş, 5 Nisan’da İstanbul surları önüne varmış bulunuyordu.
    Şair, âlim, abid ve istikbalin Fatihi; seccadesini Eyüp tarafına serdirip ordusuna imam olarak öğle namazını bizzat kendisi kıldırdı. Şükür secdesine kapanıp Allahü Teâlâ’ya, muzaffer kılması için dua­larda bulundu ve ordusuna muhasaranın başladığını ilân ettirdi.

    İSTANBUL’UN FETHİ


    Celallendiği zaman, atını denize sürüp düşmanı kahretmek iste­yen Fatih yetmiş parçalık bir donanmayı, karadan yürüterek Haliç’e indirmiş, dünya tarihinde ilk ve son defa görülmüş bir işi başarmıştı. Verdiği kararda en ufak bir fikir zaafı göstermeyen Fatih, fası­lasız olarak surları yirmi gün top ateşine tutturdu. Atını ateş hattına kadar sürerek askerlerinin kuvve-i maneviyelerini takviye ediyordu. Kan dökmek gayesi gütmeyen Fatih, İsfendiyaroğlu’nu, Şarkî Roma imparatoru’na elçi olarak gönderip şu haberi ulaştırdı: «Kan dökül­mesini istemiyoruz şehri teslim ediniz». İmparator bu teklifi redde­dince muharebeye devam emrini verdi.
    Muhasara devam ediyor ve şehrin alınması gecikiyordu. Devrin sadrazamı, padişaha, muhasaranın kaldırılmasını teklif edince tarih­lere şan veren su cevabı âldı: «Hayır!.. Muhasara asla kaldırılamaz. Ordularımın önünde düşmeyecek bir kal’a, mağlup olmayacak bir or­du yoktur. Ya ben Bizans’ı alırım, ya Bizans beni!».
    O günün harp tekniğine göre kanlı bir muharebe başlamıştı. Tü­neller açılıyor, temeller barutla tahrip ediliyor, toplarla kale bedenle­ri dövülmeye devam ediliyordu.
    İslâm askeri, dâsitani bir feragatle dövüşmekte «Ya gazi veya şehîd» olmaya azmetmiş bulunmaktaydı.

    İSTANBUL’UN FETHİ


    Din kardeşlerim!
    Takvimler 29 Mayıs 1453 tarihini gösteriyordu. Fatih’in sabrı son raddeye gelmişti Artık İstanbul, İslâm beldeleri aralarına katılmalıydı. O günün gecesinde hiçbir kimse uyumamış, herkes dua ederek or­dunun zaferine niyazda bulunmuşlardı.
    Sabah namazı kılınmış, güneş ortalığı aydınlatırken Fatih hücum emrini vermişti. Mü’minlerin ağızlarından çıkan tekbirler, Allah Allah sesleri, kal’a duvarlarında akisler yaparak etrafa yayılıyordu.
    Allah’ın Resulü, ins-ü cin Peygamberi Hazret-i Muhammed’in, «Allah, Rum (ların elinde bulunan) Kostantiniyye’nin fethini tekbir ve tesbih ile nıü’minlere müyesser kılmadıkça kıyamet kopmaz» (1) hadîs-i şerifindeki müjdesi yaklaşmış bulunuyordu.
    Fatih, vezirlerin muhalefetine rağmen, atını ön saflara kadar sü­rüyor, «Vurun cengâverlerim, koman kurtlarım! Allah büyüktür» diyerek kılıç sallıyordu.

    İSTANBUL’UN FETHİ


    Enbiya ve evliyaya istinadım var benim.
    Lutf-ı Haktandır hemen ümidi fethi nusretim.
    diyen Fatih, son gayreti sarfetmekte idi. Ulubatlı Hasan, tırnakları ile kal’aya tırmanmaya muvaffak olmuş, Türk bayrağını surların üze­rine dikmişti. Bunu gören İslâm askeri coşmuş ve hiçbir engel tanı­maz hâle gelmişti. Surlarda büyük boşluklar açılmış ve buralardan içeri giren askerlerimiz kale kapısını açmışlardı. Kostantiniyye fetholunmuş, artık İstanbul diye anılacak bu şehir, Müslüman Türk’ün malı olmuştu. Peygamber Efendimiz «İstanbul elbette ve muhakkak fetholunacaktır. (Orayı fetheden ordunun) kumandanı ne hoş emir­dir, onun askerleri ne hoş askerdir» övgüsüne Hazret-i Fatih ve askerleri şayan olmuşlardı



    İSTANBUL’UN FETHİ

    Kaynak : Mehmed EMRE – Büyük Hutbe Kitabı – cilt: 1, sayfa: 214 – Bilgi Çağı Portal | Ana Sayfa - Hoşgeldiniz
    (1) Deylemi
    Sessizlik de bir çeşit konuşma sanatıdır





    hasretin rüzgarında savrulan bir hayat

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 5.837, Level: 49
    Points: 5.837, Level: 49
    Level completed: 44%,
    Points required for next Level: 113
    Level completed: 44%, Points required for next Level: 113
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    reyyan nur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    MODERATOR
    Üyelik tarihi
    Jul 2009
    Mesajlar
    466
    Points
    5.837
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    17

    Standart Cevap: Hutbe: İstanbul’un fethİ

    allah razı olsun allah şefaatlerinden mahrum etmesin bizleri çok hoş bir paylaşım olmuş

  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 25.810, Level: 96
    Points: 25.810, Level: 96
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 540
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 540
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mihrab - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Mesajlar
    4.559
    Points
    25.810
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart Cevap: Hutbe: İstanbul’un fethİ

    cümlemizden inş
    sağolasın
    Sessizlik de bir çeşit konuşma sanatıdır





    hasretin rüzgarında savrulan bir hayat

  4. #4
    ***
    DIŞARDA
    Points: 47.246, Level: 100
    Points: 47.246, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 75,0%
    Overall activity: 75,0%
    Achievements
    MaHiR 01 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Yer
    Bir Boğaz yedi tepe
    Mesajlar
    8.028
    Points
    47.246
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: Hutbe: İstanbul’un fethİ

    allah c.c razı olsun emeğine sağlık.
    Ben cemiyetin îman selâmeti yolunda dünyamı da âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmibeş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'ânımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım: Çünki; vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.
    13.Asrın Müceddidi
    BEDİÜZZAMAN SAİD-İ NURSİ

  5. #5
    ***
    DIŞARDA
    Points: 25.810, Level: 96
    Points: 25.810, Level: 96
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 540
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 540
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mihrab - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Mesajlar
    4.559
    Points
    25.810
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart Cevap: Hutbe: İstanbul’un fethİ

    cümlemizden inş
    Sessizlik de bir çeşit konuşma sanatıdır





    hasretin rüzgarında savrulan bir hayat

Benzer Konular

  1. Efendimiz’in müjdesi sadece İstanbul’a mahsus değildir
    By BaRLa in forum Risale-i Nur'u Yeni Tanıyanlara
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 21.06.09, 12:06
  2. İstanbul’un fethİ
    By ACİZKUL in forum Osmanlı tarihi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 14.06.09, 15:16
  3. Risale-i Nur’da İstanbul’un Fethi
    By SamiYusuf in forum Emirdağ Lâhikası II
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 29.05.09, 17:28
  4. Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 12.08.08, 10:12

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •