***
DIŞARDA
Points: 455.346, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 100,0%
Achievements


Mum Işığı
Mum Işığı

Mum ışığında oturuyorum. Şimdiye kadar hiç düşünmediğim şeyleri düşünüp hiç hissetmediğim şeyleri hissediyorum. Hem yalnızım hem de kalabalık. Müzik çalıyor hep, hiç durmadan. Dışarıda yağmur var ama azcık değil, çok fazla yağıyor. Yani aşkın gözyaşları yağmıyor; adeta aşk ağlıyor, ağlamaktan eriyor, bitiyor. Küçücük bir damla yere ne kadar sert düşüyorsa o kadar yumuşak bir şekilde süzülüyor, akıp gidiyor! Yıllardır beş yüz kişiyi barındıran koca sığınağın tepesine yıldırım düşüyor. 1 kişi ölüyor, sadece 499 kalıyorlar. İşte tam bu anda ben mum ışığında oturuyorum. Aşkın ağlayışını bastırmak için müziğin sesini açıyorum.
Yan yana dizilmiş odalardan birinin içindeyim. Bomboş bir yolun ortasında gibi... Hangi odada olduğum ya da yolun neresinde bulunduğum önemli değil. Önemli olan ne mi? Onu ben de bilmiyorum, belki de arıyorum. Ya da sadece aradığımı zannediyorum!
Bomboş bir odanın içindeyim, olmayan bir koltuğun üstüne oturmuş, olmayan rüzgar yüzünden üşüyorum. Kapamıyorum camı, üşümek beni hissettiriyor bana. Hep hissettiğim o duyguyu...
Neden bilmiyorum ama garip bir duygu var içimde. Bir beklenti... Sanki bir şey olacakmış ya da olması gerekiyormuş gibi. Sıkılganlık yol açıyor anlamsız sözcüklere. Bu bekleyişin verdiği sıkılganlık...
Sanırım artık ümit etmeye bile hakkım yok... Ümitsizce bekliyorum bir şeylerin olmasını. Ümit yok çünkü iyi olabilecek bir ihtimal yokken ümit olamaz. O konu hakkında tutabileceğim tek bir dileğim yokken, yıldızlarım boş yere kayıyorken...
İnanmadan dua etmek gibi bir şey galiba bu! Ümit etmek yüzsüzlük gibi sanki! Ve işte ben şu anda, ümidim yokken, inancım kalmamışken bu bomboş odada olmayan yüzümle oturuyorum. Aynaya bakıyorum, kendimi tanıyamıyorum...[!]
Mum ışığındayım ben. Etrafımdaki sonsuz büyüklükteki evrenin çok küçük bir bölümünü görebiliyorum. Görmekten korkup da karanlıkta durmuyorum diğerleri gibi, ben mum ışığında oturuyorum. Söylediklerimi hissettiğim için söylüyorum, bilinçle; karanlıktakiler gibi bilinçsizce değil!
Mum ışığında oturuyorum. Küçücük aydınlığımın dışındaki hiçbir yeri görmüyorum. Bu yüzden tehlikeler çok yakınıma gelebiliyorlar.
Mumu üfleyip diyorum, vazgeçiyorum… Çünkü hiçbir şeyi karanlığa gömüp silmeyi istemiyorum. Zenginleşip onlarla yaşıyorum. Küçücük aydınlığa çok şey sığdırıyorum. Korkmuyorum gerçeklerden, ya da yanıbaşımda ki tehlikelerden. Ben kendimde yaşamayı seviyorum, görüp acı çekmeyi seviyorum...[!]
- alıntı -