Bana biraz İstanbul getir
Hadi git bana biraz İstanbul getir ve paylaştır her bir semtini her bir güzele![]()
Hadi git bana bir avuç İstanbul getir.
Fatih denince akla Fatih Sultan Mehmet gelsin . Sadece onun , sevgililer sevgilisinin iltifatlarına nail olabilmek için henüz on üç yaşında yastığına İstanbul un haritasını çizen Sultan Fatih gelsin akla . Sonra yavuz gelsin . Dünyalara meydan okuyan , kul gibi yaşayan ve bu dünyanın velvelesinden sıkılıp Mevla ya kanat açan Sultan Selim gelsin akla .
Eyüp denince hemen o gelsin akla . Sevgilinin gül cemalini görmüş , gül hatırını almış , onu evinde misafiri yapmış , İstanbul için savaşmış biri çıksın ortaya . O gelsin aklımıza ve Rasulüllahın mihmandarı Eyüp sultan gelsin meydana![]()
Üsküdar dan yükselen ezan sesleri kaplasın sahili . Bir sevdalılar beldesi olarak üsküdar gelsin akla ve onun bir zamanlar kadı Mahmut u , sonra derviş Mahmut u , daha sonra ise Üsküdar ın bir tanesi olarak Aziz Mahmut Hüdayi gelsin aklımızaHani bir keresinde hocasının abdest suyunu göğsüne basarak aşkının ateşiyle ısıtmıştı ya suyu
İşte o su kadar sımsıcak Üsküdar bir başkadır gönüllerde
![]()
Ah İstanbul.
Hadi git bana kendini getirBana bir aşığın gözyaşlarıyla ıslanmış dudakları kadar temiz ve sıcak kendini getir . Bir dünya harikası Sultanahmet inle , Mimar Sinan denince akla gelen onca tarihinle , türbelerinle , caddelerinle , sokakların la ve her şeyinle gülerek gel .
Ama Hayır !![]()
Böyle geleceksen hiç gelme . Kendine gel sonra gel .
İstanbul kendini anlat bana . Niçin mahzun gibisin ? Neden eskiden olduğu gibi gülmüyorsun ? Yakışmıyor sana gülmemek . Yakındığın şey nedir ? Bu kadar elem ve kederin neden ?
Söyle İstanbul![]()
Biliyorum insanların yüzünden . İnsanlar olarak kirlettik seni ve layık olamadık güzelliğine . Caddelerin şehvet kokuyorken , sokakların beton yığınları arasında kaybolmuşken , hepsi birer şaheser değerindeki camilerinde üç beş ihtiyar huzura dururken , sahibin fatihin türbesi yanında zamanın güya hanımefendileri sarmaş dolaş, kimileri ezan sesini duymamak için pencerelerini sıkı sıkı kapatırken , içinde pisliğin ve rezaletin en alası işlenirken gülemezsin elbette .
Fakat içindeki bir kaç iyinin hürmetine , sabah namazlarında ışıkları yanan bir avuç cennet sevdalısının hatırına ve sırf seni sevdiği için , İstanbul sırf senin için gecenin zifiri karanlığında semaya dönen kalplerin döktüğü gözyaşları için Sen Ağlama![]()
Onlar ağlar senin yerineBiz ağlayalım ağlayamadığımıza
![]()
Affet bizi İstanbul.
Biz seni çok seviyoruz![]()
Haydi gül
GÜL İSTANBUL![]()
Muhammed Acar