ON IKINCI SUA

Denizli Mahkemesi Müdafaatindan *


-1-
Efendiler,

Size katî haber veriyorum ki, buradaki zatlarin, bizimle ve Risale-i Nur'la münasebeti olmayan veya az bulunanlardan baska, istediginiz kadar hakikî kardeslerim ve hakikat yolunda hakikatli arkadaslarim var. Biz Risale-i Nur'un kesfiyat-i kat'iyesiyle iki kere iki dört eder derecesinde sarsilmaz bir kanaatla bilmisiz ki, ölüm bizim için, sirr-i Kur'ân ile, idam-i ebedîden terhis tezkeresine çevrilmis. Ve bize muhalif ve dalâlette gidenler için, o katî ölüm, ya idam-i ebedîdir (eger âhrete katî imani yoksa), veya ebedî ve karanlikli haps-i münferittir (eger âhrete inansa ve sefahat ve dalâlette gitmisse). Acaba dünyada bu meseleden daha büyük, daha ehemmiyetli bir mesele-i insaniye var mi ki, bu ona âlet olsun? Sizden soruyorum.
Madem yoktur ve olamaz. Neden bizimle ugrasiyorsunuz? Biz en agir cezaniza karsi kendimiz, âlem-i nura gitmek için bir terhis tezkeresini aliyoruz diye kemâl-i metanetle bekliyoruz. Fakat bizi reddedip dalâlet hesabina mahkûm edenleri, sizi bu mecliste gördügümüz gibi, idam-i ebedî ile ve haps-i münferitle mahkûm ve pek yakin bir zamanda o dehsetli cezayi çekeceklerini müsahede derecesinde biliyoruz, belki görüyoruz, onlara insaniyet damariyla cidden aciyoruz. Bu katî ve ehemmiyetli hakikati ispat etmeye ve en mütemerridleri dahi ilzam etmeye hazirim. Degil vukufsuz, garazkâr, mâneviyatta behresiz ehl-i vukufa karsi, belki en büyük âlim ve filozoflariniza karsi gündüz gibi ispat etmezsem, her cezaya raziyim!




* Üstadimiz Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, Denizli Mahkemesi Müdafaanamesine bazi lüzumlu tayy ve ilâveleri yaparak Afyon Mahkemesine -vahdet-i mesele münasebetiyle- ayni müdafaanameyi ibraz ettiginden, bu Denizli Müdafaanamesinin büyük bir kismini Afyon Mahkemesi Müdafaanamesiyle birlestirmis ve On Dördüncü Suâ namini vermistir.





1- Her türlü noksandan uzak olan Allah'in adiyla.