2 sonuçtan 1 ile 2 arası

Konu: Allah kendi İslâm’ını başka İslâm’lardan korusun

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 25.810, Level: 96
    Points: 25.810, Level: 96
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 540
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 540
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mihrab - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Mesajlar
    4.559
    Points
    25.810
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart Allah kendi İslâm’ını başka İslâm’lardan korusun

    Allah kendi İslâm’ını başka İslâm’lardan korusun

    Günümüz insanı ve Müslümanı, ilimleriyle cahiliyyeyi kutsayanlarca Allah’ın gönderdiği İslâm’a mukabil uydurulmuş bir sürü sahte İslâm’la karşı karşıyadır. Resmi İslâm, irsi İslâm, geleneksel İslâm, modern İslâm, radikal İslâm, sivil İslâm, askeri İslâm vb. Bütün bunlar, Allahû Teâlâ’nın gönderdiği İslâm’dan berî olan İslâm’lardır. İslâm, İslâm’dır; başkası olamaz. İslâm’ı başkasıyla karıştırmak, ilahlık iddiasında bulunan sahte rablerle barışmaktır. Sahte rablerle barışanlar, Allah’ın gönderdiği İslâm’ı yanlış anlamaya mahkûmdurlar. Tabii ki, İslâm’ın yanlış anlaşılması, hayatın yanlış yaşanmasıdır. Hayatın yanlış yaşanması demek, hayatın Allahû Teâlâ’dan gayrısına bağışlanması demektir. Bu nedenle diyoruz ki; Allah’ın arzında Müslüman insanın en mühim meselesinden birisi de, “İslâm’ı Allahû Teâlâ’dan geldiği gibi anlamak ve olduğu gibi yaşamak meselesi” dir. Allah’ın arzında zorba güçleri en çok rahatsız eden mesele, işte Müslüman insanın bu meselesidir. Yani zorba güçleri en çok rahatsız eden şey, İslâm’ın geldiği gibi anlaşılması ve olduğu gibi de yaşanmasıdır. Allah’ın arzında İslâm’ın geldiği gibi anlaşılmasından ve olduğu gibi yaşanmasından rahatsızlık duyanlar, şeksiz ve şüphesiz bu asrın Ebu Cehil ve Ebu Leheb’leridir. Bunların işleri güçleri, ilimleriyle cahiliyyeyi kutsayanlar vasıtasıyla Allahû Teâlâ’nın gönderdiği İslâm’a mukabil birtakım kul patentli yeni İslâm’lar uydurmaktır. Zorbalara karşı İslâmî diriliş ve direnişi bizzat Kur’an’la engellemek, Allah’ın gönderdiği İslâm’a mukabil sahte bir İslâm’ın uydurulmasına katkıda bulunmaktır.

    Altını çizerek diyoruz ki; aklın putlaştırılmasına dayanan rasyonalizm cenderesinde terbiye edilen İslâm, Allah’ın gönderdiği İslâm’a muhalif olan İslâm’dır. Böyle bir İslâm’dan Allahû Teâlâ’ya sığınmak gerekir. Allah’ın gönderdiği İslâm’ın yükselişini sahte İslâm’larla engellemek, dünyanın en büyük cinayetini işlemektir. Şunu bilelim ki; Allah’ın İslâm’ını kullanarak sahte İslâm’larla insanları aldatmak, hevalarını kendilerine ilah edinen zorbaların kadim geleneklerindendir. Allahû Teâlâ buyuruyor: “Bir de zarar vermek, inkâr etmek, mü’minler arasına tefrika sokmak ve daha önce Allah ve Resûlü’ne karşı savaşmış olan adamı beklemek için bir mescid kuranlar ve ‘Bununla iyilikten başka bir şey istemedik’ diye mutlaka yemin edecek olanlar da vardır. Halbuki Allah, onların kesinlikle yalancı olduklarına şahitlik eder.” (Tevbe/107) Dikkat edilirse, Allahû Teâlâ’ya secde edilmek üzere yapılan camilere, mescidlere karşı aynı cinsten camiler, mescidler vasıtasıyla savaş veriliyor. Zarar, küfür, nifak ve tefrikaya hizmet eden mescidler, camiler bir terör karargâhı sayılırlar. Böyle mescidlerden, camilerden de Allahû Teâlâ’ya sığınmak gerekir. Allah’ın İslâm’ına karşı yeni bir İslâm uyduranlar, elbetteki insanlara ve Müslümanlara “Sizi yeni bir dine, Allah dışında sahte bir ilaha davet ediyoruz” diyerek konuya girişmezler. Onların karakteri, Hz. Musa (as)’nın döneminde yaşayan Samiri’nin karakteridir. Allahû Teâlâ (cc) buyuruyor: “Bu adam (Samiri) onlar için, böğürebilen bir buzağı heykeli yaptı. Bunun üzerine (Samiri ve ona uyanlar) işte dediler, bu sizin de, Musa’nın da ilahıdır. Fakat o unuttu.” (Taha/88) Şimdi bu âyet-i kerimenin ışığında düşünelim.

    Günümüzde Ezherlerde, Zeytuniyyelerde, İlahiyatlarda kitabı, sünneti, icma-ı ümmet ve kıyas-ı fukahayı dışlayan, devre dışı bırakan bir İslâm’ı gündeme getirenlerle, yaptığı buzağı heykeline;İşte bu buzağı, Musa (as)’nın ilahıdırdiyen Samiri arasında ne fark vardır? Samiri’nin buzağısı aramızda dolaşıyor. Resûlullah (sav)’ın sünnet ve siretini devre dışı bırakan İslâm tarifleri, anlayışları, yorumları, Samiri’nin günümüze kadar gelen buzağı heykelinin temsilcileridir.

    Günümüzde genelde dünyada, özelde ise İslâm coğrafyasında Allah’ın İslâm’ı dışında bir hayli sahte İslâm ortalıkta dolaşıyor. “Çağdaş Samiriler” vasıtasıyla Kur’an ve sünnetin tarihselliği ispat edilmeye çalışılarak, Allah’ın İslâm’ı tarihin belli bir dönemine münhasır kılınıp hapsedilmek isteniyor. Müsteşriklerin teşviki ile yeni sahte İslâm’lar oluşturuluyor. Müsteşriklerin, “Allah’ın indirdiğini bırak, sen kendi dinini kendin yaz” kampanyasına katılanlar, “Allahû Teâlâ bugün Kur’an-ı Kerim’i inzal etseydi, bence şu hususta böyle değil de şöyle buyururdu” diyerek, beşer patentli bir İslâm’ı Allahû Teâlâ’ya nispet etmeye çalışıyorlar. Elbetteki bunların bu sahte İslâm’larına karşı mücadele edeceğiz. Ama şu duayı da etmeden geçmeyeceğiz: “Allah kendi İslâm’ını başka İslâm’lardan korusun.” Şunu unutmayalım ki; kişi, İslâm’ın İslâm’dan başka bir şey olmadığına inanmakla Müslümanlaşır. Aksi halde Müslüman olmaz. (Vakit, 30.3.2004, Mustafa Çelik)

    Kaynak : Dinler arası diyalog tuzagı – Mehmet Oruc
    Sessizlik de bir çeşit konuşma sanatıdır





    hasretin rüzgarında savrulan bir hayat

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 7.004, Level: 55
    Points: 7.004, Level: 55
    Level completed: 27%,
    Points required for next Level: 146
    Level completed: 27%, Points required for next Level: 146
    Overall activity: 16,7%
    Overall activity: 16,7%
    Achievements
    kuzat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Nov 2010
    Yer
    İstanbul
    Mesajlar
    904
    Points
    7.004
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    15

    Standart



    Bazı ehliyetsiz insanları görüyoruz ki, yalnız Kur'an-ı Kerim'in getirdiği İlâhî hükümleri kabul edip, dinin diğer temel kaynakları olan Sünnet, İcma ve Kıyas'ı reddediyorlar. Maksatları ise, halkın itikadını bozmak ve saptırmaktan ibarettir. Bunlar, Kur'an'ı tek mezhep kabul edip, sünnet-i Peygamberiyeyi ve İslâm'ın diğer delillerini hafife alırken, işlerine gelen hadisleri kabul edip, gelmeyenleri reddederler. Şuurlu Müslümanları aldatamadıkları gibi takdir de göremezler, buna hakları da yoktur.

    Malumdur ki, Müslümanlar Kur'an-ı Kerim'de nazil olan İlâhî hükümlere inanıp onlara uymaya mecbur oldukları gibi, hadislerle buyrulan dinî hükümleri de kabul etmeye mecburdurlar.

    Bunlar, asırlardan beri tefsir, hadis, fıkıh ve diğer sahalarda yazılmış olan, bütün ilim ve fikir ehlinin takdirini kazanan çok kıymetli eserleri hiç dikkate almazlar.

    Evet, Kur'an-ı Azimüşşan'ın gölgesine sığınarak yanlış yönlendirmede bulunan bir kimse, hiç olmazsa şunu bilmelidir ki, bir Müslüman ne kadar bilgisiz de olsa Kur'an'ı Azimüşşan'ın Allah kelamı olduğununa katiyyen şüphe ve tereddütü olmadığı gibi, sünnet-i seniyyenin de İslâm'ın ikinci bir delili ve dayanak noktası olduğunu kesin olarak bilir ve öyle de inanır.

    Şu halde, "İslâm dininin esası yalnız Kur'an'dır, biz yalnız onda olan hükümler ile amel ederiz, onun haram dediğine haram, helal dediğine helal deriz" diyerek sünneti dikkate almamak, ona kıymet vermemek, Peygamberimiz (asv)'in değerini ve görevini idrak etmemektir. Kur'an'ı tebliğ eden ve en başta tefsir eden O'dur.

    Peygamberimiz (a.s.m.) bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmaktadır:

    "Bana Kur'an-ı Kerim ve onunla birlikte, bir onun kadarı daha (yani sünnet) verildi."

    Başka bir hadis-i şerifte de, "Bir kişiye, koltuğuna yaslanmışken hadisim ulaşır da, 'Aramızda Allah'ın kitabı var, ondaki helali helal, haramı da haram sayarız.' derse (bilsin ki) Resûllullah 'ın haram kıldığı da Allah 'ım haram kıldığı gibidir." buyurulmuştur.

    Ulemanın bir kısmı şöyle der: Sünnetin getirdiği her hükmün, uzak veya yakın, Kur'an'da aslı vardır. Sünnet, sonuçta Kur’ana’a ulaştırır. Onun öz halinde anlattığını açıklar, anlaşılmayan konuları ise açığa kavuşturur.

    Şatıbî, Kur'an ile yetinme fikrine sahip olanların sünnetten ayrılan nasipsiz kişiler olduğunu söyledikten sonra, "Bid'at ehlinden bir çoğu hadisi terk edip Allah'ın kitabını yanlış yorumlayarak hem kendileri sapıttı, hem de başkalarını sapıttırdılar." der.

    "Muhakkak ki, O zikri (Kur'an'ı) biz indirdik biz, şüphesiz O'nun hıfzedicisi de biziz." âyeti ile bu iki esastan Kur'an-ı Azimüşşan'ın lâfızları gibi manalarını da muhafaza etmeyi garanti altına almıştır. İslâm alimleri buradaki korumanın Kur'an'ı olduğu gibi sünneti de kapsadığını beyan etmişlerdir. Bu âyet-i kerime Kur'an'ın tefsir ve izahı mahiyetinde olan Peygamberimiz (asv)'in sünnet ve hadislerini de yani "Biz sana Kur'an'ı, insanlara indirilen hükümleri beyan etmen için indirdik." âyeti ile teminat altına almıştır. Çünkü âyette bildirilen "beyan" Kur'an'ın manasındandır. Bu beyan ise ancak Peygamberimiz (asv)'in sünnet ve hadisleri ile olur.

    "... Resûlullah'ın size getirdiklerine yapışınız. O'nun size yasak ettiği şeylerden de uzak olunuz. Allah'dan korkunuz. Çünkü Allah'ın vereceği ceza ağırdır."(Haşr, 59/7)

    Elmalılı Hamdi Yazır Hazretleri tefsirinde bu âyete şöyle meal verir:

    "Peygamber size her ne verdiyse onu alın, almayın dediğini almayın, yapmayın dediğini yapmayın ve Allah'dan korkun da Allah'ın ve Peygamber (asv)'in emirlerine karşı gelmekten ve birbirinizin hakkını yemekten, devlete hıyanet eylemekten sakının...."

    Şu hale göre Kur'an sünnetsiz, sünnet de Kur'ansız düşünülemez. Bunlardan birini ihmal etmek, İslâm dinini anlamamaktan doğan bir hastalıktır ve bir dalalettir. Tabiri caiz ise Kur'an bir güneş ise sünnet-i seniyye onun ziyasıdır. Birisi için diğeri feda edilmez.

    Evet, nasıl Cenâb-ı Hakk, hafızlar ile Kur'an'ı hıfz(muhafaza)etmişse, İslâm alimlerinin vasıtası ile de sünnet ve hadisleri muhafaza etmiştir.
    Yazar:

    Mehmed Kırkıncı
    rasulullah.org



    "Evliyanın kılıcı kınında değildir. Kimseyi kesmezler ama üzerlerine giden kesilir"



Benzer Konular

  1. O Müslüman’ı gördüm ve İslam’a döndüm
    By Kartal__13 in forum Serbest Kürsü
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 17.05.10, 18:40
  2. İslam’ın Dirilişi
    By mehasin in forum Kitap Tavsiyeleri
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 05.11.09, 10:57
  3. İslâm’ın Çevreye Bakışı
    By BaRLa in forum Bediüzzaman, Çalışmaları
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 25.06.09, 17:18
  4. İslam’da dostluk
    By SiLa in forum Sevgi, Dost & Kardeşlik
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 20.12.08, 22:16
  5. İslâm ordusu Tebük’te
    By SiLa in forum Hicretin Dokuzuncu yılı
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 14.07.08, 13:41

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •