Ölüm Meleği Ve Yardımcıları Hakkında Gelen Hadisler
Allah´ın rahmetinden sakın ümit kesmeyiniz.(Zümer,53)
Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: De ki, size müekkel olan ölüm meleği sizin ruhunuzu alır.(Secde, 11) Tâ, birinize ölüm geldiği zaman elçilerimiz onun ruhunu alırlar ve hiç bir eksik bırakmazlar. (En´âm, 61)
İbn-i Ebi Şeybe, Musannef kitabında ve îbn-i Ebi Hatem, ibn-i Abbâs ( Radiyallahû anh) ´dan rivayetlerine göre: «Elçilerimiz, onun ruhunu alırlar.» mealindeki âyette, elçilerimiz'den kasıd meleklerden, ölüm meleğinin yardımcılarıdır, demiş.
Ebû Şeyh, Tefsir´inde İbrahim Ennahai´den aynısını rivayet etmiş ve:
«Sonra o melekül mevt, kendi yardımcılarının ruhlarını da alır.» kaydını da ilâve etmiştir.
Ebû Şeyh, Kitabü´l-Azamet´te, Vehb bin Münebbih´ten rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir:
«İnsanlara görünen meleklerdir, ruhlarını alan ve ecellerini yazanlar, kişi sorumlu olduğu bir şeyi teslim ettiği gibi onlar da ruhları aldıkları zaman melek´ül-mevte teslim ederler.»
îbn-i Ebi Hatem, Ebû Hüreyre (Radiyallahû anh) ´dan şöyle rivayet etmiştir: «Allah Ademi yaratmak istediği zaman Hamele-i Arş´tan birini yeryüzünden toprak almak için göndermiş... Melek toprak almak istediği zaman yer demiş:
- Allah hakkı için yarın Cehenneme nasip olacak bir şeyi bugün benden alma.
Bunun üzerine melek bırakıp Rabbine gitmiş.
Allah (Azze ve Celle) ona: «Neden emrettiğimi almadın?»
Melek:«Yer, Senin hakkın için almamamı istedi. Senin hakkın için istenen bir şeyi reddetmek bana zor geldi, demiş.
Sonra Allah Azze ve Celle bütün hamele-i arşi göndermiş. Hepsi de aynı şeyi söylemişler.
Tâ ölüm meleğini gönderince, yer ona da aynı şeyi söylemiş.
Ölüm meleği ona: «Beni öyle birisi gönderdi ki, itaat edilmek için senden daha lâyıktır» demiş.
Sonra o ölüm meleği yerin temizinden, çirkininden bir miktar toprağı Allah katına götürür. Üzerine Cennet suyu döker. Balçık olur, Adem ondan yaratılır.
Ebu Huzeyfe îshak bin Bişr, el-Mübteda kitabında, îbn-i İshak´-dan o da Zühri´den aynısını, rivayet etmiştir.
O, birinci sefer gönderilen meleğe İsrafil, ikinci sefer gönderilene Mikâil demiştir.
Yine îbn-i Asâkir, Yahya bin Halid´den aynısını rivayet etmiş; Birincisine Cebrail, ikincisine Mikail, demiş ve hadisin sonunda sunu ilâve etmiş: «Allah bu son meleği, melekü´l-mevt diye isimlendirdi ve onu ölüme müekkel kıldı.»
İbn-i Ebi Şeybe ve İbn-i Ebi Hatem ve Ebu´ş-Şeyh «Azamet» kitabında ve Beyhaki Şuab-i İman´da, İbn-i Sabit´den rivayet ettiklerine göre Şöyle demiştir:
Melekü´l-mevt, «Dünya umurunu dört kişi yönetir. Cebrail, Mîkail, İsrafil ve Azrail. İsrafil hayvanlar ve rüzgâra müekkeldir. Mîkail yağmur ve bitkilere müekkeldir. Melekü´l-mevt (Azrail) ruhları almakla mükelleftir. Cebrâil, onlara ilâhî emirleri tebliğ eder.»
Ebû Şeyh îbn-i Hibban, Kitâbü´l-Azamet´de Rabi´ bin Enes´den rivâyet ettiğine göre, Ona şöyle sorulmuştur:
Ruhları alan Melek´ül-mevt yalnız mıdır?
O demiş: Melek´ül-mevt, ruhların idaresine bakar, bu konuda onun yardıcıları vardır. O onların reisidir. Her adımı Maşrıktan Mağribe kadardır.
Ben (Ebu Şeyh) Ona sordum:«Müminlerin ruhları nerde kalır?»
Dedi: «Sidretü´l-Muntehada».
ibn-i Ebi -Dünya Emri yönetenler[1] ayetinde îbn-i Abbâs (Radiyallahû anh) ´dan rivayet ettiğine göre şöyle demiştir:
Onlar Melekü´l-mevt ile beraber ruhları alırken ölünün yanın da bulunan meleklerdir. Bir kısmı ruhla beraber yükselir. Bir kısmı orda yapılan dualara amin der. Bir kısmı da Ölünün namazı kılınıp defnedilinceye kadar onun için istiğfar ederler.
îbn-i Ebi´d-Dünya, «Denilir kimdir onu yükseltiyor» [2] âyetinde îkrime´den rivayet ettiğine göre,
şöyle demiştir: «Ölüm meleğinin yardımcıları birbirlerine derler:
Kimdir ruhunu ayağının başından çıkacağı yere yükseltiyor.»
Hars bin Hazrec´in babası (Radiyallahû anh) ´dan rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
Bir ensarinin başında, Melekü´l-mevte bakarken Resûlüllah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) den şöyle dediğini işittim:
«Ey Melekü´l-mevt! Arkadaşıma yumuşak davran, çünkü o mümindir. Melekü´l-mevt, dedi:
Rahat ol, gözün aydın! Ben bütün mü´minlere yumuşak davranırım.»
Bil yâ Muhammed. Ben insan oğlunun ruhunu alırım. Bağıran birisi oldu mu ruhu elimde iken kalkar ve :
«kimdir bu bağıran? Vallahi biz ona zulmetmedik, ecelini de önceye almadık. Kaderini aceleye getirmedik. Ruhunu almakta bizim bir günahımız yoktur. Eğer Allan´ın yaptığına razı olsanız ücreti edinirsiniz; eğer kızarsanız günaha girersiniz. Biz sık sık size geliriz. Sakının, sakının. iyi, kötü, göçebe, yerli, dağli, ovalı herkesi, hergün inceliyoruz. Biz onların büyüğünü küçüğünü, kendilerinden daha iyi biliriz. Vallahi şayet bir sineğin ruhunu almak istesem Allah izin vermeden alamam,» derim.