dikkatten kaçan bazı mes'eleler
-Hala müşteri velinimetimizdir diyenler var,ALLAH velinimetimizdir müşteri ise vesile-i nimetimizdir
-Allah Razı olsun gibi büyük bir dua ,rastgele dinle diyanetle ilgisi olmayan insanlara da kullanılmaktadır
-İçki satılan marketlerden mütedeyyin kesimin alışveriş yapması inanılır gibi değil,Dost'un düşmanına katkı sağlarcasına.O lokmanın kişinin maneviyatını etkilemesi de cabası.
-Çocuk genellikle ilk yalanını anne babadan öğreniyor,sonra ebeveyn de dönüp çocuğa yalan söylediği için kızıyor.."Uslu durursan sana şunu alacağım" ,"Yemeğini yersen seni parka götüreceğim" vbg.. deyip yerine getirmemesi 1 kez bile olsa çocuğa yetmektedir.
-Bebeklere,çocuklara giydirilen kıyafetler üzerindeki insan ve hayvan suretleri ; meleklerin çocuğu mesh etmesine engel.Zaten hepimizin bildiği gibi rahmet melekleri suret olan yere girmezler
-Birçok insan aynı anda birden çok işle karşılaştığında sıralama tercihini yaparken farz,vacip,sünnet olma durumlarını göz önünde tutmadan kafasına estiği gibi yapmakta.
-Bazıları para kazanma konusunda "para böyle kazanılır" ,"para kazanmasını bileceksin" gibi laflar etmekte para kazanılmaz (ALLAH tarafından) VERİLİR.Çok zeki olmak ,çok çalışmakla iş bitmiyor,yetmiyor "O" verirse olur.
-"Herşey gönlünce olsun " bu ifade sağlıklı bir ifade değildir,ya kendisi için hayırlı olmayacak şeyler de gönlünden geçiyorsa.
-Bazı belediyelerin dağıttığı halk'a yönelik şeyler -kandilde kandil simidi gibi- yiyenler için de vebaldir,çünkü umumun hakkı olan bütçe sınırlı sayıda insana gitmektedir.
-İronik bir biçimde "Maaşalah nazından da geçilmiyor" ," Maaşallah ağzın çok güzel laf yapıyor" şeklinde kullanılan "Maaşallah " en hafif tabirle bu ifadeyi hafif'e almaktır.
-Günümüzde ticari ahlak çökmüş vaziyette,borcu olduğu halde lüksünden taviz vermeyen birçok kişi görülüyor.,bakın İbrahim b. Ethem Hz. ne diyor : "Borcu olanın yağlı yemek yemesi bile doğru değildir" demek ki yağlı yemek o zaman bir değer ifade ediyormuş,günümüzle kıyas yapıla.
-Ateistliğini dile getirmekten çekinmeyen,İslam'a dair hiçbir alâmet taşımayan solcu yahut ne idiği belli olmayan yazarların olumlu köşe yazılarına yapılan yorumlara bir bakın;Allah razı olsun diyenler ve türlü türlü dua edenler ,nerdeyse ilan-ı aşk edercesine sevgilerini dile getirip yere göğe sığdıramayanlar,neler neler..
-Ömrü boyunca İslam'ın karşısında saf tutmuş ve hiçbir İslamî söylem,alâmet taşımadan gebermiş bir adama ' rahmetli ' demek de ne oluyor?
-İslamî ölçülerin yerine ölçüsüzlük(araştırma-inceleme yapmadan rastgele hareket) ,başka şeyler hesaplarken ayarı kaçırmak,olaylar ve meseleler karşısında duruşuyla imtihan'a tâbi tutulduğunun farkında olmamak sanırım hataların özünü teşkil ediyor.
-Cenâb-ı Hak için olan amellerin efdali Allâhu Teâlâ’ya dost olanlara dostluk etmek ve amellerini sevmek ve düşmanı olanlara düşman olup amellerine
buğz etmektir.(Tuhfe-i İsmailiyye,İ.H.Bursevî Hz.)
****** Meseleleri birbiriyle karıştırmamak lazım.Müslüman'ın yaratılmışlara şefkat nazarıyla bakıp ,İslam'dan nasibi olmayanların,günahkarların hidayeti ,ıslahı için dua etmesi güzeldir.Fakat ateistliğini açıkça ilan etmiş ,Müslümanlara kin kusagelmiş,Müslümanlarla ve İslamın şiarı olan şeylerle alay edegelmiş,hafife almış olan insanların sıfatlarına,yaptıklarına buğz etmek de dînî bir vecibedir.Allah razı olsun duası,amellerinde sözlerinde Allahu Teala'nın rızasını gözeterek hareket eden müslümanlara yapılır, dinle diyanetle alakası olmayan insanların iyi fiillerine teşekkür edilir,takdir edilir,hidayetleri için dua edilebilir vs.. ******
Bu İslamî ölçüler dile getirilmezse herkes kendine göre bir ölçü tutturur,zaten çoğu insan tutturmuş da.
Müslümandan esirgenen sevgi ,dinle diyanetle alakası olmayan (birkaç iyi söz ve davranışını görüp)sanatçı,yazar vs.. geçinenlere cömertçe sarf ediliyor.
Müslümanlık herşeyi yerli yerince yapmaktır.Her hak sahibine hakkını vermektir.
Bir misal:İrşad,tebliğ faaliyetlerinde iyi ilişkiler kurup ,gayret edip,dua ederken buğz edilmesi gereken fikirlere ,fiillere de içinden buğz etmek.
Fetih 29-Muhammed Allah’ın Resûlüdür. Ve onun berâberinde bulunanlar; kâfirlere karşı çok şiddetli, kendi aralarında gāyet merhametlidirler...i.a.
Tefsir-i Taberi:Zira onların kızmaları da merhametleri de Allah rızası içindir.
Hadis-i Şerif: (Hel-id-dînü illel-hubbu fillâh, vel-buğdu fillâh) "Din Allah için sevmek ve Allah için buğz etmekten başka bir şey midir? " Hz. Aişe r.a.'dan ,Hakîm-i Tirmizî, Hâkim,Hulvânî ,Ramuz el Ehadis)
353. Mücâhid'den rh: Abdullah ibn Abbas (r.a.) şöyle buyurdu: "Allah için sev! Allah için buğzet! Allah yolunda düşmanlık et! Allah yolunda dostluk et! Çünkü sen, Allah'ın dostluğuna ancak bununla ulaşabilirsin. Bir adamın namazı ve orucu çok olsa bile, bu şekilde olmadıkça imanın lezzetini alamaz.(Abdullah b. Mubarek rh. ,Kitâbu'z-Zuhd ve'r-Rekâik)