5 sonuçtan 1 ile 5 arası

Konu: Evlilikle ilgili mülahazalar ve tavsiyeler

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 25.810, Level: 96
    Points: 25.810, Level: 96
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 540
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 540
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mihrab - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Mesajlar
    4.559
    Points
    25.810
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart Evlilikle ilgili mülahazalar ve tavsiyeler

    İşte evliliğinizin düşmanları


    Evliliğinizin huzur içinde sürüp gitmesine engel olabilecek bazı sebepler vardır Bu sebepleri belirleyip yapmamak ilişkinizi ve yuvanızı kurtarmak için ilk adımınız olabilir


    Eşler arasında yaşanabilecek kısa süreli bazı sorunlar istenmeyen sonuçlar doğurabilir Çiftlerin kızgınlıkla alacağı kararlardan, çocukları da en az kendileri kadar zarar gördüğü için eşlerin beraberliklerinin düşmanı olan etkenleri belirleyip üzerine gitmeleri gerekir İşte evliliğinizin düşmanı olabilecek tutum ve davranışlar



    Eleştiri
    "Sen hep böylesin Zaten bir gün bile olsun beni dinlemedin Hep bağırıyorsun Beceriksizsin Filanın eşinden ibret al Beni üzmekten zevk alıyorsun" şeklindeki ifadeler, eşi suçlayıcı, yargılayıcı ve kırıcı eleştirilerdir Oysa iletişimde "ben" dilini kullandığımızda eşimize şöyle diyebiliriz: "Ben bu sözünden veya davranışından dolayı çok üzüldüm, hayal kırıklığı yaşadım" Bu ifade daha yumuşak olduğundan, ayrıca kişide oluşturduğu duyguyu da olaya yansıttığından eşi olumlu yönde etkileyebilir

    Genelleme
    "Hep böylesin Böyle yaparsın Zaten senden başkası da beklenmez Bencilsin Hiç değişmiyorsun Bu huyunu annenden, babandan kapmışsın Bir gün de iyi yanını göremeyecek miyim?" tarzındaki ifadeler, eşi bir kalıba sokan ve damgalayan ifadelerdir Mantıksal olarak düşündüğümüzde, madem ki eşiniz söylediğiniz gibi "hep öyle", yıllardır değişmiyor; peki siz ne oranda değiştiniz? İşe kendinizi değiştirmekle başlayın

    Aklını okumak
    Evlilikte ilişki bozulmaya ve mutsuzluk ortaya çıkmaya başlayınca araya mesafeler girer Sürekli kavga, üzüntü, bir noktada çiftleri sessizliğe ve kendi dünyalarına iter Fakat burada sözlü iletişim yerine sözsüz iletişim, yani davranışlardan anlamlar çıkarıp, eşi yargılama süreci başlar "Hah yine kızdın Bakışlarından anladım Sen öyle demek istemedin Senin kafanın içinde neler var, çok iyi biliyorum" Tarzındaki yaklaşımlar, eşin jest ve mimiklerinden, hal ve hareketlerinden anlamlar çıkarmaya yöneliktir

    İşi yokuşa sürmek
    Zamanla eşlerden birinde olumlu bir değişiklik olmuştur veya gittikleri doktor dinlenilmiş ve kişi olumsuz bir davranışından vazgeçmiştir; diğer eşin: "10 yıldır sana söyledim, ama beni dinlemezsin; sonunda dediğime geldin Başkası deyince daha mı kıymetli oluyor?" biçimindeki konuşmaları, eşi üzen ve geriye döndürebilecek tarzdadır Oysa; "Bu değişiklikten dolayı çok mutluyum, sevinçliyim Gel beraber plan yapalım; başka nelerimizi değiştirebiliriz, onları konuşalım" tarzında bir diyalog kurulursa olumlu değişiklik pekişir ve devamı için de teşvik edilmiş olunur

    Geçmişi hatırlatmak

    Herkesin evliliğinde, geçmişte yaşadığı olumsuz bir anısı vardır Aile kavgaları, kırgınlıklar, ihanetler, küçük düşürmeler ve hayal kırıklıklarıdır Geçmişte yaşanan kötü anıyı sürekli gündeme getirmek sıkıntı doğurur ve sorunları pekiştirir

    Hep haklı olmak

    Hatalar, yanlışlıklar iki taraftan da kaynaklandığı halde "Kim daha haklı?" diye adeta "mahkeme" kurulur "Evliliğimiz boyunca kavgaları hiç ben başlatmadım Sen hep bana kötü davrandın, beni aşağıladın Bütün sorunlar senden kaynaklanıyor" Bu tarz kalıp sözler, tıkanan evliliklerin klasik sözleridir Oysa önce kendimize bakmamız ve "Ben nerede hata yapıyorum, yanlışım ne olabilir?" diye düşünmek gerekir Sürekli karşı tarafı haksız görmek işin kolaycı yönüdür

    Sorumluluk

    Aile yükünün tek tarafa yüklenmesi kişiyi aşırı strese sokup gergin ve öfkeli yapabilir Bu yüzden hiçbir cinsiyet ayırımı gözetmeksizin yapılacak işleri ortaklaşa yapmaya gayret etmek gerekir Diğer yandan, ilişkideki bozulmadan dolayı "Sen beni zorluyorsun, çıldırtıyorsun; bu yüzden öfkeleniyorum" yerine, "Seninle ilişkimde zorlanıyor ve bazen öfkemi kontrol edemiyorum" tarzında konuşulsa, kişi kendisini de ortaya koyuyor ve sorumluluğu paylaşmış oluyor; böylece eşi suçlamıyor, soruna dikkat çekip, üzerinde düşünülmesi gerektiği mesajını veriyor

    Mantıksal yaklaşım

    "Ya bana iyi bir neden göster, söylediklerimi çürüt, ya da beni kabul et" Yaklaşımı evlilikle iş ilişkisini karıştırma yaklaşımıdır Evlilikte roller, duygular, cinsellik ve birçok değişken rol oynar Kendimizi "temize çıkarma"da mantık olayını ileri sürmek kendi kendimizi aldatmaktan ibarettir

    Sözünü kesmek
    İletişimde en önemli husus, konuşan insanı sonuna kadar dinlemek, çok gerekliyse aralarda girmektir Dinlememiz, anlamamız ve kendimizi anlatmamız gerekiyor Bunun yolu da saygıyla dinlemek ve ses tonunu yükseltmemektir

    Terapist yaklaşımı

    Eş, ne kadar ilgili ve tecrübeli olursa olsun, kendisini doktor yerine koymamalı; çünkü bir şey değişmez, eşi kendisini dinlemez ve dirençle karşılaşır Bu yüzden "iyi bir eş, arkadaş, sevgili" nasıl olursa, ona öyle davranmalıdır

    Haber7
    Sessizlik de bir çeşit konuşma sanatıdır





    hasretin rüzgarında savrulan bir hayat

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 25.810, Level: 96
    Points: 25.810, Level: 96
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 540
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 540
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mihrab - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Mesajlar
    4.559
    Points
    25.810
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart Cevap: Evlilikle ilgili mülahazalar ve tavsiyeler

    Evlilikte ilk Yıllar



    Geçen hafta içinde bizzat karşılaştığım iki olay bağlamında evlilikte ilk yıllara ait bir değerlendirmede bulunmak istiyorum Bir; bu bir itiraf Girilen yanlış hem de çok yanlış ama aynı zamanda geri dönülmez bir sürecin ardından söylenen bir itiraf Keşke demek bir anlam ifade etmiyor Allah Rasulü’nün (sav) beyanıyla bu zeminde keşke demek şeytana yardım etmekle eşdeğer Çünkü zamanı geriye getirmenin, onu geriye doğru işletmenin imkani yok Ah keşke, evet keşke zamanı geriye işletebilseydik, işletebilseydik de o yanlışları bir daha yapmasaydık
    Veya madem zamanı geriye işletemiyoruz, bari o dönemlerde zamanı ileriye doğru işletebilseydik de bugünleri yani pişmanlıktan iki buklüm olduğumuz zamanları görüp ona göre tavır alabilseydik

    Heyhat!
    Her neyse, birinci örneğe donelimEş deniz aşırı ülkeden gelmiş Oldukça küçük sayılabilecek bir yaşta evlilik yapmış eşin, dostun hatırına Hayat tecrübesinin olmayışı bir yanda, ana-baba, kardeş, vatan hasreti, diğer yanda, kocanın bizzat kendi itirafıyla oldukça huysuz, müsamahasız ve kışla disiplini içinde bir hayat düzeneği istemesi, bunlara ilaveten yabancı dil ve yabancı ülke ve hepsinden öte bu zincire takılan Allah’ın takdiri düşünülmeyen bir çocuk halkası Saadet zincirinin aksine geçimsizlik zincirinin halkaları böylece tamam Bu arada ne kocaya ne de kadına yon verecek, evlilik hayatlarına istikamet kazandıracak, tecrübeleri ile onlara yardımcı olacak bir çevrenin de olmadığını ısrarla belirtmek isterim
    Geçimsizlik had safhaya ulaşınca bazıları araya girerek eşlere iradi olarak bir müddet ayrı yaşamalarını tavsiye ediyor ki yerinde bir tedbir bu Ve kadın kucağında çocugu ile deniz aşırı yolculuk yaparak ailesinin yanına gidiyor; gidiyor ama gidiş o gidiş

    İkinci örnek çiceği burnunda üç aylık hamile eşi ile dört aylık evli bir erkeğe ait Ataerkil bir aile ortamında büyümüş, yaşı, tecrübesi, bilgisi ve kendine saygı ve güveni yerinde Sağlam karekteri, bilgi düzeyi ile yakın ve uzak çevresine yaptığı önderlik, arkadaş çevresinde şu ana kadar gösterdiği engin hoşgörüsü, espri –ki zekaya delalet eder- anlayışı ile parmakla gösterilen bir tip İlke ve inançlarından taviz vermeden şeytanla dahi dostça geçineceğine ihtimal verdiğin birisi var mı deseler, ilk aklıma gelecek kişiler arasında o Ama gel gör ki anne-baba özelinde gördüğü aile ilişkisini kendi evliliğinde göremeyince, bundan daha kötüsü ömür boyu göremiyeceğine inanınca huzursuzluklar baş göstermiş evliliğinin ilk aylarında

    İkinci aileye birinci örnekteki pişmanlığı hatırlatmak isterim “Keşke biraz daha musamahalı olsaydım Keşke herşeyin askeri disiplin içinde olması gerektiği beklentisi içine girmeseydim Keşke eşime ve kendime yeni hayat düzenimize alışmamız için biraz daha zaman tanısaydım” Ama son pişmanlık ne çare ne de çözüm

    Dikkat ederseniz her iki örnekte de problemler adına spesifik örnekler vermedim Neden mi? Yanlış anlaşılmalara meydan verir korkum var da onun için Ama meseleler soyut bir düzlemden somuta kaysın diyorsanız bu ailelere raci olmayan bir örneği hem de sanırım çok ailelerde yaşanan bir örneği sunayım sizlere Türk atasözü olarak duymuştum, yazıl bir kaynakta görmedim, hakikatine inanırsınız-inanmazsınız beni alakadar etmez ama derler ki; “Kocasından sonra kalkan kadından hayır gelmez” Gerçekten bizim ev hanımlığı statüsünün geçerli olduğu aile yapımız içerisinde kadın kocasından once kalkar, kahvaltısını hazırlar, dış elbisesi adına ütü başta olmak üzere gerekli şeyleri bitirir ve kocasını işe gönderdikten sonra ev hayatına geri döner, uyuyacaksa uyur, uyumayacaksa uyumaz Çocuk/çocuklar varsa, okulları soz konusu ise onlara raci işler de kadına aittir

    Ama bazı ailelerde bu durumun tam aksini hem de gayet yaygın biçimde görebiliyoruz bugün biz Ayıp mı, günah mı diyebilirsiniz? Hayır ne ayıp ne de günah! Eğer eşler bunu bir hayat sistemi olarak benimsedi ve bunda bir anormallik görmüyorlarsa bana ne? Fakat mezkur durum evde geçimsizlik sebebi ise –ki olması gayet normaldir- bu bir, iki geleneksel aile yapımızın bir anlamda değişikliğine sebebiyet veriyor ve çocuklarımız vasıtasıyla bir sonraki nesle intikal etme ihtimalinde ise –ki elbette öyledir- kadının günlük hayat programını kadim anlayışımıza göre düzenlemesi gerekmez mi?

    Bana göre gerekir, şarttir hatta mecburdur kadın Madem ki ev hanımıdır ve madem ki örf-adet ve geleneklerimize göre yukarıda bahsettiğim vazifeler evin hanımına aittir, kadın herşeye rağmen bunları yerine getirmekle mükelleftir

    Çekirdek aile yapısının gereği imiş bu yeni durum veya hayat standartlarındaki değişiklikler bunu ön görüyormuş vb mazeretler bir anlam ifade etmiyor ve etmemeli bence Zira biz sadece kendi günümüzü değil, geleceğimizin de temellerini atıyoruz yaşadığımız bir hayat ile Bir cümle ile ifade etmeye çalıştım yukarıda, çocuklarımızın bu sitilden nasıl etkileneceğini düşünüyorsunuz acaba?

    Evet, kabullenilen hayat tarzından tavizmiş bu! Evin hanımı böylesi bir isim takmış buna? Ninesi gibi erkenden kalkacak, kocasını ise gönderecekmiş? Hangi devirde yaşıyormusuz?

    Hissiyatın akla ve muhakemeye galip geldiğini gösteren talihsiz beyanlar bunlar Yapmayın Allah aşkına! Birakın insan yuvasının saadeti uğruna bu kadarcık fedakarlığa katlansın Uykusunu azıcık terk etsin Bu kadarcık fedakarlıkta bulunamayan kadın zaten ne bir yuvaya eş, ne de bir çocuğa anne olacak kapasitede değildir Kaldı ki fedakarlık dediğiniz şey ne? Uykudaki zamanlama Hepsi bu!!!

    Ahmet Kurucan
    Sessizlik de bir çeşit konuşma sanatıdır





    hasretin rüzgarında savrulan bir hayat

  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 25.810, Level: 96
    Points: 25.810, Level: 96
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 540
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 540
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mihrab - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Mesajlar
    4.559
    Points
    25.810
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart Cevap: Evlilikle ilgili mülahazalar ve tavsiyeler

    Aile içi İletişimsizlik



    Nice heveslerle almıştı elinde tuttuğu kitabı Okulda hocası, mahallede arkadaşları tavsiye etmişti Eve her gün gelen gazetede reklamını da görmüştü üstelik Bir kaç gün sonra gazetede haftada bir çıkan kitap yorumlarında da okuyunca almalı ve okumalıyım bu kitabı diye karar vermişti kendi kendine Bir de anneme sorayım diye içinden geçirdi Gerçi anne ve babasının hayır demeyeceklerinden emindi; çünkü eve aldıkları gazetede reklamı ve yorumu yayınlanmıştı Ama yine de sorayım dedi Ne de olsa annesiydi, okumuş, tahsilli, “ün görmüş gün görmüş” bir kadındı Tahmin ettiği gibi çıktı Annesi de hararetle “git al, senden sonra ben de okuyayım” dedi Gitti kendi harçlıklarından biriktirdiği para ile kitabı aldı ve hevesle okumaya başladı

    Ama bütün bu olup bitenlerden babanın haberi yoktu ve ne olduysa işte o akşam oldu Baba akşam işten geldiğinde çoçuğunun elinde kitabı görünce “deli divane” oldu birden bire Çıldırmıştı adeta Bağırıyor, çağırıyor, yeri göğü inletiyordu Nasıl olur da kendisinin haberi olmadan kitap alınırmış? Nasıl olur da harçlıklar çar çur edilirmiş? O paralar kolay mı kazanılıyormuş? Kendisi de baba olunca görecekmiş? İlla kitap okunacaksa kütüphanede kıyamet gibi kitap varmış, onları önce okusaymış Daha neler, neler!!!!

    Ben kitap örneğini verdim; siz kitabı kaldırın başka şeyler koyun bunun yerine Netice değişmeyecek Bu ve benzeri sebeplerle hemen her gün belki çoklarımızın evinde nice kalpler kırılıyor, nice düşünceler zedeleniyor, nice ailelerin mutluluklarına gölge düşüyor, bugünleri ve yarınları adına kapanmaz gedikler açılıyor
    Bence burada asıl problem ne çocuk, ne harçlık, ne kitap, ne de kitabın muhtevıyatı Asıl problem aile içi iletişimsizlik Sizce en kızgın anında dahi olsa, baba annenin haberi olup olmadığını, ondan izin alınıp alınmadığını sormalı değil miydi? Ya anne izin verdiyse? Bu yüzden sözünü ettiğimiz misalde aile içi iletişimsizliğin bağırıp çağırma esnasında gerekçe olarak sunulan şeylerden daha önemli, dolayısıyla asıl problemin bu olduğunu düşünüyorum

    Bu örnekte babanın söz konusu reaksiyonu ihtimal ya işyerindeki herhangi bir problemini eve taşımasından, ya eşiyle önceden girdiği dargınlık ortamının etkisinden, ya da kimsenin bilemediği farklı şeylerden kaynaklanmış olabilir Ama bunların hiçbiri sözünü ettiğimiz reaksiyoner çıkışı haklı kılmaz

    Şunu baştan kabullenelim; aile içinde karı-kocanın şu ya da bu sebeple birbirine dargın olduğu, konuşmadığı, ayrı yerlerde geceledikleri zamanlar olabilir Haklı ya da haksız gerekçelerle girilen bu süreç eğer çabuk hall u fasl edilmezse, düzen İslami değerleri benimsemiş ailenin uyması gerekli olan minimum standartlara göre yeni baştan kurulmazsa, hele bu sürecin uzaması veya sık tekrarı dolayısıyla ailenin hayat modeli, yaşam şekli bu olursa böyle bir ailede problemler hiçbir zaman bitmez Evlilik hayatlarında mutluluğu bir türlü yakalamayan çiftler, evlilik öncesi, nişanlılık dönemi ilişkilerinin ömür boyu bu şekilde devam edeceğini zanneden ve farklı ilişki modellerine hazır olmayanlardır genellikle Çünkü hayellerinde kurdukları dünya yıkılmış, bunun hasıl ettiği ruh haleti ile değil kocasına etrafındaki her şeye küsmüştür Anne-baba, akraba, arkadaş, dünya hatta kaderine bile Basit geçimsizliklerden dolayı kendilerini mahkeme kapılarında, hakim önlerinde, ya da intihar hazırlıklarında bulan insanlar genelde bu tipler arasından çıkar

    Evet, evlilik sonrası ilişkiler evlilik öncesi veya başlangıcı dönemi ilişkilerinden farklı bir seyir izler Çünkü evlilik birbirine yabancı iki ayrı cins insanın bütün farklılıklarına rağmen birlikte yaşamaya başladığı bir hayat demektir Karakter, kültür, alışkanlık, gelenek, görenek, fiziki, tıbbi ayrı özellikler, inanılan ve uygulanan dini, ahlaki değerlerin farklılığı, çeşitliliği, çokluğu, azlığı vb bu kadar çokluk içinde birliği yakalamak zor olsa gerek Burada birliği yakalamak, aynı çizgide buluşulmasa bile karşılıklı saygı ve sevgi ile bunları aşmak takdir edersiniz ki zaman alacaktır Hele bu arada aile ort----- teşrif edecek bir çocuk hayat stilini de, hayat anlayışını da, geleceğe bakış açısı ve beklentilerini de bütün bütün değiştirecektir Daha önceki bir yazıda işaret ettiğimiz gibi aile hayatından her yeni gün, yıl, çocuk, iş, ev, hastalık vb yeni anlayışlara, yeni farklılıklara, yeni kabullenmelere kapı açar Bütün bunlar da zaman zaman anlaşmazlıklara, dargınlıklara neden olabilir

    Ne yapılacak o zaman? Eşler bu tür sürecleri alabildiğine kısa tutacak Kendilerine rağmen yapacaklar bunu Tabii geçimi, yuvanın devamını istiyorlarsa Yoksa sürecin uzatılması, "Haklıyım; özür dilesin; ayaklarıma yalvarıp kapansin vb" teraneleri ile ilk adımı karşı taraftan bekleme tek kelime ile yanlıştır Hele ilişkinin bu boyutunu anne babaya, arkadaş çevresine velev ki ima yolu ile bile olsa anlatma ikinci yanlıştır

    Eşlerin karşılıklı anlayış, saygı ve sevgi dinamikleri kullanılarak birbirlerinin hatalarını, yanlışlıklarını ve beklentilerini iki dost misali dürüstce ve arkadaşane konuşmaları tek çıkar yoldur vesselam


    Ahmet Kurucan
    Sessizlik de bir çeşit konuşma sanatıdır





    hasretin rüzgarında savrulan bir hayat

  4. #4
    ***
    DIŞARDA
    Points: 25.810, Level: 96
    Points: 25.810, Level: 96
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 540
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 540
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mihrab - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Mesajlar
    4.559
    Points
    25.810
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart Cevap: Evlilikle ilgili mülahazalar ve tavsiyeler

    Evlilikle ilgili mülahazalar ve tavsiyeler

    Şimdilerde bir de hissî görmeye takılıp giden ve neticede boşanmaya sebebiyet veren bir evlenme furyası başladı ki, bütün bunlar karşısında içim parçalanıyor ve iki büklüm oluyorum Hayat boyu bizim için ya bir nimet, ya da nikmet olabilecek böyle bir mesele; akla, mantığa havale edilmesi gerekirken hislere bina edilmekte ve neticede de başa bela olmaktadır Halbuki hiç olmazsa böyle durumlarda akıl ve mantıkla hareket edilmeli ve komplikasyonlara sebebiyet verilmemelidir Böyle önemli bir mesele, zevk ve keyf için yapılacak bir şey değildir, yapılmışsa, zehir zenberek dahi olsa karşılıklı katlanılması gereken bir iştir İç çamaşırı mahremiyetinde korunması gerekli olan o evlilik hayatı, ciddi badirelere ma’ruz kalsa da dışarıya birşey sızdırmamak icab eder Evet, belki bazı durumlar itibarıyla eşler, âh u ızdırapla hep “ah” edebilirler ama, âlem o “ah”dan haberdar olmamalıdır

    Zannediyorum hizmet duygu ve düşüncesinin birinci planda tutulmaması, Allah’ın vermiş olduğu kabiliyetlerin yerli yerince kullanılıp hizmet düşüncesine kilitlenilememesi sebebiyle ufku dar, gaye-i hayal nedir bilmeyen, yüksek mefkûrelere dilbeste olamamışların sayısını artırıyor Bu insanların “bedenim, cismim” deyip onu düşünmelerinden ve hayatlarını ağız-dil-dudak, yemek borusu ve tatmin uzuvları arasında örgülemelerinden daha tabiî ne olabilir ki! Oysa ki, insanın yaratılmasında çok büyük hikmetler var Yirmiüçüncü Söz’de beyan edildiği gibi, insana bin altın değerinde birşey verilmiş; diğer canlılara ise bir altın o halde insan diğer canlılar gibi yaşayamaz yaşarsa, onun hesabını mutlaka sorarlar

    Dünyayı düşünen arkadaşlar, -Pir-i Muğan’ın yaklaşımıyla- askerliği bırakıp, çarşıda pazarda kendilerini ticarete salan insanlar gibi geliyor bana Böyleleri ihtimal, gerektiği gibi askerlik eğitimi ölçüsünde disipline alıştırılmamışlar; eğer alıştırılsalardı, 40 yaşında bile bunlara böyle birşey teklif edildiğinde “Allah, Allah! Benim boş zamanımı mı gördüler ki, yeni bir meşgale teklif ediyorlar Ben bütün gücümle yüklendiğim bu işin altından kalkamıyorken bu yeni durumu nasıl yükleneceğim ki! Yoksa bunlar beni âvâre, sergerdan biri mi zannediyorlar?” diyeceklerdi Şu anda bile tanıdığım 50 yaşlarında bir-iki insan var ki, “ben yapmam icab eden şeylere bile bu halimle yetişemiyorum O iki şeyi birden götürmem mümkün değil” düşüncesiyle yaşamaktalar

    Bediüzzaman Hazretleri, “Benim hakikî talebelerimden bir tanesi bir yere girmişse, ben o yeri o talebem sayesinde kendi hesabıma fethedilmiş bilirim” diyor Buna göre, bir okula gelip-giden bir arkadaşımız var da, o okulda hâlâ başka düşüncede olan insanların mevcudiyetine rastlanıyorsa, o insan talebeliğini bir kere daha gözden geçirmelidir

    Bu mevzuda dâvâyı temsilde önde olmakla birlikte, “vakt-i merhunu” gelmeden böylesi şeylere yönelen insanlar, geçici olarak zevk ve lezzet duysalar bile, Rabb-i Kerimime itimad ederek söylüyorum dokuz defa elem çekecek, on defa iki büklüm olup, burada da, ötede de inleyeceklerdir Ettiklerine ah u efgan edecekler ama, iş işten geçmiş olacaktır Yaptıkları, yıktıkları şeylerden, deldikleri şahs-ı mânevîden -Allah çektirmesin ama- çok çekeceklerdir

    Ya Rabb! Hava karanlık, yollar karmakarışık Sâlikler baygın ve dalgın Vazife mukaddes, sorumluluklar ağır! İnsanlar ise, bu sorumluluklar karşısında olabildiğine duyarsız! Düşman kavî, talih zebun! Alınacak yollar uzun, Senin rızanı tahsil ise oldukça zor! Ve bizler ne kadar tutarsız ve yetersiziz!

    Kaynak: Prizma > Perspektif
    Sessizlik de bir çeşit konuşma sanatıdır





    hasretin rüzgarında savrulan bir hayat

  5. #5
    ***
    DIŞARDA
    Points: 25.810, Level: 96
    Points: 25.810, Level: 96
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 540
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 540
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mihrab - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Mesajlar
    4.559
    Points
    25.810
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart Cevap: Evlilikle ilgili mülahazalar ve tavsiyeler

    ‘Sen zaten hep böyle yapıyorsun’ yaklaşımı sorunu çözmez




    Evlilikte öncelikli niyetiniz karşınızdaki kişiyi anlamak olmalı Hem karşı tarafı anlama gayreti, hem de 'ben acaba onu ne kadar anlıyorum, ya da beni niye anlamıyor, acaba ben kendimi eksik mi anlatıyorum' diyerek, iki taraflı anlama gayreti olmalı Kişiliğinde bir eksiklik yoksa bu gayreti karşı taraf da fark edecektir
    Bir konuda tartışma yapılırken, sadece o anki konuya çözüm aramak gerekir Geçmişten örnekler vererek tartışmak, 'sen zaten hep böyle yapıyorsun' gibi ifadeler kullanmak olayı çözülemez bir boyuta getirir

    Geçmişi çok fazla karıştırmamak için de sorunları biriktirmemek, her defasında oturup konuşmak gerekiyor Gururu çok fazla öne çıkarmayıp gerektiğinde özür dileyebilmek, hatalarını kabul edebilmek her zaman çok önemlidir; ama evli çiftler arasında ilişkiyi yapılandırıcı özel bir etkisi vardır
    Bir taraf özür dileyince karşıdaki kişi de kendi içine döner ve nerede hata yaptığını sorgular


    ŞU SORULARI KENDİNİZE SORUN
    1 "Benim gerçek duygularım, düşüncelerim nedir, bu davranışımın asıl sebebi ne?"
    2 Ortada ne olursa olsun, eşinizi anlamaya dair bir gayretiniz var mı?
    3 Birileri beni anlasın ve ona göre davransın diye mi bekliyorsunuz?

    Ailem Dergisi
    Sayı:241
    Sessizlik de bir çeşit konuşma sanatıdır





    hasretin rüzgarında savrulan bir hayat

Benzer Konular

  1. Evlilikle ilgili mülahazalar ve tavsiyeler
    By ArzuNur in forum İslamiyette Evlilik
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 13.03.09, 22:14
  2. Evlilikle ilgili soru ve cevaplar
    By SiLa in forum İslamiyette Evlilik
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 27.10.08, 18:01
  3. Evlilikle ilgili soru ve cevaplar
    By SiLa in forum İslamiyette Evlilik
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 13.08.08, 10:12
  4. Evlilikle ilgili hadisler
    By Ammar bin yasir in forum Hadis Bahçesi
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 07.06.08, 11:38
  5. Evlilikle İlgili Mülahazalar ve Tavsiyeler
    By BuRaK in forum İslam'da Aile hayatı,
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 07.06.08, 02:01

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •