9 sonuçtan 1 ile 9 arası

Konu: Esmaü'l Hüsna.

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 47.246, Level: 100
    Points: 47.246, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 75,0%
    Overall activity: 75,0%
    Achievements
    MaHiR 01 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Yer
    Bir Boğaz yedi tepe
    Mesajlar
    8.028
    Points
    47.246
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Esmaü'l Hüsna.





    ESMA-ÜL HÜSNA Cenâb-ı Allah'ın güzel isimleri.

    Yasadığımız dünya, felekler, yıldızlar, ay ve güneş birer âlemdir. Bütün bu âlemler bir ahenk içindedirler. Bu, Allah'ın Rab sıfatının bir tecellisidir. Dünyadaki düzenin kaidelerini koyup, varlıkları bir ahenk içinde yaşatma da Rab sıfatının gereğidir.
    Doğmamız, büyümemiz, ölmemiz, insanlardâki yücelik, ahlâk, terbiye, kemal hep Rubûbiyet sıfatının yansımasındandır. Gözün görmesi, aklın ermesi, bütün iş ve hareketler, olma ve oluşma Rab sıfatının bir tecellisidir. Onsuz bir hareket ve düşünce yoktur.
    Gerek Kur'ân-ı Kerîm'de gerek hâdis-i şeriflerde gecen birçok güzel ismi vardır. Aslında bu isimleri iki grupta ele almak mümkündür:
    a) Hak Teâlâ'nın zatına mahsus bir özel isim olan "Allah" lâfz-ı şerifi Ondan başka bir varlık hakkında kullanılmamıştır. Kullanılması caiz değildir. Bu ismin tesniyesi (ikil siğası) ve çoğulu da yoktur. Bir başka dile tercüme edilemez, hiçbir kelime onun yerini tutamaz.
    b) Allahu Teâlâ'nın ikinci gruba giren isimleri, sıfatlarından alınan isimlerdir. Ayet ve hadislerde Cenâb-ı Hakk'ın pekçok güzel isminden bahsedilir. Bunlardan her biri O'nun sıfatları ile ilgili ve onlardan alınan isimlerdir. Rahman, Rahîm, Âlîm, Hâlik vs. gibi. Bu isimler bir başka dile tercüme edilebilir. Meselâ, Hâlik ismi, yaratan veya yaratıcı olarak söylenebilir. Müminin Allah hakkındaki inancı, O'nun zâtının mukâddes olduğu, diğer zat ve eşyâyâ benzemediği, yüce sıfatlarla sıfatlandığıdır. Allah kendisini Esmâü'l-Hüsnâ en güzel isimler ile isimlendirmiştir (el-A 'râf, 7/180; el-İsrâ, 17/1 10; Tâhâ, 20/7; el-Haşr, 59/24). Doksan dokuz adet olan bu isimlerin basında "Allah gelir. Diğer isimlerin hiçbiri anlam ve içerik itibarıyla "Allah" isminin yerini alamaz. Bu nedenle, İslâm'a girecek kişi, "Lâ ilâhe İllâllah" der; "Lâ ilâhe illarahman" demez. Namaza başlarken, "Allahü Ekber"der; "Rahman Ekber" diyemez. Allahu Teâlâ'nın bütün isimleri güzeldir. Kur'an-ı Kerîm'de, "Allah'ın güzel isimleri vardır. O halde Allah'a o güzel isimlerle dua edin" (el-A'râf, 7/180);
    "De ki: "İster Allah deyip dua edin, ister Rahman deyip dua edin; hangisi ile dua ederseniz edin, onun güzel isimleri vardır '' (el-İsrâ, 1 7/110) buyurulmuştur
    Peygamber efendimiz de bir hadislerinde şöyle buyurmuştur: "Allahu Teâlâ'nın doksan dokuz ismi vardır. O isimleri kim ezberlerse (sayar, manasını anlar ve şuûruna ererse) cennete gider. şüphesiz, Allah tektir ve tek olmayı sever" (Buhârî, Daavât, 68). Allahu Teâlâ'nın isimleri doksandokuz isimden ibaret değildir. O'nun ayet ve hadislerde gecen başka isimleri de vardır. Yalnız Tirmizî ve İbn Mâce'de geçen bir hadiste bu doksandokuz isim teker teker sayılmıştır. Bu isimler şunlardır:



    Allah
    O'nun zat ve özel ismidir. Diğer isimler fiilleri, sıfatları ve tecellileri ile ilgilidir.O kendinden başka hiç bir ilah bulunmayan tek : , Tüm isim ve sıfatlan kendinde toplayan yüce Allah'ın zatının, başka hiçbir varlığa verilemeyen ismidir.

    Allah
    Theone Almighty who alone is worthy of worship.

    Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla * Fatiha 1:1 , Allah, adaleti ayakta tutarak, gerçekten kendisinden başka ilâh olmadığına şehadet etmiştir: melekler ve ilim sahipleri de. Aziz ve Hakim olan O'ndan başka ilâh yoktur * Al-i İmran 3:18 , Allah, elçileri toplayacağı gün, şöyle diyecek: 'Size verilen cevap nedir?' Onlar da: 'Bizim bilgimiz yoktur; şüphesiz görünmeyenleri (gaybleri) bilen Sen'sin Sen.' * Maide 5:109 , Onlara bir ayet geldiğinde, 'Allah'ın elçilerine verilenin (onlara gönderilen ayetin) aynı bize de verilmedikçe katiyyen inanmayız.' dediler. Allah, elçilik (görevini) kime vereceğini daha iyi bilir. Suç işleyenlere yapmakta oldukları hilelere karşı Allah tarafından aşağılık ve çetin bir azap erişecektir * Enam 6:124,İsimlerin en güzeli Allah'ındır. Öyleyse O'na bunlarla dua edin. O'nun isimlerinde 'aykırılığa (ve inkâra) sapanları' bırakın. Yapmakta oldukları dolayısıyla yakında cezalandırılacaklardır * Araf 7:180 , Yüz çevirirlerse, bilin ki gerçekten Allah, sizin mevlanızdır. O, ne güzel mevladır ve ne güzel yardımcıdır * Enfal 8:40 , Ahidleştiğiniz zaman, Allah'ın ahdini yerine getirin, pekiştirmekten sonra yeminleri bozmayın; çünkü Allah'ı üzerinize kefil kılmışsınızdır. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı bilir * Nahl 16:91 , Allah, O'ndan başka ilâh yoktur. En güzel isimler O'nundur * Tâhâ 20:8 , Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. (Sonunda bütün) işler Allah'a döndürülür * Hadid 57:5 , Ve onu hesaba katmadığı bir yönden rızıklandırır. Kim de Allah'a tevekkül ederse, O, ona yeter. Elbette Allah, kendi emrini yerine getirip-gerçekleştirendir. Allah, her şey için bir ölçü kılmıştır * Talak 65:3 , Bununla beraber, Allah dilemeksizin onlar öğüt alamazlar. Kendisinden sakınılmak yaraşan da O'dur, kendisine bağışlamak yaraşan da * Müddessir 74:56 , Allah ise, onları arkalarından sarıp-kuşatmıştır * Büruc 85:20



    Rahman
    Yarattığı bütün canlılara nimet veren ,Esirgeyici,bütün mahlukatına rahmetiyle muamele eden(dünyada).

    Ar-Rahman
    The All- Merciful. He who wills goodness and mercy for all His creatures.

    O, Rahman ve Rahimdir * Fatiha 1:3 , Sizin ilâhınız tek bir ilâhtır: O'ndan başka ilâh yoktur; O, Rahman'dır, Rahim'dir (bağışlayan ve esirgeyendir) * Bakara 2:163 , De ki: 'Allah', diye çağırın, 'Rahman' diye çağırın, ne ile çağırırsanız; sonunda en güzel isimler O'nundur. Namazında sesini çok yükseltme, çok da kısma, bu ikisi arasında (orta) bir yol benimse * İsra 17:110 , İşte bunlar, Allah'ın kendilerine nimetler verdiği peygamberlerden, Adem'in soyundan, Nuh ile birlikte (gemide) taşıdıklarımızdan, İbrahim ve İsrail (Yakup)'in soyundan, doğruya ulaştırdığımız ve seçkin kıldığımız kimselerdendir. Onlara, çok merhametli olan Allah'ın ayetleri okunduğunda ağlayarak secdeye kapanırlar. (Bu bir SECDE ayetidir) * Meryem 19:58 , (Muhammed) 'Rabbim! Hak ile hükmet. Bizim Rabbimiz Rahmandır Sizin anlattıklarınıza karşı yardımı umulandır' dedi * Enbiya 21:112 , 'Gerçek şu ki, bu, Süleyman'dandır ve 'Şüphesiz Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla' (başlamakta)dır.' * Neml 27:30 , Demişlerdir ki: 'Eyvahlar bize, uykuya-bırakıldığımız yerden bizi kim diriltip-kaldırdı? Bu, Rahman (olan Allah')ın va'dettiğidir, (demek ki) gönderilen (elçi')ler doğru söylemiş.' * Yasin 36:52 , Görmediği halde Rahman'a karşı 'içi titreyerek korku duyan' ve 'içten Allah'a yönelmiş' bir kalb ile gelen içindir * Kaf 50:33 , Rahman (olan Allah) * Rahman 55:1 , O Allah ki, O'ndan başka ilâh yoktur. Gaybı da müşahede edilebileni de bilendir. Rahman, Rahim olan O'dur * Haşr 59:22 , Ruh ve meleklerin saflar halinde duracakları gün; Rahman'ın kendilerine izin verdikleri dışında olanlar konuşmazlar. (Konuşacak olan da) Doğruyu söyleyecektir * Nebe 78:38
    Allah'ın pek merhametli, çok rahmet sahibi olması anlamlarına gelen bir sıfat ismidir. Sıfat ismi olmakla beraber, bu ismin Allah'tan başkasına verilmesi uygun görülmez. "Çok rahmet sahibi, gayet merhametli ve sonsuz rahmeti bulunan" diye tefsir edilip açıklanabilirse de, yalnız yüce Allah'ın özel bir ismi olduğundan dolayı tam anlamıyla tercüme edilemez. Dilimizde onun tam karşılığı olan bir kelime yoktur. "Esirgeyici" olarak tercüme edilmesi de doğru değildir. Dolayısıyla bu anlam Rahman isminin tercümesi olamaz. "Acıyan" diye tercüme edilmesi de onun tam anlamını vermekten uzaktır. Çünkü kuru bir acıma merhamet değildir. Bilindiği gibi, merhamet acıyı giderip yerine sevinç ve iyiliği getirmektir. Bu itibarla merhametli sözcüğünden anladığımız anlamı, diğerlerinden anlayamayız. Rahman, "pek merhametli" şeklinde eksik olarak tefsir edilebilirse de tercüme edilemez. Yüce Allah'ın rahmeti, sadece bir iyilik duygusundan ibâret değildir. O'nun rahmeti, insanlara iyilik dilemesi ve sayılamayacak kadar nimetler vermesidir. O halde "Rahman" ismini böylece bilmek ve anlamak gerekir. Her gün karşılaştığımız ve içinde bulunduğumuz nimetler, aslında bize Rahman'ın en güzel açıklamasıdır.



    Rahim
    Acıyıcı , Bağışlayıcı,sevdiklerine ve müminlere merhamet eden(ahirette).

    Ar-Rahim
    The All compassionate. He who acts with extreme kindness

    O, Rahman ve Rahimdir * Fatiha 1:3 Sizin ilâhınız tek bir ilâhtır: O'ndan başka ilâh yoktur; O, Rahman'dır, Rahim'dir (bağışlayan ve esirgeyendir) * Bakara 2:163 De ki: 'Eğer siz Allah'ı seviyorsanız bana uyun; Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah bağışlayandır, esirgeyendir' * Al-i İmran 3:31 Allah yolunda hicret eden, yeryüzünde barınacak çok yer de bulur, genişlik (ve bolluk) da Allah'a ve Resulü'ne hicret etmek üzere evinden çıkan, sonra kendisine ölüm gelen kişinin ecri şüphesiz Allah'a düşmüştür. Allah, bağışlayıcıdır, esirgeyicidir * Nisa 4:100
    Ölü eti, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilen, boğulmuş vurulmuş, yüksek bir yerden düşmüş, boynuzlanmış yırtıcı hayvan tarafından yenmiş, henüz canlıyken yetişip) kestikleriniz hariç,-dikili taşlar üzerine boğazlanan (hayvanlar) ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar fısktır (günahla yoldan sapmadır.) Bugün inkâra sapanlar, sizin dirinizden dininizi yıkmaktan) umut kesmişlerdir. Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslâm'ı seçip-beğendim. Kim 'şiddetli bir açlıkla kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa' -günaha eğilim göstermeksizin-(bu haram saydıklarımızdan yetecek kadar yiyebilir.) Çünkü Allah bağışlayandır, esirgeyendir * Maide 5:3Biliniz ki Allah'ın cezalandırması çetindir ve yine Allah'ın bağışlaması ve esirgemesi sınırsızdır * Maide 5:98 Dedi ki: 'Ona binin. Onun yüzmesi de, demir atması (durması) da Allah'ın adıyladır. Şüphesiz, benim Rabbim bağışlayandır, esirgeyendir.' * Hud 11:41 '(Yine de) Ben nefsimi temize çıkaramam. Çünkü gerçekten nefis, -Rabbimin kendisini esirgediği dışında-var gücüyle kötülüğü emredendir. Şüphesiz, benim Rabbim, bağışlayandır, esirgeyendir.' * Yusuf 12:53 Dedi ki: 'Daha önce kardeşi konusunda size güvendiğimde başka (bir şekilde) onun hakkında size güvenir miyim? Allah en hayırlı koruyucudur ve O, esirgeyenlerin esirgeyicisidir * Yusuf 12:64 Şüphe yok ki Rabbin, (evet) mutlak galib ve engin merhamet sahibi O'dur * Şuara 26:9 Allah'ın yardımı ile. O, dilediğine yardım eder. O, güçlü ve üstün olandır,esirgeyendir * Rum 30:5 Çok esirgeyen Rabb'dan onlara bir de sözlü 'Selâm' vardır * Yasin 36:58
    Çok merhamet edici' anlamında bir isimdir. Allah'ın sıfat ismi olmayıp, Allah'tan başka varlıklara da verilebilen bir isimdir. Bu iki sıfat "Rahmet" mastarından türemiş olmakla beraber, aralarında ifade ettikleri anlam bakımından farklar vardır. Rahman ve Rahîm arasındaki bu farklar şöylece belirtmek mümkündür:
    a) Rahman sıfatı; daha ziyâde ezelle; Rahîm sıfatı ise daha çok ebedle ilgilidir. Bu nedenle hadislerde yüce Allah'ın hakkında "Dünyanın Rahman'l ahiretin Rahîm'i" ifadelerinin kullanıldığını görüyoruz. Rahman sıfatı bütün insanları; Rahîm sıfatı ise yalnız müminleri kapsar.
    b) Rahman sıfatı; hiçbir kayıt ve şarta bağlı olmaksızın varlıkları yaratmak, meydana getirmek, onların çalışıp çalışmadıklarına bakmadan sayısız nimetlerle nimetlendirmek anlamına gelirken; Rahîm sıfatı Allah'ın emirleri doğrultusunda çalışanlara, çalıştıklarının karşılığını vermek anlamına gelmektedir.
    c) Rahman sıfatı; ümitsizliğe, karamsarlığa imkan bırakmayan kesin bir ümit ve ezelî bir yardım ifade eder. Rahîm sıfatı ise, yaptığımız işlerimizin Allah tarafından mükâfatlandırılacağını ifade etmektedir. Bu nedenle Rahman sıfatının ifade ettiği mânâda mü'min ve kâfir eşit tutulup ayırım yapılmamış; Rahîm sıfatının belirttiği manada ise, mü'min ve kâfir açık bir farkla ayrılmışlardır.



    Melik
    Herşeyin hakimi ,
    Mülkün sahibi,mülk ve saltanatı devamlı olan.

    Al-Malik
    The Absolute Ruler. He who is the Ruler of the entire universe

    Hak olan, biricik hükümdar olan Allah yücedir. Onun vahyi sana gelip-tamamlanmadan evvel, Kur'anı (okumada) acele etme ve de ki: 'Rabbim, ilmimi arttır.' * Taha 20:114 Hak melik olan Allah pek yücedir. Ondan başka ilâh yoktur. Kerim olan Arş'ın Rabbidir * Müminun 23:116 O Allah ki, O'ndan başka ilâh yoktur. Melik'tir; Kuddus'tur; Selâm'dır. Mü'min'dir, Müheymin'dir, Aziz'dir, Cebbar'dır, Mütekebbir'dir, Allah, (müşriklerin) şirk koştuklarından çok yücedir * Haşr 59:23 Göklerde ve yerde olanların hepsi mülkün sahibi, mukades, aziz, hakim olan Allah'ı tesbih eder * Cuma 62:1 İnsanların malikine, * Nas 114:2
    Yüce Allah Melik'tir. Yani mülk sahibi, bütün eşyanın ve yaratılanların tek mâlikidir. Bütün varlıklar üzerinde emretme, istediği gibi tasarruf etme, hiçbir şarta bağlı olmaksızın sahip olma O'na mahsustur. Yarattıklarına emretme, sakındırma, cezalandırma, istediğini zelil, dilediğini de aziz etme kudretine sahip olan yalnız yüce Allah'tır. O yarattığı mülkünde ve orada olanların hepsinde yegane hükümdardır. Sonsuz kudretiyle onları idaresi altında tutan tek Allah'tır..



    Küddüs

    Noksanlıklardan münezzeh ,
    Her türlü eksiklik ve ayıplardan münezzeh olan.

    Al-Quddus
    The Pure One. He who is free from all error.

    O Allah ki, O'ndan başka ilâh yoktur. Melik'tir; Kuddus'tur; Selâm'dır. Mü'min'dir, Müheymin'dir, Aziz'dir, Cebbar'dır, Mütekebbir'dir, Allah, (müşriklerin) şirk koştuklarından çok yücedir * Haşr 59:23
    Her türlü hata, gaflet ve acizlikten uzak, eksiklikten beri, mutlak kemâl sahibi anlamında. Allah, sonradan olma ve hiçbir tasvir kayıtlarına sığmayan, hakkında hiçbir eksiklik düşünülemeyen en mukaddes olan en yüce varlıktır (el-Haşr, 59/23; el-Cum'a, 62/1).



    Selam

    Selamet verici , Her çeşit afet ve kederlerden emin olan.

    As-Salam
    The Source of Peace. He who frees His servants from all danger

    O Allah ki, O'ndan başka ilâh yoktur. Melik'tir; Kuddus'tur; Selâm'dır. Mü'min'dir, Müheymin'dir, Aziz'dir, Cebbar'dır, Mütekebbir'dir, Allah, (müşriklerin) şirk koştuklarından çok yücedir * Haşr 59:23
    Allah, her türlü eminliğin, salimliğin aslı olup, ayıptan kusurdan ve her çeşit eksikliklerden uzak olan yüce yaratıcı anlamındadır. Allah, yok olmaktan ve hatıra gelen her türlü eksikliklerden uzaktır. Buna göre dünyadan ve ahiretten emin olmak isteyenleri ve kurtuluşa ermek dileğinde bulunanları, kurtuluşa erdirecek olan da yalnız Allah'tır (el-Haşr, 59/23).



    Mü'min

    Emin kılıcı, koruyucu , Kullarına emniyet veren.Kendinin ve peygamberlerinin doğruluğunu ortaya koyan, kullarına yaptığı va'dinde sadık.

    Al-Mu'min
    The Inspirer of Faith. He who awakes the light of faith in our hearts.

    O Allah ki, O'ndan başka ilâh yoktur. Melik'tir; Kuddus'tur; Selâm'dır. Mü'min'dir, Müheymin'dir, Aziz'dir, Cebbar'dır, Mütekebbir'dir, Allah, (müşriklerin) şirk koştuklarından çok yücedir * Haşr 59:23
    Allah'ın iman ve güven veren her türlü şüphe ve tereddütleri kaldıran anlamında bir ismidir. Allah, korku içinde olanlara emniyet ve güven verendir. Bu bakımdan her türlü korkudan emin olmak için Allah'a iltica edilmeli, O'na sığınılmalıdır.



    Müheymin

    Gözetici ve kollayıcı , Saltanatı hakkında dilediği gibi tasarruf eden, her şeyi gözetip koruyan.

    Al-Muhaymin
    The Guardian. He who watches over and protects all things.

    O Allah ki, O'ndan başka ilâh yoktur. Melik'tir; Kuddus'tur; Selâm'dır. Mü'min'dir, Müheymin'dir, Aziz'dir, Cebbar'dır, Mütekebbir'dir, Allah, (müşriklerin) şirk koştuklarından çok yücedir * Haşr 59:23
    Allah'ın görüp gözeten, her şeye şahit olan, her şeyi koruması altına alan, onları muhâfaza edip saklayan olduğu anlamına gelir.



    Aziz

    Her şeye galip , İzzet sahibi, mağlup edilmesi imkansız olan, her şeye galip olan.

    Al-'Aziz
    The Victorious. He who prevails, and can never be conquered.

    Döl yataklarında size dilediği gibi suret veren O'dur. O'ndan başka ilâh yoktur; üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir * Al-i İmran 3:6 Hayır; Allah onu kendine yükseltti. Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir * Nisa 4:158 Siz O'na (peygambere) yardım etmezseniz, Allah O'na yardım etmiştir. Hani kâfirler ikiden biri olarak O'nu (Mekke'den) çıkarmışlardı; İkisi mağarada olduklarında arkadaşına şöyle diyordu: 'Hüzne kapılma, elbette Allah bizimle beraberdir.' Böylece Allah O'na 'huzur ve güvenlik duygusunu' indirmişti. O'nu sizin görmediğiniz ordularla desteklemiş, inkâra edenlerin de kelimesini (inkâr çağrılarını) alçaltmıştı. Oysa Allah'ın kelimesi, yüce olandır. Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir * Tevbe 9:40 Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve Allah'a ve Resülü'ne itaat ederler. İşte Allah'ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir * Tevbe 9:71 Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Allah azizdir, hakimdir * Fetih 48:7 O Allah ki, O'ndan başka ilâh yoktur. Melik'tir; Kuddus'tur; Selâm'dır. Mü'min'dir, Müheymin'dir, Aziz'dir, Cebbar'dır, Mütekebbir'dir, Allah, (müşriklerin) şirk koştuklarından çok yücedir * Haşr 59:23 Göklerde ve yerde olanların tümü Allah'ı tesbih etmiştir. O, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir * Saf 61:1
    Allah'ın, hiçbir yönden mağlup edilemeyen, her işinde mutlak gâlip gelen, son derece izzetli ve yüce olduğu manasına gelir. Hiçbir yönden benzeri olmayan dilediğini yapan ve buna güç yetiren, yüce varlığını ve kudretini hiçbir gücün mağlup edemediği tek yaratıcı Allah'tır.



    Cebbar
    Dilediğini zorla yaptıran , Azamet ve kudret sahibi, istediğini mutlak yapan, dilediğine muktedir olan.

    Al-Jabbar
    The Compeller. He who repairs all broken thing, and completes that which is incomplete.

    O Allah ki, O'ndan başka ilâh yoktur. Melik'tir; Kuddus'tur; Selâm'dır. Mü'min'dir, Müheymin'dir, Aziz'dir, Cebbar'dır, Mütekebbir'dir, Allah, (müşriklerin) şirk koştuklarından çok yücedir * Haşr 59:23
    Allah'ın, yarattığı tüm varlıklarının ihtiyaçlarını karşılayan, her konuda çok güçlü ve kudretli olduğu anlamındadır. Ayrıca Allah'ın yarattıklarının tümünü kendi iradesine mecbur eden, dilediğini de zorla yaptırmaya gücü yeten, kesin hükmüne karşı gelinemeyen yaratıcı olduğu anlamına da gelir. Yüce Allah'ın "Cebbâr" sıfatı sebebiyle insanların, işlerine kendi iradeleri ve serbestlikleri olmadığı sanılmamalıdır. Çünkü Allah, bildirdiği emir ve yasaklarına uyup uymama konusunda insanları kendi iradelerinde serbest bırakmıştır. Şüphesiz insanların, Allah tarafından akıllı ve iradeli yaratılmalarının bir anlamı vardır. Allah, insanı O'nun hükümlerini tanıyıp bilmesi için akıllı, kendi irade ve istekleri ile O'nun emrine uymaları ve gösterdiği bu yolda yürümeleri için de serbest iradeli yaratmıştır.
    Ancak Allah'ın, insanlara işlerinde serbestlik tanımış olması, onların bütün isteklerini yerine getirmeye mecbur olduğu anlamına gelmez. Örneğin Allah'ın emirlerini dinlemeyip O'na karşı gelen asiler, günahkârlar cezaya yanaşmak istemeseler de vakti gelince cezalarını çekmeye mecbur olacaklardır. Allah'ın mutlak iradesi ve kudreti altına girmeyen hiçbir varlık düşünülemez. "Allah'ın dininden başkasını mı arıyorlar? Oysa göklerde ve yerde olanların hepsi, ister istemez O'na teslim olmuştur ve O'na döndürülüp götürüleceklerdir" (Âlu İmrân, 3/83)



    Mütekebbir
    Büyüklükle vasıflı , Ululuk sahibi,her şeyde ve her hadisede büyüklüğünü gösteren.

    Al-Mutakabbir
    The Majestic. He who demonstrates His greatness in all things and in all ways

    O Allah ki, O'ndan başka ilâh yoktur. Melik'tir; Kuddus'tur; Selâm'dır. Mü'min'dir, Müheymin'dir, Aziz'dir, Cebbar'dır, Mütekebbir'dir, Allah, (müşriklerin) şirk koştuklarından çok yücedir * Haşr 59:23
    Allah'ın her hususta çok büyük ve azamet sahibi ulu bir yaratıcı olduğu anlamındadır. Büyüklük O'nun hakkıdır. Yaratılmışların hiçbirinin böyle bir hakkı yoktur. Allah, zatında sıfatlarında ve işlerinde, mutlak manada büyüklüğün tek sahibidir. Hiçbir insan için bu mânâda bir büyüklükten söz edilemez. Kendilerini büyük sanan nicelerinin, Allah'ın sonsuz kudreti ve büyüklüğü karşısında ne kadar küçüldükleri imkân imkânsız olan bir gerçektir. Büyüklük sevdasına kapılanların yok olmalarına, bazen küçücük bir olay hattâ çok küçük bir yaratık, bir mikrop bile yetmiştir. Bu gerçek karşısında insanlar hangi büyüklükten söz edebilirler?..



    Halik
    Yaratıcı , Her şeyin varlığını ve geçireceği halleri takdir eden, yaratan, yoktan vareden, büyüklükte eşi olmayan.

    Al-Khaliq
    The Creator. He who brings from non-being into being, creating all things in such a way that He determines their existence and the conditions and events they are to experience.

    İşte Rabbiniz olan Allah budur. O'ndan başka ilâh yoktur. Her şeyin yaratıcısıdır, öyleyse O'na kulluk edin. O, her şeyin üstünde bir vekildir * En'am 6:102 De ki: 'Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?' De ki: 'Allah'tır.' De ki: 'Öyleyse, O'nu bırakıp kendilerine bile yarar da, zarar da sağlamaya güç yetiremeyen birtakım veliler mi (tanrılar) edindiniz?' De ki: 'Hiç görmeyen (a'ma) ile gören (basiret sahibi) eşit olabilir mi? Veya karanlıklarla nur eşit olabilir mi?' Yoksa Allah a, O'nun yaratması gibi yaratan ortaklar buldular da, bu yaratma, kendilerince birbirine mi benzeşti? De ki: Allah, her şeyin yaratıcısıdır ve O, tektir, kahredici olandır * Ra'd 13:16 İşte bu, sizin Rabbiniz Allah'tır; her şeyin yaratıcısıdır; O'ndan başka ilâh yoktur. Öyleyse nasıl olur da çevriliyorsunuz? * Mü'min 40:62 O Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, 'şekil ve suret' verendir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir * Haşr 59:24
    Allah'ın yaratıcı olduğunu belirten bir sıfattır. Yaratmak ise bir şeyi var etmek, hiç benzeri olmayan bir şeyi meydana getirmek demektir. Bu manada Allah'tan başka hiçbir yaratıcı yoktur. Herşeyi yaratan O'dur. İnsanların ortaya koydukları şeyler yaratma değildir; var olanlardan yeni bir şey elde etmektir. Allah, yaratandır; O'nun dışındaki tüm varlıklar ise yaratılmıştır.



    Bari
    Takdir edici , Her şeyin aza ve organlarını birbirine uygun yaratan.

    Al-Bari
    The Maker of order.
    O Evolver who created all things so that each whole and its parts are in perfect conformity and harmony

    O Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, 'şekil ve suret' verendir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir * Haşr 59:24
    Allah'ın, yarattıklarını temiz ve sağlam bir nizâm üzere yaratması, olgunlaştırarak birbirinden farklı niteliklerde meydana getirmesi mânâsındadır. Şüphesiz varlıkları seçip, düzenleyip olgunlaştırarak her birini ayrı bir özellikte yaratan Allah'tır.



    Musavvir
    Şekil verici , Tasvir eden , her şeye bir şekil ve hususiyet veren.

    Al-Musawwir
    The Shaper of Beauty. He who designs all things, giving each its particular form and character.

    O Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, 'şekil ve suret' verendir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir * Haşr 59:24
    Allah'ın yaratmış olduğu varlıkların şekil ve durumlarını takdir edip, dilediği şekilde meydana getirmesi, şekillendirmesi anlamına gelir.



    Gaffar
    Günahları affedici , Kullarının günahını örten, mağfireti çok,günahları bağışlayıcı.

    Al-Ghaffar
    The Forgiving. He who is always ready to forgive.

    Gerçekten ben, tevbe eden, inanan, salih amellerde bulunup da sonra doğru yola erişen kimseyi şüphesiz bağışlayıcıyım * Taha 20:82 Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir, üstün ve güçlü olan, bağışlayandır. * Sad 38:66 Gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Geceyi gündüzün üstüne sarıp-örtüyor, gündüzü de gecenin üstüne sarıp-örtüyor. Güneşe ve aya boyun eğdirdi. Her biri adı konulmuş bir ecele (süreye) kadar akıp gitmektedir. Haberin olsun; üstün ve güçlü olan, bağışlayan O'dur * Zümer 39:5
    'Siz beni Allah'a (karşı) inkâr etmeye ve hakkında bilgim olmayan şeyleri O'na şirk koşmaya çağırıyorsunuz. ben ise sizi, üstün ve güçlü olan, bağışlayan (Allah')a çağırıyorum * Mü'min 40:42 'Bundan böyle' dedim. 'Rabbinizden mağfiret isteyin; çünkü gerçekten O, çok bağışlayandır' * Nuh 71:10
    Kullarının günâhlarını affeden ve çok bağışlayan yüce varlık anlamına gelir. Günâh işlemek insanların özelliği olduğu gibi, onların günâhlarını örtmek ve bağışlamak da yüce Allah'ın ayrılmaz sıfatlarındandır.



    Kahhar
    Kahredici , Her şeye,her istediğini yapacak surette, galip ve hakim olan.

    Al-Qahhar
    The Subduer. He who dominates all things, and prevails upon them to do whatever He wills

    De ki: 'Göklerin ve yerin Rabbi kimdir?' De ki: 'Allah'tır.' De ki: 'Öyleyse, O'nu bırakıp kendilerine bile yarar da, zarar da sağlamaya güç yetiremeyen birtakım veliler mi (tanrılar) edindiniz?' De ki: 'Hiç görmeyen (a'ma) ile gören (basiret sahibi) eşit olabilir mi? Veya karanlıklarla nur eşit olabilir mi?' Yoksa Allah a, O'nun yaratması gibi yaratan ortaklar buldular da, bu yaratma, kendilerince birbirine mi benzeşti? De ki: Allah, her şeyin yaratıcısıdır ve O, tektir, kahredici olandır * Ra'd 13:16 Yerin başka bir yere, göklerin de (başka göklere) dönüştürüldüğü gün, onlar tek olan Allah'ın huzuruna çıka(rıla)caklardır * İbrahim 14:48
    De ki: 'Ben, yalnızca bir uyarıcıyım. Bir olan, kahreden Allah'tan başka bir ilâh yoktur.' * Sad 38:65 Eğer Allah bir evlat edinmek isteseydi, elbette yarattıklarından dilediğini seçerdi. O yücedir. O gücü her şeye yeten tek Allah'tır * Zümer 39:4 O gün, orta yere çıkarlar. Onlardan hiç bir şey Allah'a karşı gizli kalmaz. Allah sorar 'Bugün mülk kimindir? Bir olan, Kahhar olan Allah'ındır.' * Mü'min 40:16
    Allah'ın ziyadesi ile kahredici, yok edici yüce bir varlık olduğu manasına gelir. Sonsuz kudretinin karşısında hiçbir kimsenin gücü ve kudreti olamaz. Ama serbest iradeleriyle O'nun karşısına çıkma cüretini gösterenlere de lâyık oldukları cezaları tam olarak verecektir. Allah'ın kayıtsız üstünlüğüne sınır koyacak hiçbir varlık yoktur.



    Vehhab
    Bahşedici , Çok fazla ihsan eden, çeşit çeşit nimetleri daima bağışlayan.

    Al-Wahhab
    The Giver of All. He who constantly bestows blessings of every kind

    'Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi kaydırma ve katından bize bir rahmet bağışla. Şüphesiz, bağışı en çok olan Sensin Sen.' * Al-i İmran 3:8 Yoksa aziz ve lütufkar olan Rabbinin rahmet hazineleri onların yanında mıdır! * Sad 38:9 'Rabbim, beni bağışla ve benden sonra hiç kimseye nasib olmayan bir mülkü bana armağan et. Şüphesiz sen, karşılıksız armağan edensin.' * Sad 38:35
    Allah'ın çok hibe eden, çok fazla bağışlayan olduğu anlamına gelir. Hak sahibi olmadıkları halde yarattıklarına çok çok verendir.



    Rezzak

    Rızık ihsan edici , Bütün mahlukatın rızkını veren ve ihtiyacını karşılayan.

    Ar-Razzaq

    The Sustainer. He who provides all things useful to His creatures

    Hiç şüphesiz, rızık veren O, metin kuvvet sahibi olan Allah'tır * Zariyat 51:58

    Allah'ın bütün yaratıkların rızıklarını veren olduğunu ifade eder. Her canlı için gerekli gıdayı bahşedip yaratan ve bol bol veren Allah'tır.



    Fettah
    Kapıları açıcı , Her türlü müşkülleri açan ve kolaylaştıran, darlıktan kurtaran.

    Al-Fattah
    The Opener. He who opens the solution to all problems and makes things easy.

    De ki: Rabbimiz (kıyamet günü), hepimizi bir araya toplayacak, sonra aramızda hak ile hükmedecektir. O, en adil hüküm veren, (her şeyi) hakkıyla bilendir * Sebe 34:26
    Kulların, her türlü güçlük ve sıkıntılarını açan ve kolaylaştıran manasına gelir. Faydalı ilimlere karşı insanların kalbini açarak, onların islerini kolaylaştıran, bütün zorluklarını ortadan kaldıran yüce Allah'tır. Her işinde üstün gelen O'dur.




    Alim
    Çok iyi bilici , Her şeyi en ince noktasına kadar bilen, ilmi ebedi ve ezeli olan.

    Al-'Alim
    The Knower of All: He who has full knowledge of all things.

    Şüphesiz, 'Safa' ile 'Merve' Allah'ın işaretlerindendir. Böylece kim Evi (Kâbe'yi) hacceder veya umre yaparsa, artık bu ikisini tavaf etmesinde kendisi için bir sakınca yoktur. Kim de gönülden bir hayır yaparsa (karşılığını alır.) Şüphesiz Allah, şükrün karşılığını verendir, bilendir * Bakara 2:158 Sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar asla iyiliğe eremezsiniz. Her ne infak ederseniz, şüphesiz Allah onu bilir * Al-i İmran 3:92 (Kadın ile kocanın) Aralarının açılmasından korkarsanız, bu durumda erkeğin ailesinden bir hakem, kadının ailesinden bir hakem gönderin. Bunlar, (arayı) düzeltmek isterlerse, Allah da aralarında başarı sağlar. Şüphesiz, Allah, bilendir, haberdar olandır * Nisa 4:35 Göklerde ve yerde bulunanlarla dizi dizi kanat çırpıp uçan kuşların Allah'ı tesbih ettiklerini görmez misin? Her biri kendi tesbihini ve duasını (öğrenmiş) bilmiştir. Allah, onların yapmakta olduklarını hakkıyla bilir * Nur 24:41 Muhammed, sizin erkeklerinizden hiç birinin babası değildir, ancak o, Allah'ın Resulü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah, her şeyi bilendir * Ahzab 33:40 Şüphesiz Allah, göklerin ve yerin gaybını bilendir. Gerçek şu ki O, sinelerin özünde (saklı) olanı bilir * Fatır 35:38 Geceyi gündüze bağlayıp katar, gündüzü de geceye bağlayıp- katar. O, göğüslerin özünde (saklı) olanı bilendir * Hadid 57:6
    Allah'ın, çok bilen, bilgisi ezelî ve ebedî olan, her şeyi her yönüyle bilen tek yaratıcı olduğu manasını ifade eder.



    Kabid
    Sıkıcı, kısıcı , Dilediğine darlık veren, sıkan, daraltan.

    Al-Qabid
    The Constrictor: He who constricts and restricts

    Allah'a karşılığını çok artırma ile kat kat arttıracağı güzel bir borcu verecek olan kimdir? Allah, daraltır ve genişletir ve siz O'na döndürüleceksiniz * Bakara 2:245
    Allah'ın, her şeyi sonsuz kudreti altına alan, bu kudretiyle kuşatıp kavrayan, her şeyi emri altına alıp tutan en yüce varlık oldu
    Bu anlamına gelir.



    Basit
    Açıcı, genişletici , Dilediğine bolluk veren, açan, genişleten.

    Al-Basit
    The Reliever. He who releases,letting things expand.

    Allah'a karşılığını çok arttırma ile kat kat arttıracağı güzel bir borcu verecek olan kimdir? Allah, daraltır ve genişletir ve siz O'na döndürüleceksiniz * Bakara 2:245
    Allah'ın, her hayrı veren, lütuf ve rahmetini kullarına yayan yüce yaratıcı olduğunu ifade eder. Allah, insanlara rızık, neşe, rahatlık ve bolluk vererek onlara lütuf ve rahmetiyle muâmele etmektedir.



    Hafid
    Dereceleri genişletici ,Yukarıdan aşağıya indiren, alçaltan, dereceleri düşüren.

    Al-Khafid
    The Abaser. He who brings down, diminishes

    Bu isim, bir ayette münhasıran geçmeyip Esmâ-i Hüsnâ hadisinde zikredilmektedir.
    Kur'ân-ı Kerim'de zikredilen ilâhi isimler arasında bulunmamakla birlikte meşhur Esmâ-i Hüsnâ hadisinde yer alan bu isim, uluhiyyet ve rububiyyeti inkâr eden, kendisinden başkasını beğenmeyip mütekebbir tavırlar sergileyen, hak ve hukuka riayet etmeyip zorbalık edenlerin, sahip bulundukları geçici şan, şeref, mevki ve izzetten mahrum bırakılıp rezil ve rüsvay kılınabileceğini belirtmektedir.
    Allah'ın, emirlerini dinlemeyen, başkalarını beğenmeyen, büyüklenip hak ve hukuk tanımaz zorbaları rezil, perişan eden anlamına gelen bir ismidir




    Rafi
    Dereceleri yükseltici , Yukarı kaldıran, yükselten, dereceleri yükselten.

    Ar-Rafi'
    The Exalter. He who raises up.

    Bu isim, bir ayette münhasıran geçmeyip Esmâ-i Hüsnâ hadisinde zikredilmektedir.
    Bu isim, Allahü Teâlâ'nın istediği kulunu itibardan indirdiği gibi, dilediğini de yüceltip yükselttiğini gösterir. Nitekim Allah, bazı gönülleri iman ve irfan ışığıyla parlatır, onu çok yüce hakikatlardan haberdar eder. Ancak O, bazı gönüllere de Hâfıd ve Müzil isimleriyle tecelli ederek onları gaflet ve cehâletle karartır, onlar da alçaklık çevresinde dolanıp dururlar.
    Kaldıran, yükselten ve yüksek olan anlamlarına gelir. Gönülleri iman ve irfan ışığıyla parlatan, yüksek gerçeklerden haberdar eden yüce Allah'tır. Her yönüyle yüce ve yüksek olan O'dur.




    Muizz
    İzzet verici , İzzet veren, aziz kılan.

    Al-Mu'izz
    The Bestower of Honors. He who confers honor and dignity.

    De ki: 'Ey mülkün sahibi Allah'ım, dilediğine mülkü verirsin ve dilediğinden mülkü çekip-alırsın, dilediğini aziz kılar, dilediğini alçaltırsın; hayır Senin elindedir. Gerçekten her şeye güç yetirensin * Al-i İmran 3:26
    İzzet ve ikrâm edici, şeref sahibi anlamına gelir. Yalancılığa, samimiyetsizliğe itibar etmez.




    Muzill
    Zelil kılıcı , Zillete düşüren, hor ve hakir eden

    Al-Mudhill
    The Humiliator. He who degrades and abases.

    De ki: 'Ey mülkün sahibi Allah'ım, dilediğine mülkü verirsin ve dilediğinden mülkü çekip-alırsın, dilediğini aziz kılar, dilediğini alçaltırsın; hayır Senin elindedir. Gerçekten her şeye güç yetirensin * Al-i İmran 3:26
    Yüce Allah'ın, lâyık olanları zillete düşüren, zelil kılan, onları hor ve hakir eden anlamına gelen bir sıfat isimdir.




    Semi
    İşitici , Her şeyi işiten, kullarının niyazını kabul eden

    As-Sami
    The Hearer of All. Allah takes care of all the needs of those who invoke this glorious Name one hundred times.

    İbrahim, İsmail'le birlikte Evin (Kâbe'nin) sütunlarını yükselttiğinde (ikisi şöyle dua etmişti): 'Rabbimiz bizden (bunu) kabul et. Şüphesiz Allah, işitendir, bilendir * Bakara 2:127 Şayet onlar da, sizin inandığınız gibi inanırlarsa, kuşkusuz doğru yolu bulmuş olurlar; yok eğer yüz çevirirlerse, onlar elbette bir (çelişki ve) aykırılık içindedirler. Sana onlara karşı Allah yeter. O, işitendir, bilendir * Bakara 2:137 Dinde zorlama (ve baskı) yoktur. Şüphesiz, doğruluk (rüşd) sapıklıktan apaçık ayrılmıştır. Artık kim tağutu tanımayıp Allah'a inanırsa, o, sapasağlam bir kulpa yapışmıştır; bunun kopması yoktur. Allah, işitendir, bilendir * Bakara 2:256 Onları siz öldürmediniz, ama onları Allah öldürdü; attığın zaman sen atmadın, ama Allah attı. Mü'minleri kendinden güzel bir imtihanla imtihan etmek için (yaptı.) Şüphesiz Allah, işitendir, bilendir * Enfal 8:17 Ey iman edenler, Allah'ın ve Resul'ünün huzurunda öne geçmeyin. Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah işitendir, bilendir * Hucurat 49:1
    İşiten, işitme kuvve tine sahip olan ve işitme gücünü verendir. O, hiçbir şartla ve kayda bağlı olmaksızın işitir.



    Basir

    Görücü, Her şeyi gören


    Al-Basir
    The All-Seeing. To those who invoke this Name one hundred times between the obligatory and customary prayers in Friday congregation, Allah grants esteem in the eyes of others.

    Şüphesiz Allah, size emanetleri ehline (sahiplerine) teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor. Bununla Allah, size ne güzel öğüt veriyor!.. Doğrusu Allah, işitendir, görendir * Nisa 4:58 Bir kısım ayetlerimizi kendisine göstermek için, kulunu bir gece Mescid-i Haram'dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid- Aksa'ya götüren O (Allah) yücedir. Gerçekten O, işitendir, görendir * İsra 17:1 O, göklerin ve yerin yaratıcısıdır. Size kendi nefislerinizden eşler, davarlardan da çiftler var etti. Sizleri bu tarzda türetip-yayıyor. O'nun benzeri gibi olan hiç bir şey yoktur. O, işitendir, görendir * Şura 42:11 Eğer Allah, kulları için rızkı (sınırsızca) geniş tutup- yaysaydı, gerçekten yeryüzünde azarlardı. Ancak O, dilediği miktar ile indirir. Çünkü O, kullarından haberi olandır, görendir * Şura 42:27 Gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arşa istiva eden O'dur. Yere gireni, ondan çıkanı, gökten ineni ve ona çıkanı bilir. Her nerede iseniz, O sizinle beraberdir. Allah, yaptıklarınızı görendir * Hadid 57:4 Onlar, üstlerinde dizi dizi kanat açıp kapayarak uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları Rahman (olan Allah') tan başkası (boşlukta) tutmuyor. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla görendir * Mülk 67:19
    Herşeyi her yönüyle eksiksiz gören, yaratıklarına da görme duyusunu veren anlamını taşır.



    Hakem
    Hükmedici , Hikmet sahibi olan, yaptığı her işte hikmeti gözeten, hükmeden

    Al-Hakam
    The Judge. He who judges and makes right prevail.

    Çünkü Allah, kıyamet gününde, ihtilaf etmekte olduğunuz konulara dair aranızda hüküm verecektir * Hac 22:69
    Hüküm koyan, emir veren, varlıklar hakkında hükmünü tamamen icra eden anlamına gelir.



    Adl
    Çok adaletli , Son derece adaletli olan.

    Al-'Adl
    The Just.He who is Equitable

    Bu isim, bir ayette münhasıran geçmeyip Esmâ-i Hüsnâ hadisinde zikredilmektedir.
    'Adl' kökü, Kur'ân-ı Kerim'de çeşitli türevleriyle birlikte pek çok âyette geçerse de, bunların hiçbirinde Allah'ın adalet sıfatını ifade edecek bir muhteva içinde kullanılmamıştır. Sadece bir âyet-i kerimede: 'Rabbinin sözü, doğruluk (sıdk) ve adalet (adl) bakımından tamamlanmıştır.' (En'âm 6:115) buyurularak, O'nun sözünün adaletli olduğu belirtilmiştir. Ancak birçok âyette Allah, adaletin zıddı olan 'zulüm' kavramından tenzih edilmiş, ayrıca 'adl' anlamına gelen 'kıst' ve 'hak' kelimeleri Kur'ân'da ve hadislerde Allah'a izafe edilmiştir.
    Bu isim için ayrıca şu isimlere bakınız: el-HAKEM, el-MUKSIT
    Allah'ın herkese hakkını veren, koyduğu âdil hükümleriyle zulme razı olmayan, zulmü ve zâlimi sevmeyen anlamına gelen sıfatının ismidir. O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır (el-A 'raf, 7/85; Yûnus, 10/109; Yûsuf, 12/80).




    Latif
    Lütfedici ,En ince işlerin bütün inceliklerini bilen,lütuf ve ihsan sahibi olan

    Al-Latif
    The Subtle One. He who knows the minutest subtleties of all things.

    Gözler O'na erişemez, halbuki O, gözleri görür, O, eşyayı pek iyi bilen, her şeyden haberdar olandır * En'am 6:103 Görmedin mi, Allah gökten su indirdi, böylece yeryüzü yemyeşil donatıldı. Şüphesiz Allah, lutfedicidir, her şeyden haberdardır * Hac 22:63 (Lokman, öğütlerine devamla şöyle demişti 'Yavrucuğum! Yaptığın iş (iyilik veya kötülük), bir hardal tanesi ağırlığınca olsa bile ve bu, bir kayanın içinde veya göklerde yahut yer(in derinliklerin)de bulunsa, yine de Allah onu (senin karşına) getirir. Doğrusu Allah, çok lütufkardır, her şeyden haberdardır.' * Lokman 31:16 Evlerinizde okunmakta olan Allah'ın ayetlerini ve hikmeti hatırlayın.Şüphesiz Allah latifdir,haberdar olandır * Ahzab 33:34 O, yarattığını bilmez mi? O, Latif'tir; Habir'dir * Mülk 67:14
    En ince işlerin bile bütün inceliklerini bilen, nasıl yapıldığına nüfuz edilemeyen en ince şeyleri de yapan, seçilmez yollardan da kullarına çeşitli faydalar ulaştırandır (el-En'âm, 6/103).



    Habir
    Kulunu imtihan edici , Herşeyin iç yüzünden, gizli taraflarından haberi olan

    Al-Khabir
    The All-Aware. He who has knowledge of the inner, most secret aspects of all things.

    O, kullarının üstünde (her türlü tasarrufa) sahiptir. O her şeyi yerli yerinde yapan, her şeyden haberdar olandır * En'am 6:18 Şüphesiz senin Rabbin, rızkı dilediğine-genişletir-yayar ve daraltır. Gerçekten O, kullarından haberi olandır, görendir * İsra 17:30 Ey insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır * Hucurat 49:13 Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve herkes yarına ne hazırladığına baksın. Allah'tan korkun, çünkü Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır * Haşr 59:18 Oysa Allah, kendi eceli gelmiş bulunan hiç bir kimseyi kesinlikle ertelemez. Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdar olandır * Münafikun 63:11
    Herşeyden haberdar olan, her şeyin iç yüzünden ve gizli tarafından her yönüyle haber sahibi bulunan, onlara yumuşak davranarak cezalarını geriye bırakandır.



    Halim
    Yumuşaklık gösterici , Yumuşak davranan, hilmi çok olan

    Al-Halim
    The Forbearing. He who is Most Clement.

    Allah sizi, yeminlerinizdeki 'rastgele söylemelerinizden, boş, amaçsız sözler'den dolayı sorumlu tutmaz; fakat kalplerinizin kazandıklarından dolayı sorumlu tutar. Allah bağışlayandır, yumuşak davranandır * Bakara 2:225 (İddeti bekleyen) Kadınları nikâhlamak istediğinizi (onlara) sezdirmenizden ya da böyle bir isteği gönlünüzde saklamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Gerçekte Allah, sizin onları (kalbinizden geçirip) anacağınızı bilir. Sakın bilinen (meşru) sözler dışında onlarla gizlice vaadleşmeyin; bekleme süresi tamamlanıncaya kadar nikâh bağını bağlamaya kesin karar vermeyin. Ve bilin ki, elbette Allah kalbinizden geçeni bilmektedir. Artık ondan kaçının. Ve bilin ki, şüphesiz Allah bağışlayandır, (kullara) yumuşak davranandır * Bakara 2:235 Yedi gök, dünya ve bunlarda bulunan herkes, O'nu tesbih eder. O'nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur. Ne var ki siz, onların tesbihini anlamazsınız. O, çok yumuşak ve bağışlayıcıdır * İsra 17:44 Allah onları, herhalde memnun kalacakları bir yere girdirecektir. Allah, kesinlikle tam bilgilidir, halimdir * Hac 22:59 Şüphesiz Allah gökleri ve yeri, nizamları bozulmasın diye tutuyor.
    Ben cemiyetin îman selâmeti yolunda dünyamı da âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmibeş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'ânımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım: Çünki; vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.
    13.Asrın Müceddidi
    BEDİÜZZAMAN SAİD-İ NURSİ

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 18.904, Level: 87
    Points: 18.904, Level: 87
    Level completed: 11%,
    Points required for next Level: 446
    Level completed: 11%, Points required for next Level: 446
    Overall activity: 7,0%
    Overall activity: 7,0%
    Achievements
    yagmurdamlasi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Sitemizin Ninesi
    Üyelik tarihi
    Jan 2009
    Mesajlar
    2.304
    Points
    18.904
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    19

    Standart Cevap: Esmaü'l Hüsna.

    emeginize saglık
    Yuvasız Kuşa Bile Dal Verip Yuva Kurduran Rabbim...Hakkımızda En Hayırlısı Neyse Bizlere de Onu Nasip Eyle. AMİN..


  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 7.020, Level: 55
    Points: 7.020, Level: 55
    Level completed: 35%,
    Points required for next Level: 130
    Level completed: 35%, Points required for next Level: 130
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    nazgülüm - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Oct 2008
    Mesajlar
    892
    Points
    7.020
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart Cevap: Esmaü'l Hüsna.

    Abi emeğinize sağlık.Allah razı olsun

  4. #4
    ***
    DIŞARDA
    Points: 47.246, Level: 100
    Points: 47.246, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 75,0%
    Overall activity: 75,0%
    Achievements
    MaHiR 01 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Yer
    Bir Boğaz yedi tepe
    Mesajlar
    8.028
    Points
    47.246
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: Esmaü'l Hüsna.






    Azim
    Sonsuz büyük , Pek azametli olan, yüce

    Al-'Azim
    The Magnificent. He who is Most Splendid.

    Allah... O'ndan başka ilâh yoktur. Diridir, kaimdir. O'nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. İzni olmaksızın O'nun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir. (Onlar ise) Dilediği kadarının dışında, O'nun ilminden hiç birşeyi kavrayıp-kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp-kuşatmıştır. Onların korunması O'na güç gelmez. O, pek yücedir, pek büyüktür * Bakara 2:255 Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. O, yücedir, büyüktür * Şura 42:4 Öyleyse büyük Rabbini ismiyle tesbih et * Vakıa 56:96
    Çok yüce ve çok büyük olan; sınırsız ve kayıtsız büyüklük, üstünlük de yalnız O'ndadır.



    Gafur
    Bağışlayıcı ,Çok bağışlayan, mağfireti çok

    Al-Ghafur
    The Forgiver and Hider of Faults.

    O, size ölüyü (leşi)-kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası adına kesilmiş olan (hayvan)ı kesin olarak haram kıldı. Fakat kim kaçınılmaz olarak muhtaç kalırsa, taşkınlık yapmamak ve haddi aşmamak şartıyla (ölmeyecek oranda yiyebilir), ona bir günah yoktur. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir * Bakara 2:173 Artık elde ettiğiniz ganimetten helâl ve temiz olarak yeyin. Ve Allah'tan korkun. Şüphesiz ki Allah bağışlayan, merhamet edendir * Enfal 8:69 Sonra gerçekten Rabbin, işkenceye uğratıldıktan sonra hicret edenlerin, ardından cihad edip sabredenlerin (destekçisidir). Şüphesiz senin Rabbin, bundan sonra da gerçekten bağışlayandır, esirgeyendir * Nahl 16:110 Çok bağışlayan, çok esirgeyen (Allah)tan bir ağırlanma olarak * Fussilet 41:32 Belki Allah, sizlerle onlardan kendilerine karşı düşmanlık beslemekte olduklarınız arasında bir sevgi-bağı kılar. Allah, güç yetirendir. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir * Müntehine 60:7
    Mağfiret eden, yargılayan, suçları bağışlayan, affeden, insanların beğenilmeyen taraflarını gizleyendir.



    Şekur
    Kullukları kabul edici , Kendini rızası için yapılan amelleri daha ziyadesi ile karşılayan

    Ash-Shakur
    The Rewarder of thankfulnes. He who gratefully rewards good deeds.

    Çünkü Allah, onların mükâfatlarını tam öder ve lutfundan onlara fazlasını da verir. Çünkü O, çok bağışlayan, şükrün karşılığını bol bol verendir * Fatır 35:30 Derler ki: 'Bizden hüznü giderip yok eden Allah'a hamdolsun; şüphesiz Rabbimiz, gerçekten bağışlayandır, şükrü kabul edendir * Fatır 35:34 O söylenenler, Allah'ın, iman eden ve iyi işler yapan kullarına müjdelediği nimettir. De ki: Ben buna karşılık sizden akrabalık sevgisinden başka bir ücret istemiyorum. Kim bir iyilik işlerse onun sevabını artırırız. Şüphesiz Allah bağışlayan, (iyiliğe) karşılık verendir * Şura 42:23 Eğer, Allah'a güzel bir borç verecek olursanız, onu sizin için kat kat arttırır ve sizi bağışlar. Allah Şekur'dur (şükrü kabul edip çok ihsan eden), Halim'dir (cezayı vermekte acele etmeyendir) * Tegabün 64:17
    Çok şükre lâyık olan, kendi rızası için şükredilen, şükür olarak yapılan iyi işlerin daha fazlasıyla karşılığını veren, insanlara nimetlerini artırarak şükür muamelesi yapandır.



    Aliyy
    Yükseklikte sonsuz ,Çok yüce

    Al-'Ali
    The Highest.

    Allah... O'ndan başka ilâh yoktur. Diridir, kaimdir. O'nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. İzni olmaksızın O'nun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir. (Onlar ise) Dilediği kadarının dışında, O'nun ilminden hiç birşeyi kavrayıp-kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp-kuşatmıştır. Onların korunması O'na güç gelmez. O, pek yücedir, pek büyüktür * Bakara 2:255 Allah'ın bazısını bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler, kadınlar üzerinde 'sorumlu gözeticidir.' Saliha kadınlar, gönülden (Allah'a), itaat edenler. Allah nasıl koruduysa görünmeyeni koruyanlardır. Nüzuşundan korktuğunuz kadınlara (önce) öğüt verin, (sonra onları) yataklarda yalnız bırakın, (bu da yetmezse hafifçe) vurun. Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın. Doğrusu Allah yücedir, büyüktür * Nisa 4:34 İşte böyle; şüphesiz Allah, O, Hak olandır ve şüphesiz O'nun dışında taptıkları (tanrılar) ise, bâtıldır.Şüphesiz Allah; yücedir, büyüktür * Lokman 31:30 Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. O, yücedir, büyüktür * Şura 42:4 Kendisiyle Allah'ın konuşması, bir beşer için olacak (şey) değildir; ancak bir vahy ile ya da perde arkasından veya bir elçi gönderip kenid izniyle dilediğine vahyetmesi(durumu) başka. Gerçekten O, yüce olandır, hüküm ve hikmet sahibidir * Şura 42:51
    Yüksek, büyük ve yüce olan; kudrette, bilgide, hükümde, irâdede ve diğer bütün kemâl sıfatlarında üstün olandır. Herşey O'nun hükmü ve emri altındâdır.



    Kebir
    Pek büyük ,

    Al-Kabir
    The Greatest. Who is supremely Great.

    O, gaybı da,müşahede edileni de bilendir. Pek büyüktür, yücedir * Rad 13:9 Böyledir. Çünkü Allah, hakkın ta kendisidir. O'nun dışındaki taptıkları ise bâtıldan başka bir şey değildir. Gerçek şu ki Allah, (evet) O, uludur, büyüktür * Hacc 22:62 İşte böyle; şüphesiz Allah, O, Hak olandır ve şüphesiz O'nun dışında taptıkları (tanrılar) ise, bâtıldır.Şüphesiz Allah; yücedir, büyüktür * Lokman 31:30 O'nun katında izin verdiğinin dışında (hiç kimsenin) şefaati yarar sağlamaz. En sonunda kalplerinden korku giderilince birbirlerine 'Rabbiniz ne buyurdu?' derler, 'Hak olanı' derler. O, çok yücedir,çok büyüktür * Sebe 34:23 Sizin (durumunuz) böyledir. Çünkü bir olan Allah'a çağrıldığınız zaman inkâr ettiniz. O'na ortak koşulduğunda inanıp-onayladınız. Artık hüküm, yüce, büyük olan Allah'ındır * Mumin 40:12
    Büyük, yüce anlamında olup, Allah'ın kâinatı ve ondâkileri hüküm ve kudretiyle idâre eden, her şeyi hükmü altına alan sıfatının ismidir.



    Hafiz
    Koruyucu ,Yapılan işleri bütün tafsilatıyla hıfzeden, her şeyi afet ve belâdan koruyan

    Al-Hafiz
    The Preserver. He who guards all creatures in every detail.
    Buna rağmen yüz çevirirseniz, artık size kendisiyle gönderildiğim şeyi tebliğ ettim. Rabbim de sizden başka bir kavmi yerinize geçirir. Siz Ona hiç bir şeyle zarar veremezsiniz. Doğrusu benim Rabbim, her şeyi gözetleyip- koruyandır. * Hud 11:57 Oysa onun, kendilerine karşı hiç bir zorlayıcı-gücü yoktu; ancak biz ahirete iman edeni, ondan kuşku içinde olandan ayırdetmek için (ona bu imkanı verdik). Senin Rabbin, her şeyin üzerinde gözetici-koruyucudur * Sebe 34:21 Allah'ın dışında birtakım veliler edinenler ise; Allah, onların üzerinde gözetleyicidir. Sen onların üzerinde bir vekil değilsin * Şura 42:6
    Muhafaza eden, koruyup saklayan, yapılan işleri bütün ayrıntılarıyla saklayıp, her şeyi belli vaktinde afet ve belâlardan koruyandır.



    Mukit
    Kuvvet verici , Bilen, tayin eden. Her yaradılmışın rızkını veren

    Al-Muqit
    The Nourisher. He who gives every creature it's sustenance.

    Kim iyi bir işe aracılık ederse, onun da o işten bir nasibi olur. Kim kötü bir işe aracılık ederse onun da ondan bir payı olur. Allah her şeyin karşılığını vericidir * Nisâ 4:85
    Rızıkları yaratıcıdır



    Hasib
    Hesap Görücü , Herkesin hayatı boyunca yaptıklarının bütün teferruatıyla hesabını iyi bilen. Mahlukatına kafi olan.

    Al-Hasib
    The Accounter. He who knows every details.

    Evlilik çağına gelinceye kadar yetimleri (gözetip) deneyin, eğer onlarda bir olgunlaşma görürseniz hemen mallarını kendilerine verin. Büyüyecekler (de geri alacaklar) diye o malları israf ile ve tez elden yemeyin. Zengin olan (veli) iffetli olmaya çalışsın, yoksul olan da (ihtiyaç ve emeğine) uygun olarak yesin. Mallarını kendilerine verdiğiniz zaman yanlarında şahit bulundurun. Hesap sorucu olarak da Allah yeter * Nisa 4:6 Bir selâmla selâmlandığınızda, siz ondan daha güzeliyle selâm verin ya da aynıyla karşılık verin. Şüphesiz, Allah her şeyin hesabını tam olarak yapandır * Nisa 4:86 O peygamberler ki Allah'ın gönderdiği emirleri duyururlar, Allah'tan korkarlar ve O'ndan başka kimseden korkmazlar. Hesap görücü olarak Allah herkese yeter * Ahzab 33:39
    Herkesin yaptıklarını takdir eden, yapılanları bütün ayrıntılarıyla bilip her insanı hesaba çekerek yaptığının karşılığını verendir (el-Ahzâb, 33/39



    Celil
    Ululuk ve büyüklük sahibi , Azamet , ululuk sahibi olan

    Al-Jalil
    The Mighty. He who is Lord of Majesty and Grandeur.

    Büyüklük ve ululuğu pek yüce olandır. Sıfat ve-isimleriyle her türlü büyüklük kendine ait olandır.



    Kerim
    Kerem ve İhsan Sahibi ,Çok ikram edici

    Al-Karim
    The Generous. He whose generosity is most abundant.

    Kendi yanında kitaptan ilmi olan biri dedi ki: 'Ben, (gözünü açıp kapamadan) onu sana getirebilirim.' Derken (Süleyman) onu kendi yanında durur vaziyette görünce dedi ki: 'Bu Rabbimin fazlındandır, O'na şükredecek miyim, yoksa nankörlük edecek miyim diye beni denemekte olduğu için (bu olağanüstü olay gerçekleşti). Kim şükrederse, artık o kendisi için şükretmiştir, kim nankörlük ederse, gerçekten benim Rabbim Gani (hiç bir şeye ve kimseye ihtiyacı olmayan)dır, Kerim olandır * Neml 27:40 Ey insan! 'üstün kerem sahibi olan' Rabbine karşı seni aldatıp-yanıltan nedir * İnfitar 82:6
    Cömert, kerem sahibi; muktedir iken affeden, cömertlik duygusunu veren, va'dini yerine getirendir.



    Rakib
    Üstün çıkıcı ,Bütün varlıklar ve bütün işler murakabesi altında bulunan

    Ar-Raqib
    The Watchful One.

    Ey insanlar sizi tek bir nefisten yaratan, ondan eşini yaratan ve her ikisinden birçok erkek ve kadın türetip yayan Rabbinizden korkup-sakının. Ve (yine) kendisiyle, birbirinizle dilekleştiğiniz Allah'tan ve akrabalık (bağlarını koparmak)tan sakının. Şüphesiz Allah, sizin üzerinizde gözeticidir * Nisa 4:1 Ben onlara bana emrettiklerinin dışında hiç bir şeyi söylemedim. (O da şuydu 'Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin.' Onların içinde kaldığım sürece, ben onların üzerinde bir şahitim. Benim (dünya) hayatıma son verdiğinde, üzerindeki gözetleyici Sen'din. Sen her şeyin üzerine şahit olansın. * Maide 5:117
    Görüp gözeten, murâkebe eden, bütün varlıklar üzerine gözcü olup bütün işlerini kontrol altına alandır (en-Nisâ, 4/1).



    Mücib
    Duaları kabul edici , Kendine yalvaranların isteklerini veren, dualarını kabul eden

    Al-Mujib
    The Responder to Prayer. He who grants the wishes who appeal to him.

    Semud (halkına da) kardeşleri Salih'i (gönderdik). Dedi ki: 'Ey kavmim, Allah'a ibadet edin, sizin O'ndan başka ilâhınız yoktur. O sizi yerden (topraktan) yarattı ve onda ömür geçirenler kıldı. Öyleyse O'ndan bağışlanma dileyin, sonra O'na tevbe edin. Şüphesiz benim Rabbim, yakın olandır, (duaları) kabul edendir.' * Hud 11:61



    Vasi
    Rahmeti gemiş ve sınırsız , Lütfu bol olan, tüm niteliklerinde sonsuzluk derecesinde geniş olan

    Al-Wasi'
    The All Comprehending. He who has limitless capacity and abundance.

    Doğu da Allah'ındır, batı da. Her nereye dönerseniz Allah'ın yüzü (kıblesi) orasıdır. Şüphesiz ki Allah, kuşatandır, bilendir * Bakara 2:115 Mallarını Allah yolunda infak edenlerin örneği yedi başak bitiren, her bir başakta yüz tane bulunan bir tek tanenin örneği gibidir, Allah, dilediğine kat kat arttırır. Allah (ihsanı) bol olandır, bilendir * Bakara 2:261 Şeytan, sizi fakirlikle korkutuyor ve size -hayasızlığı emrediyor. Allah ise, size kendisinden bağışlanma ve bol ihsan (fazl) vadediyor. Allah (rahmetiyle) geniş olandır, bilendir * Bakara 2:268 Ve sizin dininize uyanlardan başkasına inanıp güvenmeyin. De ki: 'Şüphesiz doğru yol Allah'ın dosdoğru yoludur. Size verilenin bir benzeri birine (İslâm peygamberine) veriliyor ya da Rabbinizin katında onlar (müslümanlar) size karşı deliller getiriyorlar, diye mi (bu telaşınız?) De ki: 'Şüphesiz 'lütuf ve ihsan (fazl)' Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah (rahmeti) geniş olandır, bilendir.' * Al-i imran 3:73 Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse (bilsin ki): Allah, sevdiği ve kendisini seven, mü'minlere karşı alçak gönüllü (şefkatli), kâfirlere karşı onurlu ve zorlu bir toplum getirecektir. (Bunlar) Allah yolunda cihad ederler ve hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar (hiçbir kimsenin kınamasına aldırmazlar). Bu, Allah'ın, dilediğine verdiği lütfudur. Allah'ın lütfu ve ilmi geniştir * Maide 5:54
    Bağışlaması bol ve rahmeti çok olandır. Yarattıklarına maddi ve manevigenişlik verendir (el-Bakara, 2/247).



    Hakim
    Hikmet sahibi , Emirleri, kelamı ve bütün işleri hikmetli, hikmet sahibi olan

    Al-Hakim
    The Perfectly Wise.He who whose every command and action is pure wisdom.

    Rabbimiz, içlerinden onlara bir peygamber gönder, onlara ayetlerini okusun, kitabı ve hikmeti öğretsin ve onları arındırsın. Hiç şüphesiz, Sen güçlü ve üstün olansın, hüküm ve hikmet sahibisin. * Bakara 2:129 Hani İbrahim: 'Rabbim, bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster' demişti. Allah ona 'İnanmıyor musun? deyince, 'Hayır (inandım), ancak kalbimin tatmin olması için' dedi. 'Öyleyse, dört kuş tut. Onları kendine alıştır, sonra onları (parçalayıp) her bir parçasını bir dağın üzerine bırak, sonra da onları çağır. Sana koşarak gelirler. Bil ki, şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.' * Bakara 2:260 Eğer yeryüzündeki ağaçların tümü kalem ve deniz de onun ardından yedi deniz daha eklenerek (mürekkep) olsa, yine de Allah'ın kelimeleri (yazmakla) tükenmez. Şüphesiz Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir * Lokman 31:27 Kitab'ın indirilişi, aziz, hakim olan Allah tarafındandır * Ahkaf 46:2 Göklerde ve yerde olanların tümü Allah'ı tesbih etmiştir. O, üstün ve güçlü (aziz) olandır, hüküm ve hikmet sahibidir * Hadid 57:1 Allah, yeminlerinizin (kefaretle) çözülmesini size farz (veya meşru) kıldı. Allah, sizin mevlanız (sahibiniz, yardımcınız)dır. O, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir * Tahrim 66:2
    Herşeyi inceliğiyle bilen, bu bilgisine göre emir ve yasakları vâzeden, buyrukları ve bütün işleri yerli yerinde olandır.



    Vedud
    Mü'minleri seven ,Kullarını en fazla seven, sevilmeye en layık olan

    Al-Wadud
    The Loving One. He who loves His good servants, and bestows his compassion upon them.

    Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra O'na tevbe edin. Gerçekten benim Rabbim, esirgeyendir, sevendir. * Hud 11:90 O çok bağışlayandır, çok sevendir * Buruc 85:14
    Çok şefkatli, muhabbetli, salih kullarını çok seven ve onlarca çok sevilen, onları rahmet ve rızasına erdiren; sevilmeye ve dostluğu kazanılmaya yegane lâyık olandır. Sevgi ve dostluk hissini yaratandır (Hud, 1 1/90).




    El-Mecid
    Allahü teâlâ, nîmetler vermesi sebebiyle övülendir, Mecîd'dir.

    Al-Majid
    favors giving due praise

    Zâtı şerefli, ef'âli güzel olan, her türlü övgüye lâyık bulunan... Bu ism-i şerîfin mânasında iki mühim unsur vardır: Biri: Azamet ve kudretinden dolayı yaklaşılamaz olmak. İkincisi: Yüksek huylarından, güzel işlerinden dolayı övülüp sevilmek...





    Bais
    Yeniden dirilten , Ölüleri dirilten , kabirlerden çıkaran.





    Al-Ba'ith

    The Resurrector. He who brings the dead to life, and raises them from their tombs.





    Kendisinde şüphe olmayan kıyamet vakti de gelecek: Allah, kabirlerdeki kimseleri diriltip kaldıracaktır * Hacc 22:7

    Sebepleri yaratan ve ölüleri diriltendir. İhtiyaçlarma göre insanlara peygamberler gönderendir.







    Şehid
    Her şeye şahit. Ondan saklı yok. , Her zaman ve her yerde hazır ve nazır olan
    Ash-Shahid
    The Witness. He who is present everywhere and observes all things.


    Sana iyilikten her ne gelirse Allah'tandır, kötülükten de sana ne gelirse o da kendindendir. Biz seni insanlara bir peygamber olarak gönderdik; şahit olarak Allah yeter * Nisa 4:79 Fakat Allah sana indirdiğine şahitlik eder; onu kendi ilmi ile indirdi. Melekler de (buna) şahitlik ederler. Ve şahit olarak Allah kafidir * Nisa 4:166 Gerçekten iman edenler, Yahudiler, yıldıza tapanlar (Sabii) Hristiyanlar, ateşe tapanlar (Mecusi) ve şirk koşanlar; Şüphesiz Allah, kıyamet günü aralarını ayıracaktır. Doğrusu Allah, her şeyin üzerinde şahit olandır * Hacc 22:17 Biz ayetlerimizi hem afakta, hem kendi nefislerinde onlara göstereceğiz; öyle ki, şüphesiz onun hak olduğu kendilerine açıkca belli olsun. Her şeyin üzerinde Rabbinin şahit olması yetmez mi? * Fussilet 41:53 Bütün dinlerden üstün kılmak üzere, Peygamber'ini hidayet ve hak din ile gönderen O'dur. Şahit olarak Allah yeter * Fetih 48:28



    Hakk
    Hak üzere kaim, Vacib'ul vücud olan,varlığı hiç değişmeden duran.

    Al-Haqq
    The Truth. He whose being endures unchangingly.

    Sonra gerçek mevlaları olan Allah'a döndürülürler. Haberiniz olsun; hüküm yalnızca O'nundur. Ve O, hesap görenlerin en süratli olanıdır * Enam 6:62 Çünkü; Allah, hakkın ta kendisidir, O, ölüleri diriltir; yine O, her şeye hakkıyla kadirdir * Hacc 22:6 Hak melik olan Allah pek yücedir. Ondan başka ilâh yoktur. Kerim olan Arş'ın Rabbidir * Muminun 23:116 İşte böyle; şüphesiz Allah, O, Hak olandır ve şüphesiz O'nun dışında taptıkları (tanrılar) ise, bâtıldır.Şüphesiz Allah; yücedir, büyüktür * Lokman 31:30
    Varlığı hiç değişmeyen, hiç yok olmayan ve gerçek olandır (el-Hacc, 22/6).




    Vekil
    Her şeye vekil , Tevekkül sahiplerinin işini düzeltip onlardan daha iyi temin eden

    Al-Wakil
    The Trustee. He who manages the affairs of those who duly commit them to His charge, and who looks after them better than they could themselves.

    Onlar, kendilerine insanlar: 'Size karşı insanlar topla(n)dılar, artık onlardan korkun' dedikleri halde imanları artanlar ve; 'Allah bize yeter, O ne güzel vekildir' diyenlerdir * Al-i imran 3:173 Ey Kitap Ehli, dininiz konusunda taşkınlık etmeyin, Allah'a karşı gerçek olandan başkasını söylemeyin. Meryem oğlu Mesih İsa, ancak Allah'ın elçisi ve kelimesidir. Onu ('OL' kelimesini) Meryem'e yöneltmiştir ve O'ndan bir ruhtur. Öyleyse Allah'a ve elçisine inanınız; 'üçtür' demeyiniz. (Bundan) kaçının, sizin için hayırlıdır. Allah, ancak bir tek ilâhtır. O, çocuk sahibi olmaktan yücedir. Göklerde ve yerde her ne varsa O'nundur. Vekil olarak Allah yeter * Nisa 4:171 Musa) Dedi ki: 'Bu, benimle senin aranda olan (bir antlaşma)dır. Bu durumda iki süreden hangisi yerine getirirsem, artık bana karşı bir haksızlık söz konusu olamaz. Allah, söylediklerimize vekildir.' * Kasas 28:28 Allah'a tevekkül et; vekil olarak Allah yeter * Ahzab 33:3 (Allah,) Doğunun ve batının Rabbidir. O'ndan başka ilâh yoktur. Şu halde (yalnızca) O'nu vekil tut * Müzzemmil 73:9
    Hayatını, O'na tevekkül ederek düzenleyen ve böylece O'na sığınanların işlerinde kendilerine yardım edendir; İdaresinde hiçbir kayda ve şarta bağlı olmayandır.




    Kaviyy
    Pek güçlü , Pek kuvvetli

    Al-Qawi
    The Possessor of All Strength. TheMost Strong

    Onlar, yalnızca 'Rabbimiz Allah'tır' demelerinden dolayı, haksız yere yurtlarından sürgün edilip çıkarıldılar. Eğer Allah'ın, insanların kimini kimiyle defetmesi (yenilgiye uğratması) olmasaydı, manastırlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah'ın isminin çokca anıldığı mescidler, muhakkak yıkılır giderdi. Allah kendi (dini)ne yardım edenlere kesin olarak yardım eder. Şüphesiz Allah, güçlü olandır, aziz olandır * Hacc 22:40 Onlar, (bu aciz putları Allah'a ortak koşmak suretiyle) Allah'ın kadrini hakkıyla ölçemediler. Hiç şüphesiz Allah, çok kuvvetlidir, çok üstündür * Hacc 22:74 Allah, kullarına karşı lütuf sahibidir; dilediğine rızıklandırır. O, kuvvetlidir, azizdir * Sura 42:19 Andolsun biz peygamberlerimizi açık delillerle gönderdik ve insanların adaleti yerine getirmeleri için beraberlerinde kitabı ve nizamı indirdik. Biz demiri de indirdik ki onda büyük bir kuvvet ve insanlar için faydalar vardır. Bu, Allah'ın dinine ve peygamberlerine görmeden yardım edenleri belirlemesi içindir. Şüphesiz Allah kuvvetlidir, daima üstündür * Hadid 57:25 Allah yazmıştır: 'Andolsun, ben galip geleceğim ve elçilerim de.' Gerçekten Allah, en büyük kuvvet sahibidir, güçlü ve üstün olandır * Mücadele 58:21
    Kudretli, güçlü ve sınırsız kuvvet sahibi olandır. Herşey O'nun kudret ve kuvveti karşısında güçsüzdür; O'na boyun eğmek zorundadır.



    Metin
    Çok sağlam , Pek güçlü

    Al-Matin
    The Firm. He who is very Steadfast.

    Hiç şüphesiz, rızık veren O, metin kuvvet sahibi olan Allah'tır * Zariyat 51:58
    Metânetli, kuvveti çok şiddetli olup hiçbir iş O'na zor değildir.




    Veliyy
    Mü'minlere dost , Mu'min kullarının dostu

    Al-Wáli
    The Protecting Friend. He who is a friend to His good servants.

    Doğrusu, insanların İbrahim'e en yakın olanı, ona uyanlar ve bu peygamber ile iman edenlerdir. Allah, mü'minlerin velisidir * Al-i imran 3:68 Allah sizin düşmanlarınızı daha iyi bilendir; bir veli (en güvenilir bir dost) olarak Allah yeter, bir yardımcı olarak da Allah yeter * Nisa 4:45 Şüphesiz ki, benim velim o Kitab'ı indiren Allah'tır. Ve O, bütün salihlere de velilik eder * Araf 7:196 O'dur ki, onlar umutlarını kestikten sonra yağmuru indirir ve rahmetini serip-yayar. O, Veli'dir, Hamid'dir * Sura 42:28 Dağlara; nasıl oturtulup-kuruldu? * Casiye 45:19
    Emir sahibi ve iyi insanların yani müminlerin dostu (velisi) olup onlara yardım ederek işlerini yönetendir




    Hamid
    Hamd edilen , Ancak kendine hamd edilen,bütün varlığın diliyle övülen

    Al-Hamid
    The Praised One. He to whom all praise belongs, and who alone is lauded by the tongues of all creation.

    Elif, Lam, Ra. (Bu Kur'an), Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, yani her şeye galip, (ve) övgüye layık olan Allah'ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır * İbrahim 14:1 Musa demişti ki: 'Eğer siz ve yeryüzündekilerin tümü inkâr edecek olsanız bile şüphesiz Allah hiç bir şeye muhtaç değildir, övülmüştür * İbrahim 14:8 Andolsun biz Lokman'a, 'Allah'a şükret!' diyerek hikmet verdik. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur. Nankörlük eden de bilsin ki, Allah müstağnidir, her türlü övgüye layıktır * Lokman 31:12 Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi Allah'ındır. Bilinmeli ki Allah, asıl müstağni ve övülmeye layık olandır * Lokman 31:26 Ona önünden de, ardından da bâtıl gelemez. O, hikmet sahibi, çok övülen Allah'tan indirilmiştir * Fussilet 41:42
    Çok övülen, övgüyle değer sıfatlarıyla hamd edilendir. Bütün varlığın diliyle övülmeye lâyık ve her an hamd edilen tek yüce varlıktır.




    Muhsi
    İlmi her şeyi kuşatan , Sonsuza kadar da olsa, herşeyin sayısını bilen

    Al-Muhsi
    The Appraiser. He who knows the number of every single thing in existence, even to infinity.

    Allah, çokça veren, sonsuz düşünülse bile her şeyin sayısını her yönüyle bilendir




    Mubdi
    Mahlukatı maddesiz ve örneksiz olarak baştan
    yaratan. Maddesiz ve örneksiz yaratıcı ,

    Al-Mubdi
    The Originator. He who creates all creating ab initio without matter or model.

    Sizin tümünüzün dönüşü O'nadır. Allah'ın va'di bir gerçektir. İman edip salih amellerde bulunanlar, adaletle karşıklık vermek icin yaratmayı başlatan, sonra onu iade edecek olan O'dur. İnkâr edenler ise, küfürleri dolayısıyla, onlar için kaynar sudan bir içki ve acı bir azab vardır * Yunus 10:4 De ki: 'Sizin şirk koştuklarınızdan yaratmayı başlatacak, sonra onu iade edecek olan var mı?' De ki: 'Allah yaratmayı (ilkin) başlatır, sonra onu iade eder. Öyleyse nasıl olur da çevriliyorsunuz?' * Yunus 10:34 Ya da halkı sürekli yaratmakta olan, sonra onu iade edecek olan ve sizi gökten ve yerden rızıklandıran mı? Allah ile beraber başka bir ilâh mı? De ki: 'Eğer doğru söylüyor iseniz, kesin-kanıt (burhan)ınız getiriniz * Neml 27:64 Onlar görmediler mi ki, Allah yaratmaya nasıl başlıyor, sonra onu iade ediyor? Şüphesiz, bu Allah'a göre kolaydır * Ankebut 29:19 Çünkü O ilkin var eden,(sonra dirilterek) döndürecek olandır * Buruc 85:13
    Hiç yoktan ortaya koyan, vareden, yaratandır. O'ndan başka yaratıcı yoktur.




    Muid
    Öldürücü ve diriltici , Yaradılmışları yok ettikten sonra tekrar yaratan

    Al-Mu'id
    The Restorer. He who recreates His creatures after He has annihilated them

    Sizin tümünüzün dönüşü O'nadır. Allah'ın va'di bir gerçektir. İman edip salih amellerde bulunanlar, adaletle karşıklık vermek icin yaratmayı başlatan, sonra onu iade edecek olan O'dur. İnkâr edenler ise, küfürleri dolayısıyla, onlar için kaynar sudan bir içki ve acı bir azab vardır * Yunus 10:4 De ki: 'Sizin şirk koştuklarınızdan yaratmayı başlatacak, sonra onu iade edecek olan var mı?' De ki: 'Allah yaratmayı (ilkin) başlatır, sonra onu iade eder. Öyleyse nasıl olur da çevriliyorsunuz?' * Yunus 10:34 Ya da halkı sürekli yaratmakta olan, sonra onu iade edecek olan ve sizi gökten ve yerden rızıklandıran mı? Allah ile beraber başka bir ilâh mı? De ki: 'Eğer doğru söylüyor iseniz, kesin-kanıt (burhan)ınız getiriniz * Neml 27:64 Onlar görmediler mi ki, Allah yaratmaya nasıl başlıyor, sonra onu iade ediyor? Şüphesiz, bu Allah'a göre kolaydır * Ankebut 29:19 Çünkü O ilkin var eden,(sonra dirilterek) döndürecek olandır * Buruc 85:13
    Yaratılmışları yok ettikten sonra tekrar yaratandır. O'ndan başka yaratıcı olamaz.




    Muhyi
    Hayat verici , İhya eden, dirilten, can bağışlayan,sağlık veren

    Al-Muhyi
    The Giver of Life. He who confers life, gives vitality, revives.

    Ey iman edenler! Sizler, inkâr edenler gibi, yeryüzünde sefere çıkan veya savaşan kardeşleri hakkında, 'Eğer bizim yanımızda kalsalardı ölmezler, öldürülmezlerdi.' diyenler gibi olmayın. Allah bu kanaatı onların kalblerine (kaybettikleri yakınmaları için onulmaz) bir hasret (yarası) olarak koydu. Hayatı veren de, alan da Allah'tır. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görür * Al-i imran 3:156 De ki: 'Ey insanlar, ben Allah'ın sizin hepinizi gönderdiği bir elçisi (peygamberi)yim. Ki göklerin ve yerin mülkü yalnız O'nundur. O'ndan başka ilâh yoktur, O diriltir ve öldürür. Öyleyse Allah'a ve ümmi peygamber olan elçisine iman edin- edin ki hidayete ermiş olursunuz * Araf 7:158 Ancak biz diriltir ve biz öldürürüz! Ve sonunda her şeye biz varis oluruz * Hicr 15:23 Allah'ın rahmetinin eserlerine bir bak: Arzı, ölümün ardından nasıl diriltiyor? Şüphesiz O,ölüleri de mutlaka diriltecektir. O, her şeye kadirdir * Rum 30:50 Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Diriltir ve öldürür. O, her şeye güç yetirendir * Hadid 57:2
    Dirilten, canlandıran ve hayat verendir. O'nun öldürdüğüne kimse hayat veremez (Fussilet, 41/39)




    Mümit
    Hayat kaldırıcı , Canlı mahlukatın ölümünü yaratan, öldüren

    Al-Mumit
    The Taker of Life. He who creates the death of a living creature.

    Ey iman edenler! Sizler, inkâr edenler gibi, yeryüzünde sefere çıkan veya savaşan kardeşleri hakkında, 'Eğer bizim yanımızda kalsalardı ölmezler, öldürülmezlerdi.' diyenler gibi olmayın. Allah bu kanaatı onların kalblerine (kaybettikleri yakınmaları için onulmaz) bir hasret (yarası) olarak koydu. Hayatı veren de, alan da Allah'tır. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görür * Al-i imran 3:156 De ki: 'Ey insanlar, ben Allah'ın sizin hepinizi gönderdiği bir elçisi (peygamberi)yim. Ki göklerin ve yerin mülkü yalnız O'nundur. O'ndan başka ilâh yoktur, O diriltir ve öldürür. Öyleyse Allah'a ve ümmi peygamber olan elçisine iman edin- edin ki hidayete ermiş olursunuz * Araf 7:158 Ancak Biz diriltir ve Biz öldürürüz! Ve sonunda her şeye Biz varis oluruz * Hicr 15:23 Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Diriltir ve öldürür. O, her şeye güç yetirendir * Hadid 57:2
    Öldüren, ölümü her canlıya takdir edip bunu uygulayandır.





    Hayy
    Başsız ve sonsuz diri , Diri, tam ve mükemmel manasıyla hayat sahibi



    Al-Hayy
    The Ever Living One. The living whoknows all things and whose strength is sufficient for everything.



    Allah... O'ndan başka ilâh yoktur. Diridir, kaimdir. O'nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. İzni olmaksızın O'nun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir. (Onlar ise) Dilediği kadarının dışında, O'nun ilminden hiç birşeyi kavrayıp-kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp-kuşatmıştır. Onların korunması O'na güç gelmez. O, pek yücedir, pek büyüktür * Bakara 2:255 Allah... O'ndan başka ilâh yoktur. Diridir, kaimdir * Al-i imran 3:2 (Artık bütün) Yüzler, diri, kaim olanın önünde eğik durmuştur ve zulüm yüklenen ise yok olup gitmiştir * Taha 20:111 Sen, asla ölmeyen ve daima diri olan (Allah)a tevekkül et ve O'nu hamd ile tesbih et. Kullarının günahlarından O'nun haberdar olması yeter * Furkan 25:58 O, Hayy (diri) olandır. Ondan başka ilâh yoktur; öyleyse dini yalnızca kendisine halis kılanlar olarak O'na dua edin. âlemlerin Rabbine hamdolsun * Mumin 40:65
    Diri, canlı hiç ölmeyen, hayatı ezeli ve ebedi olandır.







    Kayyum
    Her şey onunla kaim, yarattıklarının işini çeviren, her işleneni bilen, evveli olmayan.

    Al-Qayyum
    The Self Existing One. He who maintains the heavens, the earth, and everything that exists.

    Allah... O'ndan başka ilâh yoktur. Diridir, kaimdir. O'nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. İzni olmaksızın O'nun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir. (Onlar ise) Dilediği kadarının dışında, O'nun ilminden hiç birşeyi kavrayıp-kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp-kuşatmıştır. Onların korunması O'na güç gelmez. O, pek yücedir, pek büyüktür * Bakara 2:255 Allah... O'ndan başka ilâh yoktur. Diridir, kaimdir * Al-i imran 3:2 (Artık bütün) Yüzler, diri, kaim olanın önünde eğik durmuştur ve zulüm yüklenen ise yok olup gitmiştir * Taha 20:111
    Baki ve ebedi olan; her şeyin O'nun kudret ve iradesiyle varlığını sürdürebildiği tek varlıktır (el-Bakara, 2/250; Âlu İmrân, 3/1).



    Vacid
    Zengin ve ihtiyaçsız , İstediğini, istediği vakit bulan.
    Al-Wajid
    The Finder. He who finds what He wishes when He wishes.

    Var olan ve her şeyi vareden, icad eyleyen; varlığı kendinden olan; dilediğini istediği anda var edip yaratandır. O'na karşı hiçbir şey kendini gizleyemez.





    Macid
    Azamet ve şerfle vasıflı , Kadri ve şanı büyük, kerem ve hoşgörüsü bol.

    Al-Májid
    The Glorious. He whose dignity and glory are most great, and whoseenerosity and munificence are bountiful.

    Kerem ve müsâmahası sınırsız olandır. İnsanlara iyilikle muamele edip onları himâye etme lütfunda bulunan, her türlü sıkıntılarını giderendir.
    Ben cemiyetin îman selâmeti yolunda dünyamı da âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmibeş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'ânımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım: Çünki; vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.
    13.Asrın Müceddidi
    BEDİÜZZAMAN SAİD-İ NURSİ

  5. #5
    ***
    DIŞARDA
    Points: 47.246, Level: 100
    Points: 47.246, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 75,0%
    Overall activity: 75,0%
    Achievements
    MaHiR 01 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Yer
    Bir Boğaz yedi tepe
    Mesajlar
    8.028
    Points
    47.246
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: Esmaü'l Hüsna.




    Vahid

    Tek ve eşsiz , Tek. Zat'ında, sıfatlarında, isimlerinde, ef'alinde ortağı ve benzeri olmayan

    Al-Wahid
    The Unique. He who is Single, absolutely without partner or equal in His Essence, Attributes, ctions, Names and Decrees.

    Sizin ilâhınız tek bir ilâhtır: O'ndan başka ilâh yoktur; O, Rahman'dır, Rahim'dir (bağışlayan ve esirgeyendir) * Bakara 2:163 Andolsun, 'Allah üçün üçüncüsüdür' diyenler küfre düşmüştür. Oysa tek bir ilâhtan başka ilâh yoktur. Eğer söylemekte olduklarından vazgeçmezlerse, onlardan inkâr edenlere mutlaka (acı) bir azab dokunacaktır * Maide 5:73 Onlar, Allah'ı bırakıp bilginlerini ve rahiplerini rablar (ilâhlar) edindiler ve Meryem oğlu Mesih'i de .. Oysa onlar, tek olan bir ilâh'a ibadet etmekten başka bir şeyle emrolunmadılar. O'ndan başka ilâh yoktur. O, bunların şirk koştukları şeylerden yücedir * Tevbe 9:31 De ki: 'Şüphesiz ben, ancak sizin benzeriniz olan bir beşerim; yalnızca bana sizin ilâhınızın tek bir ilâh olduğu vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, artık salih bir amelde bulunsun ve Rabbine ibadette hiç kimseyi ortak tutmasın.' * Kehf 18:110 Tartışmasız, sizin ilâhınız gerçekten birdir * Saffat 37:4

    Tek, bir olmak, Allah ikincisi olmayan tek birdir. Zatında, sıfatlarında, işlerinde ve hükümlerinde asla ortağı-dengi ve benzeri bulunmayandır.



    Samed
    Muhtaç olunan ihtiyaçsız , Her şeyin muhtaç olduğu, fakat hiç birşeye muhtaç olmayan

    As-Samad
    The Eternal. He who is the only recourse for the ending of need and the removal of affliction.


    Allah sameddir * İhlas 112:2 Hiçbir şeye muhtaç olmayan, tüm yaratıkların ihtiyacını gideren ve her türlü istekte doğrudan kendisine başvurulandır



    Kadir

    İstediğini istediği gibi yapamaya gücü yeten , İstediğini, istediği gibi yaratmaya muktedir olan

    Al-Qadir

    The All Powerful. He who is Able to do what He wills as He wills.

    De ki: Allah, size üstünüzden (gökten) veya ayaklarınızın altından (yerden) bir azap göndermeğe ya da sizi parti parti birbirinize düşürüp kiminize kiminizin hıncını taddırmağa kadirdir.' Bak ki, anlasınlar diye ayetlerimizi nasıl açıklıyoruz! * Enam 6:65 Semavat ve arzı yaratan, onların benzerlerini yaratmaya kadir değil midir? Evet! Onların benzerini yaratmaya her zaman elbette kadirdir. O, her şeyi hakkıyla bilen bir yaratıcıdır * Yasin 36:81 Gökleri ve yeri yaratan, bunları yaratmakla yorulmayan Allah'ın, ölüleri diriltmeye de gücünün yettiğini görmüyorlar mı? Evet O, her şeye kadirdir * Ahkaf 46:33 Gökleri ve yeri yaratan, bunları yaratmakla yorulmayan Allah'ın, ölüleri diriltmeye de gücünün yettiğini görmüyorlar mı? Evet O, her şeye kadirdir * Ahkaf 46:33 Şüphesiz (Allah,) onu yeniden döndürmeye güç yetirendir * Tarık 86:8

    Kudret sahibi, tükenmez kudreti olan, istediğini dilediği gibi yapmaya muktedir olandır. Her türlü güç ve kuvvet de O'ndandır (el-Bakara, 2/20).



    Muktedir

    Kudret sahiplaeri üzerinde istediği gibi tasarruf eden , Kuvvet ve kudret sahipleri üzerinde dilediği gibi tasarruf eden


    Al-Muqtadir
    The Creator of All Power. He who disposes at His will even of the strongest and mightiest of His creatures.

    Onlara şunu da misal göster: Dünya hayatı, gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki, bu su sayesinde yeryüzünün bitkisi (önce gürleşip) birbirine karışmış: arkasından rüzgarın savurduğu çerçöp haline gelmiştir. Allah, her şey üzerinde iktidar sahibidir * Kehf 18:45 Lakin onlar bütün ayetlerimizi yalanladılar. Biz de onları çok kuvvetli ve kudretli bir yakalayışla yakaladık * Kamer 54:42 Çok kudretli, mülkünün sonu olmayan (Allah)ın yanında doğruluk makamındadırlar * Kamer 54:55Gücü her şeye yeten, her şeyi dilediği duruma getiren, kuvvet sahipleri üzerinde istediği gibi tasarruf edendir.



    Mukaddim
    İstediğini öne alıcı , İstediğini öne getiren, öne alan.


    Al-Muqaddim
    The Expediter. He who brings forward whatever He wills.


    Herşeyden önce olan, dilediğini öne alan; dilediğine maddi ve manevi nimetler verip yükselten, öne geçiren, ilerlemelerini sağlayandır.



    Muaahhir

    İstediğini sona erteleyici , İstediğini geri koyan, arkaya bırakan

    Al-Mu'akhkhir

    The Delayer. He who sets back or delays whatever He wills.

    Ki günahlarınızı bağışlasın ve sizi adı konulmuş bir ecele kadar ertelesin. Elbette Allah'ın eceli geldiği zaman, o ertelenmez. Bir bilmiş olsaydınız. * Nuh 71:4 Herşeyden sonra yine var olan; emir ve yasaklarına uymayanları zelil edip arkaya bırakan, istediğini geri koyandır. Sonunda yine sadece O var (olarak) kalacaktır.






    Evvel
    Varlığının başı olmayan , Her şeyden önce var olan







    Al-Awwal

    The First.







    O, Evvel'dir, Ahir'dir, Zahir'dir, Batın'dır. O, her şeyi bilendir * Hadid 57:3Herşeyden önce, öncelerin öncesi, başlangıçların yaratıcısı ve varlığının öncesi olmayandır.








    Ahir
    Varlığının Sonu Olmayan , Her şey helak olduktan sonra geri kalan

    Al-Akhir
    The Last

    O, Evvel'dir, Ahir'dir, Zahir'dir, Batın'dır. O, her şeyi bilendir * Hadid 57:3 Herşey son bulunca O, var olarak kalacaktır. Varlığının sonu yoktur.





    Zahir
    Görünen , Varlığı sayısız delillerle açık olan



    Az-Zahir
    The Manifest One. He who is Evident.



    O,
    Evvel'dir, Ahir'dir, Zahir'dir, Batın'dır. O, her şeyi bilendir * Hadid 57:3 Görünen, varlığında hiç şüphe olmayan, varlığı her şeyden aşikâr olandır. Her yaratık yaratanının görülen bir şâhididir.






    Batin
    Gizli , Akılların idrak edemeyeceği, yüceliği gizli olan.

    Al-Batin
    The Hidden One. He who is hidden, concealed.

    O, Evvel'dir, Ahir'dir, Zahir'dir, Batın'dır. O, her şeyi bilendir * Hadid 57:3
    Gizli, cisim olarak görülmeyen, varlığı gizli olan, ancak varlığı da kesin olarak bilinendir. (Hayal, duygu, akıl ve düşüncenin de görülmeyip eserle varlıklarının kesin olarak bilinmesi gibi).



    Vali
    Her işi yürüten , Evreni ve evrendeki bütün olayları tek başına idare eden

    Al-Walí
    The Protecting Friend. He who administers this vast universe and all its passing phenomena.

    O'nun (insanın) önünden ve arkasından izleyenleri vardır, onu Allah'ın emriyle gözetip-korumaktadırlar. Gerçekten Allah, kendi nefislerinde olanı değiştirip bozuncaya kadar, bir toplulukta olanı değiştirip-bozmaz. Allah bir topluluğa kötülük istedi mi, artık onu geri çevirmeye hiç bir (biçimde imkân) yoktur; onlar için O'ndan başka bir vali de bulunmaz * Ra'd 13:11 İdare eden bu büyük kâinatı ve onda her an olup bitenleri idare edip yönetendir. İdare etme yeteneği O'nundur.



    Ber
    Kullarına ihtiyaçlarına veren , Kullarına iyilik ve ihsanı, nimetleri bol olan

    Al-Barr
    Source of all Goodness. He who treats His servants tolerantly, and whose goodness and kindness are very great indeed

    Şüphesiz, biz bundan önce O'na dua (kulluk) ederdik. Gerçekten O, iyiliği bol, esirgemesi çok olanın ta kendisidir * Tur 52:28 İyilik ve güzellik, bağışta bulunma, kullarına yardımcı olma anlamlarında Yüce Allah'ın bir sıfat ismidir. İyiliği ve ihsânı çoktur. İyilik ve ihsan gibi hisler de sadece ondadır (et-Tûr, 52/28).




    Müta'ali
    Zatiyle en yüksek , Aklın mümkün gördüğü her şeyden, her halden pek yüce olan

    Al-Muta'ali
    The Supreme One. He is Exalted in every respect, far beyond anything the mind could possibly attribute to His creatures.

    O, gaybı da,müşahede edileni de bilendir. Pek büyüktür, yücedir * Ra'd 13:9 Yüksek ve yüce varlık... Bilinenlerin en üstün olanı... Akım yaratılmışlarda mümkün gördüğü her şeyden çok yüce olandır.




    Tevvab
    Tövbeleri kabul eden , Tevbeleri kabul edip günahları bağışlayan

    At-Tawwib
    The Acceptor to Repentance. He who is ever ready to accept repentance and to forgive sins

    Derken Adem, Rabbinden (birtakım) kelimeler aldı. (Allah da) Bunun üzerine tevbesini kabul etti. Şüphesiz O, tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir * Bakara 2:37 Rabbimiz, ikimizi sana teslim olmuş (müslümanlar) kıl ve soyumuzdan da sana teslim olmuş (müslüman) bir ümmet (kıl). Bize ibadet yöntemlerini (yer veya ilkelerini) göster ve tevbemizi kabul et. Şüphe yok, Sen tevbeleri kabul eden ve esirgeyensin. * Bakara 2:128 Biz elçilerden hiç kimseyi ancak Allah'ın izniyle kendisine itaat edilmesinden başka bir şeyle göndermedik. Onlar kendi nefislerine zulmettiklerinde şayet sana gelip Allah'tan bağışlama dileselerdi ve elçi de onlar için bağışlama dileseydi, elbette Allah'ı tevbeleri kabul eden, esirgeyen olarak bulurlardı * Nisa 4:64 Ey iman edenler, zandan çok kaçının; çünkü zannın bir kısmı günahtır. Tecessüs etmeyin (birbirinizin gizli yönlerini araştırmayın). Kiminiz kiminizin gıybetini yapmasın (arkasından çekiştirmesin.) Sizden biriniz, ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi? İşte, bundan tiksindiniz. Allah'tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, tevbeleri kabul edendir, çok esirgeyendir * Hucurat 49:12 Hemen Rabbini hamd ile tesbih et ve O'ndan mağfiret dile.Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir * Nasr 110:3
    Tövbeleri çok kabul eden, tövbe kapısını açık tutarak tövbe etme imkânı verendir. Samimi olarak günahlardan dönüp tövbe edenleri bağışlayandır.




    Müntakim
    Suçların karşılığını veren , Günahkarlara, adaletiyle, hakettikleri cezayı veren

    Al-Muntaqim
    The Avenger. He who ustly inflicts upon wrongdoers the punishment they deserve.

    Kendisine Rabbinin ayetleri hatırlatıldıktan sonra onlardan yüz çevirenler daha zalim kim olabilir? Muhakkak ki biz, günahkârlara, ettiklerinin karşılığı olan cezayı vereceğiz * Secde 32:22 Eğer biz seni alıp götürsek onlardan intikam alırız * Zuhruf 43:41 Büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, elbette biz intikam alacağız * Duhan 44:16
    İntikam alan, günahkârları, adaletiyle yargılayarak lâyık oldukları cezaya çarptıran demektir.




    Afüvv
    Bağışlayan , Affeden, mağfiret eden

    Al-Afu
    The Pardoner. He who pardons all who sincerely repent.

    Umulur ki Allah bunları affeder. Allah affedicidir, bağışlayandır * Nisa 4:99 Bir iyiliği açıklar, yahut gizlerseniz veya bir kötülüğü (açıklamayıp) affederseniz şüphesiz Allah da ziyadesiyle affedici ve kadirdir * Nisa 4:149 İşte böyle; her kim kendisine yapılan haksızlığa benzeriyle karşılık verir, sonra aleyhine 'azgınlık ve saldırıda' bulunursa, Allah, mutlaka ona yardım eder. Şüphesiz Allah, affedicidir, bağışlayıcıdır * Hacc 22:60
    Merhametli, daima affeden, günâhlardan dilediğini affedip suçları bağışlayandır




    Rauf
    Çok acıyıcı , Merhamet edici, pek şefkatli

    Ar-Ra'uf
    The Kind. He who is very Compassionate.

    Her bir nefsin hayırdan yaptıklarını hazır bulduğu ve her ne kötülük işlediyse onunla kendisi arasında uzak bir mesafe olmasını istediği o günü (düşünün). Allah, sizi kendisinden sakındırır. Allah, kullarına karşı şefkatli olandır * Al-i imran 3:30 Andolsun ki Allah, müslümanlardan bir gurub'un kalbleri eğrilmeye yüz tuttuktan sonra, Peygamber'i ve güçlük zamanında ona uyan muhacirlerle ensarı affetti. Sonra da onların tevbelerini kabul etti. Çünkü O, onlara karşı çok şefkatli, pek merhametlidir * Tevbe 9:117 Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kuluna apaçık ayetler indiren O'dur. Şüphesiz Allah, size karşı çok şefkatli, çok merhametlidir * Hadid 57:9 Bunların arkasından gelenler şöyle derler: 'Rabbimiz! Bizi ve iman ile daha önce bizi geçmiş din kardeşlerimizi bağışla; kalblerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli, çok merhametlisin!' * Haşr 59:10
    Çok merhamet eden, insanları yükümlü tutmada pek müsâmahalı ve yumuşak davranandır.




    Malikül Mülkü
    Mülkün ebedi sahibi , Mülkün ebedi-ezeli sahibi.

    Malik al-Mulk
    The Owner of All.

    De ki: 'Ey mülkün sahibi Allah'ım, dilediğine mülkü verirsin ve dilediğinden mülkü çekip-alırsın, dilediğini aziz kılar, dilediğini alçaltırsın; hayır Senin elindedir. Gerçekten her şeye güç yetirensin * Al-i imran 3:26
    Herşeyin tek sahibi, her ne varsa O'nundur. Herşey üzerinde mutlak tasarruf yetkisi sadece O'na aittir. O h;llde Ondan başkasına kulluk edilmez.




    Zü'l - Celali Ve'l - İkram
    Şerev ve ikram sahibi , Hem azamet sahibi, hem fazl u kerem sahibi

    Dhul-Jalali Wal-Ikram
    The Lord of Majesty and Bounty. He who possesses both greatness and gracious magnanimity.

    Celal ve ikram sahibi olan Rabbinin yüzü (kendisi) baki kalacaktır * Rahman 55:27 Büyüklük ve ikram sahibi Rabbinin adı yücelerden yücedir * Rahman 55:78
    Celâl ve ululuk sahibidir. İkrâm ve ihsân edicidir. Hürmet ve saygıya yegane lâyık ve tüm büyüklüklere sahip olandır.




    Muksit
    Adalet gösterici , Hükümleri ve işleri yerli yerinde olan

    Al-Muqsit
    The Equitable One. He who does everything with proper balance and harmony.

    Allah, adaleti ayakta tutarak, gerçekten kendisinden başka ilâh olmadığına şehadet etmiştir: melekler ve ilim sahipleri de. Aziz ve Hakim olan O'ndan başka ilâh yoktur * Al-i imran 3:18
    Doğru hareket eden, bütün işlerini birbirine uygun ve yerli yerinde yapandır.




    Cami
    İstediğini istediği zaman istediği yerde toplayan ,


    Al-Jami
    The Gatherer. He who brings together what He wills, when He wills, where He wills

    Rabbimiz, kendisinde şüphe olmayan bir günde insanları gerçekten Sen toplayacaksın. Doğrusu Allah, va'dinden cayıp dönmez. * Al-i imran 3:9
    Derleyen, toplayan, her şeyi kudreti içinde bulundurup dilediğini istediği anda ve istediği yerde toplayandır.




    Ganiy
    Çok zengin, her şeyden müstağni , Çok zengin, hiç birşeye muhtaç olmayan

    Al-Ghani
    The Rich One. He who is infinitely Rich and completely independent

    Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden eziyet gelen bir sadakadan daha hayırlıdır, Allah hiç bir şeye ihtiyacı olmayandır,yumuşak davranandır * Bakara 2:263 Orada ayetler (ve) İbrahim'in makamı vardır. Kim oraya girerse o güvenliktedir. Ona bir yol bulup güç yetirenlerin Ev'i haccetmesi Allah'ın insanlar üzerindeki hakkıdır. Kim de inkâr ederse, şüphesiz, Allah âlemlere karşı muhtaç olmayandır * Al-i imran 3:97 Eğer inkâr ederseniz, şüphesiz Allah, size muhtaç değildir. Bununla beraber O, kullarının küfrüne razı olmaz. Eğer şükrederseniz bundan hoşnut olur. Hiçbir günahkâr diğerinin günahını çekmez. Nihayet hepinizin dönüp gidişi, Rabbinizedir. Yaptıklarınızı O size haber verir. Çünkü O, göğüslerin içindeki her gizliyi hakkıyla bilendir * Zümer 39:7 İşte sizler böylesiniz; Allah yolunda infak etmeye çağrılıyorsunuz; buna rağmen bazılarınız cimrilik ediyor. Kim cimrilik ederse, artık o, ancak kendi nefsine cimrilik eder. Allah ise, ¦aniy (hiç bir şeye ihtiyacı olmayan)dır; fakir olan sizlersiniz. Eğer siz yüz çevirecek olursanız, sizden başka bir kavmi getirip-değiştirir. Sonra onlar, sizin benzeriniz de olmazlar * Muhammed 47:38 Ki onlar, cimrilik ederler ve insanlara cimriliği emr (tavsiye) ederler. Her kim yüz çevirirse, artık şüphesiz Allah, ¦aniy (hiç bir şeye muhtaç olmayan), Hamid (övülmeye layık olan) O'dur * Hadid 57:24
    Hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, hakkında noksanlık ve ihtiyaçtan sözedilemeyendir




    Muğni
    İstediğini zengin eden , Dilediğine zenginlik veren, müstağni kılan

    Al-Mughni
    The Enricher. He who enriches whom He will

    Ey iman edenler, müşrikler ancak bir pisliktirler; öyleyse bu yıllarından sonra artık Mescid-i Haram'a yaklaşmasınlar. Eğer ihtiyaç içinde kalkmaktan korkarsanız, Allah dilerse sizi kendi fazlından zengin kılar. Şüphesiz Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir * Tevbe 9:28
    Herşey O'nun emir ve korumasına bağlıdır. O'nun emri olmadıkça hiçbir şey olamaz. İstemediği şeyin, yani takdir etmediğinin olmasına imkân yoktur.




    Mani
    Dilediğini engelleyen , Bazı şeylerin meydana gelmesine müsaade etmeyen, engelleyen

    Al-Mani'
    The Preventer of Harm

    Herşey O'nun emir ve korumasına bağlıdır. O'nun emri olmadıkça hiçbir şey olamaz. İstemediği şeyin, yani takdir etmediğinin olmasına imkân yoktur.




    Darr
    Dilediğine bela verici , Keder ve zarar verecek şeyleri yaratan, hüsrana uğratan

    Ad-Darr
    The Creator of The Harmful. He who creates things that cause pain and injury.

    Elem ve zarar verici şeyleri hikmetinin gereği olarak yaratandır. Yüce Allah, zarar veren şeyleri yaratmıştır. Fakat onlardan zarar görmemizi değil, akine maddi-manevi bütün zararlardan sakınarak korunmamızı emretmiştir.




    Nafi
    Dilediğine faydalı şeyler yaratan , Hayır ve menfaat verecek şeyleri yaratan, faydalandıran

    An-Nafi
    The Creator of Good. He who creates things that yield advantages and benefit.

    Hayır ve fayda verici şeyleri yaratandır. Bütün olaylar sebepleriyle meydana geliyorsa da, sebepler yok'u var edemez. Onlar ancak insanların elinde birer vesîle ve Hakk'tan isteme vâsıtası olmak üzere yaratılmışlardır.




    Nur
    Alemleri nurlandıran, aydınlatan , Alemleri nurlandıran, dilediğine nur veren, nur olan

    An-Nur
    The Light. He who gives light to all the worlds, who illuminates the faces, minds and hearts of His servants.

    Allah, göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandil gibidir; çerağ bir sırça içerisindedir; sırça, sanki incimsi bir yıldızdır ki, doğuya da, batıya da ait olmayan kutlu bir zeytin ağacından yakılır; (bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir. (Bu,) Nur üstüne nurdur. Allah, kimi dilerse onu kendi nuruna yöneltip-iletir. Allah insanlar için örnekler verir. Allah, her şeyi bilendir * Nur 24:35
    Alemleri, bütün kâinâtı nurlandıran, aydınlatan; istediği simalara, zihinlere ve gönüllere nur, aydınlık ihsan edendir.




    Hadi
    Hak yolu, doğru yolu gösterici , Hidayete kavuşturan, kulunu hayırla muvaffak kılan

    Al-Hadi
    The Guide. He who provides guidance.

    (Resul'üm!) İşte biz böylece her peygamber için günahkârlardan düşman(lar) peyda ederiz. Hidayet verici ve yardımcı olarak Rabbin yeter * Furkan 25:31
    Hidâyet eden, doğru yolu gösteren; hidayet yaratan; istediğini iyi işlerde başarıya ulaştıran, kullarına doğru yolu gösterendir.




    Bedi
    Örneksiz, misalsiz alemler icad eden , Örneksiz ve hayret verici alemler yaratan

    Al-Badi
    The Originator. He who is without model or match, and who brings into being worlds of amazing wonder.

    Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca 'OL' der, o da hemen oluverir * Bakara 2:117 Gökleri ve yeri örnek edinmeksizin yaratandır. O'nu nasıl bir çocuğu olabilir? O'nun bir eşi (zevcesi) yoktur. O, her şeyi yaratmıştır. O, her şeyi bilendir * Enam 6:101
    Eşi ve benzeri olmayan, bir şeyi en mükemmel yapan, yaratan, eşsiz ve görülmemiş şeyleri varedendir. Varlıklar âleminde O'nun eşi ve benzeri yoktur. Hayret verici âlemleri yoktan var eden, icad eden O'dur.




    Baki
    Varlığının sonu olmayan , Varlığının sonu bulunmayan, ebedi olan

    Al-Baqi
    The Everlasting One. He whose

    Celal ve ikram sahibi olan Rabbinin yüzü (kendisi) baki kalacaktır * Rahman 55:27
    Sürekli var olan ve var olacak olandır. Sonu olmayandır. Allah'ın varlığının sonu yoktur.




    Varis
    Bütün servetlerin gerçek sahibi , Varlığı devam eden, servetlerin hakiki sahibi

    Al-Warith
    The Inheritor of All. He who is the Real Owner of all riches

    Ancak Biz diriltir ve Biz öldürürüz! Ve sonunda her şeye Biz varis oluruz * Hicr 15:23
    Tüm varlıkların gerçek sahibi, varisidir. Servetlerin geçici sahipleri yok olduktan sonra da varlığı devam eden ve o servetlerin sahibi olandır.




    Reşid
    Hayra delalet eden , Bütün alemleri dosdoğru bir nizam ve hikmetle akıbetine ulaştıran

    Ar-Rashid
    The Righteous teacher. He who moves all things in accordance with His eternal plan, bringing them without error and with order and wisdom to their ultimate destiny.

    Doğru yolu gösteren: İnsanları, peygamberlerin getirdiği ve tebliğ ettiği kitaplar vasıtasıyla doğru yola iletendir. Allah, bütün işleri ezeli takdirine göre yönetip, dosdoğru bir düzen içinde sonuca ulaştırandır.





    Sabur
    Çok sabırlı , Çok sabırlı olan, isyankarlardan acele intikam almayan

    As-Sabur

    The Patient One. He who is characterized by infinite patience.



    Çok sabırlı, hiçbir şeyde acele etmeyen; kendine isyan edenleri cezalandırmada acele etmeyip, onlara süre verendir.
    Ben cemiyetin îman selâmeti yolunda dünyamı da âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmibeş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'ânımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım: Çünki; vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.
    13.Asrın Müceddidi
    BEDİÜZZAMAN SAİD-İ NURSİ

  6. #6
    ***
    DIŞARDA
    Points: 47.246, Level: 100
    Points: 47.246, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 75,0%
    Overall activity: 75,0%
    Achievements
    MaHiR 01 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Yer
    Bir Boğaz yedi tepe
    Mesajlar
    8.028
    Points
    47.246
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: Esmaü'l Hüsna.

    Alıntı yagmur-damlası Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    emeginize saglık

    Alıntı nazgülüm Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Abi emeğinize sağlık.Allah razı olsun

    AMİN. CÜMLEMİZDEN inşaALLAH.
    Ben cemiyetin îman selâmeti yolunda dünyamı da âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmibeş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'ânımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım: Çünki; vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.
    13.Asrın Müceddidi
    BEDİÜZZAMAN SAİD-İ NURSİ

  7. #7
    ***
    DIŞARDA
    Points: 7.020, Level: 55
    Points: 7.020, Level: 55
    Level completed: 35%,
    Points required for next Level: 130
    Level completed: 35%, Points required for next Level: 130
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    nazgülüm - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Oct 2008
    Mesajlar
    892
    Points
    7.020
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart Cevap: Esmaü'l Hüsna.

    Abi cok emek etmişsiniz gercekten.Hakkınız helal edin.Allah razı olsun

  8. #8
    ***
    DIŞARDA
    Points: 3.897, Level: 39
    Points: 3.897, Level: 39
    Level completed: 65%,
    Points required for next Level: 53
    Level completed: 65%, Points required for next Level: 53
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    esra.13 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jun 2010
    Yer
    İstanbul
    Mesajlar
    117
    Points
    3.897
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    16

    Standart Cevap: Esmaü'l Hüsna.

    emeğinize sağlık cok güzel bi paylasım
    Bu yük senden Allah’ım, çekeceğim, naçarım
    Senden Sana sığınır, Senden Sana kaçarım.

  9. #9
    ***
    DIŞARDA
    Points: 47.246, Level: 100
    Points: 47.246, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 75,0%
    Overall activity: 75,0%
    Achievements
    MaHiR 01 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Yer
    Bir Boğaz yedi tepe
    Mesajlar
    8.028
    Points
    47.246
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: Esmaü'l Hüsna.

    Alıntı esra.13 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    emeğinize sağlık cok güzel bi paylasım

    gözlerine, yüreğine sağlık.
    cezakallahu hayran...
    Ben cemiyetin îman selâmeti yolunda dünyamı da âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmibeş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'ânımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım: Çünki; vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.
    13.Asrın Müceddidi
    BEDİÜZZAMAN SAİD-İ NURSİ

Benzer Konular

  1. Esmaü'l-Hüsna [açıklamalı]
    By icLaL in forum Esmâül Hüsnâ
    Cevaplar: 10
    Son Mesaj: 27.07.10, 00:28
  2. EsmÂÜ'l-hÜsnÂ
    By ACİZKUL in forum Fıkıh ve Akaid
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 13.07.10, 06:46
  3. ESMÂ-İ HÜSNÂ (el-Esmaü'l-Hüsnâ)
    By SiLa in forum E- Harfi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 23.11.08, 12:26

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •