Sual: İmanın üçüncü şartı nedir?
CEVAP
İmanın üçüncü şartıkitaplara imandır. Amentü’deki
(Ve kütübihi) ifadesi
![]()
ü teâlânın kitaplarına inanmayı
iman etmeyi bildirmektedir.
ü teâlânın gönderdiği kitaplar çoktur. Din kitaplarımızda bildirilen ise
104 kitaptır. Bunlardan 100’ü küçük kitaptır. Bu küçük kitaplara suhuf denir.
100 suhuf kitap şu Peygamberlere inmiştir:
10 suhufuÂdem aleyhisselama
![]()
50 suhufuŞit aleyhisselama
![]()
30 suhufuİdris aleyhisselama
![]()
10 suhufuİbrahim aleyhisselama.
Dört büyük kitap ise şu Peygamberlere inmiştir:
TevratMusa aleyhisselama
![]()
ZeburDavud aleyhisselama
![]()
İncilİsa aleyhisselama
![]()
Kur'an-ı kerimPeygamber efendimiz Muhammed aleyhisselama.
Kitapların hepsiniCebrail aleyhisselam getirmiştir. Kur'an-ı kerim
bütün ilahi kitapların hükümlerini nesh etmiş
yani yürürlükten kaldırmış ve bu hükümleri kendisinde toplamıştır. Bugün
bütün insanların Kur'an-ı kerime tâbi olmaları lazımdır. Şimdi
hiçbir memlekette
hakiki Tevrat ve İncil yoktur. Bozulmuş İnciller vardır. Bu kitaplar sonradan tahrif edilmiş
yani insanlar tarafından değiştirilmiştir. Bozulmamış olsaydı bile
geçerliliği yoktu
hepsi
ü teâlâ tarafından nesh edilmiştir.
Kur'an-ı kerimin gelmesi âyet âyet olmuş ve 23 senede tamamlanmıştır. Kur'an-ı kerimkıyamete kadar geçerlidir. Geçersiz olmaktan ve insanların değiştirmelerinden korunmuştur. Kur'an-ı kerimde eksiklik veya fazlalık olduğuna inanan
![]()
ü teâlâya inanmamış olur.
Âyet-i kerimelerde mealen buyuruluyor ki:
(Kur’anı biz indirdikelbette yine onu biz koruyacağız.) [Hicr 9]
(Kur’aneşi benzeri olmayan bir kitaptır. Ona önünden
ardından [hiçbir yönden
hiçbir şekilde] bâtıl gelemez [hiçbir ilave ve çıkarma yapılamaz. Çünkü] O
kâinatın hamd ettiği hüküm ve hikmet sahibi
tarafından indirilmiştir.) [Fussilet 41-42]
Sual: Peygamberlere kitaplar nasıl indi? Bu kitapların mahiyeti nasıldır?
CEVAP
ü teâlâ
kitapları
melek ile
bazı Peygamberlerin mübarek kulaklarına söyleyerek
bazılarına ise
levha üzerinde yazılı olarak
bazılarına da meleksiz işittirerek indirdi. Bu kitapların hepsi
ü teâlânın kelamıdır. Ebedi ve ezelîdir. Mahluk değildir. Bunlar
meleklerin veya Peygamberlerin kendi sözleri değildir.
ü teâlânın kelamı
bizim yazdığımız ve zihinlerimizde tuttuğumuz ve söylediğimiz kelam gibi değildir. Yazıda
sözde ve zihinde bulunmak gibi değildir. Harfli ve sesli değildir.
ü teâlânın ve sıfatlarının nasıl olduğunu insan anlayamaz. Ama o kelamı insanlar okur. Zihinlerde saklanır ve yazılır.
Demek ki![]()
ü teâlânın kelamının iki tarafı vardır. İnsanlarla beraber olunca
mahluk ve hadistir.
ü teâlânın kelamı olduğu düşünülünce
kadimdir.
Sual: BazılarıKur'anın Peygamberimizin beynine ilham edildiğini söylüyorlar. Doğrusu nasıldır?
CEVAP
Kur'an-ı kerimdeki Arabi kelimeler![]()
ü teâlâ tarafından dizilmiş olarak âyetler halinde gelmiştir. Cebrail aleyhisselam
bu âyetleri
bu kelimelerle
bu harflerle okumuş
Peygamber efendimiz de mübarek kulakları ile işiterek
ezberlemiş ve hemen Eshabına okumuştur. Peygamber efendimiz
![]()
ü teâlâ tarafından
mübarek kalbine bildirilenleri
Arabi olarak anlatırsa
buna hadis-i kudsi denir.
Cebrail aleyhisselamher yıl bir defa gelip
o ana kadar inmiş olan Kur'an-ı kerimi
Levh-il-mahfuzdaki sırasına göre okur
Peygamber efendimiz dinler ve tekrar ederdi. Ahirete teşrif edeceği sene
iki defa gelip
tamamını okudular. Peygamber efendimiz aleyhisselam ve Eshab-ı kiramdan çoğu
Kur'an-ı kerimi tamamen ezberlemişti. Bazıları da
bazı kısımları ezberlemiş
birçok kısımlarını da yazmışlardı.
Peygamber efendimiz vefat edincehalife Hazret-i Ebu Bekir
ezber bilenleri toplayıp ve yazılı olanları getirtip bir heyete
bütün Kur'an-ı kerimi
kağıt üzerine yazdırdı. Böylece
Mushaf meydana geldi. 33 bin Sahabi
bu Mushafın her harfinin
tam yerinde olduğuna söz birliği ile karar verdi. Üçüncü halife Hazret-i Osman
hicretin 25.senesinde
altı tane daha Mushaf yazdırıp
Bahreyn
Şam
Basra
Bağdat
Yemen
Mekke ve Medine’ye gönderdi. Bugün
bütün dünyada bulunan mushaflar
hep bu yedisinden yazılıp
çoğalmıştır. Aralarında bir nokta farkı bile yoktur.
Kur'an-ı kerimde 114 sure ve 6236 âyet vardır. Halk arasında yanlış olarak 6666 âyet var deniliyor. Âyetlerin sayısının 6236’dan az veya daha çok olduğu da bildirildi ise debu ayrılıklar
büyük bir âyetin
birkaç küçük âyet sayılmasından veya birkaç kısa âyetin
bir büyük âyet
yahut surelerin evvelindeki Besmelelerin bir veya ayrı ayrı âyet sayılmasından ileri gelmiştir. (B.Arifin)
Sual: Peygamber efendimizin mucizelerinin en büyüğü nedir?
CEVAP
Kur’an-ı kerimdir. Bugüne kadar gelen bütün şairleredebiyatçılar
Kur’an-ı kerimin nazmında ve manasında aciz ve hayran kalmışlardır. Bir âyetin benzerini söyleyememişlerdir. İ’cazı ve belagati insan sözüne benzemiyor. Yani
bir kelimesi çıkarılsa veya bir kelime eklense
lafzındaki ve manasındaki güzellik bozuluyor. Bir kelimesinin yerine koymak için
başka kelime arayanlar bulamamışlardır. Nazmı Arap şairlerinin şiirlerine benzemiyor.
Geçmişte olmuş ve gelecekte olacak nice gizli şeyleri haber vermektedir. İşitenler ve okuyanlartadına doyamıyorlar. Yorulsalar da
usanmıyorlar. Okuması veya dinlemesi
sıkıntıları giderdiği sayısız tecrübelerle anlaşılmıştır. İşitenlerden kalblerine dehşet ve korku çökenler
bu sebepten ölenler bile görülmüştür. Nice azılı İslam düşmanları
Kur’an-ı kerimi dinlemekle
kalbleri yumuşamış
imana gelmişlerdir. İslam düşmanlarından ve muattala
melahide ve karamita denilen müslüman ismini taşıyan zındıklardan Kur’an-ı kerimi değiştirmeye
bozmaya ve benzerini söylemeye çalışanlar olmuş ise de hiçbiri arzularına kavuşamamıştır.
Orjinal Link: TEVBE EDENLERİN SİTESİ İmanın üçüncü şartı nedir? - TEVBE EDENLERİN SİTESİ
Bütün ilimler ve tecrübe ile bulunamayacak güzel şeyler ve iyi ahlak ve insanlara üstünlük sağlayan meziyetler ve dünya ve ahiret saadetine kavuşturacak iyilikler ve varlıkların başlangıcı ve sonu hakkında bilgiler ve insanlara faydalı ve zararlı olan şeylerin hepsi Kur’an-ı kerimde açıkça veya kapalı olarak bildirilmiştir. Kapalı olanlarınıerbabı anlayabilmektedir.
Semavi kitapların hepsindeTevrat’ta
Zebur’da ve İncil’de bulunan ilimlerin ve esrarın hepsi Kur’an-ı kerimde bildirilmiştir. Kur’an-ı kerimde mevcut ilimlerin hepsini ancak
ü teâlâ bilir. Çoğunu sevgili Peygamberine bildirmiştir.
Kur’an-ı kerimi okumak çok büyük bir nimettir.ü teâlâ
bu nimeti Habibinin ümmetine ihsan etmiştir. Melekler bu nimetten mahrumdurlar. Bunun için
Kur’an-ı kerim okunan yere toplanıp dinlerler. Bütün tefsirler
Kur’an-ı kerimdeki ilimlerden çok azını bildirmektedirler. Kıyamet günü
Peygamber efendimiz minbere çıkıp Kur’an-ı kerim okuyunca
dinleyenler bütün ilimlerini anlayacaklardır.
Bugünkü Tevrat ve İnciller
Sual: Bugünkü Tevrat ve İnciller hakkında bilgi verir misiniz?
CEVAP
İyice tetkik edilirseTevrat ve İncillerde mevcut olan yazıların üç membadan geldiği kolayca görülür:
1- Bunların bir kısmıkelamı olabilir.
2- İkinci kısımda yazılı olan sözler Peygamberler tarafından söylenilmiş olabilir.
3- Üçüncü kısımdaki sözlerin bir kısmı İsa aleyhisselamın havarileri tarafından bir kısmı bazı tarihçilerin rivayetlerindenbir kısmı ise
kimin tarafından ve niçin söylendiği bilinmeyen rivayetlerden ibarettir. Bugün elde bulunan Kitab-ı mukaddesin büyük bir kısmında
kim tarafından söylenildiği bilinmeyen
fakat muhakkak insan sözü olduğu hemen anlaşılan sözler çoktur. Bunları
kelamı olarak kabul etmek imkansızdır.
İçinde bir kısımkelamı
bir kısım Peygamber sözü
fakat büyük bir kısmı insanların muhtelif rivayetleri bulunan bir kitap
kelamı olarak kabul edilemez. Hele (insan sözü) olan kısımlarında türlü türlü yanlışlıklar bulunması
aynı hususu anlatanların birbirinden çok farklı ifadeleri
verilen rakamların birbirini tutmayışı bugünkü Tevrat ve İncillerin tamamen bir insan eseri olduğunu açıkça ispat etmektedir. Bugünkü İncillerin
ü teâlânın kelamı mı
yoksa insan eseri mi olduğu hakkında Hıristiyan din ve fen adamları ne diyorlar?
Moody İncil Enstitüsü’nden Dr. Graham Secroggie(İncil
kelamı mı?) adlı kitabında diyor ki:
(Kitab-ı mukaddes insan eseridir. Bazı kimselerneden olduğunu anlamadığım sebeplerden ötürü
bunu inkâr etmektedir. Kitab-ı mukaddes
insanların dimağında teşekkül etmiş
insanlar tarafından
insan dili ile insan eli ile yazılmış ve tamamen insan karakteri taşıyan bir eserdir.) [S.17]
Orjinal Link: TEVBE EDENLERİN SİTESİ http://www.tevbe.org/forum/showthread.php?t=166101
Hıristiyan din adamı olan Kenneth Cragg ise şöyle diyor:
(Kitab-ı mukaddesin Ahd-i Cedid kısmı![]()
sözü değildir. Burada doğrudan doğruya insanların anlattıkları hikayeler ve herhangi bir işin nasıl yapıldığını gören insanların görgü şahitliği vardır. Sırf insan sözü olan bu kısımlar
kilise tarafından insanlara
’ın kelamı gibi nakledilmektedir.)
Teolog Prof. Geyser:
(Kitab-ı mukaddeskelamı değildir. Ama
buna rağmen kutsal bir kitaptır) diyor.
Demek kibugünkü Kitab-ı mukaddes hakkında
Batılı ilim adamları ile birlikte vereceğimiz karar şudur: Kitab-ı mukaddes
![]()
kelamı değildir.
kelamı olan hakiki Tevrat ve İncil
bugün tamamen başka bir kitap haline dönüşmüştür. Bugünkü İncillerde
kelamı olması düşünülebilen sözler yanında
başkaları tarafından ilave edilen birçok sözler
tahminler ve hikayeler vardır.
İncillerin hepsikelamı olsa bile
Kur’an-ı kerimde olduğu gibi
bir medeni hukuk
bir ceza hukuku yoktur. İncillerle bir muhtarlık bile idare edilemez.
İkinci hususİnciller
kelamı bile olsa
artık onlar nesh edilmiştir. Âdem aleyhisselama
Nuh aleyhisselama inen kitapların aslı bulunsa bile onlarla amel edilemez
çünkü onlar yürürlükten kaldırılmıştır.
ü teâlâ kaldırmıştır. En son gönderdiği din ile amel etmek gerekir. Öyle olmasa idi
![]()
ü teâlâ bir tek kitap gönderir
bütün peygamberlere bununla amel edin derdi. İman edilecek hususlar bütün dinlerde aynı olduğu gibi amel edilecek hususlar da aynı olurdu. Hıristiyanlığı nesh etmese idi
Müslümanlığı göndermezdi.