Kadınlar İle Tokalaşmanın Haramlığını Bildiren Hadislere Semantik Bir Analiz
1.
Giriş:
Modern zamanlara mahsus bir problem olan mahrem/yabancı kadınlar ile tokalaşmatoplumumuzda zaman zaman tartışılan bir konudur. Bu çalışmamızda; yaşadığımız çağın sosyal şartlarının
kadın erkek ilişkilerini farklı boyutlara taşımasıyla daha belirgin hale gelen tokalaşma probleminin dini kaynağı/delili olarak gösterilen rivayetlere semantik bir tahlil yapmaya ve metin tenkidinde bulunmaya çalışacağız. Çalışmamızın amacı
kadınlar ile tokalaşmanın “haram” olup
olmadığını tespit değildir. Amacımız
söz konusu rivayetlerden hareketle verilen “mahrem/yabancı kadınlar ile tokalaşma haramdır” hükmünün ne derece isabetli olduğunu
bu hükme delil sayılan rivayetlerin (böyle bir hükmün çıkarılması için) yeterli olup olmadığını ve doğru anlaşılıp anlaşılmadığını semantik açıdan analiz yapmaktır. [1]
Tokalaşmanın Haramlığına Delil Sayılan Rivayetler Bu konuda varit olan rivayetlerin çoğu Âişe’den nakledilmiştir. Rivayetler ise kadınların Rasûlullah’a biatleri ile ilgilidir. Kadın sahâbîlerin Hz peygamber’e biat etmeleri; Medîne’ye hicrettenHudeybiye antlaşması sırasında ve Mekke’nin fethinden sonra olmak üzere birkaç defa olmuştur. Rasûlullah’ın kadınlardan biat almasının nedeni
Mümtehine Sûresi’nde nazil olan ayetlerdir. Hudeybiye’de yapılan antlaşmaya göre
İslam’ı kabul ederek Mekke’den Medine’ye gelen kadınların geri gönderilmesi gerekiyordu. Ancak müslüman bir hanımın
kafir kocasının nikahı altında kalamayacağı için Mümtehine Sûresi bu konuya açıklık getirmiş ve bu durumdaki muhacir kadınlar
imtihan edilerek
yani gerçekten inanmış olup olmadıkları araştırılarak
kendilerinden biat alınmıştır. Çalışmamıza konu olan rivayetlerin çoğu
bu sosyal gelişmeler ile alakalıdır.
Mümtehine Sûresindeki ayetler şöyledir:
“ Ey iman edenler! Mü’min hanımlar size katılmak üzere hicret etmiş olarak geldiklerinde onları imtihan edin. Gerçionların imanlarını pek iyi bilir. Ama siz de onların mü’min olduklarını anlarsanız
artık onları kafirlere geri göndermeyin. Bundan böyle bu hanımlar kafir kocalarına
kafir kocaları da bu hanımlara helal değildir. Bununla beraber kocalarına vermiş oldukları mehirleri siz iade ediniz. Kendilerine mehirlerini vererek bu kadınlar ile evlenmenizde bir sakınca yoktur. Kafir kadınları nikahınızda tutmayın. Onlara harcadığınız mehri
evlenecekleri kocalarından isteyiniz. Kafirler de
İslam’a girip sizinle evlenen eşlerine sarf etmiş oldukları mehri sizden geri istesinler.
’ın hükmü budur. Aranızda o hükmeder. Zira
her şeyi hakkıyla bilir
tam hüküm ve hikmet sahibidir.”[2]
“ Ey peygamber! Mü’min hanımlar’a hiçbir surette ortak koşmamak
hırsızlık yapmamak
zina etmemek
çocuklarını öldürmemek
iftirada bulunmamak
gayr-ı meşru bulduğu bir çocuğu kocasına isnat etmemek
senin kendilerine emredeceğin ma’rufta sana isyan etmemek hususlarında sana biat etmeye geldiklerinde
sen de onların biatlarını kabul et ve onlar için
’tan af dile. Çünkü
Gafur’dur
Rahîm’dir
affı ve ihsanı boldur.”[3]
Aşağıda zikredeceğimiz hadislerkadınların Rasûlullah ile biatleşmesi durumunu anlatan rivayetlerdir:
Âişe naklediyor: “Bu ayet ile ilgili olarak Rasûlullah kadınlar ile![]()
’a hiçbir şeyi eş koşmamaları konusunda biat alıyordu. Rasûlullah biatı söz ile aldı. Onun eli
sahip olduğu kadınlardan başkasının eline değmemiştir.” [4]
Buhârîyukarıda vermiş olduğumuz Âişe’nin rivayetini müteakip Ümmü Atiyye’den de şu hadisi nakletmiştir:
“ Rasûlullah ile biatleştik. Bana; “’a hiçbir şeyi eş koşmasınlar ayetini okudu. Bunun üzerine kadınlardan biri ( kendisini kastediyor[5] ) hemen elini çekti ve şöyle dedi: Falanca kadın bana cahiliyye matemi tutmuştu onun bende hakkı var
ondan izin almak isterim. Rasûlullah bir şey demedi. Kadın gidip geldi ve biat etti.”[6]
Buhârî aynı hadisi Kitâbu’ş-Şurût’ta şu lafızlar ile tahriç (rivayet) etmiştir:
Âişe naklediyor: “ Vallahi Rasûlullah’ın eli biatlaşma esnasında hiçbir kadının eline değmedi. Oancak söz ile biat almıştır.”[7]
Yine Buhârî az bir lafız değişikliği ile Kitabu’t-Talâk’ta da tahriç etmiştir:
“Hayır![]()
’a yemin olsun ki
onun eli hiçbir kadının eline değmemiştir. Ancak o
kadınlardan söz ile biat almıştır.”[8]
Ebû Dâvûd aynı hadisi Cihad kitabında zikretmiştir. Ancakhadisin geçtiği babın adı yine “kadınlar ile biat”tir. Hadisin ravisi ise yine Âişe’dir.
“ Rasûlullah’ın eli asla bir kadının eline değmemiştir. Ancakbir kadın ( tokalaşmak istediğinde ) ona mani’ olmuş
kadın da bunu kabul etmiştir. Bunun üzerine Rasûlullah “git senin biatını kabul ettim”
demiştir.[9]
Tirmizî aynı hadisiÂişe’yi zikretmeksizin mürsel[10] olarak Ma’mer
Tâvus ve babası tarikiyle (kanalıyla/yoluyla) nakletmiştir. [11]
İbn Mâce’nin rivayetinde lafız az da olsa değişmiştir. Ancakrivayetin ilişkili olduğu konu yine aynı
yani kadınların biat etmeleri konusudur.
Muhammed b. el-MünkedirÜmeyme bt. Rukayka’nın şöyle dediğini nakletmektedir:
“Kadınlar topluluğu içinde Rasûlullah’a biat etmeye geldim. Bize; “ Gücünüzün yettiğinceben kadınlar ile tokalaşmam”
diyordu. [12]
Bu rivayetin farklı beş versiyonunu İbn Hanbel nakletmiştir. İbn Hanbel’in naklettiği Ümeyme bt. Rukayka rivayetinin daha kapsamlı olan versiyonunu burada zikretmek istiyoruz. Bu rivayetlerin tamamı M. İbn Münkedir tarikiyle gelmektedir. Yani rivayetler mürseldir.
Ümeyme bt. Rukayka durumu şu şekilde nakletmektedir: “İslam üzere biatleşmek için kadınlar topluluğu içinde Rasûlullah’a gittim. Biz kadınlar; Ey’ın Rasûlü! Sana
![]()
’a hiçbir şeyi ortak koşmamak
hırsızlık yapmamak
zina etmemek
çocuklarımızı öldürmemek
bilerek iftira ve suçlamada bulunmamak
ma’ruf olnda sana isyan etmemek üzere biat ediyoruz
dedik. O da bize; “ Gücünüzün yettiği kadar”
diyordu. Biz
![]()
ve Rasûlü bize
bizden daha merhametlidir
hadi sana biat edelim yâ Rasûlallah
dedik. Rasûlullah da
“ Ben kadınlar ile musafaha etmem. Ancak benim yüz kadın için söylediğim bir söz
tek bir kadın için söylenmiş gibidir” buyurdu.[13]
Hadisin bir diğer varyantında“ Hadi sana biat edelim” ifadesi yerine
“ Hadi tokalaşalım” denildiğini
Süfyan b. Uyeyne ifade etmektedir. İbn Hanbel’deki diğer bir rivayette ise kadınlar Rasûlullah’a şöyle demişlerdir: “ Ey
’ın Rasûlü! Bizimle musafaha etmeyecek/tokalaşmayacak mısınız?”[14]
Taberî aynı konuyla ilgili olarak Rukayka’nın Rasûlullah’a; “Uzat elini seninle tokalaşalım yâ Rasûlallah!” dediğininakletmiştir. [15]
İbn HanbelEsmâ bt. Yezîd’den
Hz. Peygamber’in; “ Ben kadınlar ile tokalaşmam” dediğini nakletmiştir.[16]
Hâkim en-Nîsâbûrî Mümtehine Süresi’nin tefsirindeEbû Süfyan’ın karısı Hind’in Rasûlullah ile biatleşmesini şu şekilde nakletmektedir:
Hind biatleşme esnasında Rasûlullah’ın koşmuş olduğu şartlardan hırsızlık şartına gelince“ Ben bu konuda söz veremem. Çünkü kocamın malını çalıyorum” diyerek elini çekti. Rasûlullah da çekti. Bunun üzerine Ebû Süfyan’a haber gönderildi. O da; yaş (taze) olursa helal olsun ama kuru olursa olmaz dedi. Böylece Hind Rasûlullah ile biatleşti.[17]
· Yrd. Doç. Dr. Dicle Üniversitesi İlâhiyât Fakültesi Hadis Anabilim Dalı Öğretim Üyesi.
[1] Hadislerin doğru anlaşılmasında“Semantik” analizin önemi için ayrıca bkz. Mehmet Görmez
Hz. Peygamber’in Bir Hadis-i Şerifinde Bir Din tanımı
Peygamberimiz Hz. Muhammed –Özel Sayı-
T.D. İ. B.
Ankara
2000
s. 331-338.
[2] Mümtehine60 / 10. Ayetin yukarıda zikrettiğimiz sebebi nüzûlü için bkz: Süyûtî
Celâleddin
Lübâbu’n-Nükûl Fî Esbâbi’n-Nüzûl
Beyrut
1980
s. 211.
[3] Mümtehine60 / 12.
[4] BuhârîEbû Abdillah M. b. İsmâîl
Sahîhu’l-Buhârî
İstanbul
1979
Ahkâm
49 ( VIII
125 ). Ayrıca bkz: İbn Hanbel
Ahmed
Müsned
Beyrut
tsz.
VI
153.
[5] Parantez içinde vermiş olduğumuz açıklamayıKâmil Mîras’ın bir tercihi olarak onun tercümesinden aldık. Bkz: Kâmil Mîras
Tcerîdi Sarih Tercümesi ve Şerhi
Ankara
1984
XI
198-200. Ayrıca bkz: Mehmet Sofuoğlu
Sahih-i Buhârî Tercümesi ve Şerhi
İstanbul
1989
XV
7068-69.
[6] BuhârîAhkâm
49 ( VIII
125 ).
[7] BuhârîŞurût
1
( III
173 ) . Aynı lafız ile Buhârî Mümtehine Sûresi’nin tefsirinde bu hadisi tahriç etmiştir. Bkz: Tefsîru Mümtehine
2
( VI
61 ).
[8] BuhârîTalak
20
( VI
173). Ayrıca bkz: İbn Hanbel
Müsned
VI
270.
[9] Ebû DâvûdSüleyman b. El-Eşas es-Sicistânî
Sünen
Humus
1971
Cihad
9
( III
352 ). İbn Mâce aynı yerde Âişe’den gelen rivayetlere de yer vermiştir. Aynı hadis için bkz: İbn Hanbel
Müsned
VI
114.
[10] Mürsel: Hadis ıstılahında (teriminde) mürsel; sahabeden sonra gelen nesil olan tabiîninsahebeyi atlayarak doğrudan Hz. Peygamberden hadis nakletmesine denir. Mürsel
bir zayıf hadis türüdür.
[11] TirmizîEbû Îsâ M. b. Sevre
Sünen
Beyrut
tsz.
Tefsîru Sûreti Mümtehine
2
(V
411
3306 numaralı hadis)
[12] İbn MâceEbû Abdillah M. b. Yezîd el-Kazvînî
Sünen
tsz.
yy.
Cihad
43
( II
959-60 ).
[13] İbn HanbelMüsned
VI
357. Tirmizî
Sünen
Siyer
37
( IV
21-2 ). Mâlik
el-Muvattâ
Beyrut
1989
Bey’ât
2
s. 651
1842 numaralı hadis.
[14] İbn HanbelMüsned
VI
357. Bu konuda daha geniş bilgi için bkz: M. Nâsıruddin Elbânî
Silsiletü’l-Ehâdîsi’s-Sahîha
Beyrut
1985
II
52-58.
[15] Taberîİbn Cerir
Câmiu’l-Beyân An Te’vil-i Âyi’l-Kuran
Beyrut
1995
XIV
101.
[16] İbn HanbelMüsned
VI
459.
[17] HâkimEbû Abdillah M. b. Abdillah en-Nîsâbûrî
el-Müstedrek Ala’s-Sahîhayn
Beyrut
1990
II
528.