Nurların Efendisi (Bu mektup En Sevgiliye…)
Gönlüm huzur ufuklarında dolaşır,

Sen girince düşlerime…
Gözyaşlarım yağmur misali süzülür,
Boşa geçen günlerim aklıma düşünce…

Sen bize Allah’ın lütfusun!
Sen hayat iksiri gibisin!
Abıhayat kadehi sanki…
Seni düşünmeden nefes almak,
Ölüm gibi, yaşamak!..
Senin yolunda ölüm huzur verir bana…
Gülmek bile zulüm ruhuma Sensiz olunca!..

Ey meleklerin hayran olduğu NÛR!..
Ey Nurların Efendisi!..
Sensiz can çekişir ruhum, kararır kalbim…
Sensizliğe isyankar yüreğim,
Acıyla kıvranır çarpar delicesine…
Seni düşünmeden geçen günüme bakarım;
Sanki ben o günü hiç yaşamamışım…

Biz şimdi sensizler diyarında,
Gözlerimiz, her zerresi seninle olanları aramakta!..
Mücessem nefisler sardı her yanı!..
Dünya beklenen sonuna, kıyamete doğru,
Öyle hızla gidiyor ki;
Zulmet seline kapılmadan,
Karanlıklara boğulmadan,
Doğru yolda kalmamız için,
Senin nurdan sözlerine,
Şaşmaz ölçülerine,
Karanlık göğün Ay’a, yıldızlara ihtiyacı gibi muhtacız!..

Karanlığı boğan güneş gibisin!..
Zulmet karanlığını,
Cihanı aydınlatan nûrunla hapset Cehennem’e…
Senin dua ufkundan yağan,
İncileri topladım göğe açık ellerime;
Saçtım tüm müminlere,
Allah’ı bilen bilmeyen herkese…
Keşke girse herkes,
Affetmeyi seven Sultan’ın,
Gamdan uzak Cennetine…
Sümeyra Demir