Bireyin duasına Allah’ın icabetinin ve duanın aynı zamanda bir ibadet olmasının getirdiği olumlu manevi etkilerin ötesinde dua
kendisine yüklenen anlam itibariyle de kişinin psikolojisi üzerinde olumlu etkiler meydana getirmektedir.
Bir davranış biçiminin kişinin üzerinde nasıl bir etki meydana getireceğini belirleyen şey o davranışla ilgili bilinçaltında yerleşik inanışlar
diğer bir deyişle “ön kabuller”dir. Bu ön kabuller olumlu ise o etkinliği gerçekleştirmenin kişi üzerinde oluşturacağı etki de olumlu olacaktır. İşte burada kişinin duasının anında Allah tarafından işitildiği
her durumda bir şekilde duaya icabet edileceği ve duadan Allah’ın hoşnut olacağı gibi buna benzer ön kabuller
“dua”nın kişi üzerindeki etkisine psikolojik açıdan olumlu bir etki sağlamaktadır. Bu etki
bilimsel araştırmaların sonuçlarının ortaya çıkışında önemli bir rol oynamaktadır.
Araştırmalarda duanın etkisi görülüyor
İnsanlık ilk var olduğu günden beri Yaratıcısı ile olan ilişkisinin ve dua aracılığıyla ona olan yöneliminin hayatı üzerindeki olumlu etkilerinin farkında olmuş ve bu etkiyi anlamaya çalışmıştır. Günümüzde de bilim bu konu üzerinde ağırlıklı olarak durmaktadır. Özellikle ABD ve İngiltere’de duanın insan psikolojisi ve fizyolojisi üzerindeki etkileri ile ilgili birçok araştırma yapılmıştır. Bu araştırmalarda hastalar için dua etmenin hastaların rahatsızlık belirtilerini azalttığı ve iyileşme sürecini hızlandırdığı gözlemlenmiştir. Michigan Üniversitesi’nin araştırmasına göre dindarlarda depresyon ve stres daha az görülürken
Chicago’daki Rush Üniversitesi’nin araştırmasına göre düzenli olarak ibadet ve dua edenlerin erken ölüm oranı
herhangi bir dine bağlı olmayanlara kıyasla yüzde 25 oranında daha az tespit edilmiştir. Yine Duke Üniversitesi’nde anjiyo geçiren 750 hasta üzerinde yapılan bir araştırmada ise dua eden hastaların etmeyenlere kıyasla ölüm oranlarının takip eden birkaç yıl içerisinde yüzde 30 daha az olduğu gözlemlenmiştir.
“Dua” stresi azaltır
psikolojik açıdan rahatlatır
Bütün bu araştırmalar dua etme davranışının insanda stresin psikolojik ve fizyolojik etkisini azaltan etkisini ortaya koymaktadır. Yapılan görüntüleme çalışmaları dua esnasında insan beyninin işleyişinin olumlu yönde değiştiği ve vücut fonksiyonlarının yavaşladığını ortaya koymaktadır.
ABD’de faaliyet gösteren Maneviyat ve Sağlık Araştırmaları Merkezi (Center for the Study of Religion/Spirituality and Health) koordinatörü Profesör Harold G. Koenig
şunları söylüyor: “Dua eden hastalar hastalığın getirdiği stresle daha kolay başa çıkıyor
hastalık esnasında depresif belirtilerin ortaya çıkma oranı daha düşük oluyor ve bu tür belirtiler ortaya çıksa da bunlar daha kısa sürede yok oluyor.” Koenig devamla
“Stres bedenin doğal tedavi mekanizmasını olumsuz yönde baskılamakta ve bedenin hastalıklarla baş etme kabiliyetini azaltmaktadır. Duanın stresi azaltıcı etkisi direkt olarak bedenin hastalıkla baş edebilme verimliliğini artırmaktadır” demektedir.
Dua
manevi bir iletişim aracıdır
Günümüzde kişisel gelişim süreçlerinin en önemli başlıklarından birisi iletişimdir. Günümüz insanı gerek iç dünyası gerekse de dış dünya ile iletişimini geliştirmek için kitaplar okumakta
kurslara gitmekte
bunun için emek
kaynak ve zaman harcamakta... İnsanın hem bu dünya hem de ahret saadeti için belirleyici olacak olan Rabb’i ile iletişim kurması ise ancak dua aracılığı ile olmaktadır.
İnsan sosyal bir varlık olması hasebiyle diğer insanlarla iletişim içerisinde olma ihtiyacı hisseder. Diğer insanlar tarafından dinlenilmek
onaylanmak
gerek mutluluklarını gerekse de olumsuzluklarını paylaşmak olmazsa olmaz bir ihtiyaçtır onun için. Sağlıklı bir insan diğer insanlarla iletişim kurmadan en fazla bir ay dayanabilir
sonrasında kişide duygu ve davranış bozuklukları baş göstermeye başlar. Bu iletişim ve etkileşim ihtiyacı doğuştan gelmektedir ve evrenseldir.
Nasıl ki insan varlığını sürdürebilmeye yönelik fiziksel
duygusal ve düşünsel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için diğer insanlara ihtiyaç duyuyor ise aynı şekilde Yaratıcısı ile de iletişim ve etkileşim içerisinde olmaya ihtiyaç duymaktadır. Bu ihtiyaç da doğuştan gelen evrensel bir durumdur ve bütün insanlarda görülür.(alıntı)