Gönül Evlerimizi Ayddınlatan Işıklar; Kandiller
Halkımızın “kandil” olarak adlandırdığı gecelergönül evlerimizi aydınlatan ışıklardır. Mübarek gecelere “kandil” isminin verilmesi
o gecelerde salâtîn camileri başta olmak üzere mabetlerin
dergahların içlerine ve minarelere kandillerin asılması ve mahyaların döşenmesi şeklindeki son birkaç asırlık bir Osmanlı geleneğine dayanmaktadır. İlk olarak Osmanlı padişahlarından II. Selim döneminde (1566–1574)
camiler aydınlatılıp minarelerde kandiller yakıldığı için bu gecelere kandil geceleri denilmiştir. (7)
Regaip Kandili:
Üç ayların ilki olan Receb’in ilk cuma gecesi Regâib gecesidir. Yüce Allah’ın ilâhî ihsan ve mânevî hediyelerinin diğer zamanlardan daha çok tecelli etmesisamimi kalple Allah’a yönelenlerin affedilmelerinin çokça ümit edilmesi ve müminlerin samimiyet ve iştiyakla yüce Allah’a yönelmeleri sebebiyle bu geceye “Regâib” denilmiştir.(8)
“Regaip” rağbet olunan; bol ihsan ve değerli hediyeler demektir. Yüce Mevla’danamellerin hasat edileceği bu aylarda af ve mağfiret dilenildiği
hediye ve ikramlar beklenildiği için bu geceye “Regaip gecesi” denmiştir. (7)
Amellerin hasat edileceği üç ayların bu ilk mübarek gecesinde yüce Mevlâ’dan af ve mağfiret dilenilirihsan ve ikram beklenir.
Bu geceHz. Âmine validemizin (r.ah) Resûlullah Efendimiz’e (s.a.v) hamileliğini farkettiği gece olduğu için de ayrı bir öneme sahiptir.
Bu gecede öncelikle yapılması gerekennefis muhasebesidir.
Bu gecelerin nuru ve bereketi içinde kendimizekalbimize yönelmeli
gönül sarayımızı bulandıran haset
kin
düşmanlık
haksızlık ve zulüm çamuruna bulaşmaktan sakınmalı
birbirimize
anne ve babamıza
yakınlarımıza sevgiyle ve iyilikle yaklaşmalıyız.
Bu gecede kişi kendisininailesinin ve tüm müslümanların selâmeti
afvı ve mağfireti için dualar etmeli
eksik kazâ namazları varsa onların kılmaya çalışmalıdır. (8)
Üç Ayları Nasıl Değerlendirmeliyiz?
Ramazan ayındaki bütün nimetlere ulaşabilmek için her zaman hazırlıklı olmak lazımdır. En azından haram aylarından olan ve Regaib ile Mirac gecelerini içerisinde bulunduran Recep ayını ganimet bilmek gerekir. Rasulullah (A.S.) Efendimizin şu duasını da dilimizden eksik etmemeye özen göstermeliyiz: “Allahım! Receb ve Şaban’ı bize bereketli kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.” (Ahmed b. Hanbel)
Eğer Receb ve Şaban aylarını iyi değerlendirirtevbe kapısını aşındırırsak
Ramazan’da zirveye ulaşacak olan manevi ikramların muhatabı olabiliriz. Bunun için:
* Tevbeye sarılmalıyız. “Ben günde yetmiş sefer (bazı rivayetlerde yüz sefer) tevbe ederim” diyen rahmet Peygamberine (A.S.) uyarak tevbe etmeliyiz. Zifiri bir gecededenizin karanlıklarındaki balığın karnından “Senden başka ilah yoktur; Seni tenzih ve tesbih ederim. Ben zalimlerden oldum.” (Enbiya/87) diyerek inleyen Yunus Peygamberin (A.S.)iniltilerine eşlik ederek tevbe etmeliyiz. Karşılaştığı olayları tevbe sebebi görüp
bütün bir ömrünü “Ya Rabbi! Ben pişmanım! Ya Rabbi ben pişmanım! Bütün yapmış olduğum günahlardan; keşke yapmasaydım. İnşaallah bir daha ben yapmayacağım.” yakarışları ile geçiren Allah dostlarının yollarına düşerek tevbe etmeliyiz. Alemlerin Rabbi karşısında hiçliklerini iliklerine kadar hisseden arifler meclisine kalbimizi bağlayarak
her gün kendimizi hesaba çekip temizlenmeye çalışmalıyız. Bunun için de devamlı Allah’ın yardımına sığınmalıyız.
* Beş vakit namazımızıcemaatle kılmaya özen göstermeliyiz.
* Zikre yapışmalıyız. Vird edindiğimiz amelleri aksatmamaya çalışmalıyız.
* Sünnet olan oruçları gücümüz nisbetinde tutma gayretinde olmalıyız. Özellikle ayın ilkorta ve son günleri veya pazartesi
perşembe günleri oruç tutma azminde olmalıyız.
* Sünnet olan namazlaraözellikle geceleyin kalkıp en az iki rekat teheccüt namazı kılmaya kendimizi alıştırmalıyız. Eğer Recep ayından itibaren bunu yapmaya çalışırsak
Ramazan ayında da inşaallah buna devam etmekte zorluk çekmeyiz.
* Kur’an okumayabir sayfa bile olsa her gün devam etmeliyiz.
* Sadaka ve diğer hayırlı işlerimizi artırarak sürdürmeliyiz.
* İmkanı olanlar içinReceb ayında umre yapmanın müstehab olduğunu bilmeliyiz.
Özetle bu hususlara dikkat ettiğimiz taktirdeRecep ayı ile başlayan ve Ramazan ayı ile zirveye ulaşan manevi iklimden doya doya faydalanırız inşaallah. Rabbimiz bizi
küçüklüğünü anlayıp kendisine yalvaranların arasına katsın! Çünkü O
Rasulüne şöyle seslendi: “Rasulüm de ki: Yalvarmanız olmasa
Rabbim size ne diye değer versin?!” (Furkan/77) (6)
İfrat ve Tefritten Sakınmalı
RecepŞaban ve Ramazan ayları
Yüce Allah’ın ruhumuza ikram ettiği faziletli ve feyizli bir zaman dilimidir. Yapılan dileklerin dalga dalga Allah’a ulaştığı
dökülen pişmanlık gözyaşlarının günahları silip yok ettiği kandiller geçididir. Ancak şunu hiçbir zaman unutmamalıyız ki
manevi hayat süreklilik ve kararlılık ister. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v)
“Allah’ın en çok sevdiği (nafile) ibadetaz da olsa devamlı olanıdır.” (Müslim
Fedail)
buyurarak müminleri bu hususlarda daha dikkatli olmaya ve titiz davranmaya davet etmektedir. Kandil gecelerinde güzelce ibadet edipondan sonra bırakmak
çok fazla ibadet edip de sonra yorulup dermansız düşüp
ibadetten soğuyup kenara çekilmek doğru değildir. Nebi (s.a.v)
“İşlerin en hayırlısı orta yollu (mutedil) olanıdır” (BeyhakiŞuabu’l-İman; Ali el-Müttaki
Kenzü’l-Ummal) hadisiyle bizlere ifrat ve tefritten sakınmamızı tavsiye etmektedir.
Üç aylar ve mübarek geceleröncelikle Rabbimiz’e
ailemize
milletimize ve ülkemize karşı görev ve sorumluluklarımızı hatırlatmalı
hatalarımızdan ve günahlarımızdan tövbe etmemize vesile olmalıdır. Nitekim yüce Allah
engin rahmetine sığınıp tövbe etmemizle ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: “(Ey Muhammed!) De ki: Ey kendilerine kötülük edip aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin
doğrusu Allah günahların hepsini bağışlar. Çünkü O
çok bağışlayandır
çok merhamet edendir.” (Zümer
53) (7)(alıntı)