Ramazan Bayramı Sohbeti 1 (Telmaruf 2007)
Seyh Muhammed Muta El-Haznevi (k.s)
Rahman ve rahim olan Allah'ın adıyla sözlerime başlıyorum. Alemlerin Rabbi olan Allah'a hamdu senalar olsun. Hazreti Muhammed'e aline ve ashabına salat ve selam olsun. Yüce Allah babam, şeyhim, murabbim, Şehid-ul Harameyn yüce Allah kendisinden razı olsun ve Allah O'na rahmet eylesin.Değerli kardeşlerim, şunu itiraf ediyorum size konuşmaktan acizim. Kalbimin derinliklerinden hissediyorum konuşmaya aczim vardır. Ramazan ayı boyunca hiçbir kelime size konuşmadım. Yalnız evinize geri dönüp işte ziyarete gittik, Şeyh hazretlerinin dergahına gittik, şeyhimizin oğlundan bir kelime duymadık dememeniz için bu aczimle beraber size konuşmak istiyorum. Yüce Allah'tan temenni ve niyaz ediyorum bu konuşacaklarım ile sizi, bizi ve tüm Müslümanları faydalandırsın. Çünkü Yüce Allah her şeye kadirdir.
Değerli kardeşlerim, sizin bayramınızı kutluyorum, İslam aleminin bayramını kutluyorum ve memleketimizin sorumlularının da bayramını kutluyorum. Tüm İslam aleminin sorumlularının da bayramını kutluyorum ve yüce Allah böyle bayramları hayır ile, bereket ile tekrar kılsın ve yüce Allah'tan temenni ediyorum tüm Müslümanlara yapılan haksızlıkları, gaspları, onların ellerinden alınan mal ve mülkleri onlara geri verilmesini yüce Allah'tan temenni ediyorum. Yüce Allah'tan temenni ediyorum böyle bayramları hayır ve ihsan ile bize nasip kılsın. Tekrarını bize nasip kılsın ve yüce Allah'tan temenni ediyorum böyle bayramları tüm İslam alemi için hayra vesile kılmasını ve yahudilerin bizden aldıkları bir karış toprağı geri almak için yüce Allah bu bayramlar vesilesiyle bize iade etmesini nasip eylesin ve yüce Allah tüm İslam alemini şeref, makam, mevki, haysiyet ve izzet ile şereflendirsin.
Değerli kardeşlerim, sizin teellüm ettiğinizi hissediyorum. Ben de teellüm ediyorum, üzülüyorum. Çünkü babam, Allah sırrını pak eylesin, böyle muhteşem, büyük toplumlarda bize maneviyat veren, sevgi veren, bizim kalbimizi, ruhumuzu gıdalandıran nice vaazlar, nasihatler ve dersler vermiştir.
Değerli kardeşlerim, siz akrabalarınızı, çocuklarınızı terk edip şeyhinizin oğluyla bayramlaşmaya geldiniz. Ben buna şuur ediyorum ve inanıyorum ki bu sizin sadakatınıza, sizin sevginize, sizin ihlasınıza bir şahittir ve delilidir.
Değerli kardeşlerim, şunu da hissediyorum bu yaptığınız Şeyh hazretlerinin size olan hakkıdır. Buna şuur ediyorsunuz. Çünkü Şeyh hazretleri size karşı ehli vefa idi. Size şefkat ve merhameti vardı ve şunu diyordu: manevi kardeşlik, nesebi kardeşlikten daha üstündür. Daimi olarak bu şiiri terennüm ediyor ve sizi kendine en yakın sayıyordu ve bunu itiraf ediyordu.
Değerli kardeşlerim, aramızda olan bu sıla, bu akrabalık şeriatın özünde olan adaplar sebebiyledir. Şeriata uygun olan adaplar sebebiyledir. Onun için bu adapları bidatlardan, muhalefetlerden korumamız lazımdır ve bu adapları hakkıyla koruyup dünya menfaatimiz için, siyaset için kullanmamamız lazımdır. Çünkü böyle adapları istismar ederek siyaset ve makam için kullanılması caiz değildir.
Değerli kardeşlerim, vacibimiz bu adapları korumaktır. Çünkü sadatlarımızdan gördüğümüz bu hak adapların korunması bize vaciptir. Onları bidatlardan, yolsuzluklardan, şeri muhalefetlerden korumamız gerekir. Çünkü bunlar temiz adaplardır ve uygun adaplardırlar. Sadatlarımız bu şekilde onları koruyup bize teslim ettiler. Kendi ruhumuzu, haysiyetimizi, tüm varlığımızı bu adapların korunması için bidat ve hurafelerden, istismardan korumak için sarf etmemiz gerekiyor. Bizim vacibimiz budur.
Değerli kardeşlerim, şu anda size herhangi bir olayı açıklamak istemiyorum. Çünkü yüce Allah bize sabrı emretmiştir ve şöyle buyurmuştur: "Yüce Allah sabredenlerle beraberdir."
Değerli kardeşlerim, sabırlı olalım. Sabır ile her şey hallolur. Yalnız sabrımızla beraber kendimize dikkat edelim. Yanlışlık yapmayalım. İslam dininin adaplarına uygun hareket edelim. Adaplarımızı koruyalım. İnsanlık alemine faydalı olalım. Devletimize, milletimize ve memleketimize faydalı olan hareketi yapalım, onları rahatsız etmeyelim. Peygamber aleyhisselatu vesselam şöyle buyurmuştur: "Erkek, şecaat sahibi olan aceleci olan değildir. Erkek ve şecaat sahibi olan kimse sabırlı olandır."
Değerli kardeşlerim, Peygamber aleyhisselatu vesselamın hadisi şerifinin devamı "şecaat sahibi olan öfkelendiği zaman kendini tutandır." Değerli kardeşlerim, şimdi, şu anda bu muhteşem toplumun etrafımda toplanması benim için değildir. Etrafımda toplanmanız Şeyh hazretlerine olan sadakatınızdır. Sevginizdir, muhabbetinizdir, değerli kardeşlerim. İşte onun için biz Şeyh hazretlerinin hakkını korumamız lazımdır. Çünkü bende bir şey yoktur. Bende olan budur: şunu diyebiliyorum, sizi yüce Allah'ın rahmetine, Peygamberin bereketine, Nakşibendi sadatlarının himmetine ve Şeyh hazretlerinin bereketine sizi havale ediyorum.
Değerli kardeşlerim, sadatlarımızın gayreti büyüktür, sizi onların gayretine havale ediyorum ve son olarak yüce Allah'tan niyaz ediyorum bizi ve sizi affeylesin, niyetlerimizi gerçekleştirsin. Buraya varmak için sarf ettiğiniz maddiyattan yüce Allah kat kat size ihsan eylesin ve yüce Allah attığınız her adımın karşılığında günahlarınızı affeylesin ve evinize sağ selim dönmeyi yüce Allah size nasip eylesin.
Değerli kardeşlerim, size şu müjdeyi veriyorum: Şeyh hazretlerinin adapları olduğu gibi korunmaktadır. Böyle sizin gibi muhteşem toplum, münevver alimler, muhlis etbalar, ehli sadakat, ehli saygı ve sevgi olan kimseler Şeyh hazretlerinin adabının kalıcı olduğuna en büyük şahittir. Şuna inanın ve güvenin Şeyh hazretlerinin adabına hiç kimse saldıramaz, yok edemez, onları kaldıramaz. Eğer biz Şeyh hazretlerinin, sadatı kiramın adaplarına uygun hareket edersek, kalbimize dünya menfaati girmezse, siyaset girmezse, makam girmezse, bidat girmezse, şeri muhalefetler girmezse bilin ki Şeyh hazretlerinin adabı bu şekilde aramızda kalıcı olacaktır ve hiç kimse ona zerre kadar zarar veremez.
Değerli kardeşlerim, sözümün sonunda Şeyh hazretlerinin şu vasiyetini size beyan etmek istiyorum. Şöyle buyururdu: bizim kendi sözümüzü, kavlimizi fiile çevirmemiz lazımdır. Mazharı, hakikate çevirmemiz lazımdır ve tüm hissiyatımız, bildiklerimiz ameli olmalıdır. Bildiğimiz adabu terbiyeler ameli olmalıdır ve yüce Allah'tan temenni ediyoruz bizi amel etmeye muvaffak eylesin. Yüce Rabbim her şeye kadirdir.