Ölüm! ...
Dünyadaki her fani elbet ölecektir,
Canlı dünyasının değişmez kaderidir,
Allah Kur’an’ın’da da ölümü bildirir,
Şu dünya denen alemden göçüştür ÖLÜM...
Ölüm! ...
Sağlam kaleler içinde saklansak bile,
En güzel gıdaları alıp yesek bile,
Tıp dünyasını emrimize alsak bile,
Çare yok, her canlıya gelecek ÖLÜM...
Ölüm! ...
Ölümü unutan kalp, paslanmış sayılır,
Dünya benim, ben ölmem diyen yanılmıştır,
Her canlı mutlaka ölüme yakalanmıştır,
İnsan için son değil başlangıçtır ÖLÜM...
Ölüm! ...
Yarın ölecekmiş gibi eceli bekle,
Sen bunu yaparken de dünyadan el çekme,
Dünya için ahiretini de yok etme,
Ahiret dünyasının kapısıdır ÖLÜM...
Ölüm! ...
Ölümü unutan dünyada mutlu olamaz,
Ruhu urba olan beden buna dayanmaz,
Anatomik yapın ki, gün gelir kaldırmaz,
Varlığın kıymetini bilmektir ÖLÜM...
Ölüm! ...
En akıllı kul, ölümü fazla düşünür,
En güçlü kul ölüme hazırlık görür,
Muhammed işte ümmete böyle duyurur,
Son değil bir başlangıç sayılmıştır ÖLÜM...
Ölüm! ...
Ölümün bir adına da “Ecel” denilmiş,
Ecelde; tayin edilmiş zaman bilinmiş,
Her canlının sonunu da Allah bilirmiş,
Allah’tan gayrisinin sonu denir ÖLÜM...
Ölüm! ...
Ölüm meleği, ne has kullar canı aldı,
Bu ünlü, bu ünsüz, bu zengin aldırmadı,
Görevi nedeniyle asla suçlanmadı,
Sebeple bilinen dünya sonudur ÖLÜM...
Ölüm! ...
Yaşlı, genç, güzel, çirkin, zengin, fakir demez,
Hakk’ın listesinde kim yazılı bilinmez,
Ecel ki; torpille, rüşvetle engellenmez,
Sala ile ilan edilmektedir ÖLÜM...
Ölüm! ...
Dünyaya gönül bağlayan sevmez ölümü,
Ne çabuk unutur, az önce gördüğünü,
Hakk yolda olanın o gün olur düğünü,
Alimin de, cahilin de yoludur ÖLÜM...
Ölüm! ...
Ölüm için Yunus’um ne güzel demiş,
“Ölenler ruh değil, ten ise ****** imiş,”
Ruhlar ki; dünyaya imtihan için gelmiş,
Yok oluş değil başlangıç denilir ÖLÜM...
Ölüm! ...
Nasihatler istersen eğer ölüm yeter,
Dünyaya gelen her canlı mutlaka gider,
Akleden kul, Allah’ın sevdiğini sever,
Okunası en güzel kitap denir ÖLÜM...
Ölüm! ...
Cansız bedeni görmedin mi musallada,
O ölmeyecek gibi bakardı dünyada,
Şimdi cansız, hareketsiz yatar orada,
Liste olup sıra beklemeyendir ÖLÜM...
Ölüm! ...
Toprak kabulde arlı-arsız, kirli-kirsiz,
Bağrına basmış hırlı-hırsız, denli-densiz,
Hesaba kimse çıkamayacak deftersiz,
Büyük yere geçiş kapısıdır ÖLÜM...
Kabire azıksız girmek, sığmaz akıla,
Hakk’a asi hayat sürmek yakışmaz kula,
Her canlı doğdu ki, ölecektir Mutlaka,
Aklı selim hayat yaşamalı yiğidim...
Toprağa düşen her tohum yeşermedi mi?
Topraktan gelen tekrar ona dönmedi mi?
Sana mahşerde, dirilme var denmedi mi?
Ölümü son görme başlangıçtır yiğidim...
Her adım, her nefes, idrak edilmeli ki;
Rahatça analiz et gelmişi, geçmişi,
Ölüm alıp gitti, bilemezi bilmişi,
Allah senin ameline bakar yiğidim...
Allah; kulun ibadetine muhtaç değil,
Her ibadet kurtuluş için bunu bil,
Hem Allah, hem de şu kullar içinde sevil,
Bu dünya bir imtihan yeridir yiğidim...
Ölüm son dersen, iyi düşün, iyi bakın,
Bilinmez ölüm, kime uzak kime yakın,
Seninde birden duruverir hayat çarkın,
Anın kıymetini bilmek gerek yiğidim...
Çocuk yaşta ölene de bir yer olmalı,
Yaşam denilen kutsalını yaşamalı,
Erken ölene yoksa, güzel mükafatı,
Bu dünyadan güzel yer olmalı yiğidim...
Tevekkülü mevt ile hazırla kendini,
Tez yapıver Allah’a kulluk görevini,
Seni senden başkası bilmez, bil kendini,
Allah’ın Peygamberi’ de ölmüş yiğidim...
Ölüm var diye, sakın dünyayı terk etme,
Dünya azık yeridir, kimseye zulmetme,
Adın yaşasın yükselsin ilim ve de fende,
Dünya ahiretin tarlasıdır yiğidim...
Şair: Abdullah Yaşar Erdoğan
Ölüm Nedir
Her varlığın bir ömrü bir de ölümü vardır
Ölüm her zaman ve her mekanda vardır
Zerrelerimizde dahi her zaman ölüm var
Duygu ve düşüncelerde her an ölüm var
Kainatta canlılar aleminde her an ölüm var
Küre-i arzdaki gece ve gündüzde ölüm var
Şu gökyüzündeki yıldızlarda dahi ölüm var
Her zaman ve her mekanda kat’i ölüm var
Ölüm, hayatın son noktası, son durağıdır
Ölenin yatağı toprak/yorganı ot yapraktır
Lâyık olanın ondan sonraki bineği Buraktır
Yoksa, gideceği yer malum, işi de haraptır
Genç ihtiyar demeden her başa gelebiliyor
Her şeyin faniliğini en güzel ölüm anlatıyor
Gerçi, ölüm her an bize göz kırpıp duruyor
Ey nefis, hisse almadınsa şair ne anlatıyor
Nasıl ki şu dünyadaki insanlar farklı farklıdır
Şu dünyadakilerin ölümleri de farklı farklıdır
Alimin mevtiyle zalimin ölümü hiç aynı mıdır
Şehidin şahadeti ile asilerin akıbeti bir midir
Ah öyle hayatlar vardır ki ölümden de beter
Eğer aradığın dostu buldunsa, o sana yeter
Eğer ki o yaranını bulamadınsa sonun beter
Eğer aldınsa kıssamdan hisse bu öğüt yeter
Her akşam kefensiz yatar, kefensiz kalkarız
Görüp duyduğumuz ölümü hayretle bakarız
Ahretimiz yerine dünyamıza yatırım yaparız
Dünyalık her şeyi, kabir kapısında bırakırız
Madem ki kabir kapası açık, ölüme çare yoktur
O zaman ömrümüzü baki bir ömre çevirmeliyiz
Madem ömür kısa, hayatta lüzumlu işler çoktur
Ömrümüzü her an lüzumlu işlerde harcamalıyız
Kimbilir Azrail ne zaman ne şekilde kapıyı çalacak
Bilemiyoruz, canımızı neyi vesile edip, nasıl alacak
Sizi bilmem ama bana hayatta birkaç kez ikaz etti
Dünya fani, ölüm hak, sakın ola unutma bak dedi
Ey Âdemoğlu inanmazsan ölüm bir idam-ı ebedidir
Eğer ki inanırsan o senin için bir terhis teskeresidir
İnanmayanlar için kabir, adeta bir zindan-ı ebedidir
Ama inananlara cennet bahçesine açılan bir kapıdır
Bir gün mukadder ölüm gelecek katî iyi dinle sözümü
Belki de bir daha göremem, geremezsin pak yüzümü
Bir şey yapmak gerek elde fırsat, dilde ruhsat varken
Belli mi olur bakarsınız ölüm geliverir başımıza erken
CENAZE KABRE BIRAKILDI YANINDA KİMSECİLKER KALMADI AMELİYLE BAŞBAŞA BIRAKILDI
_________________
Bayram Tunca
ölümü unutmayalım ona göre davranalım hazırlanalım kardeşlerim, inşallah
selam ve dua ile