Cenab-i Allah; büyüklük ve cemalini göstermek ve dünyayi imar etmek için insani halife olarak yaratti. Hilafet görevini geregi gibi yapabilmesi için, onu arzu ve istekleriyle bas basa birakmadi. Inanç, ibadet, alis-veris ve hayatin her dalinda fert ve toplumun menfaatine yönelik olarak hükmünü beyan edip, indirdigi sahife ve kitaplariyla yolunu aydinlatti, en son olarak da en mükemmel ve kiyamete kadar hüküm sürecek Kur'an-i Kerim'i insanliga ihtaf etti. Ancak dünya hadisleri sonsuz olmakla beraber Kur'an-i Kerim'in kelimeleri mahduttur. Açikca her hadisenin hükmünü beyan etmez. Bunun için ortaya çikan Bir hadisenin hükmünü anlamak için önce Kur'an-i Kerim'e, sonra Peygamber (sav)'in hadisine bas vurulur. Bunlardan birisine kesin olarak hükmü beyan edilmis ise mes'ele tamamdir, hiç bir kanaat yürütülmez. Hadisenin hükmü Kur'an ve Sünnet'te açikca belirtilmemisse ictihada gidilir. Yani, Kur'an ve Sünnet'in isigi altinda hükmünü ortaya çikarmak için cehd ve gayret gösterilir. Ictihad yüce dinimizin en büyük meziyetlerinden biridir. Ictihad sebebiyle hayat sahnesinde ortaya çikan bütün hadislerin hükmü beyan edilebilir. Dinimizin, her asrin bütün ihtiyaçlarini karsilayabilecek bir kabiliyete sahip olmasinin sebeplerinden biri de budur.