Yoğun bir uyku bizarlığım vardı
Ne kadar çabalamamdagözlerimi ovalasam da başaramıyordum
Meğer ne kadar dalmışımhangi esinle gecenin hazin yolculuğuna uzanmıştım
Düşlerin deryasındauhdelerin solgunluğunda ve umutların hülya sayfalarındaydım
Açılan pencereden sesler geliyordu
Bulvarın sakinleri dur durak bilmeden bir yarışla koşturuyorlardı
Ahengin kaybolduğuruhun anlam bulmadığı melankolik etap taş çıkartıyordu
Belki ilkbahar farkıbelki sabah algısı ve beklide heveslerin salkımı açığa çıkıyordu
Kuşların şakımasırüzgârın aşkı
Yaprakların bahtındaki sadakat sanatıağacın toprak altında ağzı
Nebatatın ve hayvanatın ölüm idrakinin olmayışıyüreğin kan pompalaması
Kalbin insan için elzem olan firakı alıp götürüyordu bir yerleresuskun düşüncelerle
Ruhun yetisindeidrak efsundur
Kalbin rahlesinde aşkher uzvun ve iradeyi zanaatın mukadderatıdır
Keramet takva cenahındaihlâsın sevda sağanağında lütfedilen hali fermandır
Beyin zarınefesin arlığı
halin suskun sedası
malın ecri kalası aşk figanıyla vardır
Fecrin efkâra ram olmuş halinde
Muştuların beklenen kadrindeki ahenginde hikmeti nasip hakikattir
Rızk sadece yenen ve içilenden ibaret değildirlütfedilen ise gözle erişilen midir
Ruhun suskun yetisindekalbin dillere destan olan mukadder halinde aşk fermandır
O an temas eden ellerle ayıldım
Mütebessim bakam gözlerin derinliğinde bilmem ki neleri arandım
Bir kez daha geçmiş yıllarım içinesinleşmemiş kederin mahcubiyetine kandın
Dalgınlığımın ve alıp götüren sancının hesabıyla halimin fakirliğini esefle araladım
Mustafa CİLASUN