4 sonuçtan 1 ile 4 arası

Konu: Allah sevgisi

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 25.810, Level: 96
    Points: 25.810, Level: 96
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 540
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 540
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mihrab - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Mesajlar
    4.559
    Points
    25.810
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart Allah sevgisi

    2/165: ... İman sahipleri, Allah'a sevgi de çok şiddetlidirler...
    5/54: ... Allah, sevdiği ve Kendisini seven...
    59/10: ... Rabbimiz, Sen çok şefkatli, çok merhametlisin!
    5/55: Sizin gönül dostunuz Allah'tır...

    Allahü Teâlâ "Ben gizli bir hazine idim, bilinmek istedim de Beni bilsinler diye varlıkları yarattım. " kutsal hadisinin sırrı ile belirmiş ve kâinatı yaratmıştır. Bütün bu oluşumun sebebi aşktır. Aşk, Allahü Teâlâ'nın Zat'ına ait bir özellik, bir sır ve görüntünün de bir sembolüdür. Cenâbı Allah'a korku ile veya çıkar sağlama ile değil, ancak sevgiyle ulaşılabilir. İnsanların gerçek dostu, velisi, sevgilisi onları " Kendi sûreti üzre yaratan " ve halifelik veren Cenâbı Hakk'tır. Var oluşları gereği sevgi ile dopdolu olan kullar, yaratılanları güzel bulup sevebilirler. Özellikle kadınlara, oğullara, servete karşı sevgi duyulabilir. Bunlar, İlâhî Aşk yolculuğunun ilk hazırlığı olan mecâzî aşk (geçici aşk) devresidir. Ancak gerçek sevgi ise, Mutlak Varlık'a duyulandır. Ayette : " İman sahipleri, Allah'a sevgide çok şiddetlidirler. " diye buyrulmaktadır. Şiddetli sevgi ise aşktır. İnsanın insanı sevmesi, gönlündeki sevgi penceresinin açık olduğunun ve imanda yücelebileceğinin işaretidir. " Allah, sevdiği ve Kendisini seven " ayeti; Yüce Yaratıcı ile kul arasındaki ilişkilerin esasını sevginin oluşturduğunu belirlemektedir. İlâhî Aşk'ı hissetmenin temelinde, ana-babaya sevgi ve hizmet yatar. Onlara gösterilen şefkat, Allah'a gösterilmiş gibidir. İmanda kemale erişin üst noktası da, Peygamber Efendimize duyulan sevgidir.

    Hazırlık devresi sevgileriyle olgunlaşan kul, ayrıldığı bütününe karşı sonsuz hasret ve özleyiş içine girer. Nefs arınıp İlâhî Sıfat'larla yüceldikçe, ruhun sonsuz yüzdeki iletişimlerini perde perde sezmeye başlar. Muhtelif devreleri olan bu şiddetli seziş ve duyuş iki kutupta toplanır. Bir kutbunu İlâhî Sevgi ve Güzellik'in Kaynağı Cenâbı Hak, diğer kutbunu ise imanda kemal mertebesine gelerek gönlünde, Allah bir nur olarak belirmiş kul teşkil eder. Sevgide ilk hareket, mutlaka İlâhî Aşk'ın kaynağı Yüce Yaratıcı'dan gelir. Sonunda sevgi akımı tamamlanarak Hakiki Aşk'a ulaşılır. Allahü Teâlâ'ya kavuşan kul, çokluk aleminden tekliğe erişmiş, Varedenle varolan birleşmiştir.

    İnsanlar ve yaratılanlar sevilmeden Allah sevgisine erişilemez. İnsanlar ve varlıklar, Cenâbı Allah'ın sonsuz isim sıfatlarının manalarının karışık oluşarak yoğunlaşmasından meydana gelmiştir. Her bir yaratılanın, Mutlak Varlık'tan kaynaklanan bir yaratılış sebebi vardır. Oluş sırları ile donanmış bu yaratılışın en üstüne de insan oturmuştur. Cenâbı Allah; dilediği Yüce Özellikler'ini insana yansıtmış, bir bakımdan kul Yaratıcı'nın aynası olmuştur. İnsanlar birbirine ancak sevgi ile yaklaşmalıdır. Sevgi, parçadan (insandan) bütüne (Allahü Teâlâ'ya) giden yolun kılavuzudur.

    Sevgi, yalnız insanlara değil, Cenâbı Allah'ın görüntüleri olan bütün yaratılmışlara da gösterilmelidir. İman edenlerden başlayarak bütün insanlar, hayvanlar, bitkiler ve bilip bilmediğimiz bütün varlıklar sevilmelidir. Bu gerçek, büyük tasavvuf şairi Yûnus Emre'nin sözleriyle en güzel ifadesini bulmuştur : " Yaratandan ötürü, yaratılanları severim."

    İman sevilmeden Allah sevgisine ulaşılamaz. Cenâbı Allah; insanlara doğuştan akıl, gönül ve Rabbini bilme özelliği vermiştir. Kullar; Allahü Teâlâ'yı ancak gönüllerinin eşsiz duyguları ile hissedebilmektedirler ki, buna iman diyoruz. Cenâbı Allah, insanların gönüllerine uyarıda bulunarak imanı sevdirmiştir. Hucurât 49 / 7 : " ...Allah, imanı size sevdirmiş ve onu gönüllerinizde süslemiştir..." Din, kutupları Yüce Yaratıcı ile insan arasında bulunan bir sevgi olayıdır. " Dinde zorlama yoktur. " prensibiyle inanç serbest bırakıldığından, insanların bir kısmı da iman etmemişlerdir. Yûsuf 12 / 103 : " ...İnsanların çoğu iman edici değillerdir. "

    Allahü Teâlâ'ya giden yol, iman sevgisinden geçmektedir. İman; gönülde bir ışıkla başlar,mertebe mertebe duyularak İlâhî Aşk'a ulaşır. İnsanlar, imanı sevdikleri ölçüde yücelirler. Enfal 8/2 : " İnanmış olanlar o kişilerdir ki, Allah anıldığında yürekleri ürperip titrer ve onlara Allah'ın ayetleri okunduğunda bu onların imanlarını arttırır. " Yine Kur'ânı dinleyelim. Fetih 48/4: " Allah, mü'minlerin gönüllerine, imanları beraberinde iman getirsinler diye, mutluluk ve huzur indirdi..." İmanı sevmenin en üst noktasını, kulun Allah Aşkı'na ulaşması teşkil eder. Bakara 2/165: "...İman sahipleri, Allah'a sevgi de çok şiddetlidir..." İlâhî Güzel'e ulaşma, akıl ve ilmin sınırlarının üstünde, gönül penceresinden girmekle ve imanı sevmede aşk mertebesine yükselmekle mümkündür.

    Peygamber sevilmeden Allah sevgisine ulaşılamaz. Allahü Teâlâ, sevgisine ulaşabilmeyi ancak Resulüne uyma şartına bağlamıştır. Cenâbı Hakk'ın aynası ve canlı Kur'ân olan elçisinde çok güzel örnekler bulunmaktadır. Ahzâb 33/21: " And olsun; Allah'ın Resulünde sizin için, Allah'ı ve Ahiret Günü'nü arzu edenlerle, Allah'ı çok ananlara güzel bir örnek vardır. " İmanı en derin olan, Hz. Resul'ü en iyi taklit edendir. Kul, ancak kemale erişte Peygamber sevgisinin zirvesine ulaşır. Allah'ı sevmek, en mükemmel görüntüsünü sevmek ve uymakla mümkündür. Âli İmrân 3/31: " Resulüm deki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah'ta sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın..."

    İmanda kemale erişmeden Allah sevgisine ulaşılamaz. Allah sevgisi; Yaratıcı ile kul arasında bir duvar gibi duran nefs perdesinin kalkması ile mümkün olur. Nefsin; kötü sıfatlarını terkederek ilâhî sıfatlara bürünmesi, güç bir mücadeleyi gerektirir. Bu da ancak takva yaşamı ile gerçekleşmektedir. (Bkz. Bu Kitap, allahın sevdikleri takva yaşamı
    Dünyanın geçici nimetlerinin çekiciliğinden yavaş yavaş kurtulan nefs; ilâhî özelliklere yani sevgi, infak, namaz, tövbe, sabır, muhsin olma, ahde vefa, ilim gibi ilâhî sıfatlara bürünür. Mutlak Varlık'a duyulan sevginin ve güvenin esas olduğu, yaratılanlara beslenen duyguların ancak basamak teşkil ettiğinin bilincine erişilir. Bir kutsal hadiste şöyle buyrulmuştur: " Ben mekanlara evrenlere sığmam, ancak mü'min kulumun kalbine sığarım. " Kulun kalbinde kor ateş gibi yanan Allah sevgisinin gücü nisbetinde nefs perdeleri de erimeye başlar, küçülerek de kaybolur. Hz. Peygamber'imizin; " Ölmeden evvel ölün. " sözünün sırrına erişilir. Cenâbı Hakk'ın ilminden vermesi ile ilâhî görüş ve farkediş gücüne kavuşan kul, dünya planındaki makamların en yücesine yükselmiştir. Fecr 89/2730: " Ey huzura kavuşmuş can! Dön Rabbine, hoşnut edici ve hoşnut edilmiş olarak. Gir kullarımın arasına, gir cennetime. "

    Sevgili Gençler! Bizleri annebaba, eş ve evlattan da daha çok düşünen, koruyan, seven bir KUDRET (Allah'ın sonsuz gücü) vardır: YÜCE ALLAH. En büyük sıkıntılarımızda, ancak O'na sığınırız. Bize bıraktığı Kur'ânı çok iyi okuyarak anlamalı ve yaşamımıza da mutlaka onun rehberliğinde yön vermeliyiz ki Cenâbı Hakk'ın rızasına ve sevgisine erişebilelim.

    Yüce Rab'bim! İznin ve lütfunla bizlere de bu makamı nasip et.



    alıntı
    Sessizlik de bir çeşit konuşma sanatıdır





    hasretin rüzgarında savrulan bir hayat

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 25.810, Level: 96
    Points: 25.810, Level: 96
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 540
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 540
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mihrab - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Mesajlar
    4.559
    Points
    25.810
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart Cevap: Allah sevgisi

    ALLAH SEVGİSİ

    Kim çıkarır sabahleyin erkenden,
    Dünyamıza ışık veren güneşi?
    Gece vakti denizlere serpilen,
    Ay doğuyor; kim yapıyor bu işi?

    Kışın kuru sandığımız fidana,
    Baharda kim yeşillikler giydirir?
    Bülbül öter, yuva yapmış ormana,
    Bu sedayı ona acep kim verir?

    Vatan, millet ne demektir bilmeden,
    O sevgiyi kalbinize kim verdi?
    Babanızdan güzel bir şey isterken,
    Gönlünüze kim koyuyor ümidi?

    Akşamüstü karanlıklar içinden,
    Milyonlarca yıldızı kim parlatır?
    İşte bütün bu şeyleri düşünen
    Yapan, eden, yaratan hep Allah'tır

    İbrahim Alâattin GÖVSA
    Sessizlik de bir çeşit konuşma sanatıdır





    hasretin rüzgarında savrulan bir hayat

  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 25.810, Level: 96
    Points: 25.810, Level: 96
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 540
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 540
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mihrab - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Mesajlar
    4.559
    Points
    25.810
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart Cevap: Allah sevgisi

    Kalpte Allah Sevgisi ve korkusu dengesi nasıl kurulmalıdır?



    İslâma göre, kul, Allah’ı hem sevmeli hem de Ondan korkmalıdır.

    Cenab-ı Hakk, insan ruhunda korku ve sevgi denilen iki mühim his yaratmıştır. İnsan bu hisleri yaratılış gayesine uygun kullandığı takdirde dünya ve ahiret saadetine nail olur. Cenab-ı Hakk’ın Cemal ve Rahmeti muhabbeti icap ettiği gibi, Celal ve Azameti de korkuyu iktiza eder.

    Kul, Cenab-ı Hakk’ı sevmekle rahmetine mazhar olduğu gibi Ondan korkmakla da azabından kurtulur.

    Allah’ı sevmenin ölçüsü emirlerine riayet etmek, korkunun ölçüsü ise yasaklarından sakınmaktır. Bunların her ikisi de insanın saadet ve necatına vesile olurlar. Böylece insan ne Allah’ın rahmetinden ümit keser, ne de azabından emin olur.

    İnsan Allah’ı sevmekle kalben tatmin olur ve vicdanen huzur bulur. Muhabbetin en önemli üç kaynağı “kemal, cemal ve ihsandır”. Cenab-ı Hakk’ın bütün sıfatları hem sonsuz kemalde, hem de nihayet derecede güzeldir; ihsan ve keremi ise sonsuzdur. Buna göre, aklen ve vicdanen, insan muhabbetini ancak Allah’a hasretmelidir. Onun yarattığı mahlukatı sevmek ise Onun namına olduğu takdirde Allah katında makbuldür.

    İnsan, korku hissini de ancak Allah’a hasretmelidir. Çünkü Allah nihayetsiz celal, azamet ve kudret sahibidir. Öyle ise Allah’tan korkmak da hem aklın, hem de vicdanın gereğidir. Bir insanın kalbinde, Allah korkusu kemaliyle hakim olunca başka türlü korkulara mahal kalmaz. Zira Allah’tan korkan bir adam, hiçbir zaman başkasının hukukuna tecavüz etmez, hiç kimsenin canına, malına namusuna dokunmaz.

    Peygamber Efendimiz (a.s.m.) bu konuda şöyle buyururlar: “Hikmetin başı Allah korkusudur.” (El-Münâvî, Feyzü’l-Kadir-3:574)

    Toplum hayatının nizam ve ahengi Allah korkusuyla kaimdir ve onunla devam eder. Hak ve hukuk tanımamanın cezası, dünyada zillet ve ahirette İlâhî azaptır.


    alıntı
    Sessizlik de bir çeşit konuşma sanatıdır





    hasretin rüzgarında savrulan bir hayat

  4. #4
    ***
    DIŞARDA
    Points: 25.810, Level: 96
    Points: 25.810, Level: 96
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 540
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 540
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mihrab - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Mesajlar
    4.559
    Points
    25.810
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    21

    Standart Cevap: Allah sevgisi

    Sevgi nedir, Allah sevgisi nedir?
    Sual: Sevgi nedir, Allah sevgisi nedir?
    CEVAP
    İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
    Sevgi, gönlün zevk aldığı şeye meyletmesi demektir. Bu meylin kuvvetlisine aşk denir.

    Sevginin deyim anlamı ise şöyledir:
    Sevgi, hiçbir karşılık beklemeden sevgiliye [Allahü teâlâya] tâbi olmak, Ona itaat etmek, Onun her işini güzel, her eziyetini, her iyilikten daha tatlı görmek ve Onun dostlarını dost, düşmanlarını düşman bilmek, kısacası Onun rızası için yaşamaktır.

    Sevgi, sevgilinin dostlarını sevmeyi, düşmanlarına düşmanlık etmeyi gerektirir. Bu sevgi ve düşmanlık, sadık olan aşıkların elinde ve iradesinde değildir. Çalışmaksızın, zahmet çekmeksizin kendiliğinden hasıl olur. Dostun dostları güzel görünür ve düşmanları çirkin ve fena görünür. Dünyanın güzel görünüşlerine kapılanlara hasıl olan sevgi de, bunu gerektiriyor. Seven, sevgilisinin düşmanlarından kesilmedikçe, sözünün eri sayılmaz.

    İki zıt şey sevilmez
    Sevgi, sevgilinin her şeyini sevmeyi gerektirir. Ona yakından uzaktan ilgili olan her şeyi sevgili kılar. Bunun için, "Sevgilinin kapısındaki köpek, sevenin kalbinde, diğer köpeklerden üstündür ve ayrı bir yer tutar" demişlerdir.

    Şeyh-ül-İslam Abdullah-i Ensarihazretleri buyuruyor ki:
    (Biri, çok sevdiğim bir zatı incitmişti. O andan beri, kalbimde ona karşı soğukluk duyuyorum.) Büyüklerin, (Sevdiğini incitene darılmaz, gücenmez isen, köpek senden daha iyidir) sözü meşhurdur.

    Sevginin şartı olan hubb-i fillah, buğd-i fillah, Kur'an-ı kerimde ve hadis-i şerifte bildiriliyor. Allahü teâlânın düşmanlarını sevmek, insanı Allah’tan uzaklaştırır. Teberri etmedikçe, tevelli olmaz. Yani düşmanlarından uzaklaşmadıkça, sevgiliye dost olunmaz. (C.4, m.29)

    İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki:
    Muhammed aleyhisselama tam ve kusursuz tâbi olabilmek için, Onu tam ve kusursuz sevmek gerekir. Tam ve olgun sevginin alameti de, onun düşmanlarını düşman bilmektir. Onu beğenmeyenleri sevmemektir. Sevgiye müdahene [gevşeklik] sığmaz.

    Aşıklar, sevgililerinin divanesi olup, onlara aykırı bir şey yapamaz. Aykırı gidenlerle uyuşamaz. İki zıt şeyin sevgisi bir kalbde, bir arada yerleşemez. Cem-i zıddeyn muhaldir. Yani iki zıddan birini sevmek, diğerine düşmanlığı icap ettirir. (C.1, m.165)

    Abdullah-i Dehlevi hazretleri de buyuruyor ki:
    Allahü teâlâyı seven, bilmediği bir aşk ile şaşkın haldedir. Uykusu kaçar, gözyaşları dinmez. Her işinde Allah’tan korkar, titrer. Allahü teâlânın sevgisine kavuşturacak işleri yapmak için çırpınır. Sabreder, affeder. Her geçimsizlikte, sıkıntıda, kusuru kendisinde görür. Her nefeste Allahü teâlâyı düşünür, gafletle yaşamaz. Kimseyle münakaşa etmez. Bir kalbi incitmekten korkar. Kalbleri Allahü teâlânın evi bilir. (M. 85)

    Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
    (Ya Rabbi, kendi sevgini, sevdiklerinin sevgisini, sevgine kavuşturacak işlerin sevgisini nasip et ve sevgini [susuzluktan yananın arzuladığı] soğuk sudan benim için daha kıymetli kıl!) [İ.Gazali]

    Bir kimse, Allah’ı seviyorsa, bilsin ki Allahü teâlâ da onu seviyor demektir.
    Büyüklerden biri buyurdu ki:
    (Ben Allahü teâlâyı sevdiğimi zannediyordum. Halbuki O beni seviyormuş.)


    (alıntı)
    Sessizlik de bir çeşit konuşma sanatıdır





    hasretin rüzgarında savrulan bir hayat

Benzer Konular

  1. Allah Sevgisi
    By Konyevi Nisa in forum Allah (c.c) Hazretleri
    Cevaplar: 71
    Son Mesaj: 28.11.10, 09:15
  2. Allah Sevgisi Ve Allah Korkusu Beraber Nasıl Olur?
    By SiLa in forum Allah (c.c) Hazretleri
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 04.07.09, 13:32
  3. -Allah C.C. Sevgisi
    By Günışıgı in forum Allah (c.c) Hazretleri
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 01.01.09, 19:21
  4. Allah sevgisi
    By Konyevi Nisa in forum Tasavvuf Yazıları
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 04.07.08, 14:20
  5. Allah Sevgisi
    By hüzünyılı in forum Allah (c.c) Hazretleri
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 29.06.08, 17:51

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •