***
DIŞARDA
Points: 455.346, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 100,0%
Achievements


Nefis meşgul ruh sıkkın
NEFİS MEŞGUL RUH SIKKIN
Anlık anlama nöbetlerimden birinde daha, bir halk otobüsü içinde, ansızın beliriverdi düşünce başlığım .. “ Nefis meşgul Ruh sıkkın ” .. Aslında bu başlığı bana ikram eden ilham perim hemen ön çaprazımda oturmakta olan bir bayandı .. Kendisini fark ettiğim ilk andan beri belli ki o nefes alıp verdiğini bile fark etmemekteydi. Bütün dikkatini ve dahası sanırım benliğini, elinde tutmakta olduğu cep telefonuna hapsetmiş gibiydi .. Bir an için yapabilse cep telefonu ekranına gireceğini zannettim .. MMS yahut SMS .. Yarım yamalak idrakimle dilimle tüm bu mesajlara ACM ( Active Corpse Message ) yani “Hareketli Ceset İletisi ” diyesim var .. Pekala bir cesete parmaklarını kullandırarak ta mesaj attırabilirsiniz .. Ne var ki bir ölüyü asla konuşturamazsınız .. Yanı başınızda veya hemen karşınızda duran kimse, eğer telefonuyla meşgul olmaya başlamışsa bilmelisiniz ki o kimse o an için telefon olmuştur artık .. Aradığınız sıcak bir tebessüm, bir selam yahut da iki çift kelamsa yanlış insana bakıyorsunuz demektir .. Zira günümüz insanı, çağın teknoloji harikalarından biriyle dost olmuş, kanka olmuş, kardeş olmuş, sevgili olmuştur artık .. Teşbihte ne kadar uçlarda dolaşsam da aslında hiç de zorlamıyorum mananın kendisini .. Peki ya abartı .? Eh .. Onu biraz yapıyorum işte ama o da sadece hatları daha da belirginleştirmek adına ..
Sonuçta otobüs içinde cep telefonuyla vals eden yalnızca ön çaprazımda oturan bayan değildi .. Arkamda ki genç telefonundan radyo dinliyordu .. Yan koltuktaki bir başka genç de mesaj denizinde kurbağalama yüzüyordu .. Velhasıl tahmini istatiksel araştırmalar kurumumdan gelen fısıltılar, sokakta ki her beş kişiden ikisinin cep telefonlarıyla el ele dolaşmadan yürümediklerini söylüyordu .. Telefonuyla konuşarak yürüyen insan, telefonuyla mesajlaşarak oturan insan, telefonundan müzik dinleyerek zıplayan insan ve hatta kavga ederken karşısındakinin kafasını telefonunun köşesiyle yaran insan .. Kısacası telefonlaşan insan .. Yine de belirtmeliyim ki derdim telefonlarla değil .. On ikiden vurmak istediğim hedef tahtası, yalnızlık duvarında asılı .. Hatta derdim o duvarı yıkmakla ilgili .. İnsanı yozlaştırmaya, yabancılaştırmaya, yalnızlaştırmaya, kısacası y ile başlayan kelimelerin içine sığıştırmaya başlayan sürecin adına teknoloji der oldum artık .. Öncelikle evinizi düşünün .. Neredeyse hemen her odanızda bulunan ve siz fark etmeseniz de odaların gerçek sahibi olan televizyonları anımsayın .. Sorum şu ..? Gece yatmadan önce en son kime “ iyi geceler ” dileğinde bulunuyorsunuz ? Annenize mi, babanıza mı, kardeşinize ya da eşinize mi yoksa çocuklarınıza mı ? Sakın yatmadan önce en son haşır neşir olduğunuz yakınınız televizyonunuz olmasın ..! Öyle ya çocukluğunuzdan beri sizinle en çok zaman geçiren ve sizle en çok ilgilenen o olmuştur ne de olsa .. Düşünün bakalım buluğ çağına gelinceye kadar, en çok kimin karşısında oturup kaldınız ? Kime saatlerce göz kırpmaksızın bakıp durdunuz ? Babanızın öğütlerimiydi bir kulağınızdan girip çıkan yoksa kulaklar arasından hiç çıkmayan tv lerden dinleyip seyrettiğiniz kilipler miydi ? Çoğu zaman annenizin yemeklerine tercih etmediniz mi başından kalkamadığınız dizileri, filmleri ..? Tüm ebeveynlerimizle geçirdiğimiz saatleri toplasak yetişemez hiç biri sevgili ebeveynimiz TV ile geçirdiğimiz saatlere .. Lütfen dikkat sosyopatlaşmaya daha küçücük yaşlardayken başlıyoruz .. Bugünün televizyon çocuğu yarının internet gençliği olmaya namzet .. Akşamları aile sohbetleri yerine stand up sohbetlerini dinleyen genç, elbetteki sukut denilen altının peşine düşmek yerine son lafı koymanın gereksiz orgazmına merak salacaktır .. Velhasıl şöyle bir hatır sinemamızı akıl gözümüzle seyredecek olursak önemsiz deyip geçtiğimiz ayrıntıların aslında ne kadar da önemli olduklarını fark ediveririz .. Mesela, akşam yemeği esnasında TV haberlerini seyretmek yerine, çocuğumuzdan yaşantısındaki son haberlerin durumunu öğrenmeye çalışsak .. Mesela bayramlarda seyranlarda otomatik ve ruhsuz kutlama mesajları atmak yerine biz arasak yada arayamasak bile kendi dilimizle yazsak mesajlarımızı .. Dönem ödevimizi hazırlamak adına google den iki dakikada indirmek yerine iki saatimizi versek de gezsek ya kütüphaneleri , gelse ya burnumuza kitap kokuları .. Meselaları çoğaltabilirim ama meseleleri azaltamam .. Dünya malı çoğaldıkça biz yalnızlaşıyor, Issızlaşıyoruz .. Aklımızı gün içerisinde eşit olmayan parçalara bölüyoruz .. Bir kısmını iş hayatımızın koşuşturmasına sunarken , bir kısmını cep telefonu ekranlarında bırakıyoruz .. Yüklerken MP üçümüze müzik listemizi, düşlerimizde canlandırıyoruz kliplerimizi .. İnterneti destursuz salıyoruz odalarımıza da komşumuzu çağırmak aklımıza bile gelmiyor misafirliğe .. Kısacası nefsimizi çok ama çok meşgul ediyoruz .. Ya ruhumuzu ? Zaten bu dünya ona göre değilken bir de biz nankörleşiyoruz parmaklıklar ardında kalana .. Ruh sıkkın, ruh üzgün .. Dünya ile konuşmaya o derece hevesliyken nefsimiz iki kelam hatırda ruhumuza soralım demiyoruz .. Peki biz sormayalım bakalım .. Uzun sandığımız vaktimizin meşguliyetlerini nefsimize yükleyelim .. Zamanı geldiğinde, hiç de uzun olmayan süremiz dolduğunda nefis susacak, ruh konuşacak .. İnşaAllah hakkımızda hayırlısını konuşur ..