Rasulü s.a.v.’e bir sahabi sordu:

- Ey ’ın Rasulü! Müslüman olmadan önce cahiliyet zamanında işlediğimiz günahlardan dolayı azap görecek miyiz?
Rasulü s.a.v. buyurdular:

- “Her kim müslümanlıkta güzel hareket ederse cahiliyet hayatında işlediği günah ile muaheze olunmaz kınanmaz.
Fakat her kim müslümanlıkta sebat etmeyip geri dönme gafletinde bulunur ve küfür üzre ölürse o hem evvelce cahiliyetteki ameliyle hem de sonra müslümanlıktan dönüş küfrüyle yargılanır ve ebedi cehennemde kalır.”

Yine bir gün Efendimiz s.a.v.’e bir genç geldi ve şöyle dedi:
- Ya Rasulallah! Bir günah işledim!

Efendimiz s.a.v. de:
- Tevbe et dedi. Genç:
- Tevbe ettim ama yine günah işledim dedi. Peygamber
Efendimiz yine:

- Tevbe et buyurdular. Genç adam sordu:
- Ne zamana kadar tevbe edeyim?
Bunun üzerine Efendimiz s.a.v. şöyle buyurdular:

- Şeytan mağlup oluncaya kadar tevbe et.
Genç adam yine sordu:

- Ya Rasulallah benim günahım çok olduğu zaman ne olacak?
Efendimiz s.a.v. buyurdular:

- ’ın affı senin günahından daha büyüktür.
Günahına çok üzülen bir adam İbn Mesud r.a.’a sordu:

- Bunun tevbesi var mıdır?
İbn Mesud r.a. aldırış etmedi. Adam sorusunu tekrar etti. İbn Mesud r.a. baktı ki adamın gözlerinden yaşlar akıyor. Şöyle dedi:

- Cennetin sekiz kapısı var bunlar bazen açılır bazen kapanır. Fakat tevbe kapısı asla kapanmaz. O kapıda görevli bir melek var o melek daima kapıyı açık tutar. Sen ameline bak ümidini kesme!