Namazın meşru' kılınışının hikmeti, nimete şükür ve günahlara kefa*rettir. Ebû Hureyre'den rivayet edilen bir hadiste Resulullah (s.a.) şöyle bu*yurur: "(Söyleyin bakayım) sizden birinizin kapısının önünde bir nehir olsa ve onda her gün beş defa yıkansa, ne dersiniz? Kirden bir şey kalır (mı) on*da?" Ashab, "hayır onda hiç bir kir kalmaz" dediler. Bunun üzerine Resu*lullah (s.a.) "İşte bu beş vakit namazın benzeridir. Allah onunla hataları mahveder" buyurdu.
Namazı edanın semeresi, dünyada emrin ifâsı, âhirette sevaba nail ol*mak ve Cenab-ı Allah'ın emrine muhalefetten uzak kalmaktır.
Namaz her hayrın başı (aslı) olduğu için, Sâri onun fazlını beyâna, va*kit, şart, erkân, âdâb, ruhsat ve nafilelerini tayine hiç bir tâatte göstermedi*ği ihtimamı göstermiş ve namazı dinin şiarlarının en büyüğü kılmıştır.
Bu mukaddimeden sonra, Fahr-i Kâinat Efendimizin namazla ilgili hadis-i şeriflerini takatimiz nisbetinde terceme ve izaha geçebiliriz.
Sünen'in bu bölümü 367 bâb ve 1165 hadisi ihtiva etmektedir.