4 sonuçtan 1 ile 4 arası

Konu: Bir gönüle girmek

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 4.298, Level: 41
    Points: 4.298, Level: 41
    Level completed: 74%,
    Points required for next Level: 52
    Level completed: 74%, Points required for next Level: 52
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    iklima - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Mar 2010
    Yer
    Düzce
    Mesajlar
    167
    Points
    4.298
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    16

    Standart Bir gönüle girmek

    Bir gönüle girmek
    Öğretmen, sadece öğreten değildir. Öğretmen, öğrencisinin yüreğine sevginin ve şefkatin damgasını vuran adamdır.

    Bu sebeple ben hep şunu derim:

    “Yüreğinde sevgi ve şefkat taşımayan bir insan, öğretmen olmayı asla düşünmesin. Çünkü o sevgisizliği ile hem kendisine zarar verir; hem de öğrencilerine… Sevgiyle yapılan öğretmenliğin tadına doyulmaz ama sevgisiz yapılanı da Çin işkencesinden beterdir.”

    Sevgisiz bir öğretmenin öğrencilerine verdiği zararı, kimse veremez. Zira öğretmenlik sevgi mesleğidir. Her meslek sevgiyle daha iyi yapılır ama öğretmenlik sevgisiz yapılamaz. Çünkü öğretmenlik, sevgiden ibaret bir meslektir.

    Öğretmen sevginin sözünü değil, özünü yaşar, yaşatır. Bu sebeple öğretmen; sevecen, şefkatli, nükteli, fıkralı, şen şakrak bir insan demektir. Girdiği yeri güneş gibi aydınlatan, aranan, beklenen, özlenen, gözlenen bir kimliğin sahibidir öğretmen.

    Öğretmen moral verir, destek verir, teselli verir; teşvik eder, yüreklendirir, hedef gösterir, ufuk genişletir.

    Bu yüzden, gelişi sevinç, gidişi hüzündür.

    Dersi bittiğinde üzülür öğrencileri, başladığında sevinirler…

    Öğretmen, sevgi odağı olmak zorundadır. Çünkü bilir ki, kalbine giremediği öğrencinin, kafasına da giremez. Sevilen öğretmenler, daha iyi öğretirler.



    Öğretmenlikte başarılı olmanın yolu

    Genç meslektaşlarım bana hep sorarlar: “Başarılı olabilmem için bana neler tavsiye edersiniz?”

    Ben de, 35 yıllık öğretmenlik hayatımın sonucunu hep şöyle özetlerim:

    “Mesleğinizde başarılı olabilmek için, kendinizi sevdirmeniz şarttır. Çünkü sizi seven öğrenciniz, dersinizi de sever; bu sevgiyle daha çok çalışır ve tabii ki başarılı olur.”

    Üstelik sizi seven öğrenciniz, ahlakınızı da sever; size benzemek ister, davranışlarınızı örnek alır. Sizi seven, fikrinizi, zikrinizi sever ve tabii ki sevdiğini benimser ve ona benzemek ister. Böylece öğretmen, örnek olur.

    Sevilmeyen öğretmenin fikri ve inancı da sevilmez.

    Bu sebeple ben, eskimemeye çalışan bir öğretmen olarak, bütün meslektaşlarıma şu tavsiyemi tekrarlamak isterim:

    “Kendinizi sevdirin. Kimlik ve kişiliğinizi sevilecek bir hale getirin. Öğretmenlik mesleğinde bütün mesele, BİR GÖNÜLE GİRMEKTİR.”

    Sadece öğrencilerini seven bir öğretmenin sevgisi gerçek olamaz. Öğretmen, herkesi, her şeyi seven bir yüreğin sahibi olmalıdır. Sevgisini varlığın bütününe gösteremeyen, gerçekten seviyor olabilir mi?

    Sevginin “aması”, “keşkesi”, “birazı” olmaz. Sevgi, ya vardır ya da yoktur. Bu hakiki sevgiyi yaşayarak yaşatacak olan öğretmendir.





    Sevgi öğretmenle pekiştirilir

    Çocuk evde anne-babasından öğrendiği sevgiyi, okulda öğretmeniyle pekiştirir, bilinçli hale getirir ve toplumsal boyutlarını genişletir. Bu yüzden hele de ilköğretim seviyesinde öğretmenlerin sevgisiz olmak gibi bir lüksleri yoktur.

    Öğretmenin en önemli kazancı da öğrencilerinin kalpleridir. O minik, o saf ve o masum kalplerde olmak kadar tatlı bir manevi kazanç yoktur.

    Meslektaşlarım böylesine bir muhteşem kazanca nasıl ve hangi çabayla ulaşacaklar?

    Bu kazanca giden yol çok kısa ve çok kolaydır:

    Sevin, sevileceksiniz.

    Eğitim veremediğiniz öğrenciye öğretim de veremezsiniz. Eğitim ise asla sevgisiz olmaz. Eğitim, insanın ahlaki güzelliklerle donatılmasıdır. Zorla güzellik olmayacağına göre, eğitim sevgisiz olmaz demektir.

    Eğitim insanı onarma mesleğidir. Şair, “Al bir insanı, çöz çöz çocuk olsun” der.

    Ben de diyorum ki, “Al bir çocuğu, ör ör insan olsun.”

    İşte, saf ve masum bir çocuğu yaratılış çizgisi istikametinde öre öre insan yapacak olanlar, eğitimcilerdir. Anneler, babalar ve öğretmenler…

    Bu sebeple gönüle girme mesleğinde, öğretmenler sadece öğretmen olmamalıdırlar. Yaş, baş ve cinsiyetlerine göre, biraz anne, baba, ağabey, abla; biraz arkadaş, dost ve rehber olmayı da bilmelidirler.

    Osmanlı döneminde hocalar ruhlara ahlak ve fazilet damgasını silinmeyecek şekilde vururlardı. İşte bu sebeple o zamanlarda, insanlara, “Hangi okuldan mezunsun?” diye sorulmaz; “Hangi hocadan okudun?” diye sorulurdu.

    Ve öğrencilerin okuduğu hoca, hâllerinden, tavırlarından dolayı, tahmin edilebilirdi?

    “Bu öğrencinin hali tavrı, filan hocadan okuduğunu gösteriyor” derlerdi.



    Öğretmen öğrencilerini rüyasında görendir

    Öğretmen eve gitmekten ziyade, okula gitmeyi seviyorsa, gerçekten ve yürekten öğretmen olmuş demektir.

    Öğretmen sadece sınıfta öğretmense, mesleğini eksik yapıyor demektir.

    Öğretmen öğrencilerini rüyasında görendir; öğrencilerinin de rüyasına girendir.

    Öğretmen, “Kaç çocuğunuz var?” deyince, önce kendi çocuklarını hatırlamayan, sınıfındakilerin sayısını söyleyendir.

    Ben, genellikle genç meslektaşlarıma sorarım:

    “Kaç çocuğunuz var?”

    “Hocam, henüz bekârım” cevabını verirlerse üzülürüm.

    İçimden, “Eyvah! Bu genç meslektaşım henüz mesleğini özümseyememiş” derim.

    Öğretmen, haliyle, tavrıyla, konuşmasıyla, kıyafetiyle her an ve her alanda örnek olandır. Çünkü bütün eğitimciler gibi, o da bilir ki, çocuklarımız bizim dediklerimizi yapmazlar; yaptıklarımızı yaparlar.

    Ben yarım asır sonra ilköğretim yıllarıma dönüp baktığımda, daima seven ve şefkat gösteren hocalarımı hatırladığımı görüyorum. Ama onların neyi, nasıl anlattıkları hiç hatırımda değil.

    Bütün öğretmenlerimize sevgi dolu bir yürekle sınıfa girmelerini; gövdeleri çıksa bile gönülleriyle hep sınıfta kalmalarını tavsiye ederim.

    Çünkü bu meslek gönül mesleği, sevgi ve şefkat mesleği; bu meslek

    Peygamber mesleği…



    Kutu……



    Öğrencilerimi sadece çok sevdim



    Amerika’da bir profesör, sosyoloji sınıfındaki öğrencilerini şehrin kenar mahallelerine göndererek o bölgede yaşayan 200 çocuğun durumlarını araştırmalarını ve her bir çocuğun geleceği hakkında bir değerlendirme yapmalarını istedi.

    Araştırmasını tamamlayan öğrencilerin hemen hepsi hazırladıkları raporlarında bu çocukların gelecekte hiçbir şanslarının olmadığını belirttiler.

    Bundan tam yirmi beş yıl sonra bir başka sosyoloji profesörü tesadüfen bu çalışmayı buldu ve öğrencilerinden bu projeyi sürdürmelerini ve aynı çocuklara ne olduğunu araştırmalarını istedi.

    Öğrenciler, o bölgeden taşınan ya da ölen 20 çocuk dışındaki 180 çocuktan 176'sının olağanüstü bir başarı gösterip, avukat, doktor ya da işadamı olduklarını ortaya çıkardılar.

    Profesör çok etkilenmişti ve bu konuyu izlemeye karar verdi. Birer yetişkin olan o çocukların hepsi o bölgede yaşadıkları için, her biriyle buluşma şansı oldu.

    - O koşullarda nasıl bu kadar başarılı oldunuz? sorusuna verilen cevap hep aynıydı:

    - Mahalle okulunda bir öğretmenimiz vardı. Onun sayesinde.

    Profesör, bu öğretmeni çok merak etmişti. Hayatta olduğunu öğrendiği yaşlı öğretmenin izini bulması zor olmadı. Kendisini ziyaret etmek için evine kadar gitti. Karşısında yılların yüzüne eklediği kırışıklıklara rağmen hâlâ dinç duran yaşlı bir kadın buldu. Merakla yaşlı kadına bu çocukları kenar mahallelerden kurtarıp, başarılı birer yetişkin olmalarını sağlamak için kullandığı sihirli formülün ne olduğunu sordu.

    Yaşlı öğretmenin gözleri parladı ve dudaklarının kenarında bir gülümseme belirdi:
    - Çok basit, dedi. Ben o çocukları çok sevdim.

    Vehbi Vakkasoğlu

    Hayat, bir yapboz gibidir, önemli olan doğru parçayı doğru yere yerleştirmektir.En kötüsü de, doğru yeri bulduğun zaman, parçayı kaybetmektir...

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 9.551, Level: 65
    Points: 9.551, Level: 65
    Level completed: 67%,
    Points required for next Level: 99
    Level completed: 67%, Points required for next Level: 99
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    feri - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jan 2010
    Yer
    Tekirdağ
    Mesajlar
    1.317
    Points
    9.551
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    17

    Standart Cevap: Bir gönüle girmek

    emeğine sağlık kardeşim....
    İnsanları sev ve kimseyi kendinden alçak görme. Tevazu sahibi ol, zira en halis ziynet alçakgönüllülüktür. Mütevazi olan kimse, en güzel ziyneti takınmıştır. Kimseyi kendinden aşağı görme. Hayatta haset etmeden say, kıskanmadan sev. Bazı insanlar, başkasındakini istemez. Öyle olma. Gıpta et, fakat haset etme. Zira Allah'ın huzuruna fesatla çıkılmaz..Süleyman Hilmi Tunahan


    YALAN" Zeka işidir.. dürüstlük ise Cesaret..

    Eğer "ZEKAN" yetmiyorsa yalan Söylemeye..
    Cesaretini kullanda "DÜRÜST" olmayı Dene.

    Necip Fazıl Kısakürek

  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 42.870, Level: 100
    Points: 42.870, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 4,9%
    Overall activity: 4,9%
    Achievements
    Zümrüt - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jan 2009
    Yer
    ıstanbul rize
    Mesajlar
    7.510
    Points
    42.870
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    24

    Standart Cevap: Bir gönüle girmek

    emeğine sağlık kardeşim....bagırmaa

    Mecnun Misali Leylâ’nın Zülfüne Hemen Gönül Bağlama.
    Çünkü seni AŞK Çöllerinde Gezdirip Duran Leylâ Değil Mevlâ’dır Hep…

  4. #4
    Reyhani
    Reyhani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Bir gönüle girmek

    Emeğinize sağlık. Allah (c.c) razı olsun.

Benzer Konular

  1. İmanla kabre girmek
    By yagmurdamlasi in forum Hayata Dair
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 08.11.09, 17:59
  2. gönülden gönüle bir pencere vardır...
    By ecrin_nisa in forum Sevgi, Dost & Kardeşlik
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 15.06.09, 09:17
  3. Gönüle nasil girilir ???
    By Reyhani in forum Menzil Hikayeleri
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 09.10.08, 10:35
  4. Gönülden-Gönüle Pencere Vardır..
    By SiLa in forum Edebiyat
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 11.07.08, 14:55
  5. Fatİha" Deryasindan GÖnÜle Damlayan BİrkaÇ Damla
    By Konyevi Nisa in forum Kuran-ı Kerim
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 05.07.08, 10:33

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •