2 sonuçtan 1 ile 2 arası

Konu: Babaların en güzeli (S.A.V)...

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 42.870, Level: 100
    Points: 42.870, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 4,9%
    Overall activity: 4,9%
    Achievements
    Zümrüt - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jan 2009
    Yer
    ıstanbul rize
    Mesajlar
    7.510
    Points
    42.870
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    24

    Standart Babaların en güzeli (S.A.V)...

    Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) Hazretleriyle kızları arasında özel bir konuma sahip olan Hz. Fatıma (r.a.) annemiz arasında geçen hatıralar baba-evlat ilişkileri konusunda ümmetine son derece açık ve anlamlı mesajlar vermektedir. Denebilir ki En Sevgili’nin en sevdiği evladıyla birlikte yaşadığı sevinçler hüzünler ve acılar hâlâ her biri birer değerli örnek olarak duruyor karşımızda… İlk örneğimiz Hz.Fâtıma’nın nikâhının kıyıldığı günle ilgili…

    Gözyaşları Yanaklarından Süzülüyordu
    Nikâh merasimi tamamlanmıştı. Bir tabak taze hurma ve Bilâl’in dağıttığı şerbet ikramından sonra davetli ashabın şahitlik ederek dualarda bulunduğu cemiyet sona erdiğinde Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) Hz. Ali ile nikâhlarının kıyıldığını ciğerpâresi Hz.Fâtıma’ya haber verdi. Bu esnada gözyaşları yanaklarından süzülerek sakalını ıslatıyordu. Hz. Fatıma dayanamadı sordu:
    -Babacığım! Niçin ağlıyorsun neden böyle hüzünlüsün?
    Şefkat dolu yüreğiyle ve ipekten yumuşak sesiyle hüznün eşlik ettiği sözlerle şöyle cevap verdi Nebiyy-i Ekrem:
    -Kızım! Doğrusu ağlayışım senin için… Çünkü sen de benim gibi annenden mahrum kaldın. Keşke Hatice de sağ olsaydı. Sevincimizi paylaşsa çeyizlerini kendi elleriyle yapsaydı… İşte bunun için ağlıyorum.
    Bu tablo sıradan bir düğün tablosu değildi...
    Bu tablo bir babanın yetiştirdiği evladını gelin ederken ağlamasının da “erkekliğe yakışacağını” ortaya koyan bir tabloydu.
    Yine bu tablo şefkatin vefânın ve hüznün kendisine en çok yakıştığı Kâinatın Efendisi’nin kız evladına sahip tüm babalara sunduğu en güzel örnek tabloydu…
    Altına Hırkasını Sererdi
    Sevgili Peygamberimizin kızı Hz. Fâtıma ile olan beraberliklerinde ona karşı derin bir şefkat sevgi ve onun kişiliğine duyulan yüce bir saygı vardı. Kâinatın Efendisi (s.a.v.) sahibi olduğu maddî ve manevî makamları bir kenara bırakarak biricik kızını görmekten yana son derece sevinç duyan biricik baba olarak karşılardı Hz.Fâtıma’yı…
    Zaman zaman evinde misafir eder zaman zaman da onun evine giderdi. Kendisini ziyarete gelen kızını görünce hemen ayağa kalkar onu alnından öper ve sırtındaki hırkasını çok değer verdiği kızının altına fona bir saygı ifadesi olarak sererdi.
    Bu uygulama her defasında böyle cereyan eder Hz. Fâtıma da biricik babasını evinde benzeri şartlarla misafir eder ellerinden öperek sahip olduğu tek minderine oturturdu…
    Belki o zamana kadar hiçbir babanın kızına sergilemediği bu davranış biçimini insanlar göre göre etkilenmeye başladılar. Mekke döneminde o günün cahiliye toplumu olarak adlandırılan insanları Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) davranışlarını benimseyerek artık kız çocuklarını hor gören kimseler değil onları “ALLAH’ın bir armağanı” olarak kabul eden kişiler haline geldiyse eğer bunda Efendimizin kızlarına olan şefkati ve sevgisinin önemli rolü vardı.
    İbadetlere Teşvik Ederdi
    Peygamberimizin tüm aile fertleri gibi Hz. Fâtıma da O’nun manevî terbiyesine muhatap olmaktaydı. Yüce Resûl (s.a.v.) ciğerparesi kızını ve damadını ALLAH’ın rızasını kazanan kimseler olarak görmek istiyor bu hususta çaba gösteriyordu.
    “Ey Habibim! Ailene namaz kılmalarını söyle. Ve Sen de bunda sebatkâr ol!” (Tâhâ 132) âyeti nazil olduktan sonra sabah namazına giderken mutlaka Hz.Fâtıma’nın evinin penceresinde durur
    -Kızım namaza kalkın diyerek bu vazifesini yerine getirirdi.
    Yine bir Kurban Bayramı gününde bu kez sevgili kızını kesilecek kurbanının başında bulunmak üzere çağırmış ve şöyle buyurmuştu:
    -Fâtıma! Kalk gel kurbanının başında bulun. Çünkü kurban kesildiği vakit akan ilk kan damlasıyla işlediğin her günahın affolunur. Kurbanın kesilirken de şu âyeti oku:
    “Şüphesiz benim namazım da ibadetlerim de kurbanım da hayatım da ölümüm de hiçbir ortağı bulunmayan Âlemlerin Rabbi ALLAH içindir. Ben böylece emrolundum. Ve ben Müslüman olanların ilkiyim.” (En’âm 162-163)
    Görüldüğü üzere Sevgili Peygamberimiz ibadetlerini yerine getirmesi hususunda biricik kızına teşviklerde bulunmakta onun ahiret hayatına önem vermekte ve ona yol göstermektedir. Bir başka ifadeyle ibadetleri önce o çok sevdiği kızına teklif ve emretmektedir.
    Kızının Aile Saadetini de Önemserdi
    Her ailede zaman zaman yaşanması muhtemel birtakım anlaşmazlıklar konusunda kızına da damadına da aynı anlayışı ve nezaketi gösteren yönüyle de günümüz babalarına örnekler sunmuştur Efendimiz… Sözgelimi bir ziyaretinde evde Hz. Ali’yi bulamayınca kızından nerede olduğunu sormuş Hz. Fatıma da bir konuda tartıştıklarını ve Hz. Ali’nin küserek evi terk ettiğini ifade etmişti. Hemen konuyla ilgilenen Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz Hz. Ali’yi mescidin bir köşesinde toza toprağa bulanmış bir şekilde uyuyor vaziyette bulmuş ve ona şefkat dolu sesiyle seslenmiş:
    -Kalk ey Ebû Türâb kalk bakalım!... diye kaldırmış bir taraftan da elleriyle üstündeki tozu silkelemeye çalışmıştı.
    Peygamberimizin kendisiyle böylesine içten bir davranışla ilgilendiğini gören Hz. Ali’nin gönlündeki buzlar erimiş ve Hz. Fâtıma’yı bir daha hiçbir şekilde üzmemek üzere kendisine söz vermişti… Hatta Efendimizin toza toprağa bulanmış halini bile severek ona “Ey Toprak Babası!” diye hitap etmesinden çok hoşlandığını da söyler dururmuş Hz. Ali…
    Kızını ve damadını barıştırıp dönerken öylesine mutluymuş ki Sevgili Peygamberimiz etrafındakilerin dikkatlerinden kaçmayan bu sevincini şu sözlerle tamamlamış Efendimiz:

    -ALLAH beni çok sevdiğim iki insanın barışmasına vesile kıldı çünkü…
    Resûl-i Kibriyâ (s.a.v.) Efendimiz’de bir babanın sahip olması gereken sevgi şefkat merhamet ve kişiliğe saygı gönül almak gönlünü hoş etmek ibadetlere teşvik etmek ve aile saadetinin devamını sağlamak maksadıyla desteklemek gibi en güzel özellikler en güzel örnek kıvamında tecellî etmiştir. Diyebiliriz ki bu özellikleriyle O geçmiş ve gelecek tüm insanlar içinde “en mükemmel baba” sıfatına sahiptir.
    Son anlarında Yine Kızıyla
    Geçmiş ve gelecek tüm insanlığa en güzel örnekler bırakan Sevgili Peygamberimizin vefatı öncesinde yaşananlar da son derece anlamlıdır. Kâinatın benzerini bir daha göremeyeceği bu eşsiz sevgi ve saygı nümunesi baba evlat arasında yaşananlar doğrusu nice edebî metinlere ilham verecek etkiye sahiptir. Ölüm gerçeği ayrılık acısı hüzün sevinç teslimiyet rıza ve yaklaşık altı aylık hasretin sonunda yeniden kavuşma… İşte bunlar Kâinatın Efendisi’yle ciğerparesi arasında yaşananların sanki şifreleriydi…
    Resûl-i Kibriyâ (s.a.v.) Efendimiz tutulduğu ateşli hastalığın artması üzerine son günlerini Hz. Aişe’nin yanında geçirmektedir. Bir an olsun biricik babasının yanından ayrılmak istemeyen ciğerparesi o gün Efendimizin çektiği acının daha da fazlalaştığını hissederek
    -Vâh babacığım! Ne kadar çok acı çekiyorsun! demiş ve gözyaşlarını tutamamıştı.
    Bunun üzerine Sevgili Peygamberimiz
    -Üzülme kızım. Baban artık sıkıntı çekmeyecek diyerek teselli etmişti biricik evladını…
    Sonra kendisine yaklaşmasını istemiş ve kulağına bir şeyler söylemiş bu kez Hz. Fâtıma’nın ağlaması daha da artmıştı. Tekrar yaklaşmasını isteyerek yine kulağına bir şeyler fısıldamış bu defa yüzünde tebessüm çiçekleri açmıştı ciğerparesinin…
    Meğer ilkin artık Mevlâ’ya kavuşma anının yaklaştığını haber vermiş ikincisinde ise O’na en önce kavuşacak kişinin Hz. Fâtıma olacağını müjdelemişti kendisine…
    Sonraki saatlerde ise şehadet parmağını semaya kaldırarak “ALLAH’ım! Beni Refîk-i A’lâ’ya ulaştır.” diyerek Mevlâ-yı Zü’l-Cemâl’e ruhunu teslim etmişti…
    O’nun vefatıyla artık “bütün gündüzlerinin üzerine gecenin karanlıklarının çöktüğüne” dair şiirler inşâd eden bu biricik ciğerparesi beş buçuk aylık bir hasretten sonra günden güne eriyen bir mum misali tükenip-bitmiş ve yeniden ebedî bir hayata doğmak Sevgililer Sevgilisi’ne kavuşmak üzere hayata gözlerini yummuştu. Beş buçuk ay süresince hasret acısıyla yaşlar döktüğü gözlerini..

    prof.dr. mehmet emin ay

    Mecnun Misali Leylâ’nın Zülfüne Hemen Gönül Bağlama.
    Çünkü seni AŞK Çöllerinde Gezdirip Duran Leylâ Değil Mevlâ’dır Hep…

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 8.888, Level: 63
    Points: 8.888, Level: 63
    Level completed: 46%,
    Points required for next Level: 162
    Level completed: 46%, Points required for next Level: 162
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    mehasin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Üye

    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Mesajlar
    1.152
    Points
    8.888
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    17

    Standart Cevap: Babaların en güzeli (S.A.V)...

    Kainatta en iyi baba ancak efendimizdir Allah razı olsun tabii ki anlayana...
    ALLAH'I TANIYAN İTAAT EDEN, ZİNDANDA DAHİ OLSA BAHTİYARDIR.ONU UNUTAN SARAYLARDA DA OLSA ZİNDANDADIR, BEDBAHTTIR....

Benzer Konular

  1. Babaların çocuklarıyla paylaşacağı 5 etkinlik
    By ArzuNur in forum Islam'da çocuk
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 10.01.10, 20:45
  2. Babaların duası
    By yagmurdamlasi in forum İslam'da Aile hayatı,
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 03.08.09, 19:20
  3. En güzeli hangisi
    By BaRLa in forum Hikayeler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 27.06.09, 17:56
  4. Babaların En Güzeli (s.a.v.)
    By S€d@t-@sLn in forum Hz. Muhammed (S.A.V.)
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 02.11.08, 11:37
  5. Babaların En Güzeli (s.a.v.)
    By Konyevi Nisa in forum Sahabeden Ve Evliyaullahtan
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 25.09.08, 19:49

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •