Ağaçlara dizlerimi çizmek pahasına çıkmaktandalların ucundaki kırmızı elmalara uzanırken ki heyecanımdan vazgeçeceksem
Yağmurun yağmasına'çiçekleri büyütüyor' diye sevinmek yerine 'beni ıslattı' diye kızacaksam;
Kar tanelerinin usul usul yüzüme değmesiyle neşelenmeyecekyerde birikmesine sabırsızlanmayacaksam
avuç avuç soğuktan moraran ellerime aldığımda gülümseyerek seyretmeyeceksem;
Gökyüzünde ne çok yıldız olduğuna hayranlıkla bakmaktan vazgeçeceksemkanıksayacaksam her gün Güneş'in doğuşu ve batışını
bir tırtılın kelebeğe dönüşmesi beni şaşırtmayacaksa
balıkların nasıl olup da nefes almadan yüzebildikleriyle ilgilenmeyeceksem;
Soru sormayı bırakacaksam;
Toprağı karıştırmaktankuşları okşamaktan
kumdan kaleler yapmaktan
ellerim 'kirlenir' diye vazgeçeceksem;
Resim yaparken; dağların ardından gülümseyerek doğan Güneşbahçesinde çiçekler dolu
kapısından da ırmak geçen bir evi bütün renkleri kullanarak çizmek yerine
sadece karakalem çalışacaksam;
Düşler kurmayı bırakacaksam en olmazındanbulutların beni taşıyabileceğine en uzak diyarlara
Ay'ın sırf küçükler karanlıktan korkmasın diye doğduğuna
birgün çok zengin olup büyükler dahil bütün insanlara bayramlık elbise giydireceğime olan inancımı kaybedeceksem;
Anneciğimekaldırım taşlarının kenarlarından fışkırmışını ancak bulabilsem de
çiçek toplamayı unutacaksam;
Babacığıma gözlerini kapamasını söyleyip buruşuk da olsa kocaman kalpler çizdiğim kâğıtları büyük bir sürpriz heyecanıyla vermeyeceksem;
Ninemin elini öpüp kuru bir hatır sormayıonunla diz dize oturup saatlerce konuşmaya değişeceksem;
Bayramları haftalar öncesinden içim içime sığmayarak beklemektensebazı formaliteleri içeren
hattâ tatile gidip 'kafa dinlemek'(!) için bir fırsat olan sıradan günler gibi karşılayacaksam;
Sokakta bulduğum acıkmış yavru kediyi doyurmak için koşarak bakkala gidip tereddütsüz cebimdeki tüm parayla süt alamayacaksam ve o kedinin doyuşunu en az annesi kadar zevkle seyretmeyeceksem;
Yakar top oynarken küçüklerionlara belli de etmeden 'fasulye' yapıp
'vurulamazlar' listesine eklemeyeceksem;
'Büyük balık küçük balığı yutar' sözünü acımasızlığıma kılıf edip en çok tekrarladığım söz hâline getireceksem;
Mızıkçılığı dünyanın en kötü işi kabul etmeyeceksem;
Kandırıkçılığa çıkarlarım için başvurabileceksem;
İspiyonculuk duruma göre olabilir bir şey gibi görünecekse;
Fark olacaksa cebindeki paraya göre arkadaşlarım arasında;
Hergün yeni bir şeyler öğrenmekten vazgeçeceksem;
'Ben her şeyi bilirim' deyipnutuk atacak birilerini bulunca saatlerce hiç durmadan ve sıkılmalarını umursamadan konuşup onları aydınlatacaksam(!);
Küskünlüklerim birkaç dakikadan fazla sürecekse;
Önyargılarkorkular surlar örecekse etrafıma;
Uzanamayacaksam başkalarının dünyalarınadinlemeyi bilmeyeceksem duymak istediklerimden ötesini
görmeyeceksem görmek istemediklerimi;
Sabrım olmayacaksa haklı da olsam gerektiğinde susabilmeye;
Tahammülüm olmayacaksa başka renklere;
Rabbime her gece hiç bıkıp usanmadan beniailemi ve bütün insanları yılandan
akrepten
canavarlardan
bir de karanlıktan koruması için dua etmeyeceksem;
Cennetlerin güzellikleri anlatıldığında 'haydi öyleysebiz de oraya gidelim' deme cesaretini vicdanımda bulamayacaksam;
Ve yüreğim sadece bana iyilik edenleri içine alabilecek kadar küçüleceksebüyümek istemiyorum
çocuk kalmak istiyorum!... Hem de yaşım ne olursa olsun
hep çocuk kalmak istiyorum!...