Şimdi seni karşıma alıp, seninle konuşacağım. Zaten hep böyle yapıyorum sen gittiğinden beri ve olmadığın her sensiz anımda da böyleydi. Yine aynı dar zaman aralığında, yine aynı iki kişilik yalnız konuşmalarımdan birini yapacağım, ama bu sefer sana yüreğimin içindeki sızıyı anlatacağım, çok zaman geçti hala aynı, bir düzelme yok onda, sanki kendi istemiyor iyileşmeyi ve tüm tedavi yöntemlerini şiddetle reddediyor. Böyle acısıyla yaşamayı öğrenmeliymiş, öyle dedi, "sorarsa, ona da böyle anlat" dedi. Kendi adıma sorup, senin ağzından cevaplayacağım. Sonra, senin ağzından sorup kendim cevaplayacağım. Hem sen hem ben olacağım yine. Kendi sesimde senin sesini duyup, duymak istediklerini sana, duymak istediklerimi de, bana söyleyeceğim. Sen hiç duymayacaksın ama ben hep duyacağım ikimizin sesini. Sen burada yanımdasın yine eskisi gibi. İstediğin kadar uzakta ol, seni yitirmedim ben. Her gün her an yanımdasın. Demek ki oluyormuş, yalnızken tek başına değilim, sesin olmadan sesini duyabiliyorum, sen olmadan seni karşıma alarak konuşabiliyorum işte. Sen istediğin kadar uzaklara gidebilirsin artık. Hürriyet heykelini var git istediğin bir dağın en yüksek tepesine kondur ve seyret zaferini. BEN KENDİ DÜNYAMDA SENİNLE YAŞAMAYA DEVAM EDECEĞİM SONSUZA DEK....
Ve bunu hiç duyma sen, sessiz söylüyorum hatta içimden..Gelmeyeceğini bile bile beklemek bunun adı