SANA HASRET GÖNÜLLER
Sevgili ne kadar da hasretiz sana şu günlerde hasta olan beşeriyet ne kadar da özlüyor seni. Para mal ve makam hırsıyla yanan sineler paslı ruhlar hakikate kapalı gönüller senden gelecek esintilere ne kadar da muhtaç.

Kardeşlerim demiştin bize heyhat nerede kaldı kardeşliğimiz Sahip çıkamadık kanlı coğrafyalarda hasretle yardım bekleyen kardeşlere Filistin Irak Afganistan bizim Yusuf`umuzdu ve bizler Yusuf un abileri mahşer gününde nasıl hesap vereceğiz babamıza Yusuf u kurt mu yedi diyeceğiz?
Dünya senin şerefine yaratılmışken elinin tersiyle itip hasırlar üstünde yatan sevgili senin Karunların yoktu kendi ikliminde yetiştirdiğin yolunda her şeyini feda edecek Harunların vardı..Oysa bizim Karunlarımız var.Lüks içinde yaşayan açlıktan ölen kardeşlerine el uzatmayan Karunlar.
Ey Gül-i Rana sen gittikten sonra açıldı yaralarımız. Tiryaksız hastalıklar sardı günahlardan aciz düşmüş bedenlerimizi. Ukba hasretiyle yanan sinelerin yerini aldı dünya sevgisi. Yeryüzü bize mescit kılınmıştı oysa namazgâhımız biricik mabedimizdi dünya. Oysa ne kadar vurdumduymaz oldu insanlık ezanlarımıza karıştı sokaklara atılan yeni doğmuş bebeklerin çığlık sesleri.
ın biricik sevgilisi her ne kadar insanlık hastalığa tutulmuşsa da seni hakkıyla seven ümmetinde var. Bize her ne kadar uzak da olsa sana yakın oğlunu biliyoruz. Biliyoruz sen bırakmazsın bizi belki de geliyorsundur geceleri saçlarımızı okşayıp dayanın çoğu gitti azı kaldı diyorsun üstümüzü örtüyorsun belki de alnımıza o mübarek dudaklarınla sıcacık bir öpücük konduruyorsun Ey sevgili Ne Olur Bırakma bizi!!!!!